[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #24859  17-02-2012 22:56 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş

YENİ! Zambak Yayınları
10. Sınıf Türk Edebiyatı Bütün Cevapları
Tek Link İndir!!


http://www.mediafire.com/file/oxy9xl6......edebiyati.zip





3. Oğuz Türkçesinin Anadolu'daki İlk Ürünleri (XIII - XIV. yy)
b. Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler (Şiir)
HAZIRLIK
1. Aşağıda boş bırakılan bölüme kişi, zaman, mekân ve olay unsurlarını içine alan kısa bir yazı yazınız.

Kör Mustafa, bahçelerde çalışır, gündeliğe gider, sarnıç sıvar, dam aktarır, kuyu kazar... Bizim köyün lodos tarafı gayri meskundur. Orada fundalar, yabani meşe palamutları, kocayemişler, çalı süpürgeleri bir türlü ağaç haline gelmeden, ama ağacı taklit edercesine gelişir, birbirinin içine girmiş yaşarlar. Bütün bu fundalıklar Fino kilisesinin malıdır. Kocaman, kirli sakallı, cin gibi bir papaz fundalıklar “bizimdir” diye, arada bir dolaşır. İsteyen olursa ucuza kiraya verir. Ama kimse kiralamaz. Çünkü, orman memuru buraları, Orman Kanunu gereğince orman sayar. Aralarında üç beş ufacık çam ağacının boğulduğu yabani, cüce, oduna bile gelmez çalı çırpı; orman memurunun, Orman Kanunu sayesinde mes’ut yaşar.
2. Yazınızı anlatım biçimi ve ifade yönüyle daha önce okuduğunuz bir roman veya hikâye ile karşılaştırınız. Sonuçları defterinize yazınız.
3. Menkıbe sözcüğünü araştırınız. Bulduğunuz bilgileri sınıfa sununuz.
Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâyelere menkıbe denir.


İNCELEME


1. Etkinlik
Battalname'de anlatılan olayları olay örgüsü bütünlüğü oluşturacak şekilde aşağıya yazınız.

Simbat’ın harap bir kaleyi onarıp oraya yerleşerek Müslüman halka zulüm etmesi.
Battal Gazi’nin kaleye gelip kaleyi ele almaya karar vermesi.
Savaş sırasında Battal’ın Simbat’ın karşısına çıkması ve onunla vuruşması
Simbat’ın kendini kaleye kapatması
Battal’ın bir sarnıçtan kaleye girmesi
Bir yaşlı kadının Battal’ı oğlu sanması ve onu evine alması
Battal’ın Simbat’ın karşına çıkması ve onu esir alması
Battal’ın Simbat’ı dine davet etmesi
Battal’ın Simbat’ı kale duvarına asması
Malatya’dan gazilerin gelmesi
Battal’ın Simbat’ın kızını Hüseyin İbn-i Ali’ye vermesi
Battal’ın kaleyi yıkması ve Malatya’ya geri dönmesi.

2. Etkinlik
a. Metinde hangi temanın işlendiğini bulunuz. Eserin yazıldığı dönemle temayı ilişkilendiriniz.

<><><> <><><> <><><> <><><>
Metnin teması Yazıldığı dönemle temanın ilişkilendirilmesi
Metnin teması kahramanlıktır. Metnin yazıldığı dönemle, metnin teması arasında doğrudan bir ilişki vardır. Çünkü metin oluşmaya başladığı dönemde insanlar kalelerde yaşıyor, kılıç kullanıyor, atlarla ulaşım sağlıyor, savaş meydanlarında bilek gücüyle mücadele ediyorlar. Bütün bu özellikler devrin özelliği ve kahramanlık temasıyla doğrudan ilişkilidir.

b. Temanın evrensel olup olamayacağını tartışınız. Sonuçları belirtiniz.
Kahramanlık teması evrensel bir temadır. Bu temayı bütün milletlerin edebiyatında görmemiz mümkündür.

3. Etkinlik
Metinde işlenen olayların gerçek hayatta yaşanmasının mümkün olup olamayacağını söyleyiniz. Metinde insana özgü gerçeklikler olay örgüsü içinde nasıl dile getirilmiştir? Belirtiniz.
Metinde anlatılanların gerçek hayatta aynısının yaşanması mümkün değildir. Ama gerçeğe uygun olan kısımların benzerleri yaşanmış olabilir. Halk hikâyeleri içinde hem gerçeğe uygun hem de olağanüstü özellikler barındıran metinlerdir. Metinde insana özgü gerçeklikler hikâyedeki gerçeğe uygun olan kısımları içeriyor.


4. Etkinlik
Okuduğunuz metnin yapısını oluşturan unsurları aşağıdaki kavram haritasına yerleştiriniz.


5. Etkinlik
Okuduğunuz metinde geçen kişilerin özelliklerini tespit ediniz ve olay örgüsündeki işlevlerini yazınız.
Metinde geçen kişiler Kişilerin özellikleri Kişilerin işlevi


BATTAL: Vatanı için her şeyini feda edebilecek cesarette bir kahraman, bir anda yüz kişiyle savaşan, dindar, inançlı birisidir. Metindeki kahramanlık duygusu onun kişiliği üzerinden verilmiştir. Bu nedenle metinde önemli bir işlevi vardır.
SİMBAT: Metinde kötüyü temsil eden tiptir. Müslüman halka zulmeden, acımasız ve yalancı bir tiptir. Metindeki işlevi kötülüğü temsil etmektir.
YAŞLI KADIN: Metindeki merhamet duygusu ve anne sevgisini olun üzerinden verilmiştir.


6. Etkinlik
Okuduğunuz metindeki kişi, zaman ve mekân ilişkisi hakkında bir paragraf yazınız.
Metindeki kişiler, olay, zaman ve mekan bir bütünlük oluşturmuştur. Verilmek istenen mesaja uygun kişiler, zaman, mekan ve olaylar seçilmiştir. Bu da hikâyenin ilgi çekiciliğini arttırmıştır.
7. Etkinlik
Okuduğunuz metnin mekânını ve zamanını belirleyiniz; mekânın ve zamanın nasıl anlatıldığını sözlü olarak ifade ediniz.

Metindeki mekan genel olarak Simbat’ın sarayıdır. Mekan tam olarak betimlenmemiştir. Zaman ise belli değildir. Sadece zaman ifadeleri vardır. Akşam, sabah, biraz sonra gibi


8. Etkinlik
Okuduğunuz metindeki olayları yaşandığı dönemin gerçekliğiyle ilişkilendiriniz.

Metindeki olaylar yaşandığı devirle doğrudan ilişkilidir. Metnin ortaya çıktığı dönemde insanlar kalelerde yaşıyordu. Kılıç kullanıyordu. Sarnıçlar kullanıyordu. Kahramanlık bilek gücüyle gösteriliyordu. Bütün bunları metnin içinde görmekteyiz.

9. Etkinlik
Okuduğunuz metni İslamiyet öncesi destanlar ve İslami dönemde oluşan eserlerle karşılaştı¬rınız. Bunlardan etkilenip etkilenmediğini örnekler vererek açıklayınız.

Metnin teması kahramanlıktır. Bu tema hem İslamiyet öncesi hem de sonrası destanların ana temasıdır. Battalın gösterdiği kahramanlıkta hem abartılar hem de gerçeğe uygunluklar vardır. Eserdeki dini unsurların varlığı bu eserin daha çok İslamiyet sonrası destanlardan etkilendiğini göstermektedir.

10. Etkinlik
Okuduğunuz metinden anlatıcının hangi konumda olduğunu tespit ediniz. Eserin hangi bakış açısıyla yazıldığını belirtiniz.
Metin ilahî(hakim-tanrısal) bakış açısıyla yazılmıştır.

11. Etkinlik
Aşağıda Battalname'nin özgün yazımıyla bir paragraf verilmiştir. Bu paragraftan ve altı çizili kelimelerden hareketle metnin dil özellikleri hakkında çıkarımlarda bulununuz.
...Seyyid çağırdı, er diledi meydana. Kimsenün zehresi olmadı kim meydana gire. Ayruk kimse meydana girmedüğin Seyyid Hazreti bildi. Atından aşağu indi. Kolanın muhkem berkitdi, girü bindi.
...Seyyid eyitdi: "Aklunı divşür kim benüm Seyyid Battal Gaazî ol dağdan inüp hünerler gösteren" didi. Heman-dem Ahmed, Seyyid'ün ayağına düşdi. Seyyid, Ahmed'i bağrına basdı. Görişdiler. Mimlan eydür: "Bu ne yiğitdür kim bunun gibi eyülikler eyledün."



Metnin Dil Özellikleri
Ses Özellikleri Kelime Özellikleri Cümle Özellikleri
Metinde altı çizili kelimelerde genel olarak ses kurallarına aykırılıklar vardır. Aynı zamanda o dönemin Türkçesine özgü olarak eklerde yuvarlaşmalar görülüyor. Kimsenün, benüm gibi. Metindeki Türkçe kelimeler bugün için değişiklikler göstermesine rağmen, yabancı dillerden Türkçeye giren kelimeler değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Cümleler kısa ve özdür. Uzun cümleler pek kullanılmamış. Karşılıklı konuşmalara yer verilmiştir.

12. Etkinlik
Metinde geçen tasvir cümlelerini bulunuz. Bu cümlelerden hareketle tasvirin metindeki işlevini belirtiniz. Sonuçları aşağıdaki boş bırakılan yerlere yazınız.

Seyyit yürüdü, kaleyi dolaştı ki fırsat bula, kaleyi ala. Bir yere vardı gördü ki su gider. Ol suyu gözetti. Su geldi, bir deliğe girdi. Seyit eyitti:
"İşbu su hisara gider, eğer çare olursa iş bundan olur." dedi. Hemen atın bir yere kodu, elbisesini çıkardı. Allah'a sığındı, o su deliğinden içeri girdi. Gide gide su geldi, bir sarnıca döküldü. Seyit dahi sarnıca düştü. Gayet soğuk idi. Hayli zahmet çekti. Hele nazar kıldı, bir merdiven gördü ki o merdivenden taşra çıktı.

Tasvir kelimelerle resim çizme sanatıdır. Tanıtılan yerlerin ve kişilerin zihinde canlanması tasvirle olur. Bu nedenle anlatmaya bağlı edebî metinlerde tasvirlere çokça yer verilir.

2. Metin
Deli Dumrul
13. Etkinlik
Dede Korkut Hikâyesi'nde anlatılan olayları olay örgüsü bütünlüğü oluşturacak şekilde yazınız.
Deli Dumrul’un kuru çayın üzerine bir köprü yaptırması
Deli Dumrul’un köprüden geçenlerden para alması
Köprünün yamacına bir obanın gelmesi
Obadan bir delikanlının vefat etmesi
Deli Dumrul’un Azrail’e kafa tutması
Azrail’in Deli Dumrul’un karşısına çıkması
Deli Dumrul’un Azrail kapışması ve yenilmesi
Deli Dumrul’un Allah’a bağışlanması için yalvarması
Deli Dumrul’un canı karşı can bulması için annesi ve babasından can istemesi
Deli Dumrul’a eşinin can vermesi
Allah’ın Deli Dumrul’un Anne ve babasının Deli Dumrul yerine canlarını alması
Deli Dumrul ve eşinin ömürlerinin uzaması
Dede Korkut’un gelip dua etmesi
14. Etkinlik
a. Yukarıdaki metinde hangi temanın işlendiğini bulunuz. Eserin yazıldığı dönemle temayı ilişkilendiriniz.
Metnin Teması: Kahramanlık
Yazıldığı dönemle temanın ilişkilendirilmesi: Metinin teması ile yazıldığı dönemle doğrudan ilişkilidir. Kahramanlığın bilek gücüyle gösterilmesi, eşkıyalıkların olması, göçerlerin bulunması eserin oluştuğu dönemin özellikleridir.
b. Temanın evrensel olup olamayacağını tartışınız. Sonuçları belirtiniz.
Metnin teması evrenseldir. Çünkü her millette kahramanlık teması çok sık işlenir.
15. Etkinlik
Okuduğunuz metinde işlenen olayların gerçek hayatta yaşanmasının mümkün olup olamayacağını söyleyiniz. Metinde insana özgü gerçekliklerin olay örgüsü içinde nasıl dile getirildiğini belirtiniz.

Metinde anlatılanların gerçek hayatta aynısının yaşanması mümkün değildir. Ama gerçeğe uygun olan kısımların benzerleri yaşanmış olabilir. Halk hikâyeleri içinde hem gerçeğe uygun hem de olağanüstü özellikler barındıran metinlerdir. Metinde insana özgü gerçeklikler hikâyedeki gerçeğe uygun olan kısımları içeriyor.

16. Etkinlik
Okuduğunuz metnin yapısını oluşturan unsurları aşağıdaki kavram haritasına yerleştiriniz.


17. Etkinlik
Okuduğunuz metinde geçen kişilerin özelliklerini tespit ediniz ve olay örgüsündeki işlevlerini
yazınız.
Deli Dumrul: Güçlü kuvvetli, gözü pek biridir. İnanç noktasında biraz zayıftır. Azrail’e kafa tutabilir. Ama yaptıklarından pişman olup kusurlarını da gören biridir. Deli Dumrul’un üzerinden kahramanlık ve pişmanlık kavramları verilmeye çalışılmıştır.
Azrail: Melek, Deli Dumrul’a Allah’ın gönderdiği kişi, Deli Dumrul’u yenip ona ders vermek için gönderilmiş vazifeli.
Deli Dumrul’un eşi: Vefalı, kocası için canını vermekten çekinmeyen biri.
Deli Dumrul’un annesi –babası: Kendi canlarından oğulları için vazgeçemeyen kişilir.
18. Etkinlik
Okuduğunuz metindeki kişi, zaman ve mekân ilişkisi hakkında bir paragraf yazınız.
Metindeki kişiler, olay, zaman ve mekan bir bütünlük oluşturmuştur. Verilmek istenen mesaja uygun kişiler, zaman, mekan ve olaylar seçilmiştir. Bu da hikâyenin ilgi çekiciliğini arttırmıştır.

19. Etkinlik
İncelediğiniz metnin mekânını ve zamanını belirleyiniz; mekânın ve zamanın nasıl anlatıldığını sözlü olarak ifade ediniz.
Okuduğumuz metinde mekan tam olarak belli değildir. Köprü, Deli Dumrul ile Azrail’in kaşılaştıkları ev mekanlar olarak verilmiş ama bunlar betimlenmemiştir. Zaman olarak da tam bir ifade yoktur. Akşam, sabah, biraz sonra gibi zaman ifadeleri kullanılmıştır.



20. Etkinlik
İncelediğiniz temayı olayın yaşandığı dönemin gerçekliğiyle ilişkilendirerek aşağıya yazınız.
Metnin teması dönemin gerçekleriyle uyum içindedir. Mekanlar, kişiler ve olaylar devrin gerçekleri ile uyum içindedir.
21. Etkinlik
Okuduğunuz metni İslamiyet öncesi destanlar ve İslami döneminde oluşan eserlerle karşılaştırınız. Bunlardan etkilenip etkilenmediğini örnekler vererek açıklayınız.

Metnin teması kahramanlıktır. Bu tema hem İslamiyet öncesi hem de sonrası destanların ana temasıdır. Deli Dumrul’un gösterdiği kahramanlıkta hem abartılar hem de gerçeğe uygunluklar vardır. Eserdeki dini unsurların varlığı bu eserin daha çok İslamiyet sonrası destanlardan etkilendiğini göstermektedir.


22. Etkinlik
Okuduğunuz metinden anlatıcının hangi konumda olduğunu tespit ediniz. Eserin hangi bakış açısıyla yazıldığını belirtiniz.

Metin ilahî(hakim-tanrısal) bakış açısıyla yazılmıştır.



23. Etkinlik
Aşağıya Dede Korkut Hikâyesi'nin özgün yazımından bir bölüm alınmıştır. Bu bölümleri göz önünde bulundurarak metnin dil özelliklerini belirtiniz.
"Meğer bir gün köprüsünün yamacında bir bölük oba konmışıdı. Ol obada bir yahşi yiğit sayru düşmüşidi. Allah emriyile ol yiğit öldü. Kimi oğul deyü, kimi kardaş deyü ağladı. Ol yiğit üzerine muhkem kara şiven oldu."
Deli Dumrul aydur: Mere Azrail dedüğünüz ne kişidür kim adamın canun alır? Ya Kadir Allah, birligün, varlıgun hakkıyiçün Azraili menüm gözüme göstergil; savaşayım, çekişeyim, dürişeyim, yahşı yigidün canın kurtarayım; bir dahı yahşı yigidün canın almaya, dedi.

<><><> <><><> <><><> <><><> <><><>
Metnin Dil Özellikleri
Ses Özellikleri Kelime Özellikleri Cümle Özellikleri
Metinde altı çizili kelimelerde genel olarak ses kurallarına aykırılıklar vardır. Aynı zamanda o dönemin Türkçesine özgü olarak eklerde yuvarlaşmalar görülüyor. köprüsü, konmışıdı, ol, yahşı, deyü gibi. Metindeki Türkçe kelimeler bugün için değişiklikler göstermesine rağmen, yabancı dillerden Türkçeye giren kelimeler değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Cümleler kısa ve özdür. Uzun cümleler pek kullanılmamış. Karşılıklı konuşmalara yer verilmiştir.

24. Etkinlik
İki gruba ayrılınız. Okuduğunuz metinde insanüstü olayların anlatıldığı bölümleri bulunuz. Bu bölümlerden hareketle insana özgü gerçekliğin metinde nasıl anlatıldığını değerlendiriniz.

<><><> <><><> <><><> <><><>
İnsanüstü olayların anlatıldığı bölümler İnsana özgü gerçekliğin nasıl anlatıldığı
İnsanüsü olayların anlatıldığı bölümlerde karhanlar olağan üstü özellikler göstererek destansı bölümü oluşturuyorlar. İnsana özgü gerçekliğin anlatıldığı bölümde kahramanlar gerçek hayata uygun gibi davranarak hikâyenin gerçekle de ilişkisi ortaya koymaktadır. Bu da eserin destandan ayrılan yönüdür.




25. Etkinlik
İncelediğiniz metinde anlatılan olayların, tanıtılan kişilerin benzerlerinin etrafınızda bulunup bulunmadığını tartışınız. Sonuçları sınıfa sununuz.
26. Etkinlik
İncelediğiniz metinde işlenen olayların gerçek hayatta yaşanmasının mümkün olup olamayacağını tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Metinde anlatılanların gerçek hayatta aynısının yaşanması mümkün değildir. Ama gerçeğe uygun olan kısımların benzerleri yaşanmış olabilir. Halk hikâyeleri içinde hem gerçeğe uygun hem de olağanüstü özellikler barındıran metinlerdir. Metinde insana özgü gerçeklikler hikâyedeki gerçeğe uygun olan kısımları içeriyor.

27. Etkinlik
Aşağıda verilen kavramları ve tanımları eşleştiriniz.
Akçe Küçük gümüş para.
Bahadır Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük gösteren kimse.
Azrail Can alan melek..
Alp Yiğit
28. Etkinlik
Okuduğunuz metinden birkaç deyim bulunuz. Bulduğunuz deyimleri birer cümlede kullanınız.
Metinde geçen deyimler Cümle örnekleri
Hasta düşmek
Yas tutmak
Benzini sarartmak

29. Etkinlik

Okuduğunuz metinden tasvir cümleleri bulunuz. Tasvirin cümledeki işlevini belirtiniz. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.

Kara kılıcını sıyırdı, eline aldı. Azrail'e çalmak için saldırdı. Azrail bir güvercin oldu, pencereden uçtu gitti. Adam azmanı Deli Dumrul, elini eline çaldı, kas kas güldü. Der:
- Yiğitlerim, Azrail'in gözünü öylesine korkuttum ki geniş kapıyı bıraktı, dar bacadan kaçtı çünkü benim elimde, güvercin gibi kuş oldu, uçtu. Bre, ben onu bırakır mıyım doğana aldırmayınca, dedi.
Kalktı atına bindi, doğanını eline aldı, ardına düştü. Bir iki güvercin öldürdü. Döndü, evine geliyorken Azrail atının gözüne göründü. At ürktü, Deli Dumrul'u getirdi yere vurdu. Kara başı bunaldı, bunlu kaldı. Ak göğsünün üzerine Azrail basıp kondu. Az önce mırlardı, şimdi hırlamaya başladı.

Tasvir kelimelerle resim çizme sanatıdır. Tanıtılan yerlerin ve kişilerin zihinde canlanması tasvirle olur. Bu nedenle anlatmaya bağlı edebî metinlerde tasvirlere çokça yer verilir.

30. Etkinlik
Dört gruba ayrılınız. Dede Korkut Hikâyeleri'nin içeriği hakkında düşüncelerinizi belirtiniz. Benzer ve farklı sonuçları açıklayınız.
DEDE KORKUT VE DEDE KORKUT HİKÂYELERİ
Korkut destanı veya hikâyeleri Orta Asya'da şekillenmeye başlamış; Türklerin Müslüman olmalarından ve Anadolu'ya gelmelerinden sonra din ve çevre motiflerine göre bazı değişikliklere uğramıştır. Dede Korkut'un hikâyeleri, parça parça ve değişik versiyonlarda Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaşamaktadır. Bugün Türkiye'de en yaygın olarak bilinen ve en geniş Dede Korkut hikâyeleri, 15-16, yüzyıllarda meçhul biri tarafından kâğıda geçirilmiştir. "Kitab-ı Dede Korkut" adlı bu eser, Azerbaycan ve doğu Anadolu'daki Oğuz Türklerinin arasında yaşayan Dede Korkut hikâyelerini kaydetmiştir.
Dede Korkut simgesi, hikâyelerin değişmeyen motifidir. Oğuz boylarının başı derde girdiğinde veya sevinçli bir durumu olduğunda "Oğuz bilicisi" Dede Korkut'a danışır; o ne derse o yapılırdı. Çocuklara ad konulacağı zaman Dede Korkut çağrılırdı.
Büyük Türk destanının yaratıcısı Dede Korkut'un kişiliği üzerinde bilgilerimiz yetersiz kalıyor. Korkut-Ata adıyla da tanınan Dede Korkut, söylentilere göre Oğuzların Bayat Boyundan Kara Hoca’nın oğludur.
Onun, IX. ve XI. yüzyıllar arasında Türkistan'da Sir-Derya nehrinin Aral Gölüne döküldüğü yerde doğduğu, Ürgeç Dede adında bir oğlu olduğu, Oğuz Türklerinden büyük saygı gördüğü, bu bölgelerde hüküm süren Türk hakanlarına akıl hocalığı ve danışmanlık ettiği destanlarından anlaşılmaktadır.
Dede Korkut'un Türkler arasında, ağızdan ağıza, dilden dile dolaşan destan niteliğindeki hikâyeleri XV. yüzyılda Akkoyunlu'lar devrinde Dede Korkut Kitabı adıyla bir kitapta toplanmış, böylelikle sözden yazıya dökülmüştür. Destan derleyicisi, Dede Korkut kitabının önsözünde Dede Korkut hakkında şu bilgileri verir ve onun ağzından şu öğütlerde bulunur:
(Bayat Boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı. O kişi, Oğuz'un tam bilicisi idi. Ne derse olurdu. Gaipten türlü haber söylerdi...)
(Korkut Ata Oğuz Kavminin her müşkülünü hallederdi. Her ne iş olsa Korkut Ata'ya danışmayınca yapmazlardı. Her ne ki buyursa kabul ederlerdi. Sözünü tutup tamam ederlerdi...)
(Dede Korkut söylemiş: Lapa lapa karlar yağsa yaza kalmaz, yapağılı yeşil çimen güze kalmaz. Eski pamuk bez olmaz, eski düşman dost olmaz. Kara koç ata kıymayınca yol alınmaz, kara çelik öz kılıcı çalmayınca hasım dönmez, er malına kıymayınca adı çıkmaz. Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul babadan görmeyince sofra çekmez. Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur...)
(Dede Korkut bir daha söylemiş: Sert yürürken cins bir ata namert yiğit binemez, binince binmese daha iyi. Çalıp keser öz kılıcı namertler çalınca çalmasa daha iyi... Çala bilen yiğide, ok'la kılıçtan bir çomak daha iyi. Konuğu olmayan kara evler yıkılsa daha iyi... Atın yemediği acı otlar bitmese daha iyi. İnsanın içmediği acı sular sızmasa daha iyi...)
Dede Korkut'un kitabında bir önsüz ile on iki destansı hikâye vardır. Bu destanlar, Türk dilinin en güzel örnekleri olduğu gibi, Türk ruhuna, Türk düşüncesine ışık tutan en açık belgelerdir. Bunlar:
1. Dirse Han Oğlu Boğaç Han
2. Salur Kazan'ın Evi Yağmalanması
3. Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
4. Kazan Bey Oğlu Uruz'un Tutsak Olması
5. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
6. Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
7. Kazılık Koca Oğlu Yegenek
8. Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi
9. Begin Oğlu Emren
10. Uşun Koca Oğlu Segrek
11. Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz'un Çıkarması
12. İç Oğuz'a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü
Dede Korkut, Oğuz Türklerini, onların inanışlarını, yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini, yiğitliklerini, sağlam karakteri ve ahlâkını, ruh enginliğini, saf, arı-duru bir Türkçe ile dile getirir. Destanlarındaki şiirlerinde, çalınan kopuzların kıvrak ritmi, yanık havası vardır.
Dede Korkut destanlarının kahramanları, iyiliği ve doğruluğu öğütler. Güçsüzlerin, çaresizlerin, her zaman yanındadır. Hile-hurda bilmezler, tok sözlü, sözlerinin eridirler. Türk milletinin birlik ve beraberliğini, millî dayanışmayı, el ele tutuşmayı telkin eder.
Yüzyıllar boyu, heyecanla okunan bu eserdeki destanlar, Doğu ve Orta Anadolu'da, çeşitli varyantları ile yaşamıştır. Anadolu'nun birçok bölgelerinde, halk arasında söylenen, kuşaktan kuşağa aktarılan hikâye ve destanlarda Dede Korkut'un izleri ve büyük etkileri vardır.
Millî Destanımızın ana kaynağı olan Dede Korkut Kitabı’nın bugün elde, biri Dresden'de, öteki Vatikan'da olmak üzere, iki yazma nüshası vardır. Bu yazma eserlere dayanarak Dede Korkut Kitabı, memleketimizde birkaç kez basıldığı gibi, birçok yabancı memleketlerde çeşitli dillere de çevrilmiştir.
3. Metin
Dânişmendnâme
Çün melik Dânişmend bu mektûbı okıdı ve ol kavmi İslâm'a davet itdi, kimse cevâb virmedi. Bu kez at depdi meydâna girdi, er diledi. Gürcilerden Evkas adlu bir kâfir meydâna girdi. Kılıç ile Melik'e hamle kıldı. Melik anun hamlesin redd eyledi. Nevbet Melik'e değdi, hemândem bir nâ'ra urup eyitdi: "benâm-ı Hüdâ, benûr-ı pâk-i Muhammed Mustafâ" diyüp Evkas'a bir kılıç ile urdı kim eyer başına değin iki pare kıldı. Gürcilerden figaan kopdı. Anı görüp cümle kâfirler bir kezden hamle kıldılar. Melik Dânişmend bir nâ'ra eyle urdı kim tamâmet kâfir çerisi serâsîme oldılar. Melik ejderha gibi... bir sâatde yidi yüz kâfiri öldürdi. Andan Nastor, çerisine hamle kıldı. Bu yana Artuhi ve Efrumiye dahi kâfirleri hazân gibi yire dökerlerdi. Ceng arasında iken Nastor, Rûm çerisine işaret kıldı. Medâris-i laîn yüz kişiyle ribata kasd kıldı. Gelüp gördi ki ribât kapusı berkinmiş. Medâris-i laîn hîle idüp çağırdı kim "Nastor'ı esîr getürdük, kapuyı açun" didi. Ruhbanlar Artuhi sanup geldiler, kapuyı açdılar. Hemân kâfirler içerü girüp ot on ruhbanı ve Harkil-i zahidi kati itdiler. Andan Şettât'ı ve Râmîn'i kuyudan çıkardılar, çeriye gönderdiler. Kendüler on kuyu vardı her kuyuya on kâfir gizlendiler ki Melik'i kati ideler. Bu yana Şettât ve Râmîn geldüğine kâfirler şâd oldılar...
Çünkü Melik oradan ayrıldı, gördü ki Şettat kurtulmuş. Askeri vuruşmaya çağırıyor. Melik, Artuhi'den sordu: "Şu Şettat değil mi?" dedi. Artuhi: "Evet, odur." dedi. Melik bir nara atıp: "Ey melun, nasıl kurtuldun?" deyince Şettat: "Narınur kurtardı." dedi. Melik: "Yürü ben seni bulurum." dedi. Melik oradan geçti, Ribat'a vardılar, gördüler ki Ribat kapısı açık. Harkil-i Zahid ve şairleri şehit olmuşlar. Melik çok üzüldü, şehitlerin namazını kıldılar, defnedip dua okudular. Bu hâl onları epeyce perişan kıldı.
Melik Dânişmend ansızın köşede biri olduğunu gördü. Namazı bırakıp o yana baktı ama onu göremedi. Meğer düşmanı o kişiyi "Var git, yatmışlar mı?" diye bakmaya göndermişti. Melik namazdan sonra geldi, Artuhi'yi uyardı. Kiliseye gidip köşe bucak o kişiyi aradılar ama hiç eser bulamadılar. Ansızın bir köşeden aksırık sesi geldi. Melik ve Artuhi oraya geldiler ama yine bir eser bulamadılar. Artuhi: "Galiba dışarıya asker geldi." dedi. Derhâl mum yakıp dışarı çıktılar. Ansızın ağzı açık bir kuyu gördüler. İleri varıp içine baktılar. Gördüler ki silahlı on kişi var. Melik: "Hemen bunları öldürelim." dedi. Orada bir ahır vardı, içi tamamen kamış doluydu. Orayı yaktılar, başka düşman aramaya koyuldular. Bir on kişi sonra bir on kişi daha bulup öldürdüler. Şehit olan Müslümanları aldılar, o gece geçti, sabah oldu.

Ak karadan, sevinç gamdan seçildi. Nastor Şettat katına geldiler. Alemler, sancaklar götürdüler. Bir yandan Melik, Artuhi ve Efrumiye dahi atlanıp düşmana karşı durdular. Nastor onları gördü: "Yazıklar olsun, Medaris'e dün gece ne yaptınız? Bunun hesabını soracağım." deyince Artuhi ansızın meydana indi. Karşısına çıkacak er diledi, çağırdı: "Ey melunlar, ne yaptıysanız fayda etmedi, kendi başınızı yediniz. Bu gece yüz kişiyle lain Medaris'i de öldürdük. Ben Artuhi, Melik Dânişmend'in en sadık eriyim, her kimin arzusu varsa meydana gelsin." dedi. Meğer Medaris'in Argumiye adlı heybetli bir kardeşi vardı. Meydana indi, süngüsüyle Artuhi'ye hamle etti. Artuhi kalkanıyla karşıladı, kılıcını ve gürzünü dahi
arşıladı. Hamle sırası Artuhi'ye geçti. O melun dahi Artuhi'nin üç hamlesini savdı. Çokça çarpıştılar, yenişemediler. Birbirlerinin kemerinden tuttular, attan indiler. Efrumiye, Artuhi adına telaşlanınca Melik ona: "Ey Efrumiye, sen onu kayırma ki Hak Teala onun yardımcısıdır." dedi. Bu sırada Artuhi: "Ya Allah ya Muhammed Mustafa" deyip Argumiye'yi yere vurdu. Düşmanlar bunu görünce hamle ettiler, Melik dahi hamle ederek onların yolunu kesti. Artuhi hâli kalmayan Argumiye'yi öldürdü.
Artuhi, Melik'ten çokça övgü aldı, sıçradı ve atına bindi. Melik dahi düşmanlara hamle etti. Savaşırken Artuhi, Şuzit melununa uğradı. Şuzit'in çok hamlelerini Artuhi savdı fakat bir kılıç darbesi Artuhi'yi vurdu ve onu attan düşürdü. Düşmanlar hemen onu bağlayıp Nastor'a götürdüler. Efrumiye bunu görüp bağırdı: "Ey Sultanım, alıp gittikleri Artuhi'dir." dedi. Melik Dânişmend bir nara atıp yirmi düşmanı yararak Artuhi'nin yanından düşmanı savdı. Sanki uçar bir kuş oldu. Bir olup düşmanı kırdılar. Melik Artuhi'yi bağrına basıp: "Ciğer köşem, bu erlik meydanıdır gâh basar gâh basılırsın, gamlanma." dedi. Melik ansızın Şuzit'i gördü: "Ey melun, erlik nasıl olur gel sana göstereyim."dedi. Şuzit bir an korktu sonra Melik'e hamle kıldı. Melik gürzüyle onu savdı. Şuzit üç hamle daha kıldı ama Melik'i vuramadı. Melik yemin etti, nara attı ve Şuzit'e yürüdü. Öyle bir kılıç vurdu ki Şuzit'in kalkanı paramparça oldu. O anda melunun canı cehenneme gitti. Askerler feryat kopardılar. Nastor melunu Şuzit'in öldüğünü anladı. Kendi canından korktu, savaş davulunu vurdurdu, askerler hamle edip o üç serveri kuşattılar. Düşman arasında kalan Melik Dânişmend aslan gibi kükredi, Artuhi sel gibi çağladı, Efrumiye yel gibi esti. Düşmanı yardılar, geceye dek cenk ettiler...
Dânişmendnâme

31. Etkinlik

Dânişmentname'de anlatılan olayları olay örgüsü bütünlüğü oluşturacak şekilde yazınız.
Melik Danişment’in mektubu okuması ve kavmi İslam’a davet etmesi
Melik’in Evkas ile mücadeleye tutuşması ve Evkas’ı öldürmesi
Melik’in savaş meydanında yedi yüz kafiri öldürmesi
Kafirlerin hileyle kaleye girmesi
Melik’in Şettat’la karşılaşması
Melik’in köşede birini görmesi, Artuhi’yi uyarması ve oradaki ahırdaki kamışları yakarak oradaki düşmanları öldürmesi
Artuhi’nin düşmanın karşınına korkusuzca çıkması
Artuhi’nin ARgumiye’yi öldürmesi
Artuhi ile Şuzit’in karşılaşması ve Artuhi’nin yaralanması
Artuhi’nin Nastor’a götürülmesi
Melik’in Artuhi’yi kurtarması
Melik’in Şuzit’i öldürmesi
32. Etkinlik
a. Dânişmentname adlı metinde hangi temanın işlendiğini bulunuz. Eserin yazıldığı dönemle temayı ilişkilendiriniz.
Metnin teması Yazıldığı dönemle temanın ilişkilendirilmesi
Metnin teması kahramanlıktır. Metnin yazıldığı dönemle, metnin teması arasında doğrudan bir ilişki vardır. Çünkü metin oluşmaya başladığı dönemde insanlar kalelerde yaşıyor, kılıç kullanıyor, atlarla ulaşım sağlıyor, savaş meydanlarında bilek gücüyle mücadele ediyorlar. Bütün bu özellikler devrin özelliği ve kahramanlık temasıyla doğrudan ilişkilidir.


b. Temanın evrensel olup olamayacağını tartışınız. Sonuçları belirtiniz.
Kahramanlık teması evrensel bir temadır. Bu temayı bütün milletlerin edebiyatında görmemiz mümkündür.

33. Etkinlik
Metinde işlenen olayların gerçek hayatta yaşanmasının mümkün olup olamayacağını söyleyiniz. Metinde insana özgü gerçeklikler olay örgüsü içinde nasıl dile getirilmiştir? Belirtiniz.
Metinde anlatılanların gerçek hayatta aynısının yaşanması mümkün değildir. Ama gerçeğe uygun olan kısımların benzerleri yaşanmış olabilir. Halk hikâyeleri içinde hem gerçeğe uygun hem de olağanüstü özellikler barındıran metinlerdir. Metinde insana özgü gerçeklikler hikâyedeki gerçeğe uygun olan kısımları içeriyor.

34. Etkinlik
Okuduğunuz metnin yapısını oluşturan unsurları aşağıdaki kavram haritasına yerleştiriniz.

35. Etkinlik
Okuduğunuz metinde geçen kişilerin özelliklerini tespit ediniz ve olay örgüsündeki işlevlerini yazınız.
Metinde geçen kişiler Kişilerin özellikleri Kişilerin işlevi
MELİK: Vatanı için her şeyini feda edebilecek cesarette bir kahraman, bir anda yedi yüz kişiyle savaşan, dindar, inançlı birisidir. Metindeki kahramanlık duygusu onun kişiliği üzerinden verilmiştir. Bu nedenle metinde önemli bir işlevi vardır.
ARTUHİ-EFRUMİYE: Melik’in en yakın dostlar. Dostları için her şeylerini veda edebilecek seviyedeler. Dindar bir tiplerdir.
ŞİZAT-ŞETTAT: Metinde kötüyü temsil eden tiplerdir. Müslüman halka zulmeden, acımasız ve yalancı bir tiplerdir. Metindeki işlevleri kötülüğü temsil etmeleridir.
YAŞLI KADIN: Metindeki merhamet duygusu ve anne sevgisini olun üzerinden verilmiştir.

36. Etkinlik
Okuduğunuz metindeki kişi, zaman ve mekân ilişkisi hakkında bir paragraf yazınız.
Metindeki kişiler, olay, zaman ve mekan bir bütünlük oluşturmuştur. Verilmek istenen mesaja uygun kişiler, zaman, mekan ve olaylar seçilmiştir. Bu da hikâyenin ilgi çekiciliğini arttırmıştır.

37. Etkinlik
İncelediğiniz metnin mekânını ve zamanını belirleyiniz; mekânın ve zamanın nasıl anlatıldığını sözlü olarak ifade ediniz.
Okuduğumuz metinde mekan tam olarak belli değildir. Savaş Medanı, Kale mekanlar olarak verilmiş ama bunlar betimlenmemiştir. Zaman olarak da tam bir ifade yoktur. Akşam, sabah, biraz sonra gibi zaman ifadeleri kullanılmıştır.


38. Etkinlik
İncelediğiniz temayı olayın yaşandığı dönemin gerçekliğiyle ilişkilendirerek aşağıya yazınız.
Metnin teması dönemin gerçekleriyle uyum içindedir. Mekanlar, kişiler ve olaylar devrin gerçekleri ile uyum içindedir.
39. Etkinlik
Okuduğunuz metni İslamiyet öncesi destanlar ve İslami döneminde oluşan eserlerle karşılaştırınız. Bunlardan etkilenip etkilenmediğini örnekler vererek açıklayınız.

Metnin teması kahramanlıktır. Bu tema hem İslamiyet öncesi hem de sonrası destanların ana temasıdır. Melik’in gösterdiği kahramanlıkta hem abartılar hem de gerçeğe uygunluklar vardır. Eserdeki dini unsurların varlığı bu eserin daha çok İslamiyet sonrası destanlardan etkilendiğini göstermektedir.


40. Etkinlik
Okuduğunuz metinden anlatıcının hangi konumda olduğunu tespit ediniz. Eserin hangi bakış açısıyla yazıldığını belirtiniz.

Metin ilahî(hakim-tanrısal) bakış açısıyla yazılmıştır.
41. Etkinlik
Aşağıya Dânişmentname'nin özgün yazımından bir bölüm alınmıştır. Bu bölümleri göz önünde bulundurarak metnin dil özelliklerini belirtiniz.
Yine biribirin akmadılar. Âhir atlardan indiler. Atları durmadı, kaçdı. Efrumiye anı görüp ağladı. Melik eyitdi: "Yâ Efrumiye! Sen anı kayurma kim Hak Teâlâ anun muînidür" didi. Bu yana Artuhî "Yâ Allah!" diyüp Argumiye'yi götürdi, başı üstine çevürdi, dahi eyitdi kim: "Benâm-ı Huda benûr-ı pâk-i Muhammed Mustafâ" diyüp yire urdı. Kâfirler anı görüp hamle kıldılar. Bu yana Melik Dânişmend kâfirlerün yolın bekledi. Ol kâfir salınu durunca Artuhî ol meluna kılıç şöyle urdı kim melunun başı havaya perrân oldı...

Metnin Dil Özellikleri
Ses Özellikleri Kelime Özellikleri Cümle Özellikleri
Metindeki kelimelerde genel olarak ses kurallarına aykırılıklar vardır. Aynı zamanda o dönemin Türkçesine özgü olarak eklerde yuvarlaşmalar görülüyor. kayurma, anun, diyüp, çevürdi, deyüp gibi. Metindeki Türkçe kelimeler bugün için değişiklikler göstermesine rağmen, yabancı dillerden Türkçeye giren kelimeler değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Cümleler kısa ve özdür. Uzun cümleler pek kullanılmamış. Karşılıklı konuşmalara yer verilmiştir.

42. Etkinlik
İki gruba ayrılınız. Okuduğunuz metinde insanüstü olayların anlatıldığı bölümleri bulunuz. Bu bölümlerden hareketle insana özgü gerçekliğin metinde nasıl anlatıldığını değerlendiriniz.

İnsanüstü olayların anlatıldığı bölümler İnsana özgü gerçekliğin nasıl anlatıldığı
İnsanüsü olayların anlatıldığı bölümlerde karhanlar olağan üstü özellikler göstererek destansı bölümü oluşturuyorlar. İnsana özgü gerçekliğin anlatıldığı bölümde kahramanlar gerçek hayata uygun gibi davranarak hikâyenin gerçekle de ilişkisi ortaya koymaktadır. Bu da eserin destandan ayrılan yönüdür.


43. Etkinlik
İncelediğiniz metinde anlatılan olayların, tanıtılan kişilerin benzerlerinin etrafınızda bulunup bulunmadığını tartışınız. Sonuçları sınıfa sununuz.
Metinde tanıtılan kişilerin benzerlerinin şuan için çevremizde bulunması zordur. Ama fedakarlık ve kahramanlık yönlerinden benzerleri bulunabilir.
44. Etkinlik
İncelediğiniz metinde işlenen olayların gerçek hayatta yaşanmasının mümkün olup olamayacağını tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Metinde anlatılanların gerçek hayatta aynısının yaşanması mümkün değildir. Ama gerçeğe uygun olan kısımların benzerleri yaşanmış olabilir. Halk hikâyeleri içinde hem gerçeğe uygun hem de olağanüstü özellikler barındıran metinlerdir. Metinde insana özgü gerçeklikler hikâyedeki gerçeğe uygun olan kısımları içeriyor.


45. Etkinlik
Aşağıda verilen kavramları ve tanımları eşleştiriniz.
Nâgâh Birdenbire, ansızın, hemen.
Medâris Medreseler. Ders okunan yerler.
Kalbgâh Ordunun sağ ve sol kanatlarının ortası. Merkez bölümü.
Perrân uçan, uçucu.

46. Etkinlik
Okuduğunuz metinden birkaç deyim bulunuz. Bulduğunuz deyimleri birer cümlede kullanınız.
Metinde geçen deyimler Cümle örnekleri
Perişan kılmak
Hesabını sormak
Kendi başını yemek
47. Etkinlik
Okuduğunuz metinden tasvir cümleleri bulunuz. Tasvirin cümledeki işlevini belirtiniz. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Melik Dânişmend ansızın köşede biri olduğunu gördü. Namazı bırakıp o yana baktı ama onu göremedi. Meğer düşmanı o kişiyi "Var git, yatmışlar mı?" diye bakmaya göndermişti. Melik namazdan sonra geldi, Artuhi'yi uyardı. Kiliseye gidip köşe bucak o kişiyi aradılar ama hiç eser bulamadılar. Ansızın bir köşeden aksırık sesi geldi. Melik ve Artuhi oraya geldiler ama yine bir eser bulamadılar. Artuhi: "Galiba dışarıya asker geldi." dedi. Derhâl mum yakıp dışarı çıktılar. Ansızın ağzı açık bir kuyu gördüler. İleri varıp içine baktılar. Gördüler ki silahlı on kişi var. Melik: "Hemen bunları öldürelim." dedi. Orada bir ahır vardı, içi tamamen kamış doluydu. Orayı yaktılar, başka düşman aramaya koyuldular. Bir on kişi sonra bir on kişi daha bulup öldürdüler. Şehit olan Müslümanları aldılar, o gece geçti, sabah oldu.

Tasvir kelimelerle resim çizme sanatıdır. Tanıtılan yerlerin ve kişilerin zihinde canlanması tasvirle olur. Bu nedenle anlatmaya bağlı edebî metinlerde tasvirlere çokça yer verilir.

48. Etkinlik
Dört gruba ayrılınız. Dânişmendname'nin içeriği hakkında tartışma yapınız. Sonuçları sınıfa sununuz.
DANİŞMENDNÂME
Anadolu’nun Türklerin hâkimiyetine girmesini anlatan destansı bir eserdir. Danişmend Gazi ve Melik Gazi’nin kahramanlıklarını, gazalarını anlatan, Battalnâme tarzında yazılmış olan Danişmendnâme’nin ne zaman ve kimin tarafından yazıldığı kesin olarak bilinmemektedir.
Danişmendnâme’nin konusu özetle şöyledir: Peygamber efendimizin hicretinden 360 sene sonra, Battal Gazi’nin torunlarından Melik Ahmet Danişmend, halifeden izin alarak, birçok beyle birlikte Anadolu’da fetihlere başlar. Uzun bir zamandır harap olan Sivas’ı mamur hale getirerek buraya yerleşir. Burada mücahitleri ikiye ayırır. Turasan idaresindeki mücahidler İstanbul üzerine giderler. Fakat Alemdağ önlerinde şehit olurlar. Melik Ahmet Danişmend ise Sivas’tan Karadeniz’e kadar olan bölgeyi fethetmeyi kararlaştırır. Artuhi isminde bir Hıristiyan’ın Müslüman olmasına vesile olur ve onu yanından ayırmaz. Tokat, Zile, Amasya, Çorum ve Niksar bölgelerini fethederek halkı Müslüman olmaya davet eder.
Halkın büyük bir kısmı İslamiyet’i seve seve kabul eder. Ancak bir müddet sonra Niksarlılar dinden çıkarak bölgedeki birçok Müslüman’ı öldürürler. Danişmend Gazi, Niksar’ı tekrar alarak Canik’e doğru yola çıkar. Fakat yolda pusuya düşürülerek şehit edilir. Vasiyeti üzerine Niksar Kalesi karşısında bir yere defnedilir.
Danişmend Gazi’nin şehit edilmesinden sonra Hıristiyanlar kaybettikleri yerleri tekrar alırlar. Danişmend Gazi’nin oğlu Melik Gazi Bağdat’a giderek halifenin huzuruna çıkar. Babasının fethettiği yerleri Hıristiyanlardan tekrar alır. Niksar’a babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırır. Melik Gazi’nin fetihlerini Anadolu Selçukluları hâkimiyetine bağlayan destanda olaylar birbiri arkasına devam ettirilerek anlatılır.
Battalnâme’nin bir devamı olarak kabul edilen bu eserde münacatlar, Allah’a sığınıp yardım dilekleri, Hızır aleyhisselamın görünüp yaraları iyileştirmesi, bazı Hıristiyanların rüyalarında Peygamber efendimizi görerek Müslüman olmaları, kimi Hıristiyan kızlarının mücahitlerle evlenmeleri gibi dini motifler yanında tarihî ve efsanevî unsurlar da çoktur. Eserin son bölümü bir sonsözden ibarettir. Yazar burada dünyanın faniliğinden bahsederken dini ve ahlaki nasihatler verir. Danişmendnâme’de tarihi, masallaştıran ve pek çok vak’a için yanında tarihe ışık tutan parçalar da vardır. Eserde gazalara kimlerin hangi sıra ile katıldıkları belirtilmekte, özellikle başı açık, yalın ayak harp eden dervişlerin küffar ile yapılacak gazaya yürüyüşleri hakkında bilgi verilmektedir.
Danişmendnâme’nin kahramanı olan Melik Danişmend Gazi, Battal Gazi’ye benzeyen bir kişi olup, bilgili, dindar ve usta bir kumandandır. Bir kılıç darbesiyle, düşman askerinin başını ve vücudunu oturduğu atın eğer kayışına kadar ikiye böler. Muharebe esnasında attığı naralarla koca bir orduyu dağıtır.
Danişmendnâme’nin manzum olanları da vardır. Bu manzum eserlerde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Danişmendnâmeler aynı zamanda tarihçiler içinde önemli bir kaynaktır.
4. Metin
Süheyl ü Nev-bahâr'dan
Yemen Padişahı Bahr'ın halkının duasıyla bir çocuğu olur. İsmini Süheyl koyarlar. Süheyl bir gün babasının hazinelerinin bulunduğu odalardan birinde çok güzel bir kızın resmini görür ve ona âşık olur. Çin Fağfuru'nun kızı Nev-bahâr olduğunu öğrenince Nakkaş ile yola çıkar. Bu arada Nev-bahâr da bir rüya görür. Rüyasındaki kişi Süheyl'dir ve Nev-bahâr da ona âşık olur. Süheyl, Çin'e gelir. Süheyl, iyi huylu ve cömert bir padişahtır. Nev-bahâr'ın sarayının yanında bir saray yaptırır. Tanışırlar ve gizlice görüşmeye başlarlar.

49. Etkinlik

Süheyl ü Nev-bahâr mesnevisinde anlatılan olayları olay örgüsü bütünlüğü oluşturacak şekilde aşağıya yazınız.
Yemen Padişahı Bahr’ın çocuğunun olması
Süleyl’in hazine odasında Nev-bahar’ın resmini görüp aşık olması
Nev-bahar’ın rüyasında Süleyl’i görüp aşık olması
Süheyl’in Çin’e gelmesi
Süheyl’in Nev-bahar’ın sarayının yanına bir saray yaptırması
Birbirleriyle tanışıp görüşmeleri

50. Etkinlik

a. Okuduğunuz metinde hangi temanın işlendiğini bulunuz. Eserin yazıldığı dönemle temayı ilişkilendiriniz.
Metnin teması:Mecazi aşktır.
Yazıldığı dönemle temanın ilişkilendirilmesi: Yazıldığı dönemle tema arasında ilişki yoktur. Parçada yer yer masalsı ve destansı unsurlar yer almaktadır.
b. Temanın evrensel olup olamayacağını tartışınız. Sonuçları belirtiniz.
Metinde işlenen tema evrenseldir.
51. Etkinlik
İki gruba ayrılınız. İncelenen metinde işlenen olayların gerçek hayatta yaşanmasının mümkün olup olamayacağını tartışınız. Metinde insana özgü gerçeklikler olay örgüsü içinde nasıl dile getirilmiştir? Belirtiniz.
Metinde anlatılanların gerçek hayatta aynısının yaşanması mümkün değildir. Ama gerçeğe uygun olan kısımların benzerleri yaşanmış olabilir. Halk hikâyeleri içinde hem gerçeğe uygun hem de olağanüstü özellikler barındıran metinlerdir. Metinde insana özgü gerçeklikler hikâyedeki gerçeğe uygun olan kısımları içeriyor.
52. Etkinlik
İncelenen metnin mekânını ve zamanını belirleyiniz; mekânın ve zamanın nasıl anlatıldığını sözlü olarak ifade ediniz.
Okuduğumuz metinde mekan tam olarak belli değildir. Saray, hazine odası, Çin sarayı, Kale mekanlar olarak verilmiş ama bunlar betimlenmemiştir. Zaman olarak da tam bir ifade yoktur. Akşam, sabah, biraz sonra gibi zaman ifadeleri kullanılmıştır.
53. Etkinlik
Okuduğunuz metni İslamiyet öncesi destanlar ve İslami dönemde oluşan eserlerle karşılaştı¬rınız. Bunlardan etkilenip etkilenmediğini örnekler vererek açıklayınız.
Metnin teması aşktır. Bu tema hem İslamiyet öncesi hem de sonrası destanlarda sıkça görülen bir tema değildir. Eserde destansı ve masalsı unsurların çok olması esrin İslamiyet önce destanlardan etkilendiğini göstermektedir.

54. Etkinlik
İncelediğiniz metnin yapısını oluşturan unsurları aşağıdaki kavram haritasına yerleştiriniz.(CEVABI 34.ETKİNLİKTE)

55. Etkinlik
Okuduğunuz metinde geçen kişilerin özelliklerini tespit ediniz ve olay örgüsündeki işlevlerini yazınız.

Metinde geçen kişiler Kişilerin özellikleri Kişilerin işlevi
Süheyl: Duygusal, sevdiği için her şeyini feda edebilecek bir tiptir. Aşk onun üzerinde idailize edilmiştir.
Nev-bahar: Duygusal, sevdiği için her şeyini feda edebilecek bir tiptir.
56. Etkinlik
İncelediğiniz metindeki kişi, zaman ve mekân ilişkisi hakkında bir paragraf yazınız.
Metindeki kişiler, olay, zaman ve mekan bir bütünlük oluşturmuştur. Verilmek istenen mesaja uygun kişiler, zaman, mekan ve olaylar seçilmiştir. Bu da hikâyenin ilgi çekiciliğini arttırmıştır.
57. Etkinlik
Metindeki işlenen temayı, olayın yaşandığı dönemin gerçekliğiyle ilişkilendire rek aşağıya yazınız.
Metinde işlenilen tema esrin yazıldığı dönemin gerçekleri ile örtüşmüyor. Ama kullanılan mekanlar dönemle yakından ilişkilidir.
58. Etkinlik
Okunan metinden anlatıcının hangi konumda olduğunu tespit ediniz. Eserin hangi bakış açısıyla yazıldığını belirtiniz.
Metin ilahî(hakim-tanrısal) bakış açısıyla yazılmıştır.

59. Etkinlik

Metinde geçen tasvir cümlelerini bulunuz. Bu cümlelerden hareketle tasvirin metindeki işlevini belirtiniz. Sonuçları aşağıdaki boş bırakılan yerlere yazınız.
Kamu halk ilk uyhuya oldı tuş
Denizde balık yatdı yuvada kuş
Melik-zâde aldı eline kemend
Sanasın uyumamağa içdidi and
Kemendini atdı vü tutdı ucın
Düşürdü dam üstine ağdı gücin
Biribirini kuçdılar öpdiler
Sanasın yanar oda su serpdiler
Süheyl'ün elini tutup Nevbahâr
İletdi odasına andan sorar:
"Ki bensüz günün dün nite geçdidi
Hele cân tenümden benüm uçdıdı
Süheyl eydür ana ki "Hoş kanuma
Susadun, kasdun eyledün cânuma

Tasvir kelimelerle resim çizme sanatıdır. Tanıtılan yerlerin ve kişilerin zihinde canlanması tasvirle olur. Bu nedenle anlatmaya bağlı edebî metinlerde tasvirlere çokça yer verilir.

60. Etkinlik
Aşağıda verilen beyitler ve altı çizili ifadelerden hareketle metnin dil özellikleri hakkında çıkarımlarda bulununuz.
Biribirini kucdılar öpdiler
Sanasın yanar oda su serpdiler
Süheyl'ün elini tutup Nevbahâr İletdi odasına andan sorar:
"Ki bensüz aünün dün nite aecdidi Hele cân tenümden benüm ucdıdı
Ne su icdüm ü ne vivesi vidüm
Ne bir lâhza dinlendüm ü uyudum"
Kan ahmısdı aâlamakdan aözüm Bulaşmış idi kan yaşına yüzüm
Bayağı bigi yi, iç oyna vü gül Eğer itmesizen kifayet değül

Metinde altı çizili kelimelerde genel olarak ses kurallarına aykırılıklar vardır. Aynı zamanda o dönemin Türkçesine özgü olarak eklerde yuvarlaşmalar ve daralmalar görülüyor. kuçdılar, öpdiler, nite, bensüz, ahmışdı gibi. Metindeki Türkçe kelimeler bugün için değişiklikler göstermesine rağmen, yabancı dillerden Türkçeye giren kelimeler değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Cümleler kısa ve özdür. Uzun cümleler pek kullanılmamış. Karşılıklı konuşmalara yer verilmiştir.

61. Etkinlik
a. İki gruba ayrılınız. Metinden hareketle yazarın fikrî ve edebî yönüyle ilgili çıkarımlarda bulununuz. Sonuçları aşağıya yazınız.
Aruz veznine hakim, mesnevinin kurallarını iyi bilen, Türkçeyi güzel kullanan birisidir. Arap ve Fars edebiyatları biliyor. Dönemindeki diğer mesnevileri muhtemelen okumuş ve bu geleneği kendi eserine uygulamıştır.

b. Eserle yazar arasındaki ilişkiyi tartısınız. Sonuçları aşağıya yazınız.
Her eser ile yazarı arasında sıkı bir ilişki vardır. Eser yazarının bilgisini ve kültürünü ortaya koyar. Biz esere bakarak yazarını tanıya biliriz. Bu eserde bize yazarını tanıtmaktadır.
ANLAMA VE YORUMLAMA
62. Etkinlik

Okuduğunuz metinleri tablodaki özelliklere göre karşılaştırınız. Sonuçları belirtiniz.

Battalname Dede Korkut Danişmentname Süheyl ü Nev-bahar
Duyguların dile getirilişi Nesir-Nazım karışığı Nesir-Nazım karışığı Nesir-Nazım karışığı Sadece nazım
Anlatım biçimi Betimleme-öyküleme Betimleme-öyküleme Betimleme-öyküleme Betimleme-öyküleme
Kahramanların özellikleri Olağanüstü özelliklere sahip destansı bir kahraman olup dindar bir kişiliğe sahip Olağanüstü özelliklere sahip destansı bir kahraman olup dindar bir kişiliğe sahip Olağanüstü özelliklere sahip destansı bir kahraman olup dindar bir kişiliğe sahip Duygusal ve sevdikleri için her şeyi göze alabilen tipler

63. Etkinlik
İslamiyet öncesi oluşan Oğuz Kağan Destanı ile İslami Dönemde oluşan Battalname'yi, Dede Korkut Hikâyesini, Dânişmentnâme'yi ve Süheyl ü Nev-bahâr mesnevisini aşağıdaki ölçütlere göre karşılaştırınız. Sonuçları belirtiniz.


Oğuz Kağan Destanı Battalname Dede Korkut danişmentname Sehely ü Nev-bahar
olağanüstülükler
Olağanüstülüklerle süslü bir anlatımı var Yer yer olağan üstülükler var. Yer yer olağan üstülükler var. Yer yer olağan üstülükler var. Yer yer olağan üstülükler var.
Dil özellikleri Saf bir Türkçe vardır. Dili sadedir. Yabancı kelimelerin de kullanıldığı bir Türkçe vardır. Dönemine göre oldukça anlaşılır bir dili vardır. Yabancı kelimelerin de kullanıldığı bir Türkçe vardır. Dönemine göre oldukça anlaşılır bir dili vardır. Yabancı kelimelerin de kullanıldığı bir Türkçe vardır. Dönemine göre oldukça anlaşılır bir dili vardır. Yer yer ağırlaşan bir dili vardır.
Kahramanların nasıl anlatıldığı Abartılı ve olağanüstülüklerle donatılmış bir şekilde anlatılmıştır. Abartılı ve olağanüstülüklerle donatılmış bir şekilde anlatılmıştır. Abartılı ve olağanüstülüklerle donatılmış bir şekilde anlatılmıştır. Abartılı ve olağanüstülüklerle donatılmış bir şekilde anlatılmıştır. Abartılı ve olağanüstülüklerle donatılmış bir şekilde anlatılmıştır.
Dilin eserlere yansıması Devrin bütün dil özelliklerini görmek mümkündür. Devrin bütün dil özelliklerini görmek mümkündür. Devrin bütün dil özelliklerini görmek mümkündür. Devrin bütün dil özelliklerini görmek mümkündür. Devrin bütün dil özelliklerini görmek mümkündür.


Sehely ü Nev-bahar
Yer yer olağan üstülükler var.
Yer yer ağırlaşan bir dili vardır.
Abartılı ve olağanüstülüklerle donatılmış bir şekilde anlatılmıştır.
Devrin bütün dil özelliklerini görmek mümkündür.
64. Etkinlik

İncelediğiniz metinlerde İslam öncesi Türk kültürünün ve İslam uygarlığının izlerini taşıyan kavramları aşağıya yazınız.
İslamiyet öncesi: Göktanrı, Uluğtürk, Şaman…
İslamiyet sonrası: Hak, adalek, Allah, peygamber, melek, resul…
65. Etkinlik

Okuduğunuz metinleri o dönemin kültür, inanış ve yaşayışını düşünerek değerlendiriniz. Değerlendirmelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

Her metin yazıldığı dönemin özelliklerini az çok yansıtır. Bu metinlerde dönemin inanç ve yaşayış özelliklerini de görmemiz mümkündür. Okuduğumuz eserlerin hepsinde bunları görmemiz mümkündür.
66. Etkinlik
Anlatmaya bağlı metinleri gruplandırınız. Bunu tahtada şema hâlinde gösteriniz.

Anlatmaya bağlı edebi metinleri iki gruba ayırabiliriz.
a) Mensur olanlar
b) Manzum olanlar

67. Etkinlik
Olay çevresinde oluşan edebî metinlerden beğendiğinizi sınıfta canlandırınız.

DEĞERLENDİRME
a. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
Süheyl ü Nev-bahâr mesnevisi 14. yüzyılda HOCA MESUD tarafından kaleme alınmıştır.
Battalname eski edebiyatımızda DESTAN türünün yerine geçen uzun kahramanlık hikâyeleridir.
Dede Korkut Hikâyeleri'nin ilk anlatıcısı büyük Türk bilgesi DEDE KORKUTTUR.

b. Battalname, Dede Korkut Hikâyeleri, Dânişmendname ve Süheyl ü Nev-bahâr'ın Türk dili ve edebiyatı açısından önemini belir¬ten kısa bir paragraf yazınız.
Bu eserler destan döneminden halk hikâyeciliğine geçişin ilk ürünleri oldukları için önemlidir. Aynı zamanda eseler yazıldıkları dönemin Türkçesi hakkında bilgi verdikleri için de Türk edebiyatı açısından önemlidir.
c. Battalname ile ilgili verilen bilgilerin başına doğru ise (D), yanlış ise (Y) yazınız.
(D ) Dilde Oğuz Türkçesinin özellikleri görülür.
( D) Bu dönem eserlerinin teması genellikle fetih ve gazadır.
(D) Evrensel bir tema işlenmiştir.
(Y) Metinde diğer dillerin etkisi görülmez.
(Y) Battal Gazi bir Osmanlı beyidir.
(Y ) Sözlü geleneğin özellikleri görülmez.
(D) Olağanüstü olaylara yer verilmiştir.
(Y ) Hikâyelerin asıl adı Kitab-ı Dede Korkut Alâ Lisan-ı Tâife-i Oğuzân'dır.
( Y ) Öyküler Karahanlı Türkçesi ile yazılmıştır.
( Y ) Hikâyelerde Oğuzların komşularıyla olan ilişkileri anlatılır.

c. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi aşk konulu bir mesnevi değildir?
A) Ferhat ile Şirin
B) Vamık ile Azra
C) Aşık ile Garip
D) Cemşid ile Hurşit
E) İskendername
2. I. Eski Türkçenin özelliklerini gösterir.
II. Hoca Mesud tarafından yazılmıştır.
III. Nev-bahâr İran şahının kızıdır.
Süheyl ü Nev-bahâr mesnevisi ile ilgili verilen bilgilerden hangisi veya hangileri yanlıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) II ve III E) I ve III

3.
I. Battalname
II. Dânişmendnâme
III.Fütüwetname
Yukarıdakilerden hangisinde kahramanlık söz konusu değildir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I-II E) II-III

4. Battalname ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Destani özellikler vardır.
B) İslamiyetin etkisi görülür.
C) Hikâye kahramanları olağanüstü özellik¬lere sahiptir.
D) Anonimdir.
E) Tamamen mensur olarak yazılmıştır.

5.Battal Gazi Destanı'nda işlenen tema İslam öncesi sözlü ürünlerin hangisinde de ele alınmıştır?
A) Koşma B) Sav C) Sagu D) Koşuk E) Mersiye

6. Dede Korkut Hikâyeleri'yle ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Türk toplumunun gelenek ve görenekleri anlatılır.
B) Hikâyelerde aile kavramına büyük önem verildiği görülür.
C) Kimi hikâye kahramanları halk dilindeki deyimlerde yaşar.
D) Hikâyeler Türk dili açısından büyük öneme sahiptir.
E) Hikâyeler XX. yüzyılda yazıya geçirilmiştir.

7. XV. yüzyılda yazıya geçirildiği bilinen hikâye¬lerde Türk toplumunun hayat tarzı ve idare ediliş biçimiyle ilgili bilgilere rastlamak mümkündür. Bu eserlerde gelişmiş ve yer yer şiirselleşmiş bir dil vardır. XV. yüzyıl Türk-çesinin bütün özelliklerini yansıtan bu eser¬ler nazım-nesir karışık yazılmıştır.
Yukarıda tanıtılan eser aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kutadgu Bilig
B) Divanü Lügati't Türk
C) Köktürk Yazıtları
D) Dede Korkut Hikâyeleri
E) Divan-ı Hikmet

8. Dede Korkut Hikâyeleri'yle ilgili verilen bilgilerden hangisi veya hangileri doğru¬dur?
I. Türklerin yönetim biçimiyle ilgili bilgiler bulunur.
II. On iki hikâyeden oluşur.
III. Eserlerde İslamiyetin etkisi görülmez.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I-III D) II-III E) I-II


SAYFA 99-107 ARASI CEVAPLARI
3. Oğuz Türkçesinin Anadolu'daki İlk Ürünleri (XIII - XIV. yy)
c. Öğretici metinler
HAZIRLIK

1. Aşağıdaki metinlerin yazılış amacı yönünden ortak özelliği nedir?


Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yârim kara topraktır

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yârim kara topraktır


Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yârim kara topraktır
Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakk'ın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yârim kara topraktır

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyada bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır
Âşık Veysel ŞATIROĞLU

Metnin yazılış amacı: Şair bu şiirini duygularını dile getirmek amacıyla yazmıştır

Kıyamet

Bir adam Nasreddin Hoca'ya sormuş: "Hocam kıyamet ne zaman kopar?" "Hangi kıyamet?" demiş hoca. Adam şaşırmış:

"Kıyamet kaç tanedir ki Hocam?" Nasreddin Hoca da:

"Aslında kıyamet iki tanedir. Kişinin kendi ölümü küçük kıyamet; dünyanın parçalanması ise büyük kıyamettir. Bizim ev için sorarsan bizim hanım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet." demiş.

Nasreddin Hoca Fıkraları

Metnin yazılış amacı: Ders vermek amacıyla yazılmıştır.

Makâlât'tan

Ona selam olsun Hz. Peygamber demiştir ki:

"Günahından tövbe edip dönen kişi, hiç günah işlememiş gibidir."

Tövbe deyince kastedilen, günahına içten pişmanlık duymak ve ismi çok değerli yaratıcının hazretinden özür dilemektir. Eğer kul isyanına pişman olur, candan bir samimiyetle Allahu Taâlâ'dan özür dilerse Allah da onun, özür dilemesi ve pişmanlığı sebebiyle, bir kerede yetmiş yıllık günahını affe¬der. Çünkü içten özür dilemek ve gerçekten Allah'a dayanmak, kıyamet gününde yüzleri ağartır. Çünkü Allahu Taâlâ buyuruyor ki:

"Ey kullarım! Özür dilemek ve samimiyetle tevekkül etmek sizden, kabul etmek benden."

Nitekim Allahu Taâlâ: "Allah'a tevekkül edip dayanana O yeter." demiştir.

Hacı Bektaş-ı Velî

Metnin yazılış amacı: Bilgi yermek amacıyla yazılmıştır.

2. Her insan nükteli konuşamaz. Nükteli konuşmak ve insanları etkilemek bir yetenektir. Nasrettin Hoca da bu yeteneği çok iyi kullanan biridir. Hoşunuza giden, etkilendiğiniz bir Nasrettin Hoca fıkrasını sınıfta anlatınız.



İNCELEME

1. Metin

Makâlât

Hak Teâlâ, İblis'e sordu:

- Niçin Âdem'e secde etmedin? O zaman İblis şöyle cevap verdi:

- Beni ateşten onu ise çamurdan yarattın.

Yani, "Sen beni ateşten, onu topraktan yarattın. Bu yüzden benim terkibim ulvi, toprak ise süflidir. Ben, yaratılışta ondan yüceyim, bu yüzden Âdem'e secde etmedim." dedi.

Kendine güvendi ve gururlandı. Hak Teâlâ da onu dergâhından kovdu. Önceleri Allah'a yakın iken adı, Haris'ti sonra mahrum, şaşkın ve melun oldu. Adı da Şeytan ve İblis oldu.

Ondan sonra Hak Sübhânehü Teâlâ bu¬yurdu:

- Yâ Âdem! Yukarı bak!

Bunun üzerine Hz.Âdem yukarı baktı. Arşta bu güzel kelimenin yazılmış olduğunu gördü:

"Lâ ilâhe illallâh Muhammedün resûllul-

lâh."

Hz.Âdem, onu gördü ve şöyle dedi:

- İlâhi Seyyîd ve Mevlâm, Lâ ilâhe illalâh senin birliğindir; ya Muhammed kimin adıdır?

O ezelî ve ebedî olan Tanrı buyurdu ki:

- Ya Âdem! O, benim habibimin adıdır ki senin oğlundur.

Âdem, çok mutlu oldu ve şükretti.

Ondan sonra Hz.Âdem, sağ yanına baktı; üç güzel şahıs gördü ve dedi:

- Adınız nedir ve makamınız nerededir? Birisi cevap verdi:

- Adım akıldır ve makamım başta, beyindedir.

Diğeri şöyle cevap verdi:

- Adım utanma ve hayâdır ve makamım yüzdedir.

Bir diğeri ise şöyle cevap verdi:

- Adım ilimdir ve makamım göğüs içindedir.

Hz.Âdem:

- Gelin şimdi, yerli yerinize girin, dedi.

O saat üçü de yerlerine girdiler. Hz.Âdem de rahatladı.

Sonra sol tarafına baktı. Üç şahıs gördü, ürktü ve dedi:

- Adınız nedir ve makamınız nerededir? Ne uğursuz kavimsiniz. Onlardan birisi şöyle cevap verdi:

- Adım öfkedir ve makamım başta, beyindedir. Hz.Âdem:

- Baş, akıl yeridir; senin başta yerin yoktur, dedi. O şahıs:

- Ben gelince akıl gider, dedi. Diğer şahıs şöyle dedi:

- Adım açgözlülüktür ve makamım yüzdedir. Hz.Âdem:

- Yüz, utanma ve hayâ yeridir; senin yüzde yerin yoktur, dedi. O şahıs:

- Ben gelince utanma ve hayâ gider, dedi. Bir diğer şahıs ise:

- Adım hasettir ve makamım göğüstedir, dedi. Hz.Âdem:

- Göğüs, ilim yeridir; senin göğüste yerin yoktur, dedi. O şahıs:

- Ben gelince ilim gider, dedi.

Şimdi azizim! Şöyle bilmek gerekir ki iman, Rahmânîdir; şüphe ise şeytanîdir. Şüphe gelse iman, iman gelse şüphe gider.

Hacı Bektaş-ı Veli - Makâlât

Prof. Dr.Esat COŞAN (Sadeleştirilmiştir.)

1. Etkinlik

Metnin ana düşüncesini belirtiniz. Ana düşünceden hareketle anlam birliğine sahip kümeleri aşağıya yazınız.

Ana Düşünce: İman, Rahmânîdir; şüphe ise şeytanîdir. Şüphe gelse iman, iman gelse şüphe gider.

Olumlu Kavramlar: Akıl- utanma ve haya-ilim

Olumsuz kavramlar: Öfke-açgözlülük-haset
2. Etkinlik

Aşağıda o dönemin Türkçesiyle yazılan Makâlât'tan özgün bir metin parçası vardır. Bu metni okuyunuz.

Hak ta'âlâ iblis'e su'âl idüp eyitdi:

- Niçün Âdam'a secde itmedün, didi İblis ol vakıt eyitti:

Sen beni ataşdan halk idüp, anı doprakdan yaratdun; öyle olsa benüm terkibun ulvidur ve doprak suflidur ki harakatdi ben ondan a'lâyım, anunnıçün Âdam'a secde itmedum, didi.

Pes enânıyat idup, ibâ itdi; Hak ta'âlâ dahı anı dergâhından sürdi. Evvel mukarrab iken adı Hârıs idi; sonra ve mahrûm ve mağbun ve mal'ûn oldu; ve adı Şaytân ve İblis oldı.

Andan Hak subhânahu ve ta'âlâ buyurdı kim:

- Yâ Âdam! Yokaru bak! didi;

Pes Adam 'alayhı's-salâm yokaru bakdı, gördü kim Arş'da bu kelime-i tayyıba yazılmış: "Lâ ilâhe illâllah Muhammedün resûllullâh."
Hacı Bektaş-ı Veli
a. Özgün metinden hareketle aşağıda verilen sözcüklerin söyleyiş yönünden nasıl değişmiş
olduğunu karşılarına yazınız.

idüp > edip-kelime başındaki i>e dönmüş, bağ-fiil eki olan “ip”in sadece yuvarlak şekli kullanılmıştır.

eyitdi > buyurdu-kelime bugün için tamamen değişime uğramıştır.

niçün >niçin-kelimedeki yuvar üncü bugün darlaşmış ve kelime ünlü uyumuna uymuştır.

didi >dedi-kelimesindeki dar ünlü bugün geniş ünlü olarak kullanılmaktadır.

yokaru >yukarı-kelimesindeki yuvarlak ünlü bugün dar ünlü olarak kullanılmaktadır.

bakdı >baktı-kelimesindeki ünsüz umuyu büyün ünsüz uyumu kuralına göre kullanılmaktadır.

oldı >oldu-kelimesindeki dar ünlü büyün dar-yuvarlak olarak kullanılmaktadır.

b. Altı çizili cümleleri aşağıdaki maddelerin özelliklerine göre yazınız.

1. Edebî sanatları yönünden: Metin bilgi vermek amacıyla yazıldığı için metinde sanat yapmak amaçlanmamıştır. Altı çizili yerlerde genel olarak zıt kavramlardan bahsettiği için tezat sanatından seciden bahsedebiliriz.

2. Metin dilinin doğal dilden farkı yönünden: Metinin dili doğal dilden farklı değildir. Yazar eserini yazdığı dönemdeki Türkçe ile yazmıştır. Bunu da eserin verilen kısmında görmek mümkündür.

c. Sizce metnin dili sade ve anlaşılır mıdır? Düşüncelerinizi belirtiniz.: Metnin dili sade ve anlaşılır bir Türkçedir. Sadece o dönemdeki ses uyumlarını bilmek metni anlamamıza yetiyor.

3. Etkinlik

a. Makâlât adl

Bu mesaj ahmet tarafından düzenlendi (06-03-2012 13:38 GMT+2 saat, ago)
__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu