| Yazar | Mesaj #14869 04-07-2009 20:46 GMT+2 saat | |||||||
|
| Tecrübe Puanı.: 96% |
Ruh Hali: Neþeli
|
| Mesaj 4213 |
| Şehir: istanbul |
Ülke: ![]() |
| Meslek: gecelerin adamı :)) |
| Yaş: 37 |
Evlilik konuşmanın altın kuralları

Sonsuza kadar onun evlenme teklif etmesini bekleyecek değilsiniz herhalde! Bu konuyu nasıl açabileceğinize dair önerilerimizi dinlemeye ne dersiniz?
Erkek arkadaşınıza ilişkinizin geleceği konusunda gözdağı vermenin ilişkinizi bozacağı yaygın bir inanıştır, işin gerçeği, onun ihtiyacı da bu olabilir. "Uzun zamandır beraberseniz ve o, size, beklediğiniz soruyu sorup, ilişkinin bir adım ileriye gitmesini sağlamıyorsa, istediğinizi elde edebilmek için onunla ciddi bir konuşma yapmanız gerekebilir" diyor The Ultimate Compatibility Quiz (Mükemmel Uyum Testi) adlı kitabın yazarı ve İlişki uzmanı Dr. Krista Bloom. Çoğunuzun bildiği üzere, erkekler sonsuza kadar beraber olma düşüncesi karşısında çoğu zaman çekingen ve hatta korkak davranırlar. O yüzden, yapacağınız konuşmanın gerçekten çok hassas bir konuda olacağını bilmelisiniz.
Konuyu ne zaman açmalısınız?
Her çiftin ilişkisi farklı şekilde ilerler, o yüzden de, "şu kadar zaman sonra bu konuşmayı yapmanız gerekir" diye bir kural yoktur. Ancak dikkat etmeniz gereken bazı gizli kurallar vardır. Dört ya da beş aydır birlikteyseniz, nasıl bir yüzük istediğiniz hakkında konuşmanız çok yersiz olacaktır. Bu noktada, hâlâ birbirinizi tanıma aşamasında olduğunuzdan, böyle bir konuyu açmak onu korkutabilir. Öte yandan, bunu konuşmak için yıllarca beklemeniz de, hiç gerçekçi değildir. "Bir yıldır ciddi ve tek eşli bir ilişki yaşıyorsanız, onunla geleceğiniz hakkında konuşmanız mantıklı olabilir" diyor Bloom.

Nasıl konuşabilirsiniz?
Dikkatli olmazsanız, yapacağınız konuşma onun kendisini kapana kıstırılmış ve tehdit altında hissetmesine neden olabilir. Onu korkutmamak için, kararlı ancak sakin bir tutum içerisinde olmanız çok önemlidir.
Evlilik konusunun sık sık kafanızı oyaladığını fark ettiğiniz anda, onunla konuşup kendinizi rahatlatmanız en doğru yöntemdir. "Hisleriniz sizi esir alana kadar beklerseniz, ister istemez konuşurken sabırsızlığınızı belli eder ve onun sizi daha fazla dinlememesine neden olursunuz" diyor Finally! How To Stop Dating Losers Forever (İlişki Yaşamayı Bilmeyen Erkeklerden Kaçmanın Yöntemleri) adlı kitabın yazarı Dr. Anthony Riche. Kafanızda düğün çanları çalmaya başladığı zaman, sakin bir yemek ortamı gibi stresten uzak bir zamanda onunla konuşabilirsiniz.
Konuşurken lafı dolandırmadan, direkt olmaya gayret edin. "Erkekler üstü kapalı sözleri anlamak konusunda çok başarılı değildirler. Ne istediğinizi açıkça söylemeniz, en iyi sonucu almanıza yardımcı olabilir" diyor Bloom. Onu kocanız olarak hayal ettiği nizi söyleyin ve onun da aklında böyle bir şey olup olmadığını bilmek istediğinizi anlatın. "Seninle beraber olmaktan çok mutluyum ve ilişkimizi bîr adım ileriye taşımak istiyorum. Sen de benim gibi düşünüyor musun?" diye sormayı deneyebilirsiniz.

Mutlu evliliklerin 10 anahtarı
Mutlu bir evliliğe sahip olmak için 10 altın kural niteliği taşıyan aşağıdaki maddeleri uygulamaya ne dersiniz?
19504
1. Aynı zamanlarda sinirli olmayın: Çiftlerin aralarında bazı anlaşmazlıkların olması ve zaman zaman ufak tartışmaların yaşanması elbette ki çok doğal. Ancak önemli olan tarafların aynı zamanlarda çok sinirli ve fevri hareket etmemeleri olsa gerek. Eğer eşiniz sinirliyse siz alttan almaya çalışın. Bir daha geri dönüşü olmayan sözlerden ve hareketlerden kaçının. Haklı olsanız bile ortamın sakinleşmesini bekleyin ve bir süre sonra düşüncelerinizi ılımlı bir ses tonuyla belirtin. Hem böylece istediklerinizi yaptırma şansınız daha da artacaktır. Unutmayın ki tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır diye boşuna söylememişler...
2. Birbirinize bağırmayın: Bir tartışma esnasında o sesini yükseltti diye siz de sakın bağırmaya başlamayın. Bağırmak hiçbir şeyi çözmeyecektir. Sadece durumun biraz daha karışmasını ve hatta sarpa sarmasını sağlar o kadar. İki taraf da aynı anda birbirine bağırıp, çağırırsa sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Sesinizi hiçbir koşulda eşinize karşı yükseltmeyin. Sevgiden önce aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz uzun yıllar süren mutlu bir evliliğiniz olur.
3. Eleştirilerinizi yumuşatın: Tabii ki eşinizin bir takım hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Ve konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Ancak önemli olan bunu nasıl yaptığınız... Onu değiştiremeyeceğinizi bilerek hareket etmelisiniz. Sözlerinizin olumlu yönde, sevgi dolu ve ılımlı olmasına özen gösterin. Yoksa hiçbir işe yaramaz. Sadece onu kırmış ve üzmüş olursunuz o kadar. Şu hareketinden nefret ediyorum yerine, hayatım bence böyle davranmak sana hiç yakışmıyor diyebilirsiniz. Ne dersiniz böylesi daha yapıcı olmaz mı?
4. İktidar savaşına girmeyin: Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa bırakın eşiniz kazansın. Aşkın bir iktidar savaşı olmadığını ve incelik istediğini bilerek hareket edin. Evlilik bu durumu daha da hassaslaştırır üstelik. Tartışmayı kimin kazandığı ya da kaybettiği ne kadar önemli sizin için? Bu konuda sakın hırslı olmayın. Neticede böyle küçük hesaplar yaparak bir ömrü o insanla geçiremezsiniz.
5. Geçmişi geçmişte bırakın: Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları tekrar tekrar eşinize hatırlatmayın. Herhangi bir tartışma esnasında, birden bire konuyla ilgili ya da ilgisiz eşinizin çok eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın. Bu konuyu saptırmanızın yanı sıra olayı uzatmanıza da neden olacaktır.
6. Birbirinizi ihmal etmeyin: Niye evlendiğinizi unutmamalısınız. Hayatı, üzüntülerinizi ve sevinçlerinizi paylaşmak, hayattan iki katı daha fazla keyif almak için evlendiniz öyle değil mi? Birbirinizden farklı hayatlarınız olabilir, eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsiniz. Bunlar evliliğinizi monoton ve sıkıcı bir havaya girmekten kurtaracak küçük detaylardır. Ama bir plan yaparken eşinize hiç danışmıyor, onun fikrini almıyor ya da arkadaşlarınıza ondan daha fazla vakit ayırıyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Önemli olan dengeyi kurmanız ve eşinizi her şeyden öte tutmanızdır.
7. Yatağa asla küs girmeyin: Gün içinde birçok şey yaşamış ve hatta şiddetli bir kavga etmiş olsanız da yatak odanıza dolayısıyla yatağa asla dargın girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin. Aranızda çözülmemiş ve açıklığa kavuşmamış bir problemin olması ertesi günün de keyifsiz ve can sıkıcı olacağı anlamına gelir. Tartışmaları uzatan taraf olmayın. Yatak odanız sizin için özel bir dünya. O odaya sorunlarınızı taşımayın.
8. İltifat edin: Gün içinde en azından biri kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden güzel bir söz duyduğundaki mutluluğunu hiç fak ettiniz mi? Dünyadaki birçok kişinin onu hoş ya da çekici bulması bir yana asıl önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür.
9. Özür dilemeyi bilin: Eğer yanlış bir şey yaptıysanız bunu itiraf edin ve özür dileyin. Hata yapmanız dünyanın sonu değil ki zaten. Önemli olan bunu fark etmiş olmanız. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. Nasılsa özür diliyorum konu kapanıyor diye düşünmeyin.
10. Bir tartışma için iki kişi gerektiğini unutmayın: Bir düşünün bakalım tartışmalarınız neden çıkıyor ve nasıl büyüyor? Acaba sadece karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi? Sizin hiç mi payınız yok tartışmalarda. Ebetteki vardır. Bunu itiraf etmekle başlayın isterseniz ilk olarak işe. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Hep eşinizi suçlayarak bir yere varmadığınızı ve kimi zaman da hatanın kendinizde olduğunu kabul edin.

Sonsuza kadar onun evlenme teklif etmesini bekleyecek değilsiniz herhalde! Bu konuyu nasıl açabileceğinize dair önerilerimizi dinlemeye ne dersiniz?
Erkek arkadaşınıza ilişkinizin geleceği konusunda gözdağı vermenin ilişkinizi bozacağı yaygın bir inanıştır, işin gerçeği, onun ihtiyacı da bu olabilir. "Uzun zamandır beraberseniz ve o, size, beklediğiniz soruyu sorup, ilişkinin bir adım ileriye gitmesini sağlamıyorsa, istediğinizi elde edebilmek için onunla ciddi bir konuşma yapmanız gerekebilir" diyor The Ultimate Compatibility Quiz (Mükemmel Uyum Testi) adlı kitabın yazarı ve İlişki uzmanı Dr. Krista Bloom. Çoğunuzun bildiği üzere, erkekler sonsuza kadar beraber olma düşüncesi karşısında çoğu zaman çekingen ve hatta korkak davranırlar. O yüzden, yapacağınız konuşmanın gerçekten çok hassas bir konuda olacağını bilmelisiniz.
Konuyu ne zaman açmalısınız?
Her çiftin ilişkisi farklı şekilde ilerler, o yüzden de, "şu kadar zaman sonra bu konuşmayı yapmanız gerekir" diye bir kural yoktur. Ancak dikkat etmeniz gereken bazı gizli kurallar vardır. Dört ya da beş aydır birlikteyseniz, nasıl bir yüzük istediğiniz hakkında konuşmanız çok yersiz olacaktır. Bu noktada, hâlâ birbirinizi tanıma aşamasında olduğunuzdan, böyle bir konuyu açmak onu korkutabilir. Öte yandan, bunu konuşmak için yıllarca beklemeniz de, hiç gerçekçi değildir. "Bir yıldır ciddi ve tek eşli bir ilişki yaşıyorsanız, onunla geleceğiniz hakkında konuşmanız mantıklı olabilir" diyor Bloom.

Nasıl konuşabilirsiniz?
Dikkatli olmazsanız, yapacağınız konuşma onun kendisini kapana kıstırılmış ve tehdit altında hissetmesine neden olabilir. Onu korkutmamak için, kararlı ancak sakin bir tutum içerisinde olmanız çok önemlidir.
Evlilik konusunun sık sık kafanızı oyaladığını fark ettiğiniz anda, onunla konuşup kendinizi rahatlatmanız en doğru yöntemdir. "Hisleriniz sizi esir alana kadar beklerseniz, ister istemez konuşurken sabırsızlığınızı belli eder ve onun sizi daha fazla dinlememesine neden olursunuz" diyor Finally! How To Stop Dating Losers Forever (İlişki Yaşamayı Bilmeyen Erkeklerden Kaçmanın Yöntemleri) adlı kitabın yazarı Dr. Anthony Riche. Kafanızda düğün çanları çalmaya başladığı zaman, sakin bir yemek ortamı gibi stresten uzak bir zamanda onunla konuşabilirsiniz.
Konuşurken lafı dolandırmadan, direkt olmaya gayret edin. "Erkekler üstü kapalı sözleri anlamak konusunda çok başarılı değildirler. Ne istediğinizi açıkça söylemeniz, en iyi sonucu almanıza yardımcı olabilir" diyor Bloom. Onu kocanız olarak hayal ettiği nizi söyleyin ve onun da aklında böyle bir şey olup olmadığını bilmek istediğinizi anlatın. "Seninle beraber olmaktan çok mutluyum ve ilişkimizi bîr adım ileriye taşımak istiyorum. Sen de benim gibi düşünüyor musun?" diye sormayı deneyebilirsiniz.

Mutlu evliliklerin 10 anahtarı
Mutlu bir evliliğe sahip olmak için 10 altın kural niteliği taşıyan aşağıdaki maddeleri uygulamaya ne dersiniz?
19504
1. Aynı zamanlarda sinirli olmayın: Çiftlerin aralarında bazı anlaşmazlıkların olması ve zaman zaman ufak tartışmaların yaşanması elbette ki çok doğal. Ancak önemli olan tarafların aynı zamanlarda çok sinirli ve fevri hareket etmemeleri olsa gerek. Eğer eşiniz sinirliyse siz alttan almaya çalışın. Bir daha geri dönüşü olmayan sözlerden ve hareketlerden kaçının. Haklı olsanız bile ortamın sakinleşmesini bekleyin ve bir süre sonra düşüncelerinizi ılımlı bir ses tonuyla belirtin. Hem böylece istediklerinizi yaptırma şansınız daha da artacaktır. Unutmayın ki tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır diye boşuna söylememişler...
2. Birbirinize bağırmayın: Bir tartışma esnasında o sesini yükseltti diye siz de sakın bağırmaya başlamayın. Bağırmak hiçbir şeyi çözmeyecektir. Sadece durumun biraz daha karışmasını ve hatta sarpa sarmasını sağlar o kadar. İki taraf da aynı anda birbirine bağırıp, çağırırsa sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Sesinizi hiçbir koşulda eşinize karşı yükseltmeyin. Sevgiden önce aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz uzun yıllar süren mutlu bir evliliğiniz olur.
3. Eleştirilerinizi yumuşatın: Tabii ki eşinizin bir takım hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Ve konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Ancak önemli olan bunu nasıl yaptığınız... Onu değiştiremeyeceğinizi bilerek hareket etmelisiniz. Sözlerinizin olumlu yönde, sevgi dolu ve ılımlı olmasına özen gösterin. Yoksa hiçbir işe yaramaz. Sadece onu kırmış ve üzmüş olursunuz o kadar. Şu hareketinden nefret ediyorum yerine, hayatım bence böyle davranmak sana hiç yakışmıyor diyebilirsiniz. Ne dersiniz böylesi daha yapıcı olmaz mı?
4. İktidar savaşına girmeyin: Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa bırakın eşiniz kazansın. Aşkın bir iktidar savaşı olmadığını ve incelik istediğini bilerek hareket edin. Evlilik bu durumu daha da hassaslaştırır üstelik. Tartışmayı kimin kazandığı ya da kaybettiği ne kadar önemli sizin için? Bu konuda sakın hırslı olmayın. Neticede böyle küçük hesaplar yaparak bir ömrü o insanla geçiremezsiniz.
5. Geçmişi geçmişte bırakın: Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları tekrar tekrar eşinize hatırlatmayın. Herhangi bir tartışma esnasında, birden bire konuyla ilgili ya da ilgisiz eşinizin çok eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın. Bu konuyu saptırmanızın yanı sıra olayı uzatmanıza da neden olacaktır.
6. Birbirinizi ihmal etmeyin: Niye evlendiğinizi unutmamalısınız. Hayatı, üzüntülerinizi ve sevinçlerinizi paylaşmak, hayattan iki katı daha fazla keyif almak için evlendiniz öyle değil mi? Birbirinizden farklı hayatlarınız olabilir, eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsiniz. Bunlar evliliğinizi monoton ve sıkıcı bir havaya girmekten kurtaracak küçük detaylardır. Ama bir plan yaparken eşinize hiç danışmıyor, onun fikrini almıyor ya da arkadaşlarınıza ondan daha fazla vakit ayırıyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Önemli olan dengeyi kurmanız ve eşinizi her şeyden öte tutmanızdır.
7. Yatağa asla küs girmeyin: Gün içinde birçok şey yaşamış ve hatta şiddetli bir kavga etmiş olsanız da yatak odanıza dolayısıyla yatağa asla dargın girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin. Aranızda çözülmemiş ve açıklığa kavuşmamış bir problemin olması ertesi günün de keyifsiz ve can sıkıcı olacağı anlamına gelir. Tartışmaları uzatan taraf olmayın. Yatak odanız sizin için özel bir dünya. O odaya sorunlarınızı taşımayın.
8. İltifat edin: Gün içinde en azından biri kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden güzel bir söz duyduğundaki mutluluğunu hiç fak ettiniz mi? Dünyadaki birçok kişinin onu hoş ya da çekici bulması bir yana asıl önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür.
9. Özür dilemeyi bilin: Eğer yanlış bir şey yaptıysanız bunu itiraf edin ve özür dileyin. Hata yapmanız dünyanın sonu değil ki zaten. Önemli olan bunu fark etmiş olmanız. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. Nasılsa özür diliyorum konu kapanıyor diye düşünmeyin.
10. Bir tartışma için iki kişi gerektiğini unutmayın: Bir düşünün bakalım tartışmalarınız neden çıkıyor ve nasıl büyüyor? Acaba sadece karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi? Sizin hiç mi payınız yok tartışmalarda. Ebetteki vardır. Bunu itiraf etmekle başlayın isterseniz ilk olarak işe. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Hep eşinizi suçlayarak bir yere varmadığınızı ve kimi zaman da hatanın kendinizde olduğunu kabul edin.





