[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #8737  23-02-2008 20:25 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 37
Facebook'ta Paylaş

&񗝣 Senin adını anıyordum.
Seni anıyordum.
Seni andıkça şeyler silindi.
Her şey birer birer yok oldu.
Şimdi sadece Sendeydim.
Seninleydim.
Giderek kendim de silindim.
Sadece Sen vardın.
Zaman yoktu.
Onu gördüm.
Onu gördüm, zamansızlığı gördüm.
Seni görüyordum, sadece Seni görüyordum.
Şimdi Senden başka hiçbir şey bilinmiyordu.
Bu denklemi ilk kez gördüm.
Bilinmeyene şey derdim.
Şimdi her şey şeydi.&񗝣


1122 yılının Nişabur&񗝉unda yaşayanların Ömer Hayyam&񗝉ın ölümü dolayısıyla neler hissettikleri üzerinde bir tahminde bulunabilmek ne büyük bir lütuf olurdu Hayyam&񗝉ın hayatı, eserleri ve etkileri üzerinde düşünmeye çalışanlar için. Gerçekten Hayyam&񗝉ın tabutu Nişabur sokaklarından geçerken dükkanında nargilesini içen, camide ikindi ezanını bekleyen veya medresede sakalını sıvazlayarak kitabını okuyan adam ne hissetmişti acaba? Bir büyük âlim, iyi bir şair, ayyaş bir zındık&񗝖 Hayyam onlar için hangisiydi? Bunu bilebilmek zor. Fakat bence hiçbir Nişaburlu o gün, şiirlerinin etkisi yüzyılları aşacak, belirli bir yaşam tarzının modeli ve hatta piri olacak bir şairi kaybettiğinin farkında değildi. Zira ölümünden kısa bir süre sonra önemsenmemeye ve yüzyıllar boyunca da &񗝣İranlı bir rubai şairi ve bilgin&񗝣 ifadesinden ötede bir anlam taşımamaya başlayacaktı Hayyam. Ta ki Oryantalistler tarafından keşfedilene dek&񗝖
İlk olarak 1859 yılında bir İngiliz şairi olan Fitzgerald&񗝉ın, Hayyam&񗝉ın yetmiş beş adet rubaisini İngilizce&񗝉ye çevirdiği söylenir. Daha sonra da 1867&񗝉de Fransız çevirmen Nicolas, Hayyam&񗝉ın bazı rubailerini Fransızca&񗝉ya kazandırır. Bu çevirilerden kısa bir süre sonra da Hayyam, Batı için önemli bir Doğulu değer haline gelir. Hatta Batı, Hayyam&񗝉ı öylesine sever ve sahiplenir ki adına &񗝣muhipler&񗝣 dernekleri kurulur ve Hayyam gibi yazmaya çalışan birçok Batılı şair türer bu dönemde.
Aslında ânı, hazzı, şarabı ve insanı kutsayan bir Doğulu şairin Oryantal temayülleri olan 19. yüzyıl Avrupa&񗝉sının sanat ve fikir çevrelerinin dikkatini çekmesi olağan bir durum olarak değerlendirilebilir. Fakat Oryantalizm&񗝉in üstünkörülüğünü ve Aydınlanma&񗝉nın realizmini merkeze alan bir bakış açısının, imgeselliğin ve tasavvufî derinliğin mutlak otorite olduğu bir edebî ortamın mensubunu ve onun eserlerini ne derece doğru anlayabileceği ve yorumlayabileceği de oldukça şüpheli ve sorunlu bir durum olarak karşımızda durmaktadır.
Öte yandan Batı üzerinden Hayyam&񗝉ı tanıyan ve bu yüzden Batı&񗝉nınkine benzer bir Hayyam algısına sahip olan Doğu aydınının durumu ise daha vahim görünmektedir. Melamîlik&񗝉ten, rindlikten, Doğu edebiyatına yüzyıllar boyunca hükmetmiş tasavvufî imgelem ve ıstılahâttan habersizcesine, Doğu topraklarında ne derece Batılı(!) değerler olduğunu ispata kalkışan oto-Oryantalistlerimizin Hayyam algısında ise ciddi boyutta tarihî ve kültürel bir dilemma veya daha da ciddi boyutta bir yabancılık söz konusudur.


İşte Şey, Yalsızuçanlar&񗝉ın bütün bu algıların dışında Hayyam&񗝉ı, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel yapı çerçevesinde okuma ve yorumlama gayretlerinin ürünü olarak ortaya çıkmış bir eser. Yalnızca bu kadar da değil&񗝖 Şey -aynı zamanda- mevcut Hayyam algısına Hayyam&񗝉ın dilinden bir reddiye.
Yazar, öncelikle Hayyam&񗝉ın sarhoşluğunun mahiyeti ile başlar bu reddiyeye ve bu noktada da İbni Farıd&񗝉ın &񗝣biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamıştı&񗝣 sözünü merkeze alır. Hayyam&񗝉ın içtiği üzüm değil &񗝣şarap&񗝣tır; Hayyam ayyaş değil &񗝣sarhoş&񗝣tur ona göre. Zamanın bir &񗝣ân&񗝣dan ibaret olduğunu, &񗝣ân&񗝣ın sonsuz bölünebilirliğini, her şeyin bir &񗝣şey&񗝣 olduğunu, &񗝣şey&񗝣inse bilinmezliğini, hayatın da &񗝣ân&񗝣lık bir &񗝣şey&񗝣 olduğunu keşfetmiş bir sarhoş&񗝖
&񗝣&񗝖her şarap anıldığında, her şarap şişesi görüldüğünde, her üzüm hasadı yapıldığında, tuhaf bir biçimde ruhum oradaymış gibi beni anıyorlar. ( ) Şarabı sarhoş edici bir içki olarak hiç tatmadım. Ama sarhoşluğum hep arttı. Öyle ki, bir an geldi, ne kendimi ne gayrı bilemedim.&񗝣 Aslında bu cümlelere bakıldığında, her ne kadar fazlasıyla hissî bir Hayyam müdafası yapma, hatta Hayyam&񗝉ı aklama (ve belki de &񗝃Yalsızuçanlar&񗝉ı hiç tanımıyormuşçasına yapılabilecek bir yorumla- Hayyam&񗝉ı &񗝈İslamileştirme&񗝉) gayretleri sezinlenebilirse de, yazarın amacıyla bu sezgilerin hiçbir şekilde bağdaşmadığını, yazarla kitap üzerine yapılmış bir röportajdan öğreniyoruz. Şöyle diyor Yalsızuçanlar;
&񗝣Hayyam esasında aramıyordu, sarhoştu zaten. Hani ezel bilişikliği denir ya, sarhoşluğu ezeliydi. Yani bir sırrı var, o sır ezeli bir sarhoşluğun sırrı zaten. Sonradan Hayyam&񗝉ın bir şarapçı, Amatem&񗝉de tedavi görmesi gereken bir alkolik veya bir pena olarak, bir canki olarak algılanması modern bir şey. Bu algı çarpıklığı onu okuyan modernlerle ilgili. Bir de tabi oryantalistlerin Hayyam tasviriyle ilgili.( ) Ne var yani denilebilir, şarap içmiş olsa ne olacak ki, önemli olan şiiridir&񗝖 Ben de tam bunu söylemeye çalışıyorum zaten. Hayyam&񗝉ın şiirini daha doğru okuyabilmek için bunun üzerinde durmak gerekiyor.&񗝣

Kitapta ayrıca tarihin belki de en dikkat çekici trio&񗝉suna (Hasan Sabbah, Nizamülmülk ve Ömer Hayyam) dair ilginç yaklaşımlar da mevcut. Her ne kadar Maalouf&񗝉un Semerkant&񗝉ında olduğu gibi anlatım bu noktada merkezîleşmese de iki eski dostun &񗝃Sabbah ve Nizam&񗝉ın- arasındaki sürtüşmeye, trio&񗝉nun üçüncüsü olan Ömer Hayyam&񗝉ın gözünden temas edilmeye çalışılmış. Ama elbette ki bu temaslar, kitabın edebi atmosferini bozmamak amacıyla asık suratlı bir tarihsellikten uzak ve yalnızca Hayyam&񗝉ın dünyasına etki eden bir konunun anlatımından ötede bir mahiyet taşımayacak durumda bırakılarak ifadesini bulmuş. Fakat yine de dikkatli bir okumayla yazarın, Sabbah ve Nizam hakkında da mevcut algıların dışında bir takım değerlendirmelerinin bulunduğunu sezinlemek mümkün. Hasan&񗝉ın da Nizam&񗝉ın da basitçe dillendirilen bir iktidar mücadelesinin veya bir mezhep çatışmasının içerisinde yer alacak bir seciyeye sahip olmadıkları fısıldanmakta okurun kulağına. Ama &񗝃dediğimiz gibi- kitap, Hayyam merkezli bir anlatıma sahip olduğu için bu konuyu fazla irdelememekte.
Son olarak kabaca ve kısaca özetlemek gerekirse Şey, Hayyam&񗝉ı tarihsel ve kültürel konjonktür içinde ve tasavvufî bir arka plana nüfuz ederek okuma gayretlerinin bir ürünü.

Bu mesaj Admin tarafından düzenlendi (06-04-2008 14:19 GMT+2 saat, ago)
__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu   

HUZURİSTAN - Temiz Bilgi
2025-12-05 21:05
Fatal error : Shield protection activated, please retry in 115 seconds...
After this duration, you can refresh the current page to continue.
Last action was : Hammering