[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #13101  13-04-2009 18:22 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
KARAGÖZ'ÜN TEKNİĞİ / KULLANILAN MALZEMELER


Gölge oyunları dünyada belli başlı dört biçimde oynatılır. Çin ve Cava gölge oyununda olduğu gibi aşağıdan dikey çubuklarla oynatılır; Türk Karagöz'ünde olduğu gibi yatay ve perdeye dik açı yapan çubuklarla oynatılır; Avrupa'da kimi ülkelerde görüldüğü gibi görüntülere takılı ipler veya tellerle aşağıdan oynatılır; bir de Hint gölge oyununda olduğu gibi hem dikey çubuklarla hem iplerle oynatılanları vardır.

Türk Karagöz'ü yatay çubuklarla oynatıldığından, görüntüler tek yönlü hareket ederler, geri dönemezler. Bunu yenmek için kimi görüntülerde fırdöndü denilen ve Çin gölge oyununda olduğu gibi görüntülerin sırtına deriden ufak bir yuva yapılır, bir menteşe gibi buraya aşağıdan sokulan bir sopa ile görüntünün sağa sola dönmesi sağlanır. Karagöz tek sanatçının gösterisidir. Karagözcü hem görüntüleri hareket ettirir, hem de kişinin özelliğine göre sesini değiştirerek her birini ayrı konuşturur. Ayrıca kimi Karagözcüler kendi görüntülerini kendileri hazırlarlar. Bu demek değildir ki Karagözcülerin yardımcıları yoktur. Perdeyi hazırlayan, görüntüleri oyundaki sıraya göre dizen, tef çalan, şarkı söyleyen yardımcıları vardır. Ancak asıl oyunu eylem ve ses yönünden yürüten "Hayali" veya "Hayalbaz" denilen tek sanatçıdır. (Metin And, 100 Soruda Türk Tiyatrosu Tarihi, 1970 )

Yardımcı, perdenin hazırlanmasını, oynanacak fasılın görüntülerini seçip, sıraya koymaktan başka, ayrıca ustanın yanında bu sanatın öğrencisidir. Çırağın da yardımcısı "Sandıkkar" adını alır, o da çırağa yardımcı olur. Tam bir fasıl dağarcığı için gerekli bütün görüntülerin tümüne "Hayal Sandığı" denildiği için, oyun takımıyla görevli olanın adı da "Sandıkkar"dır. Oyunlarda şarkıları, türküleri okuyanlara "Yardak" denilir. Tef çalan yardımcıya " Dayrezen" denilir, gerekince velvele yapar. Karagöz dilinde tefe "Dayrezen", zile "Hatem" denilirdi.
(Metin And, Geleneksel Türk Tiyatrosu, İstanbul 1985 )

Geçmişte Karagöz oynatanlara" Şebbaz" yani gece oyuncusu veya "Pehlivan" denmiştir. Önceleri tarikat şeyhleri, saray musahipleri arasından çıkmışlar; sonraları toplumun çeşitli katmanlarına yayılmışlardır. ( Ercümend Melih Özbay, Gene Gine Yine Karagöz, 1989 )

Karagöz'ün teknik gereçleri ve oynatma tekniğine gelince, "Tasvir" denilen görüntülerin hazırlanması ilk aşamadır.
Önce tasvir yapımında kullanılan araç-gereçleri sıralayalım:
1) Tasvirleri yumuşak bir ağaç olan ıhlamur ağacı üzerinde işleriz.
2) 20x30 ebadında bir sunta parçası
3) Tasvir yapımında kullanılan deve, manda, sığır derisi
4) Dosya, Karton, Aydınger kağıdı,Diz bezi
5) Nevregan adındaki tasvir işlemeye yarayan bıçaklar.
6) Tasvir kalıpları
7) Makas, çekiç, zımpara ve biley taşı
8) Eğe,pençe
9) Naylon ip, Kat Küt
10) Boyala, anilin,kök boya,çini mürekkebi
11)Redis ucu, çeşitli kalınlıkta sulu boya fırçaları
( Mustafa Mutlu , Karagöz Sanatı ve Sanatçıları , 2002, M.E.B, Ankara )

Karagöz görüntüleri kalın deriden, özellikle deve derisinden yapılır. Bunun daha önceleri düve derisi olduğu ileri sürülmektedir. Dana, sığır, manda derisinden, bu arada ışık geçiren pürtüklü Ali Kurna kağıdından yapıldığı olur. Bir deriden- kol, boyun, yağlı olan akrın altı çıktıktan sonra- 30-40 tasvir kesilebilir. Deride aranan özellikler; saydamlaştırılmaya yatkın, bir de sıcağa dayanıklı olması, eğilip bükülmemesidir. Deriyi işlemek için çeşitli işlemler vardır. Derinin kurutulması için Temmuz ve Ağustos ayları seçilir. Deri kepekli suda bırakılır, hamlatılır,güneşte tüyler çıkartılır, gerilir, tüy yerlerindeki deliklerin yok edilmesine çalışılır, camla derinin üzeri kazınır. Bundan sonra derinin üzerine kalıp konularak kalemle görüntünün resmi çizilir, deri bir ıhlamur kütüğü üzerine gerilir ve tığcılarda satılan "Nevreken" adlı sivri uçlu bıçakla bu çizgilerden kesilir, delikler ise öteki yüzden yapılır, kararan yerler bıçakla temizlenir, düz tahta üzerinde sıfır numara zımpara ile iki yanı temizlenir. Renklendirme için kök boyalar ya da renkli çini mürekkepleri kullanılır. Oynak eklemli parçalar birbirine kiriş, kursak, tel veya naylon iple bağlanır. Değneklerin geçeceği delikler yuvarlak ikinci bir deri parçası dikilerek kalınca bir yuva haline getirilir.

Perdeye gelince; eskiden boyutları 2m x 2,5m iken daha sonra 1,80 x 0,80 olmuştur. Kıyıları çiçekli bezden, "Ayna" denilen beyazı mermerşahi patiskadandır. Perdenin arkasında ve tabanında perdenin çerçevesine iplerle tutturulmuş "Peş Tahtası" denilen bir raf bulunur. Buraya perdeyi ve görüntüleri aydınlatan "Meşale" konulur.

Peş tahtası üzerinde sıra sıra delikler bulunur; bu deliklere gerkince "Hayal Ağacı" denilen çatal sopalar sokulur. Bu çoğu kez perdede ikiden fazla görüntü bulunduğu zamanlarda, kımıltısız duran görüntülere destek olması içindir.Bu görüntülerin ayakları perdenin çerçevesinin tabanına değer, sopası da bu hayal ağacının çatalı içine yerleştirilirdi. Göğüs düzeyinde bulunan bu sopaya Karagözcü göğsünü öne doğru bastırarak görüntünün perdeye yapışmasını sağlardı. (Metin And, Geleneksel Türk Tiyatrosu, İstanbul 1985 )

OKAN METİN
MÜJDAT GEZEN SANAT MERKEZİ
"GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU"
YÜKSEK LİSANS BİTİRME TEZİ
DANIŞMAN: MÜJDAT GEZEN
2003

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu