[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #11644  22-11-2008 11:11 GMT+2 saat  

cincancon


Huzuristan Üyesi


Tecrübe Puanı.: 45%
Ruh Hali: Belirtilmedi.
Mesaj 340
Şehir:
Ülke:
Meslek:
Yaş:
Facebook'ta Paylaş
Bulgaristan` da Köyler Turizme Açılıyor
Balkan’ın kalbinde yaz tatili
Doğanın sessizlik ile süküneti ve rahat ev ortamına hasret kalan şehirliler, aradığını Stara Planina Balkan dağının meşhur kasabası olan Elena’da buluyor. Etrafta yer alan her köyde bulunan misafirhanelerde çağdaş insanın ihtiyaç duyduğu her türlü kolaylık var.

Dağ ve yaya turizmi yanlıları için Elena civarındaki köyler adeta cennet köşesidir. Bölgede oluşturulan birçok turizm güzergahı ve yürüyüş patikaları, doğanın el değmedik güzelliklerini gözler önüne seriyor. Balık avı meraklıları, nehirlerin duru sularında avlamanın tadını çıkaracak, çocuklarsa at veya eşek binmekle eğlenecek. Misafirperver yerli insanlar ise lezzetli yemekler tattırıken yörenin tarihçesini anlatıyor.
Onlardan Elena vadisinde Millattan önce 6 000 yıl insanların yaşamış olduğunu, zamanında buradan geçen çok eski bir yoldan II.Filip Makedonyalı ve oğlu İskender’in buradan geçtiklerini öğrenirsiniz. Stevrek, Kipilovo ve Kostel köyleri etrafında ise antik kale kalıntıları görürsünüz.
Yerli insanların anlattıklarına göre, 14. yüzyılın sonunda Bulgaristan Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra, Tırnovo’dan birçok asil aile buraya sığınmıştır. Miykovtsi köyünde misafirhane sahibi olan Bay Yanko şunları anlatıyor:
“Buradaki insanlarda gerçekten bir asillik vardır. Zeki ve doğrudan konuşan insanlardır. ”
Miykovtsi köyü huzuru ile çarpıyor. Burada cep telefonları bile kullanılmıyor, çünkü şebeke yok. Bulgaristan’ın ve dünyanın da diğer köşeleri ile tek bağlantı, yerli posta tarafından saat 10 ile 12 arasındaki saatlerde sağlanıyor. Buradaki köyler ne kadar ücra olsa da burada devamlı yeni evler inşa ediliyor. Evlerin çök özgün bir tarzı var. Zemin kat, dağ taşlarından kurulur ve burada sık sık meyhane yer alır, bunun altındaki kat ise tamami ile ahşap olup yatak odalarından ibarettir. Burada inşaat usulü de insanlar da farklıdır. Bay Yanko’nun söylediğine göre bunun sebebi, yerlilerin zor bir hayat sürdürmüş olmalarıdır.

Kazanlık kasabası civarında köy turizmi
Bulgaristan’ın gerçek yüzünü tanımak isterseniz tatilinizi ülkenin şirin bir köyünde geçirebilirsiniz. Bu açıdan Kazanlık kasabasının etrafındaki küçük yerleşim birimleri, köy turizmi severlerine hoş sürprizler sunuyor. Kazanlık kasabası, Stara Planina dağının dik yamaçları ile Sredna Gora dağının dalgalı tepeleri arasında kokulu kilim gibi açılan Gül vadisinin kalbinde yer alıyor.
Burası, Yaşlı kıtanın Bulgar yağlı gülün bittiği tek yeridir. Bu narin bitkiden elde edilen meşhur gül yağı, dünyanın prestijli parfüm markalarının vazgeçilmez unsurudur. Gül yağının eski teknolojilerle elde edilmesine Kazanlık kasabasının “Kulata”adını taşıyan etnografya kompleksinde tanık olabilirsiniz.
Skobelevo köyünde ise turistlere ev yapımı gül rakısı ve gül reçeli sunulur, eskiden gül yağının elde edilmesine yarayan aletler sergilenir. Balkan’ın eteklerinde yer alan köyde yer alan deve kuşu çiftliği de son dönemde turistlerin ilgisini çekiyor. Çerganovo, Srednogorovo, Krın, Şipka, Enina, Kınçevo ile Rozovo köyleri de son yıllarda Bulgaristan’ın turizm haritasında önemli yer alıyorlar. Buradaki misafirhanelerde huzur ve ev ortamı bulacaksınız. Sabah kuşların sesleri ile uyanan turistler, kahvaltıda inekten sağılan süt ve ev yapımı börekler yiyerek güne başlıyor, ardından ise mis kokulu lavanta tarlaları ve ağaç dallarının şeftali, elma ile eriklerin ağırlığı ile büküldüğü meyve bahçelerinde dolaşıyorlar. Dağ bisikleti kiralayıp dağın yamaçlarında iniş yapmak veya Balkan’ın el değmedik köşelerine ulaşmak üzere ata binmek de turistlerin elinde bulunan seçeneklerdir. Balık avı severleri de hüsrana uğramaz. Gül vadisi içinden kendine yol açarak akan Tunca nehri, Koprinka barajına giriyor. Baraj balık avcıları ve su sporları düşkünü olanların gözde yeridir.
Japonya, İskandinav ülkeleri, Almanya, Fransa ve İngiltere’den gelen gittikçe çok turist, yerli aile otellerinde konaklayıp doğa ile uyumlu hayat tarzının tadını çıkarıyor.
Kazanlık Belediyesinin Sürdürülebilir Turizm Derneğinin temsilcisi Rositsa Rusenova, şunları anlattı:
“7-8 köyde ve Şipka kasabasında 14 misafirhane vardır. Bu yörede gittikçe çok insan köy turizmine yöneliyor. Çoğu köyde eğlence programları sunulur. Örneğin Çerganovo’ da gül üretimi ile ilgili yerli gelenekler canlandırılıyor. Rozovo’ da buraya özgü düğün töreni gösteriliyor. Srednogorovo köyünde ise turistler sözüm ona Gülme patikasında yürüyüş yapabilir. Yürüyüşün sonunda ızgarada pişen et çeşitleri, şarkı ve danslar var.
Genelde köy tatili yapan turistler, vadideki kültür ve tarih anıtlarını görmeyi de ihmal etmiyorlar. M.Ö II. Yüzyılda buraya yerleşen Traklar, bize gelişmiş bir kültürün eserlerini bıraktı. Kazanlık etrafında yer alan 20’den fazla Trak höyüğünden 11’i ziyaretçilere açıktır.

Tryavna kasabası gelenekleri ve güzel doğası ile turistleri celbediyor
Tryavna kasabası çocuk kitaplarında yer alan rengarenk resimlere benziyor. Stara Planina’da bulunan /Koca Balkan/ küçük kasabada herşey düzenlidir. Ahşap kokusunun sindiği, zanaat ustalarının eserlerini sergiledikleri sokak, meslekleri baba ve dedelerinden miras kalan ahşap ustalarının çekiç sesleri ile yankılanıyor. Şehirde yapılan turistik gezi Tryavna nehrinin taş köprüsünden başlıyor.

Burada turistler 1814 yılında inşa edilen eski saat kulesinin fonunda mutlaka fotoğraf çekinmek isterler. Birçok Bulgar vatandaşının Tryavna ile ilgili görüşleri meşhur Tryavna oymacılık okulu ile ilgilidir. Oymacılık zanaatının yıllar içerisindeki gelişmesi Daskal adı ile bilinen müzede tanıtılıyor. Müzenin zengin koleksiyonu eşi benzeri olmayan eserler içeriyor ve bu bölgede oymacılığın yıllar içerisindeki gelişmesini takip ediyor

Ahşap, yerel ustaların ellerinde ay çiçeği, lale, güneş ve üzüm figürlerine dönüşüyor. Bu son derece güzel figürler birçok Tryavna evini süslemeye devam ediyor. Zanaatler sokağında gezindiğinizde son derece güzel oyulan pano ve dekoratif nesneler ile karşılaşabilirsiniz. Bu sokakta Petyo Damyanov’un da atölyesi bulunuyor. Petyo Damyonov, geleneksel oymacılık anlayışını çağdaş zamana yakışır şekilde ustalık ile geliştiriyor.
“Motifler çok değişik. Eserlerimde bağbozumu gibi folklor motiflerine rastlanabilirken, bazı daha sade yapıtlarım da var. Biz, oymacılık ile uğraşan kişiler olarak yapıtlarımızı tekrarlamamamız gerekiyor. Kendi stilimi uygulamaya çalışıyorum. Aynı zamanda kasabada bulunan birçok ev tavanın oyma işini yapıyorum. İnsanlar atölyeme gelip, eserlerime bakıp, çok sık kendilerine hatıralık birşeyler alıyorlar. Girişte, gelen kişilerin oymacılık zanaatini denemeleri için bir tahta var. Böylece kendi adlarını yazmaya deniyorlar. Yabancılar için bu çok ilgi çekici. Japon, Alman ve Fransızlar vidyo klipleri yapıyor. Gelenler çok eğleniyor.”
Zanaatlar sokağını gezdiğinizde bir zamanların Tryavna’nın atmosferinin muhafaza edildiğini göreceksiniz. Küçük zanat atölyeleri, el yapımı hediyelik eşya ve sanat atölyelerin yan yana sıkıştırıldıkarını göreceksiniz. Bunların her biri kendi stil ve atmosferi ile birbirinden ayrılıyor. Burada oymacılık, dokumacılık, nalbantçılık, mücevhercilik, ikon çizimi ve çömlekçilik gibi birçok Bulgar zanaatı sergileniyor. Rayna Gaçeva’nın terzi atöleyesi her zaman çok insan tarafından ziyaret ediliyor. İnsanlar Bulgaristan’ın değişik bölgelerine has geleneksel halk giysilerini görmek veya tipik Bulgar motifli el işlemeli gömlekleri satın almak için geliyorlar. Rayna Gançeva, geleneksel Bulgar eşyalarına ilgi çok büyük olduğunu söylüyor. Rayna Gançeva konuşmasında şöyle diyor:

Burada Bulgaristan’ın tüm bölgelerinden geleneksel halk giysileri dikiliyor ve onlara işlenen süslemeler gelenlerin dikkatini çekiyor ve beğinisi kazanıyor. Bu tür işler genç kişiler arasında da rağbet görmeye başladı. Avrupa’yı saran etno-moda sayesinde insanlar Bulgar el işlemelerine geri döndüler. Mesela genç kızlar kot pantalonlarla taşımak için Bulgar motifleri olan el işlemeli pamuklu gömlek satın alıyorlar. Buradan çok vakit alan, ancak son derece güzel olan gaytanlı yelek satın alabilirsiniz. Atölyede Bulgar geleneksel giysiye has kuşaklar da bulabilirsiniz. Bunlar yabancılar tarafından çok rağbet görüyor. Bazen Bulgar giysi konusunda geleneksel görüşünden çıkmaya çalışıyorum. Örneği Bulgar motifleri olan önlükleri payet, küçük para ve taşlarla süslüyorum.

Tryavna kasabasının merkez meydanında, kasabada en eski ve görkemli olan “Aziz Arhangel Mihail” kilisesi bulunuyor. Turistler 1836-39 yılları arasında inşaa edilen Tryavna okulunu da ziyaret ediyorlar. Okulun restore edilen bölümünde birkaç sergi yapılacak. İlk okul odası da restore edilmiş vaziyette. Tryavnanın eski bölümünde gezmek güzel. Orada çok sayıda küçük ve lüks restaurantlar müşterilerine geleneksel yemekler sunuyor

__________________
Çevirimiçi durumu