[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #20009  27-04-2010 17:35 GMT+2 saat  

ahmet





Tecrübe Puanı.: 0%
Ruh Hali: Belirtilmedi.
Mesaj
Şehir:
Ülke:
Meslek:
Yaş:
Facebook'ta Paylaş
Milletler Cemiyeti, 1. Dünya savaşı sonrası Dünya siyasetine yön veren büyük devletler tarafından 10 Ocak 1920’ de Cenevre’de kurulan ittifaktır.

Ünlü Wilson prensipleriyle tanınan Amerika Birleşik Devletleri’nin 28. başkanı Woodrow Wilson’ın fikri üzerine kurulan League of Nations (Milletler Cemiyeti ya da Cemiyet-i Akvam) bugün ki Birleşmiş Milletlerin atasıdır. Her ne kadar Woodrow Wilson’ın fikri üzerine kurulsa da, başkanın bütün çabalarına rağmen yapılan 3 oylamada da senatoyu ikna edememesiyle Milletler Cemiyeti’ne Amerika katılmamıştır.

Amacı, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş olmasından da anlaşılacağı gibi barış ve güven ortamını sağlamak olan Cemiyet-i Akvam, savaşçı politikalar karşısında etkisiz kalmış, gittikçe etkisini kaybetmiş ve 2. Dünya Savaşı’na engel olamamıştır.

Musul Meselesi’nde kurucu ve en etkili üyelerinden biri olan İngiltere’nin çıkarlarına hizmet etmiş olduğundan dolayı Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne uzun bir süre güven duymadı. Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne girmek istememesinin nedenleri arasında, Avrupa’ya çok yakınlaşarak SSCB’yi küstürmeme düşüncesi de vardır.

Daha sonraları İngiltere’nin Musul’u Irak’a bırakması ve Türkiye’nin dış politikada kullandığı “Yurtta sulh; Cihanda Sulh” ilkesi doğrultusunda uluslararası barışa katkıda bulunacağını göstermek isteyen Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne katılmak istemiştir.

Fakat Mustafa Kemal bu katılımın Cemiyet kurallarının gerektirdiği gibi bizim başvurumuzla değil, örgütün çağrısıyla olmasını istemektedir. Bu nedenle dönemin Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras’a bu konudaki kararını belirli bir program halinde uygulaması için direktifler verir.

Hazırlanan bu program gereği Tevfik Rüştü Aras, 12 Nisan 1932 tarihinde Cenevre’de toplanan Silahsızlanma Konferansı’nda bir konuşma yapar ve Türkiye’nin izlediği barışçı dış politikayı anlatır. Bir soru üzerine de şu noktayı özellikle belirtir: “ Eğer bu barışsever politika Milletler Cemiyeti’nin çatısı altında bir araya gelen ülkelerin uluslar arası kamuoyunca onaylanırsa, bu örgüte katılmaktan Türkiye onur duyacaktır.“ Ertesi gün İsviçre’nin etkin bir gazetesinde yayınlanan demecinde ise “Eğer Milletler Cemiyeti, Türkiye’yi katılmaya davet ederse, Türkiye Hükümeti bunu kıvançla kabul edecektir. “ demiştir.



Türkiye Dışişleri Bakanı’nın daha önce diğer devletlerden görülmeyen talebini içeren bu haberin doğruluk derecesini, bu talebin ayrıntılarını ve Türk hükümetinin yaklaşımını öğrenmek amacıyla Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri Sir Eric Drummond, Tevfik Rüştü Aras’ı makamına davet eder. Bu görüşmede Aras, haberin doğru olduğunu söylemiş ve şunları belirtmiştir: “Türk hükümeti oldukça uzun zamandan beri Milletler Cemiyeti’ne katılmaya kararlıdır. Ancak böyle bir işleme geçmeden önce çeşitli ülkelerle saldırmazlık anlaşmalarının hayata geçirilmesini ve bütçesinin dengelenmesini beklemiştir. Eğer örgütün genel kurulu tüm üyelerin katılımıyla Türkiye’yi davet etmeye karar verirse, bu davet karşısında Türkiye memnuniyetle olumlu cevap verecek ve Milletler Cemiyeti’ne üye olacaktır. “

Bu özel görüşmeden bir gün sonra, 15 Nisan 1932 tarihinde Milletler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı M. Comert, Dışişleri Bakanlığı, Milletler Cemiyeti Şube Müdürü Aptülahat Bey ile bir görüşme yapıyor ve Türkiye’nin bir davet gelmesi durumunda örgüte katılabileceği görüşünde olduğunu öğreniyor, davet beklemesi yerine Türk hükümetinin yasal yükümlülüklere uyarak gerekli başvuruyu yapması gerektiğini belirtiyordu.

Yardımcısıyla görüşen genel sekreter kendisinin de aynı görüşte olduğunu belirtiyor fakat Türkiye’nin cemiyete üyeliğinin hükümlerin delinmemesinden daha önemli olduğuna karar vererek ve “Türkiye’nin katılım biçimini görüşmek üzere” genel kurulu, 1 temmuz 1932’de özel olarak toplantıya çağırıyordu. Bu genel kurulda Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne davet edilmesini öneren tasarı oy birliği ile kabul edildi. Bu karar ile Türkiye Cumhuriyeti davet üzerine cemiyete üye olan ilk devlet oluyordu.

Türkiyenin Milletler Cemiyetine Katılış Süreci, Türkiyenin Milletler Cemiyetine Katılışı/white]

__________________
Çevirimiçi durumu