[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #17419  24-09-2009 12:55 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
çocuğum okumak istemiyor.
okumayı sevmiyor
neden okumak istemiyor
yazı yazmak istemiyor
ödevini yapmıyor
neler yapmalıyım
gibi bir çok soru sorarlar aileler..

Çocuğunuzun sağlık durumu ile yakından ilgileniniz. Hastalıkların bir kısmı, çocuğun hayat enerjisini önemli ölçüde azaltarak onu dermansız bırakabilir. Bir kısmı ise, doğurdukları devamlı acılar yüzünden çocuğun okul başarısına etki ettiği gibi, bazı rahatsızlıkların bilinmemesi veya tedavi ettirilmemesi bir takım uyumsuz davranışların sebebi olacaktır.


*Çocuğunuzu kahvaltı etmeden veya yemek yemeden kesinlikle okula göndermeyiniz. Orta öğretimdeki çocuk, hızlı bir büyüme ve gelişme dönemindedir. Yemeğini zamanında yediriniz ve bu konuda titiz olunuz.


*Çocuğunuzun kılık kıyafetine özen gösteriniz. Kıyafetinin okul kurallarına uymasına ve temizliğine dikkat ediniz.


*Çocuğunuzun derslerinin ve davranışlarının daha iyiye yönelmesi için öğretmenleri ile sıkı işbirliği kurunuz. Veli toplantılarına mutlaka katılınız.



*Çocuğun yaşamındaki en etkili çevre aile çevresidir. Çocuk yaşamında en etkili örnekleri ailesinden alır. Anne baba olarak tüm davranışlarınızla örnek olunuz.



* Çocuğunuzu iyi tanıyınız. Çocuklardan yapamayacağı şeyler istemeyiniz, beklemeyiniz. Onları yeteneklerinin üstünde başarı göstermeye zorlamayınız.


*Çocuğun her istediğinin yerine getirilmesi, ona her istediği şeyi yapabileceği, elde edebileceği kanısının verilmesi veya tam tersi olarak isteklerinin çok sınırlandırılması, hiç yerine getirilmemesi çeşitli uyumsuz davranışlar geliştirmelerine neden olacaktır. Bu konuda titiz olunuz.


* Çocuğunuza yeteri kadar harçlık veriniz. Harçlığını mümkünse aylık veya haftalık olarak toptan veriniz. Böylece kendini yönetmeyi öğrenecek ve sorumluluk kazanacaktır.


*Çocuklarınızı başka çocuklarla ve kardeşleriyle mukayese etmeyiniz. Her insanın sahip olduğu nitelikler farklıdır. Onları olduğu gibi kabul ediniz.


* Çocuklarınızı korkutmayınız. Fazla baskılardan, bedeni cezalardan ve olamayacak sınırlamalar koymaktan sakınınız.


*Çocuklarınızın belli davranışları için anne baba olarak değişik davranışlar göstermeyiniz. Aynı şekilde davranınız.


* Çocuklarınıza iyi notların yanında zayıf not almasının da normal olduğunu ve çalışmakla durumun düzeltilebileceğini telkin ediniz.

* Çocuğunuzun okul yaşantısı ile ilgileniniz, anlattıklarını dinleyiniz.


*Çocuğunuzun okul dışındaki arkadaşlarını kontrol ediniz.


* Çocuğunuzun okul ve öğretmenler hakkında şikayetleri olursa onu dinledikten sonra, okul yönetimi ve öğretmenlerle görüşünüz.


* Çocuğunuzun sınıf, şube, okul numarasını ve ders öğretmenlerini iyece öğreniniz. Öğretmenlerle yapacağınız görüşmelerde çocuğunuzun kusurlu taraflarını hiç çekinmeden söyleyiniz.

* Ders çalışırken çocuğunuzu ev işi, çarşı, pazar işi için kaldırmayınız.


*Çocuğunuzun mümkün olduğu kadar sosyal yaşantılar içinde olmasını sağlayınız. Okul ve çevresindeki sosyal faaliyetlere katılmasına izin veriniz.

*Çocuğunuzu sık sık eleştirmeyiniz. Hele bunu başkalarının yanında asla yapmayınız. Onun aşağılık duygusuna kapılmasını önleyiniz.


*Beğendiğiniz, takdir ettiğiniz taraflarını söyleyiniz. Kendine güven duymasını sağlayınız.


* Çocuklarınız arasında ayırım yapmayınız. Çocukları kıskandırmayınız. Hepsine sevgi ve ilgi gösteriniz.


* İçinde bulundukları yaşlarda arkadaş çocuğunuz için çok önemlidir. Arkadaşı olmasına ve iyi arkadaşlar seçmesine yardımcı olunuz.


* Televizyon izlemede çocuğunuza iyi alışkanlıklar kazandırınız. Sürekli TV izleme çocuğunuzun başarısını olumsuz etkiler. Ancak bunu zor kullanarak değil, ikna ederek gerçekleştiriniz.


* Bilmediklerini çekinmeden ders öğretmenlerine sormaları gerektiğini anlatınız.


*Anne baba arasındaki ilişkilerin şekli çocukları büyük ölçüde etkiler. Çocuklar yanında yapılan tartışmalar, kavgalar onların mutsuz, güvensiz ve endişeli olmasına neden olur. Sorunlarınızı çocukların yanında konuşmayınız, münakaşa etmeyiniz.


*Çocuğunuzun çeşitli sorunları için sınıf ve rehber öğretmenlerine başvurunuz. Başvurmasını sağlayınız.


*Çocuğunuzun evde ders çalışmasını kontrol ediniz. Ancak sürekli şekilde "ders çalış" ikazı olumsuz etki yapmaktadır. Ona güvendiğinizi belli ederek uyarınız.



* Çocuğunuzun okula devam durumunu yakından izleyiniz. Bu konuda ilgili müdür yardımcısından bilgi alınız.



*Çocukluktan yetişkinliğe ulaşan genci önce bir insan olarak kabul edin. Ona sevgi ve saygı gösterdiğinizi belirtin.



*Gençlik çağına özgü biyolojik ruhsal ve toplumsal değişme ve gelişmelerin gencin davranışlarına yansıdığını bilin. Gençlik çağının fırtınalı ve zor olduğunu göz önünde tutun.



*Gence bol bol öğüt verme yerine, örnek davranışlar yapın ve örnek davranışlar bulup gösterin.



*Gencin tutum ve davranışlarına biçim ve yön verirken "ben gençliğimde" diye başlayan konuşmalardan kaçının.


*Gençlerle yapılan konuşma ve tartışmaları onları korkutarak ve yıldırarak kesmeyin.


*Konuşma ve tartışmalar sırasında gencin doğru düşündüğü, gerçeği bulup söylediği durumlarda ona hak verin, düşünce ve önerisini gerçekleştirmek için yardımcı olun.


*Aile ve evle ilgili konularda ve sorunlarda gencin düşünce ve önerilerini alıp, onunla konuşup tartışmaktan çekinmeyin.


*Gencin yaşamı, giyinişi, süslenmesine ilişkin karar alırken durumu gençle tartışmak yerine onun düşünce ve önerilerine anlayış ve saygı gösteriniz.


*Benci denetlemek, engellemek ya da ödün, ödül vermek için tutarlı davranın, kimi kez ödüle değer bulduğunuz bir davranışı başka bir zaman kötüleyip yermekten kaçının.


* Gencin davranışları karşısında serin kanlı olun. Kırıcı, sert, yıkıcı davranışlarda bulunmayın.


*Her davranışın bir "sebebi", bir "amacı" vardır. Birey her davranışını bedensel, ruhsal ve sosyal

yaşamında bir denge sağlamak için yapar. Çocuğunuzda görülen olumsuz davranışların, başarısızlıkların da bir sebebi vardır.bunları ortadan kalkması dayak ve ceza ile değil, bunları doğuran sebeplerin ortadan kalkması ile mümkündür.


* Çocuklarınıza karşı sabırlı, soğukkanlı ve anlayışlı olunuz. Doğal olarak onlar hata yapacaklardır, kusurları ve kötü hareketleri olacaktır. Çocuklar düşündüğünüz, istediğiniz gibi tavır ve davranışlar göstermiş olsalardı aile okulda "EĞİTİM" denen şeye gerek kalmazdı.

Öfkeniz durulduktan sonra okulu arayarak çocuğunuzun öğretmeni ile görüşün; okul, bürokratik hiyerarşi sistemi ile yönetilir. Eğer sorun sınıf ortamında yaşanmışsa önce öğretmeni arayarak söylediklerini dikkatle dinleyiniz; açıklamaları sizin için yeterli değilse o zaman okul müdürünü arayarak, sınıf öğretmenin de bulunacağı bir görüşme talep ediniz.



2. Kırıcı olmamaya çalışınız. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu ve Kaynaştırma Eğitimi konusunda bilginiz arttıkça, zaman zaman rahatsız edici durumlarla karşılaşırsınız. Örneğin; çocuğunuzun öğretmeni, yeni araştırmalarla tersi ispatlanmış bilgilere atıf yapabilir. Bazı öğretmenler yeniliğe ve bilgi akışına açık olmalarına karşın bazıları bu konuda alınganlık gösterebilir. O zaman çocuğunuza yardımcı olabilmek için başka yollar denemelisiniz.





3. Kendinizin ve karşınızdakilerin kullandıkları sözcüklere dikkat gösteriniz. Çocuğunuzun öğretmeni anlamadığınız bir sözcük kullandığında açıklama isteyin. Kimi zaman farklı kişiler aynı sözcüklere farklı yorumlar getirirler ve bu da yanlış anlaşmalara yol açar. Aynı lisanı konuşmadığınız kişilerle bir anlaşmaya varmanız zordur.



4. Kendinize "Bu sorunu kim çözebilir?" sorusunu sorunuz. Bir sorunu çözmek için girişimde bulunmadan önce bu sorunun cevabını verebilmelisiniz. Eğer çocuğunuzun öğretmeni, çocuğunuzun sorunlarına çözüm getiremeyeceğini ifade ederse o zaman müdür, rehberlik öğretmeni, okul psikologu ya da okulda bu konuda bilgi ve yetki sahibi birisi ile bir toplantı önerip, öğretmene yardımcı olmalarını sağlayabilirsiniz.



5. Bir plan yapınız. Çocuğunuz için uzun vadede ve kısa vadede istediklerinizin bir listesini yaparak, bir hareket planı geliştiriniz. Planınızı bir takvime uygulayınız. Kendinizi bir yöntem uzmanı olarak görünüz. Bir sorunu çözümlemek için önce sorunu tanımlamak sonra olası çözümler için kafa yormak, en başarılı olacağını düşündüğünüzü seçmek ve çözümü denemek gerekir. Eğer bir çözüm işe yaramazsa o zaman bir ikincisini olmazsa bir üçüncüsünü denersiniz. Kararlı, planlı hareket ederek kendinizi amacınıza odaklayınız.





6.Yaptıklarınızı kağıda dökerek, saklayınız. Eğer birden fazla çocuğunuz, işiniz, eviniz, gönüllü bir göreviniz ve bir kaç tane de hobiniz varsa, çocuğunuzun öğretmeni ile en son ne zaman konuştuğunuzu, nelerden konuştuğunuzu ve ne kararlar aldığınızı hatırlamak zordur. Neler yaptığınızı yazarak hatırlayınız.





7. Öğretmenlere teşekkür etmeyi unutmamalısınız. Veli-öğretmen görüşmelerinin ertesi günü bir teşekkür notu gönderebilirsiniz. Görüşme iyi gitmemiş bile olsa, öğretmene size ayırdığı zaman için teşekkür edebilirsiniz. İletişim kanallarını daima açık tutmak çocuğunuzun yararına olacaktır.



8. Kendinizi bilgilendirin. Çocuğunuzun sınıfı, kanunlar ve "özel eğitim gerektiren çocukların hakları" konusunda araştırma yaparak bilgi sahibi olunuz. Çocuğunuzun öğretmeni ile en uygun görüşme zamanı, bir sorun yaşanmadan öncedir. Okul yılı başında öğretmenle arkadaşça bir ilişki kurunuz. Okulda yapılan toplantıların hepsine katılınız. Bu toplantıların sıkıcı olduğu doğrudur ama toplantılar sırasında başka hiçbir yerde öğrenemeyeceğiniz bilgiler edinirsiniz. Okul yönetimi ile konuşarak özel eğitim gerektiren çocuklar için ne gibi yatırımlar yaptıklarını, yapacaklarını öğreniniz.

9. Diğer velilerle dayanışma içinde olunuz. Başkaları ile benzer sorunları paylaştığınızı bilmek, kendinizi iyi hissetmenize neden olacaktır. Anne baba olmak çok zor bir iştir. Farklı bir çocuğa sahip olmak çok çok zor bir iştir. Çocuğunuzun güçlü yanları olduğunu, dünyayı farklı olarak algıladığını, değişik bir bakış açısı olduğunu, duygularının kimi zaman çok güçlü olduğunu ve kendine özgü merakları olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız.



Başkalarının çocuklarınız hakkında yaptığı olumsuz eleştirileri en iyi karşılama yöntemi; eleştiriyi cevaplarken karşınızdakinin söylediği olumsuz düşünceyi olumlu hale getirmektir. Örneğin; eğer birisi size çocuğunuzun çevre edinemediğini söylerse ona şu karşılığı verebilirsiniz, "Evet. Oğlum her zaman bağımsız ve kendine yeten bir çocuk olmuştur." Bir başkası çocuğunuzun inatçı olduğundan söz ederse, o zaman da "Her zaman kararlı ve ne istediğini bilen bir çocuk olmuştur" diyebilirsiniz. Eğer birisi tutup da çocuğunuzu "garip ve acayip" olarak tanımlarsa, sizde ona "Evet. Çocuğumun yaratıcı ve hayal gücü olan bir çocuk olduğunun farkındayım." demelisiniz.





Çocuklarının yarım kalmış projelerine gömülmüş olarak yaşayan anne babalar vardır çünkü çocukları ne yapılması gerektiğinden ziyade nasıl yapılacağı ile ilgilenirler. Bazı evlerde tek bir tane işleyen el feneri yoktur çünkü çocuklar nasıl yapıldığını anlamak için el fenerini son vidasına kadar sökmüştür. Bu çocukların anne babaları ile ahbaplık kurunuz, yalnız olmadığınızı anlamak sizi rahatlatacaktır.





10. Çocuğunuzun iyi öğrenim görmesinin size bağlı olduğunu anlamalısınız. Çocuğunuzun öğrenimi için en önemli kişi onun hayatındaki en önemli kişidir; bu da sizsiniz. Çocuğunuza bol bol kitap almalısınız. Ama kitapları onun eline verip okumasını söylemeyin. Kitapları görebileceği yerlerde el altına koyun, er geç ilgisini çekeceklerdir. Değişik radyo kanallarını ve televizyon kanallarını izleyerek, onu değişik kültürler, inanışlar ve fikirlerle tanıştırın. Aile bütçenizin sizi kısıtlamasına izin vermeyin, yaratıcılığınızı kullanmalı ve kaynaklarınızı diğer ailelerle paylaşmalısınız.





Çocuğunuzla sohbet edin. Onunla konuşurken sorularına kısa ve öz cevaplar vermeye çalışın. Çocuğunuzun her anını doldurmaya çalışmayın, herkesin düşünmeye, planlamaya ve her şeyden önce hayal kurmaya ihtiyacı vardır.

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu