[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #17304  19-09-2009 02:15 GMT+2 saat  

Can


Admin


Tecrübe Puanı.: 100%
Ruh Hali: Neutral
Mesaj 5381
Şehir: Huzuristan
Ülke:
Meslek: Webmaster
Yaş: 33
Facebook'ta Paylaş
Ses Kısıklığını Yok Etmek İçin

Kimileri, isteklerini bağırarak duyurucağına inanıyor, kimileri ise gürültülü ve sigara içilen ortamlarda saatlerce eğleniyor ve şarkı söylüyor.

Kimileri, isteklerini bağırarak duyurucağına inanıyor, kimileri ise gürültülü ve sigara içilen ortamlarda saatlerce eğleniyor ve şarkı söylüyor. Bu tür davranışların sonucunda ses tellerinde oluşan bazı bozukluklarda ses kısıklıkları görülebiliyor. Ses bozukluklarında cerrahi ve diğer tıbbi yaklaşımlara ilave olarak ses terapisi devreye giriyor.

Ses terapisi ses bozukluğu olan hastalara uygulanan bir tedavi yöntemi. Bu terapide; uygun nefes alma tekniklerinden ses hijyeninin sağlanmasına, konuşma sırasındaki vücudun postürüne kadar pek çok önemli konu üzerinde duruluyor. Ses terapisine, anaokulu çağındaki çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubunda ihtiyaç duyuluyor. Üstelik birkaç seans süren bu terapilerle kişinin sadece ses kalitesindeki değişimler değil, ses sağlığını tehdit eden yaşam alışkanlıkları da değişime uğruyor. Dolayısıyla birey kendine daha sağlıklı ve mutlu olabileceği kaliteli bir yaşam ortamı oluşturuyor.

Çocuklar ve Gençler
Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Öz, okul öncesi eğitim ve ilköğretim çağında görülen ses bozukluklarının bu yaş grubundaki çocukların taleplerini genellikle bağırarak ifade etmeye çalışmalarından, günlük yaşantılarında oldukça hareketli ve gürültülü faaliyetlere katılmalarından, gürültülü ortamlarda uzun saatler boyunca buluşmalarından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Özellikle çocuklarda yapılan çalışmaların bütün aileyi kapsaması, ailedeki tüm bireylerle birlikte çalışılması gerektiğini vurguluyor. Ergenlik döneminde ise özellikle erkek çocuklarda gırtlak yapısındaki gelişmeye uyum sağlayamama sonucunda mutasyonel falsetto sorunuyla karşılaşılıyor. Bu tür sese sahip ergenlerde ses organlarındaki bu değişim hakkında bilgi veriliyor ve bu değişime, gelişime uygun sesi kullanması konusunda terapi uygulanıyor.

Yetişkinler
Sigara kullanmak, aşırı kahve, çay tüketmek, kalabalık ve aşırı gürültülü ortamlarda bağırarak konuşmak, uzun süreli telefon görüşmesi yapmak, az su içmek… Yetişkinlerin sıkça uyguladığı bu hatalı davranışlar zamanla ses suistimaline bağlı ses bozukluklarının gelişmesine yol açan en önemli nedenleri oluşturuyor.

Yetişkinlerde en sık hangi sorunlar ortaya çıkıyor?

Prof.Dr. Ferhan Öz bu sorumuza şöyle açıklık getiriyor: “Yetişkinlerde en sık nodül sorunuyla karşılaşıyoruz. Nodül oluşumu sesin kalitesinde bozulmalara neden oluyor. Kişi sesini çıkarmakta güçlük çekince ses tellerini daha fazla zorluyor. Bunun sonucunda nodül büyüyor ve gittikçe ilerleyen bir soruna dönüşüyor.”

Ancak sadece yeni oluşmuş nodüllerde ses terapisinden yararlanılıyor. İlerlemiş nodül vakalarında ise bu terapiler yeterli gelmiyor, sorunun giderilmesi için cerrahi yönteme başvurmak gerekiyor. Yetişkinlerin sıkça uyguladığı hatalardan biri de kaslarını yanlış kullanmak. Ses terapisi bu sorun karşısında da etkili oluyor ve kişilerin kaslarını doğru kullanmasına yardımcı oluyor.”

Kimler risk altında?

Ses sanatçıları, tiyatrocular, öğretmenler, telefon santrali görevlileri, bankacılar, borsacılar, din görevlileri, seyyar satıcılar gibi sürekli seslerini kullanan bireyler en fazla risk altında olan grupları oluşturuyor. Bu bireylerin risk altında olmalarına en büyük etken günlük yaşantıda seslerini çok fazla kullanmaları. Aşırı bir kullanım söz konusu olduğunda ve ortam koşulları da sesin bozulması için uygunsa ses bozukluğunun ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor. Bu meslek grubunda çalışan kişiler genellikle ses hijyenine gerektiği özeni göstermiyor ve bunun sonucunda pek çok fonksiyonel ve organik ses sorunu ortaya çıkıyor.

Terapi Şart

Pedagog Zehra Yılmaz, terapi süresinin ve uygulanan yöntemlerin sorunun niteliğine göre değiştiğini belirtiyor. Yılmaz, terapi sürecini şöyle anlatıyor: “Öncelikle kişinin bireysel özelliklerini, davranışlarını, yaşantısını, geçmişini bilmek önemlidir. Bu bilgiler edinildikten sonra hastanın sesi subjektif ve objektif değerlendirme yöntemiyle değerlendiriliyor. Hastanın sesini nasıl kullandığı, postürü, konuşma tarzı gözlemleniyor. Çok sinirli bir yapıya mı sahip yoksa içine mi kapanık? Çevresiyle nasıl bir iletişim kuruyor, sesini işinde az mı yoksa çok mu kullanıyor?” Başarılı bir terapi için öncelikle bu soruların tümüne yanıt bulmak gerektiğini belirten Yılmaz sözlerine şöyle devam ediyor: “Kimi insan bağırarak konuşurken, kimi de “aman bana soru yöneltilmesin” düşüncesiyle adeta kabuğuna çekiliyor. Bu tür özelikler erapide nasıl bir yaklaşım sergilememiz ve nasıl bir yöntem izlememiz konusunda temel noktaları oluşturuyor.”

Pedagog Yılmaz sözlerini bir örnekle sürdürüyor. “Elemanlarına sürekli bağırıp çağıran bir patron düşünün veya evdeki düzeni ancak bağırarak sağlayabileceğine inanan bir anne. Dikkat edin, bu kişilerin bağırdıkları sırada tüm boyun kasları gerilmeye, nefes alıp verirken göğüsleri ve omuzları inip kalkmaya başlıyor. Bu tür davranışlar sergileyen kişilerde ses problemlerinin ortaya çıkması kaçınılmaz.”

Sorun ciddiye alınmalı:


Uzman Pedagog Zehra Yılmaz, terapide başarılı sonuç alınabilmesi için öncelikle hastanın terapiye istekli olması, uzmana güvenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Kişi terapiyi ciddiye almıyor, kaçınması gereken davranışları uygulamaya devam ediyorsa terapiden başarılı sonuç alınması mümkün olmuyor. Ses tellerindeki sorunun ve buna yol açan nedenlerin bilincinde olmak terapideki en önemli noktayı oluşturuyor. İlk seanslarda genellikle hastanın sorunu hakkında bilgilendirilmesi ve sorunlarını fark etmesi amaçlanıyor. İşte bu farkındalığın ardından kişi terapide öğretilenleri günlük hayatında uygulamaya başlıyor. Bunun sonucunda kaliteli ve sağlıklı bir sese sahip oluyor.”

Kaliteli bir yaşam:
Terapilerde uygun nefes alma tekniklerinden ses hijyeninin sağlanmasına, psikolojik yardımdan doğru oturuş tekniklerine kadar pek çok yaklaşım yer alıyor. Ayrıca kaliteli bir sese sahip olmak için nelerin uygulanması ve nelerden kaçınılması gerektiği tek tek dile getiriliyor. Örneğin, sigara kullanımı, asitli içecekler ile besinlerin tüketimi ve gelişigüzel ilaç kullanımı kişilerin önemle kaçınmaları gereken hatalı davranışları oluşturuyor. Buna karşılık akşam yemeklerini erken saatte tüketmek, nefes alıp verirken karın bölgesindeki kasları kullanmak, günde 2-3 litre kadar bol su içmek sağlıklı bir sese sahip olmanın en önemli koşullarını oluşturuyor. Terapilerde kişilerin bu tür kurallara dikkat etmesi gerektiği özenle vurgulanıyor. Bunların yanı sıra gerek duyulduğu takdirde psikiyatrist ya da psikolog desteğine de başvuruluyor. Ruhsal sıkıntılarından arınan ve ses kalitesini bozan hatalı davranışlardan kaçınan birey de zamanla çok daha özgüvene sahip bir kimliğe kavuşuyor. Ses kalitesi düzeldiği için işinde ve özel hayatında yaşadığı iletişim problemleri ortadan kalkıyor ve daha kaliteli bir yaşantı elde ediyor.

Daha kaliteli bir ses için…

Sigara kullanmayın: Sigara ses ödemine, ses kısıklığına ve sert kalın bir ses tonu oluşmasına yol açan en önemli nedenlerden biri. Dolayısıyla kaliteli bir ses için sigarayı mutlaka bırakın ve bu tür ortamlardan uzak durun.

Doğru nefes alın: Nefes alma tekniklerini öğrenin.

Bağırmayın: Konuşurken veya tartışırken bağırmayın. En fazla 1 metre uzaklıktan konuşmaya özen gösterin.

Oturuşunuza dikkat edin: Dik oturmaya özen gösterin.

Bol su tüketin: Günde en az 2-3 litre su içmeye özen gösterin. Ses telleri düzenli hareketi için bu gerekli.

Gelişigüzel ilaç kullanmayın: Kimyasal maddeler boğazınızın tahriş olmasına yol açıyor. Dolayısıyla doktorunuz önermediği müddetçe hiçbir ilacı gelişigüzel kullanmayın.

Kafeinli içeceklerden kaçının: Kahvenin içindeki kafein maddesi suyun vücuttan hızla atılmasına yol açıyor. Bunun sonucunda genel olarak tüm vücutta olduğu gibi ses tellerinde de kuruluk oluyor ve ses tellerinin hareketleri olumsuz yönde etkileniyor.
Asitli içeceklerden kaçının, beslenmenize özen gösterin: Yetişkinler arasında sıkça rastlanan bir sorun midedeki asit içeriğinin ses tellerine kadar ulaşarak ses kalitesini olumsuz etkilemesi. Reflü diye adlandırılan bir hastalığınız varsa beslenme alışkanlıklarınıza dikkat etmeniz ve doktorunuzun önereceği tedaviyi uygulamanız gerekir. Dolayısıyla erken saatlerde yemek yemeye özen gösterin. Asitli, yağlı, baharatlı besinleri tüketmeyin. Alkol de ses tellerinin sağlığını bozan bir maddedir unutmayın.
Pedagog Zehra Yılmaz diyor ki…

“Ses bozuklukları hemen her yaş grubunda ortaya çıkabilen ciddi bir sorun. Ancak günümüzde uygulanan terapilerle bu sorunlar rahatlıkla tedavi edilebiliyor. Önemli olan zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmak, önerileri dikkate almak ve bu yönde çaba göstermek.”


Ferhan Öz

__________________

FORUMUMUZ VE LİNKLERİMİZ HERKESE AÇIK! BİZE DESTEK VERENLERE TEŞEKKÜRLER!
HER TÜRLÜ KONUDA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK http://www.facebook.com/huseyincancalisan

LimeWire Çalışan Sorunsuz Sürüm Burada!
İnternet Download Manager 5.19 Full Crack % 100 Çalışıyor Denendi
TIKLA İNDİR!!
Kullanıcın Sayfasını Ziyaret Et Gender_Bay Çevirimiçi durumu