[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #17692  04-10-2009 20:39 GMT+2 saat  

Can


Admin


Tecrübe Puanı.: 100%
Ruh Hali: Neutral
Mesaj 5381
Şehir: Huzuristan
Ülke:
Meslek: Webmaster
Yaş: 33
Facebook'ta Paylaş
Atatürk ün Arkeolojiye Verdiği Önem

ArkeoLog ATATÜRK..Atatürk'ün ArkeoLog oLarak ÇaLışmaLarı

Atatürk ve Arkeoloji

Alıntı:
"Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşanmış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanıma ve sahip olmaktan geçer."


Mustafa Kemal ATATÜRK

Konya gezisinde devrin başbakanı İsmet İnönü'ye çektiği telgraftan;
Alıntı:
21 Şubat 1931 Konya- Gazi Mustafa Kemal

Telgraf

Başmüvekkil İsmet Paşa Hazretlerine

(Orijinal Metin)

Son tetkik seyahatlerimde muhtelif yerlerdeki müzeleri ve eski sanat ve medeniyet eserlerini de gözden geçirdim.

1.İstanbul'dan başka Bursa, İzmir, Antalya, Adana ve Konya'da mevcut müzeleri gördüm. Bunlarda şimdiye kadar bulunabilen bazı eserler muhafaza olunmakta ve kısmen de ecnebi mütehassısların yardımiyle tasnif edilmektedir. Ancak memleketimizin hemen her tarafında emsalsiz defineler halinde yatmakta olan kadim medeniyet eserlerinin ilerde tarafımızdan meydana çıkarılarak ilmi bir surette muhafaza ve tasnifleri ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden pek harap bir hale gelmiş olan âbidelerin muhafazaları için Müze Müdürlüklerine ve hafriyat işlerinde kullanılmak üzere (Arkeoloji) mütehassıslarına kat'i lüzum vardır. Bunun için Maarifce harice tahsile gönderilecek talebeden bir kısmının bu şubeye tahsisi muvafık olacağı fikrindeyim.

2.Konya'da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle büyük bir harabi içinde bulunmalarına rağmen sekiz asır evvelki Türk medeniyetinin hakiki mimari şaheserleri sayılacak kıymette bazı mebani vardır. Bunlardan bilhassa Karatay Medresesi, Alâeddin Câmii, Sahip Ata Medrese Camii ve Türbesi, Sırçalı Mescit ve İnce Minareli Cami derhal ve müstacelen tâmire muhtaç bir haldedirler. Bu tâmirin gecikmesi ve âbidelerin kâmilen indirasını mucip olacağından evvelâ asker işgalinde bulunanların tahliyesinin ve kâffesinin mütehassıs zevat nezaretiyle tâmirinin temin buyurulmasını rica ederim.
K.ATATÜRK





Atatürk, Konya müzesi ziyaretinin intibaları müze defterinde. 21 Şubat 1937


Atatürk Alacahöyük kazılarında

Türkiye de arkeoloji yapacak yetişmiş insan olmadığı için devlet bursuyla yurt dışına öğrenciler gönderilmesini ister. Bu gönderilenler Atatürk ün yüzünü ak çıkarırlar.

Ekrem Akurgal, Sedat Alp, Arif Müfit Mansel, Halet Çambel, bu dönemin bursiyerleridir.

Atatürk, bu topraklarda yaşamış eski uygarlıkların, belgeler bulunarak incelenmesini ister. Bunun gerçekleşmesi için, 15 Nisan 1931 yılında Türk Tarih Kurumu'nun kurulmasını sağlar. Kendinden sonra bu çalışmaların sekteye uğramaması için mirasının büyük bir bölümünü, araştırmalarda ve kazılarda kullanılmak üzere bu kuruma bırakır.


1935 yılı yaz aylarında,Milli Eğitim Bakanlığı'nın talimatıyla Avrupada arkeoloji okuyan ve tarih okuyan öğrencilerin iki ay süreyle Türkiye de kazılara katılma talimatı geldi. Berlin'den Halil Demircioğlu ve Sedat Alp ile Paris'ten Halet Çambel Orta Anadolu'da Türklerin idare Hitit kazılarına, Ekrem Akurgal ise Batı Anadolu antik çağ kazılarına katılma emrini aldılar.

İki ay süreyle bütün Batı Anodolu'yu ve müzelerini bir arkeoloji öğrencisi olarak böylece ilk defa gezme fırsatını buldum.


Çok yararlı bir gezi oldu ve bana ileride yapacağım çalışmalar için, ilk düşüncelere girişmemi sağladı.

Ord. Prof. Ekrem Akurgal ( Bir Arkeologun Anıları, TÜBA-1999 )

Türkiye de eski çağ tarihi ve arkeoloji bilimleri, ortaya çıkışlarını ve gelişmelerini Atatürk e borçludur.
Ord. Prof. Ekrem Akurgal

5 Mayıs 1935 Atatürk, bir heyetle Ankara yakınlarındaki Ahlatlıbey kazılarını ziyareti

1930 yazında Yalova'da Afet İnan'a söylediklerinden alıntıdır.

... "Çamurdan tuğla, çanak çömlek ilk insanın yaptığı eserler dendir. Hayvanları ehlileştirmek onlardan muhtelif suretlerle istifade etmek, hayvanları sürüler halinde bulundurmak, insanların ilk yaptığı işlerdendir. Ziraat de böyledir. Bundan başka insanlar bulundukları mıntıkaya göre ker¤¤¤ten, tuğladan veya taştan binalar yaptılar. Kanallar açarak bataklıkları kurutmak, muhtelif tarzda sulama usulleri de insanların ilk buldukları şeylerdendir. Güneşi ve yıldızları müşahede sayesinde takvimin esasını koyan, tabiatın en büyük kuvvet olduğunu keşfeden binlerce sene evvel yaşamış eski insanlardır. Gemi inşa eden ve denizlerde dolaşmak kabiliyetini de gösteren, ticaret etmesini öğrenen bu insanlardır. Bütün bu saydıklarımız dünyada ve bütün beşeriyette ilk medeni eserlerdir..."


Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Millî Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip ile Ankara Ahlatlıbel'de arkeoloji çalışmalarını izlerken (5 Mayıs 1933)

Veliahd Vahdettin ile birlikte Almanya'ya gittiğinde ise, Atatürk Berlin Müzesi'ni ve Pastdam Sarayını gezmiş ve incelemiş; Pergamon Müzesi'ndeki Zeus Tapınağı'nın kendisini ne kadar etkilediğini ve Türkiye'den kaçırıldığı için duyduğu üzüntüyü,sonraki yıllarda, Topkapı Sarayı Müzesi'nin kuruluş çalışmalarını denetlerken,Tahsin ÖZ'e anlatmıştır.

1927 Yılında Sultanahmet ve civarını gezer. Arkeoloji Müzesini ve Topkapı Sarayı Müzesini ziyaret eder. Henüz ziyarete kapalı olan Hırka-i Saadet Dairesini açtırarak ziyaret eder. Padişah portrelerini tek tek inceler.

1929 Eylül'ünde Sultanahmet Cami restorasyonunu inceler ve onarımın çabuklaştırılmasını ister. Bu arada Ayasofya'nın harap ve perişan hali dikkatini çeker. Kubbesinde güvercinler uçuşmaktadır. Avlusu parsellenmiş, kahvehane olarak işletilmektedir.

Binayı hemen Maarif Vekaletine bağlatarak Müze olmasını sağlar. "...Ehli salip artıklarının her devirde tamahını çeken Ayasofya'yı müze yapıp ilim alemine hediye ediyoruz" der.

Atatürk Topkapı Sarayını defalarca ziyaret etmiştir. Son ziyaretini gerçekleştirdiği 1934 yılında, kütüphanede Piri Reis'in Amerika haritasını görünce, bunlar gizli olmamasını, dünyaya ve özellikle Amerika'ya gösterilmesini ister.

Çeşitli Tarihlerde İncediği Ören Yerleri.

Alacahöyük,

Gavurkale,

Ahlatlıbel

Pegamon




Atatürk'ün emriyle ve kurduğu Türk Tarih Kurumunun desteğiyle, Ankara civarındaki Uygarlık Merkezlerinde kazı ve araştırmalar yapılır

1933 yılında Ankara'ya 16 Km. uzaklıktaki Ahlatlıbey kazıları gerçekleştirilir. Bakır Çağı ve Hitit Devirleri incelenir.

1933 yılında Ankara'ya 60 Km. uzaklıktaki Karalar kazılarında Galatlar incelenir.

1934 yılında Göllüdağ, Alacahöyük kazıları başlatılır.

1937 yılında Ankara Kalesi, Çankırıkapı, Pazarlı, Etiyokuşu/Çubuksuyu kazıları başlar.

1930 lu yıllarda Trakya Bölgesinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Muavini Dr. Arif Müfit Mansel başkanlığında Araştırma ve Kazılara başlanır. 700 Tümülüs tespit edilir.

Mansel'in Vize kazısına hastalığı nedeniyle gidemeyen Atatürk, buluntuları hasta yatağına getirtip incelemiş ve Kazılara devam ediniz, memleketimizin kültür zenginliklerini daha çok bulacaksınız demiştir.


Ord. Prof. Arif Müfit Mansel'in Trakya araştırmaları, günümüz arkeologlarına hala ışık tutmaya devam etmektedir.



Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Millî Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip ile Ankara Ahlatlıbel'de arkeoloji çalışmalarını izlerken (5 Mayıs 1933)

Bu kazılarda Atatürk Cumhuriyetinin ilk Arkeologları, Tarihçileri, Sanat Tarihçileri, Filologları, Antropologları çalışır.

Bu kazılarda, Alacahöyük'te, Hamit Zübeyr Koşay ve Remzi Oğuz Arık tarafından 22 Agustos 1935 te, Ankaranın simgesi olacak meşhur "GÜNEŞ KURSU" bulunur.

Atatürk, 1935 yılında Yalova deniz köşküne çağırdığı Afet İnan ve TTK Başkanı Hasan Cemil Çambel'e (Prof. Halet Çambel'in babası) 10 maddelik bir direktif dikte ettirir.

. Her türlü kültürel ve arkeolojik belgelerin toplanma, koruma, restorasyonu için yeterli tedbirlerin alınması, gerekli kurumlarla işbirliği, yerel çevrelerin duyarlı olmaları, yalnızca kazıların yeterli olamayacağı, buluntuların restorasyon görerek korunmaları...


10 Maddelik direktifi

1- Her türlü tarihi vesika, malzeme ve abideleri bulma, toplamak ve muhafaza ve restore etmek,

2- Memleket içinde ve dağınık bir halde açıkta duran tarihi eserleri tahrip olunmak, çalınmak, satılmak, ziya'a uğramak ve zamanla kendi kendine harap olmak tehlikesinden masun bulundurmak için hükümetçe bütün tedbirler alınmak,

3- Hükümet otoritelerinin ve belediyelerin yakın ilgi, takip ve mesuliyetleri altında Cumhuriyet Halk Partisi'nin Halk Evleri'ne ve parti organlarına açtıracağı sürekli ve usanmaz bir propaganda faaliyeti ile ve Basın Yayın Umum Müdürlüğü nezareti ve takibi altında günlük gazete ve mecmualarda yaptırılacak sürekli, tesirli, popüler neşriyatla, bu milli tarih mallarının asıl sahibi ılan Türk halkına muhafaza ettirmek,

4- Gerek içeride ve gerek dışarıdaki müzeler ve kütüphanelerde mevcut eski esrlerin ve tabloların kopyalarından koleksiyonlar vücuda getirmek.

5- Ankara, İstanbul, Bursa İzmir, Edirne de muayyen devirlere ve kültürlere ait eserleri topla¤¤¤¤¤ bu şehirleri büyük üslupta birer eski esrler ve abideler merkezi haline koymak,

6- Ecnebi tarih ekspedisyonların büyük sermayelerle başardıkları kazıları, ileride mali kudretimizin vüs atlı zamanında yapmak üzere, şimdilik, küçük mikyaslarda kazılar tertibi ile arkeolojik ve antropolojik araştırmalar ve keşifler yapmak,

7- Memleket içinde ve dışındaki mühim kazı ve keşif yerlerine seyahatler tertip ederek, bulunan tarihi eserler ve abideler üzerinde ilmi tetkikler yapmak, ( Bu kabsamda Afet İnan, 1933 yılı sonbaharında Yunanistan, Mısır. Filistin ve Suriye de arkeolojik incelemeler yapmış ve dönüşünde bu ülkelerdeki çalışmaları Atatürk e anlatmıştır)

8- Hükümete düşen işleri, bu projeleri uygulamakla görevli komisyonların Hükümet nezdinde takip etmeleri,

9- Yabancı bilim müesseleriyle ve otoriteleriyle, mütehassıslarla işbirliği kurmak,

10- Kültür Bakanlığının verimli yardımını, işbirliğini sağlamak.

Bu gibi fikirleri hala güncelliğini korumaktadır.

Tarih:1993-12-26



16 Kasım 1937, Atatürk Diyarbakır Urfa Kapısının işlemeli demir kapılarını inceliyor

Aşagidaki mektup Amerikan Arkeoloji Enstitusu Baskani James
Russel'in gectigimiz aylarda Ankara'da 15incisi duzenlenen
"Uluslarasi Kazi, Arastirma ve Arkeometri Sempozyomu" ile ilgili
izlenimlerini anlatmakta.

Bu mektup Amerikan Arkeoloji Enstitusunun
yayin organi olan "Archeology" dergisinin Eylul-Ekim sayisinda
yayinlandi.

Turkiye, bildiginiz gibi, arkeolojik açıdan dunyanin en zengin
ülkelerinden biri. Genelde Turkiye'de pek kamuoyuna ve basina
yansımamasina ragmen, geçtigimiz yillarda ülkemizde
gerceklestirilen bir çok kazı insanlık tarihinin bilinmeyen çesitli
yönlerine açiklık getirdi. Hatta, bu kazılardan bir kısmı,
kelimenin tam anlamı ile, medeniyet tarihinin yeniden yazılmasina
neden oldu(mesela Çatalhöyük).

Turk Arkeologlar genelde Turk bilim adamları arasında
uluslararasi düzeyde en iyi tanınan gurubu oluşturmaktalar. Bu her
nekadar Türkiye'nin bulundugu cografyanın dogal bir neticesi gibi
görünmekle beraber, bence esas neden özellikle Cumhuriyetin ilk
yıllarında bizzat Atatürk'un teşvikleri bu konuda bir çok
profesyonelin yetişmiş olmasıdır. 1920 ve 1930'larda yurtdısına
(Almanya'ya) doktora için gönderilen ögrenciler, ve daha sonra
ikinci dünya savası sırasinda Türkiye'ye sıgnınan Alman profesörler
Türkiye'de güçlü bir arkeoloji temelinin oluşmasını saglamışlardır.

Bu mesaj Can tarafından düzenlendi (04-10-2009 20:51 GMT+2 saat, ago)
__________________

FORUMUMUZ VE LİNKLERİMİZ HERKESE AÇIK! BİZE DESTEK VERENLERE TEŞEKKÜRLER!
HER TÜRLÜ KONUDA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK http://www.facebook.com/huseyincancalisan

LimeWire Çalışan Sorunsuz Sürüm Burada!
İnternet Download Manager 5.19 Full Crack % 100 Çalışıyor Denendi
TIKLA İNDİR!!
Kullanıcın Sayfasını Ziyaret Et Gender_Bay Çevirimiçi durumu