[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #19032  18-02-2010 19:08 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
Midas'ın Kulakları, Türk oyun yazarı Güngör Dilmen'in 1959 tarihinde 29 yaşındayken kaleme aldığı tek perdelik oyunun adıdır.

"Midas’ın Kulakları" ustanın ve Midas Üçlemesinin ilk oyunudur. Üçlemenin diğer oyunları "Midas'ın Altınları" ve "Midas'ın Kördüğümü" adlarını taşır.

Sinema Tiyatro dergisinin açtığı yarışmada birinciliği kazanarak,1959 yılında bu dergide yayımlanan ve ertesi yıl Istanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu’nda Yurdaer Erşan’in rejisiyle sahnelenen bu oyun,aynıyıl BatıAlmanya'nın Erlangen kentinde Üniversitelerarası Tiyatro Festivalinde başarıyla sahnelendi. 1961 yılındaysa Ankara Devlet Tiyatrosu’nca Atina’da sergilendi.

Daha sonraları Ferit Tüzün tarafından bestelenerek operaya da uyarlanan eser başlangıçta tek perde olarak yazılmıştı.Yazar ilerleyen yıllarda yaptığı eklemelerle oyuna şimdiki halini vermiştir. Oyunlarında tarih ve mitologyadan sıkça yararlanarak tiyatromuza Akad’ın Yayı, Kurban, Troya İçinde Vurdular Beni gibi eserler kazandıran Dilmen’in bu oyunda yararlandığı Frig mitinin konusuna göz gezdirelim:

Kral Midas bir gün Tmolos Dağı’nın yamacında dolaşırken Apollon ile Pan’ın yarıştıklarını ve bu yarışmaya yargıç olarak dağ tanrısı Tmolos’u seçtiklerini görür. Apollon’un lirini de Pan’ın flütünü de dinleyen Midas, flütün sesini çok beğenir.

Tmolos Apollon’a verir ödülü ama yarışmaya tanık olan Midas flütü daha çok beğendiğini söyleyince Apollon Midas’ın kulaklarını uzatıp eşek kulağı haline getirerek intikamını alır ondan.

Midas eşek kulaklarını sivri külahı ile bir süre saklarsa da saçını sakalını her gün tıraş eden berberin görmesini engelleyemez.Berber kimseye açmadığı bu sırdan kurtulabilmek için toprağa bir delik kazar ve içine eğilerek “Midas’ın kulakları eşek kulaklarıdır.” diye fısıldar ama kazma vurduğu yerin çevresindeki otlar, kamışlar yel estikçe dile gelerek “Midas’ın kulakları eşek kulaklarıdır.” Diye yankılanmaya başlarlar.

Göngör Dilmen’in hareket noktası olarak aldığı bu Frig miti oyunun yalnızca bir bölümünü oluşturuyor. Yazarın elinde hacim kazanan bu öykü oyun ilerledikçe Midas’ın gülünç dramına dönüşüyor.

Mitte kişiliğinden bahsedilmeyen Kral Midas, oyunda karşımıza egoist, gururlu biri olarak çıkıyor. İki tanrının yarışına yargıç olarak seçilmiş ve bundan mutluluk duymaktadır. Bu yolla tanrılar katına yükseldiğini düşünmektedir. Zaten oyunun teması ve Kral Midas’ın trajik hatası bu noktadan doğuyor; hem gururlu, erişilmez tanrılar katında bir kral, hem de halktan yana görünmeye çalışan bir kişiliktir Midas ve bu tavrı yüzünden kendisine ve etrafına yabancılaşacaktır oyun ilerledikçe. Midas’ın sırrını açık ederek olaylar dizisinin ikinci kısmını başlatan berber ise bir kilit karakter olmanın yanında oyunun komiğinin de büyük kısmını üstlenen bir karakter. Halk tavrının tek bir kişide yoğunlaştırılmış hali gibi; meraklı, heyecanlı ve Kral karşısında birey olarak çaresiz.

Güngör Dilmen'in "Midas'ın Kulakları" adlı sahne eserinin Kültür bakanlığı tarafından basılmış Fransızca ve Almanca baskılarının ön kapakları bir arada görülüyor.Oyunun başında yaptıkları sanat için sanat, toplum için sanat tartışmasıyla oyundaki duruşlarını belli eden tanrılardan Apollon elit kesimin, Pan ise halk kesiminin temsilcisi gibi duruyor. Pan’ın bütün şen şakraklığına karşın Apollon gururlu ve hiddetli bir tanrı. Yenilmeyi hazmedemeyip Midas’ı cezalandırması da bu yüzden.

İçine tanrıların, satirlerin, kadınlar korosunun girdiği oyunun büründüğü neşeli, masalsı havayı dilin şiirselliği pekiştiriyor.Klasik dramatik yapı ile serim,düğüm,çözüm şeklinde gelişen oyunun dili ve yarattığı kıpır kıpır atmosfer, Antik-Yunan komedyalarını hatırlatıyor. Tutkunun sürüklediği, felakete doğru yol alan Kral Midas’ın hikâyesi, bu perspektiften bakıldığında 40 yıldır etkisini kaybetmeyen -ve kaybedecek gibi gözükmeyen- bir siyasi hicvi de içeriyor. Bkz. Kamışların sesi kesildikçe, duvarlar konuşmaya başlar.



kral midasın kulakları efsanesi

heykeli



Bir ikinci efsanede;Birgün Kral Midasın adamları Sarayın yakınlarındaki gül bahçelerinde yaşlı Silenos u buldular.Dionisosu ararken yolunu kaybetmişti. Silenos herzamanki gibi zilzurna sarhoştu. yine ağaçların arasında sızıp kalmıştı. Midasın adamları tepeden tırnağa güllerle süslediler onu, sonrada Krala götürdüler. Midas güler yüzle karşıladı silenosu tam 10 gün 10 gece ağırladı. yedikçe yedi Silenos içtikçe içti. sarhoş oldu. Şarkılar söyledi sızdı ayıldı... onuncu günün sonunda da Frigya kralı elinden tutup tıpış tıpış Dionisosun yanına getirdi onu...



Dionisos, Silenosa yeniden kavuştuğuna öyle sevindi,öyle sevindi ki Midas dile benden ne dilersen dedi. Kral hiç düşünmeden Aman Dionisos diye cevap verdi.Her dokunduğum altın olsun başka bir şey dilemem ,Tanrı bu dileğini yerine getirdi onun,Ama akşam olunca yemekte başına
neler geleceğini düşündükçe kıs kıs güldü. zavallı Midascık... karnı acıkıpta sofraya oturunca ne
kötü bir dilekte bulunmuş olduğunu anladı. Ağzına her götürdüğü şey altına dönüveriyordu. Ekmeğimi tuttu,al sana altın bir ekmek, Elmaya mı dokundu,işte sapsarı kaskatı bir elma...



Hemen Dionisosa koştu Midas. Yalvardı yakardı ne olursun bu büyüyü boz diye gözyaşı döktü.
Dionisos git de Paktolos ırmağında yıkan, o zaman büyü bozulur diye cevap verdi.Frig Kralı Paktolos ırmağına koştu hemen , bir güzel yıkandı. Ondan sonra Sarayına dönüp tıkabasa yedi içti...Şimdi onun yıkandığı ırmağa bakanlar Altın kum tanecikleri görürler sularda...

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu