[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #23930  29-09-2011 21:26 GMT+2 saat  

ahmet





Tecrübe Puanı.: 0%
Ruh Hali: Belirtilmedi.
Mesaj
Şehir:
Ülke:
Meslek:
Yaş:
Facebook'ta Paylaş
YENİ! Zambak Yayınları
10. Sınıf Dil ve Anlatım Bütün Cevapları
Tek Link İndir!!


http://www.mediafire.com/file/kut8ji3.....ve.anlatim.zip




ZAMBAK 10.SINIF DİL VE ANLATIM 1.ÜNİTE BÜTÜN CEVAPLARI (SAYFA 9-30 ARASI)
ZAMBAK 10.SINIF DİL VE ANLATIM KİTABI SAYFA 9-30 ARASI 1.ÜNİTE CEVAPLARI
1.ÜNİTE
1.SUNUM

Hazırlık
Bu hikâyeden ne anladığınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
CEVAP:
Kahraman, iş hayatının önemli bir ihtiyacı olan para sayma makinesini ülkemize getirtmek ve ilgili kişilere güzel bir tanıtım, sunum ve reklam yapmak suretiyle büyük miktarda para kazanmaya başlıyor. Yani anlatılmak istenen; girişimcilik ruhu taşıyan insanların, toplumun ihtiyacı olan ürün ve hizmetleri topluma kazandırmak için o ürün ve hizmetleri en güzel bir şekilde tanıtması, sunması ve reklamını yapması sonucunda çok kazanç elde edeceğidir.

Teknik ve teknolojik imkânlar iş kalitemizi ve iletişimimizi nasıl etkiliyor? Örnekler vererek açıklayınız.
CEVAP:
Genellikle olumlu etkiliyor. Televizyon ve radyoda yapılan reklamlar sayesinde her türlü ürün tanıtılmakta, bilgisayar ve internet sayesinde muhasebe ile ilgili işler rahatlıkla yapılmakta, alış veriş iletişimleri gerçekleştirilmekte, cep telefonları sayesinde istediğimiz kişilere anında ulaşabilmekte, 3G teknolojisi sayesinde uzaktaki tanıdıklarımızla yüz yüze görüşebilmekteyiz. Yani teknik ve teknolojik imkânlar sayesinde hem zaman hem maddi tasarruf yapılmakta ve iş kalitemizi artırarak iletişimimiz kolaylaşmaktadır. Ancak her şeyde olduğu gibi bu hususta da olumsuz bazı yönler tartışma konusu olabilmektedir.

Yukarıdaki sözlerden anladıklarınızı sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.
CEVAP:
Mustafa Kemal Atatürk, bu sözle medeniyetin önemini vurgulamakta ve medeniyetin gereklerinden uzak kalan insan ya da toplumların çok zarar göreceğini ve dışlanacağını hatırlatmaktadır. Martin Luther King ise, hangi meslek grubuna mensup olursa olsun toplumda herkesin yaptığı işi en mükemmel bir şekilde yapması gerektiğini vurgulamaktadır.

Firmalar ürünlerinin satışı için reklamlara büyük bütçeler ayırıyor. Sizce ürün satışında reklam önemli midir? Düşüncelerinizi belirtiniz.
CEVAP:
Elbette ki önemlidir. Reklamlar sayesinde müşteriler ürünleri en kestirme yoldan tanımakta ve etkilenmektedir.

Sunum ne demektir? Araştırınız.

CEVAP:
Yaşadığımız toplumda her an insanlarla iletişim içindeyiz. Konuşurken, yazarken, bakarken, kısaca her zaman bir iletişimle, bir sunumla karşı karşıyayız.

Lokantayı seçerken bile garsonların servisine dikkat ederiz. Garsonun dış görünüşü, işteki ustalığı, müşteriye karşı tavrı o lokantayı seçmemizde birinci derecede etkilidir. Yemekler çok güzel ve kaliteli olabilir; ancak onu sunan gerektiği gibi ve estetik bir şekilde sunmuyorsa; kendisi bal, yüzü sirke satıyorsa, yemekler ne kadar kaliteli olsa da bir daha orayı tercih etmeyebiliriz.

Ayrıca; toplum içinde yaşadığımız için edindiğimiz bilgileri başkalarıyla paylaşma ihtiyacı duyarız. Bilgiyi paylaşma şekli de insanın özelliklerine (bilgi düzeyi, konuşma biçimi, yaşam biçimi, eğilimleri, ihtiyaçları, zevkleri vb) göre farklılıklar gösterir. Bilgiyi sunma şekli o bilginin değeri artırabildiği gibi azaltabilir de. Örneğin; herkesin ev içi eşya düzeni birbirinden farklıdır. Kim eşyalarını kullanışlı, estetik ve düzenli yerleştirirse onun evi daha güzel ve rahat gelir bizlere. Burada da eşyalar aynı, fakat sunu şekli farklıdır. Bilginin aktarımı, sunumu da aynı öneme sahiptir.

Bilgi; doğru kullanıldığında, dil kurallarına dikkat edilerek aktarıldığında, dinleyeni veya izleyeni sıkmayacak, usandırmayacak, rencide etmeyecek bir üslupla sunulduğunda, delil ve kaynaklarla güçlendirildiğinde değer kazanacaktır. Bilgiyi kuru, alelade, düz bir anlatımla değil de göze ve kulağa hitap eden materyallerle destekleyerek sunduğumuzda değeri daha da yükselir.

Öğretmenler de derslerde CD, VCD, tepegöz, sinevizyon, slayt, internet, bilgisayar gibi teknolojilerden yararlanarak dersi daha iyi sunmak için gayret ederler ve öğrencilerin dersi daha iyi anlamalarını sağlarlar.

Bir topluluğun önünde konuşma yapmak, insanlara hitap etmek, görüşlerimizi ya da çalışmalarımızı dinleyenlere etkili biçimde aktarabilmek gerek eğitim hayatımız boyunca gerek gelecekte iş yaşamımızda bizim için büyük önem taşıyor ya da taşıyacaktır. Yapacağımız sunum ne kadar etkili olursa, düşüncelerimizi aktarmada bazen de dinleyicileri ikna etmede o kadar başarılı oluruz.

Sonuç olarak hayatımızın her köşesinde karşılaştığımız sunum konusunu bilmek ve en etkili biçimde kullanmamız gerekir.

Buna göre sunum; bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli noktaları öne çıkaran; bir çalışma sonucunu açıklayan; laboratuar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalardır.


Metin İnceleme

Bilgisayar, ışık ve görüntü sağlayan aletlerin öğrenmeye getirdikleri kolaylıklardan hareketle iletişim ile teknolojik gelişme arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
CEVAP:
Konuşmacı, iyi hazırlanmış görsel bir malzemeyi konuyla güzel ve uyumlu bir şekilde kullandığı zaman başarılı olur. Aksi durumlarda görsel araçlar dinleyicinin dikkatini dağıtabilir. Başka konuşmacı görsel malzeme kullanıyor diye değil, sizin konuşmanız görsel malzeme gerektiriyorsa kullanmalısınız.
Sayılar, söylendiklerinde anlaşılmaları güç şeylerdir. Görsel olarak sergilendiklerinde daha kolay anlaşılır. Konuşmada; %55 görüntü, %38 ses, %7 sözler etkili olduğuna göre buradan bilgisayar, ışık ve görüntü sağlayan aletlerin öğrenmeye getirdikleri kolaylıklar daha iyi ortaya çıkar. Dolayısıyla iletişim ile teknolojik gelişme arasında doğrudan ve güçlü bir ilişki bulunmaktadır.

Gönderici her türlü iletişimde bir konudaki birikimini ve hazırlığını alıcıya hangi araçları kullanarak iletebilir? Maddeler hâlinde sıralayınız.
CEVAP:
Ünümüzde her türlü teknolojik alet iletişimde kullanılmaktadır. Cep telefonu başta olmak üzere CD player, bilgisayar, internet, mikrofon, sinevizyon, ses sistemi, sinevizyon perdesi, video-tv…

Sunum konusundaki araştırmanızı arkadaşlarınıza okuyunuz. Sunumda dinleyici kitlesinin ne gibi özellikleri olduğunu ve teknik imkânlardan nasıl yararlanıldığını belirtiniz.
CEVAP:
Başta bakışlar olmak üzere, vücut diliyle sunum yapan ile dinleyici arasında sağlıklı bir iletişim kurulmalıdır. Bunun için de dinleyici kitlesi sunumu dinlemek üzere hazırlıklı gelmeli, gerekirse teknik imkânlardan da yararlanmalıdır. Mesela; kâğıt ve kalem ile bazı notlar almak veya ses kayıt cihazı ile konuşmacının konuşmasını kaydetmek isabetli olur.

Hangi konularda sunum yapılabilir? Bu konuları nasıl gruplandırabilirsiniz? Düşüncelerinizi belirtiniz.
CEVAP:
 He türlü sosyal, siyasal, kültürel, mesleki ya da teknik konuda sunum yapılabilir. Bunlar aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:
 Anket sonuçlarını ifade eden sunum
 Önemli noktaları öne çıkaran sunum
 Bir araştırmayı sunan sunum
 Bilgiyi yenileyen, pekiştiren, hatırlatan sunum
 Bir çalışma sonucunu açıklayan sunum
 Önemli olay ve olguları dile getirmek üzere hazırlanan sunum

Sunum yapmanın amacı ne olabilir? Metinden hareketle açıklayınız.
CEVAP:
Sunum yapmanın amacı, dinleyiciye bir konu hakkında etraflıca bilgi verme ya da dinleyiciyi konuya inandırmadır. Ayrıca duygu ve düşüncelerimizi, tasarılarımızı birbirimizle paylaşmak, bilgi aktarmak ve iyi bir iletişim kurmak için de sunum yapılır.

Sizce hazırlanmış bir metni okumakla aynı konuda bilgi verici konuşma yapmak arasında nasıl bir fark vardır? Dinleyici üzerinde hangisi daha etkili olur? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
Hazırlanmış bir metni okumak dinleyici için soğuk, itici, samimiyetsiz ve bıktırıcı olabilir. Göz teması kurulmadan yapılan bu tür iletişim yöntemleri sağlıklı olamamaktadır. Oysaki aynı konuda yapılan bir bilgi verici konuşma daha samimi ve etkili olmaktadır.

Yapılan konuşmada slaytların işlevi ve önemi nedir? Slaytın az veya çok olması konuşmacı ve din¬leyiciyi etkiler mi? Açıklayınız.
CEVAP:
Slaytlar, bilginin aktarılmasında ve özetlenmesinde çok önemlidir. İşlenecek konunun mahiyeti, kullanılacak zaman ile dinleyicinin eğitim ve kültür durumuna göre slaytların sayısı ayarlanabilir. Ancak genellikle sayısı çok olan slaytlardan oluşan sunumlar hem konuşmacı hem de dinleyici açısından yorucu olabilmektedir.


8. Araştırmalarınızdan ve yukarıdaki metinden hareketle Atatürkçülüğün Türk toplumu için önemi¬ni belirtiniz.
CEVAP:
Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Olumlu düşünen bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken “Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi?” diye bile düşünmemelidir. Hatta en mutlu olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır... “Memleketin ve milleti mutluluğunu düşünmekten çok kendini düşünür; o adamın değeri ikinci derecedir. Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak kendi kişiliği ile ayakta tuttuğunu zanneden adamlar, milletlerin mutluluğuna hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini, yaşamak ve ilerlemek imkânlarına kavuştururlar. Türk toplumu için çok önemli bir yere sahip olan Atatürkçülük:
Devlet hayatını ve toplumun fikir hayatını kapsar.
Milletin bugün ve gelecekte bağımsızlığını, huzur ve refah içinde olmasını amaçlar.
Millet egemenliği esasına dayanır.
Milli birlik ve bütünlüğe önem verir.
Yurtta ve dünyada barışın korunmasını amaçlar.
Millete ve insanlığa hizmet etmeyi en büyük mutluluk sayar.

Anlama ve Yorumlama

2. etkinlik
Dinleme ve okuma arasında bilgi aktarılması açısından nasıl bir fark olduğunu açıklayınız.
CEVAP:
Okuma sonucu % 10 iken, dinleme sonucu bilginin hafızada kalma oranı ise % 20’ye çıkmakta ve verim artmaktadır.

Bir metni okumakla o metin hakkında bir konuşma hazırlayıp sunmak arasında nasıl bir fark vardır? Yukarıdaki sonuçlardan hareketle açıklayınız.
CEVAP:
Bir metni okumakla bilginin hafızada kalma oranı % 10 iken, o metin hakkında bir konuşma hazırlayıp sunmak sonucunda bilginin hafızada kalma oranının % 70’e çıktığı görülmektedir. Yani insan, konuşma yoluyla başkasına aktardığı bilgileri kendi kültürüyle yoğurduğu için tecrübesini artırmakta ve aktardığı bilginin hafızasında kalma oranını artırmaktadır.

Bir metni okumakla o metni slayt ortamında izlemek arasında bilginin hafızada kalma oranı açısından nasıl bir fark olduğunu anlatınız.
CEVAP:
Bir metni okumakla %10 verim sağlanırken, aynı metni slayt ortamında izlemek sonucunda bilginin hafızada kalma oranı %90’a kadar çıkmaktadır. Yani sunum yapan insan, aktardığı bilgileri kolay kolay unutmamaktadır.
3. etkinlik

4. etkinlik

Aşağıda konularına göre sınıflanmış altı farklı sunum örneği verilmiştir. Birinci konuda verilen örnekten yola çıkarak siz de diğer konuları yazınız ve bunları sınıfta okuyunuz.

<><> <><>

1. Anket sonuçlarını ifade eden sunum
2. Önemli noktaları öne çıkaran sunum
3. Bir araştırmayı sunan sunum
4. Bilgiyi yenileyen, pekiştiren, hatırlatan sunum
5. Bir çalışma sonucunu açıklayan sunum
6. Önemli olay ve olguları dile getirmek üzere hazırlanan sunum


1. (…) Sınavlara nasıl hazırlanıyorsunuz?
Dershaneyle % 56
Etüt merkeziyle Kendim çalışarak
Özel dersle
Grup çalışmasıyla % 1
% 40
% 2
% 1

2. Anlatılan dersin özetlenmesi, toplumsal bir olayın değerlendirme sonuçları…

3. Sigaranın sağlığa zararları, küresel ısınmanın dünyaya verdiği zararlar…

4. Eğitimde model insanın rolü nedir? İslami dönem Türk edebiyatında ilk eserler…

5. Yağmur sularını depolamak suretiyle bahçe sulaması yapmak, Ay’a daha hızlı nasıl gidilebilir, …

6. İstanbul’un fethinin Türk ve dünya tarihi açısından önemi, Dünya basketbol şampiyonasında milli takımımızın başarısı,

Ölçme ve Değerlendirme

A. Cümlelerdeki boşlukları uygun kelimelerle doldurunuz.

&񗶖 Sunum, insanların bilinçli olarak aynı amaçla bir araya geldikleri bir buluşmadır.

&񗶖 Sunumda malzemeleri bir başkası kullanacak ise konuşmacı ile malzemeleri kullanan kişi arasın¬da eşgüdüm / uyum kaçınılmazdır.

&񗶖 Slayt, üzerinde durulacak hususları bir düzen içinde hatırlatan kısa ifadelerden oluşmalıdır.

&񗶖 Dinleyiciler de slaytlardaki cümleleri dikkatle okuyabilmeli / takip edebilmelidir.

&񗶖 Slayt metinleri konuşmacı ile dinleyiciyi birleştiren bir çizgi olarak kabul edilebilir.

&񗶖 Konuşmacıyı dinlemeye gelenler konu hakkındaki ön bilgisi olan ve konuyla ilgi duyan insan kitle¬sidir.

B. Sunumla ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( Y ) Sabit ve sağlam durmak sunuma güç verir. Çünkü hızlı hareket dinleyicileri kaygılandırır.

( D) Sürekli notlara bakmak dinleyicilerin zihninde soru işaretleri meydana getirir.

( D ) Dinleyicileri karşımızza alacak ifadelerden kaçınılmalı.

( Y ) Dinleyicilerin soru sormalarına fırsat verilmemeli.

( D ) Anlatacağımız konuya hâkim olmak bizi rahatlatır.

( D ) Işık, ses, oturma düzeni açısından salon, sunumdan önce kontrol edilmeli.

( D ) Sorular için ayrıca zaman ayrılmalı.

( D ) Sunum esnasında salonda sürekli sessizlik olmalı.

( D ) Olumsuz ifadelerden kaçınılmalı.

( D ) Kendimiz değil sunum ön plana çıkarılmalı.

( D ) “-mış,-miş” gibi ifadeler sunuma hikâye havası verir, bu ifadeler sürekli kullanılmamalı.

( Y ) Söz hakkı isteyen herkese mutlaka söz verilmeli.

C. Aşağıdaki şemayı tamamlayınız.


Sunumun Hazırlık Aşaması Sunumun Planlanması


1. Konu tespit eder. 1. Giriş, gelişme, sonucu planlar.


2. Hedefini belirler. 2. Bilgi ve belgeleri toplar.

3. İyi bir planlama yapar. 3. Görsel, işitsel araçları hazırlar.

4. Dinleyici hakkında bilgi edinir. 4. Sunum yöntemini belirler.

D. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Sunum yapacak kişinin konuşma anında ses tonuna, jest ve mimiklerine, sahneyi veya kür¬süyü rahat kullanmaya; dinleyicilerle, başta bakışlar olmak üzere, vücut diliyle iletişim kurmaya; ses ve kelimeleri doğru telaffuz etmeye özen göstermesi gerekir. Sunumda, gerektiğinde daha önce hazırlanmış bazı bel¬gelerin, grafiklerin ve şekillerin kullanılabile¬ceğini bilmeli.

Bu parçadan sunumla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Jest, mimik ve tonlamaya dikkat edilmelidir.

B) Dinleyiciler karşısında rahat olunmalıdır.

C) İletişim kurarken vücut dilini iyi kullan¬malıdır.

D) Sunumu destekleyen kaynakları mutlaka kullanmalıdır.

E) Sözcükleri doğru telaffuz etmeye çalışmalıdır.


2. Sunumu yapan kişi sunumdan önce nelere, niçin dikkat etmesi gerektiğini bilmelidir. Sunum yerini daha önceden görmesinin, prova yapmasının, kullanacağı malzemenin kontrolünü kendisinin gerçekleştirmesinin yararlı olacağını; sunum esnasında ciddi, ağırbaşlı, temiz ve derli toplu görünümün önemli olacağını unutmamalıdır.

Sunum yapan kişinin dikkat etmesi gere¬kenlerle ilgili olarak aşağıdakilerden han¬gisi üzerinde durulmamıştır?

A) Sunum yerini önceden görmesi gerektiği

B) Prova yapması gerektiği

C) Ciddi ve ağırbaşlı olması gerektiği

D) Temiz ve derli toplu olması gerektiği

E) Her şeye dikkat etmesi gerektiği


3. Sunum yapacak kişinin, sorulara hâkim ol¬ması, gereksiz ayrıntılara ve tartışmalara gir¬meden cevap vermesi, ilgisiz soruların konu dışı olduklarını belirtmesi gerekir. Cevabını bilemediği sorular olursa konuşmada hazır bulunan yetkililerin düşüncelerine başvur¬malıdır.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki düşünce¬lerden hangisine ulaşılamaz?

A) Sorulara hâkim olmalıdır.

B) İhtiyaç olmayan detaylar üzerinde durma¬malıdır.

C) Dinleyenlerle söz dalaşı yapmamalıdır.

D) Anlattıklarıyla ilgili kaynak göstermelidir.

E) Gerektiğinde yetkililere söz hakkı verme¬lidir.


4. Aşağıdakilerden hangisi sunumun özellik¬lerinden biridir?

A) Bilgiyi pekiştirmek ve hatırlatmak için ya¬pılması

B) Bir konunun ayrıntılarını ön plana çıkar¬ması

C) Sadece araştırma sonuçlarını açıklaması

D) Önemsiz bir olay ya da olguyu dile getir¬mesi

E) Bir görüşü benimsetmek amacıyla yapıl¬ması

2. TARTIŞMA

Yukarıdaki sözler ve hikâye hakkında ne düşünüyorsunuz sözlerde anlatılmak istenen düşünce¬lere katılıyor musunuz? Belirtiniz.
CEVAP:
İnsan var olduğundan bu yana kendisi ve çevresiyle ilgili olup bitenleri hep merak etmiştir. Bu merakını gidermek için de sürekli araştırmış, bilgi sahibi olmuş ve eksik taraflarını tamamlama fırsatı elde etmiştir. Araştırmalarının yanında, içinde yaşadığı toplumun bireyleri ile de sürekli bir diyalog ve bilgi alış verişinde bulunmuştur. Roger Caılloıs’un hikâyesinden anlamamız gereken; bir kimsenin aklına gelmeyenin, aynı konuda bir başkasının aklına gelebileceğidir.
Namık Kemal’in sözü, tartışmanın önemini ortaya koyan bir sözdür. İnsanlar, farklı farklı düşüncelere sahiptir. "Akıl akıldan üstündür." derler atalarımız. Buradan hareketle farklı fikirlerin ortaya konduğu tartışmalarda bizim bilmediğimiz veya farklı açıdan bakmadığımız fikirleri görme imkânı bulabiliriz. Böylece paylaşılan bu fikirler sayesinde artılarımızı eksilerimizi ortaya koyabilir, bir uzlaşma sağlayabilir, sorunlarımızı çözebilir ve doğruya ulaşabiliriz.
Çin atasözünde ise paylaşımın bereketi hatırlatılmaktadır. Bilgi alış verişi neticesinde, herkesin bilgisine yeni bilgiler katılacağı gibi kimsenin bilgisinden de eksilme olmaz.
Sizce bu sözlerin ortak noktası nedir?
CEVAP:
Bilgi ve düşünceleri paylaşma ve görüş alış verişinde bulunma…
Bir konuyla ilgili çok farklı düşünceleri öğrenmenin insana ne gibi katkılar sağlayacağını açıklayınız.
CEVAP:
Bilgi, paylaşarak çoğalır. Eğer insanlar düşüncelerini birbirleriyle paylaşmasalardı doğru, iyi ve güzeli bulamazlardı. Bilimin ve teknolojinin gelişmesini de bu bilgi paylaşımına borçluyuz. Bütün bunlar da tartışmayla olur. Tartışma, bir nevi paylaşmadır. Her şeyin zıddıyla var olduğunu düşünürsek, tartışma da her düşüncenin karşıtını alarak zenginleşir. Tartışmayla analiz ve sentez yeteneğimizi geliştiririz. Kısaca tartışma olmasaydı fikirler gelişmez, çoğalmaz, hayat tekdüze, renksiz ve tatsız olurdu.

Metin İnceleme

1. Okuduğunuz tartışmanın amacı nedir?
CEVAP:
Dilin sadeleşmesi ve özleştirme çalışmaları hakkında görüş alış verişinde bulunmak ve özleştirme konusunda aşırılık olup olmadığını ortaya koymak.
2. Tartışmaların genel amaçlarını, bir konu çevresinde lehte ve aleyhte karşılıklı düşünceleri ortaya koyma, problemlere cevap ve çözüm bulma; gerçek, doğru, iyi ve güzel olanı birlikte arama işini göz önüne aldığınızda bu metinde tartışmanın amacına ulaşılmış mıdır? Sizce bu tartışmanın amacı nedir? Sınıfta arkadaşlarınıza anlatınız.
CEVAP:
Kısmen ulaşılmıştır. Fakat Rıdvan Çongur’un tartışma sonunda da dediği gibi süre yetersiz olduğu için karşı düşüncelere programda yer verilememiş ve karşı düşüncelere yer verme işi bir başka programa ertelenmiştir.
3. Tartışmada uyulması gereken kurallar nelerdir?
CEVAP:
 Tartışmada esas olan; nezaket, düşünceye saygı, gerçeği gizlememe, saplantıdan uzak durma, muhatabı dinleme, hakaret etmeme, konu dışı çıkmama, dedikodu ve şahsiyet kritiği yapmama, örneklerle zenginleştirme, gerçeği arama çabası içerisinde olma, muhatabı alt etme hırsında bulunmama ve nefsin değil doğrunun zaferini kazanmaya çalışmaktır.
 Tartışmada ses tonunu çok iyi ayarlamalı, muhatabın kişiliğiyle düşüncesini birbirine karıştırmamalı, kırıcı ve öfkeli olmamalıdır. Her insanın hata edebileceğini düşünmeli, değer verip kabul ettikleri büyüklerine hakaret etmemeli, onları hafife almamalı, söz hakkımızı mutlaka değerlendirmeli, söz kesmemeli ve sözümüzün kesilmesine izin vermemeli, fikirleri sonuçlandırmadan başka konuya geçmemeli, damdan dama atlamamalı, bir konuyu neticeye tam kavuşturmalı, tartışmayı kazanmaktan önce, muhatabımızı kaybetmemeye gayret etmelidir. Muhatap kazanılacaksa, tartışmayı kaybetmek onu kaybetmekten daha faydalıdır. Tartışma boyunca sürekli sakin olmalı, kızmamaya çalışmalıdır.
 Yanlış cevap vermektense susmak daha iyidir. Sorulara mantıklı cevaplar vermeli sürekli soğukkanlı olmalıdır. Bilgiler sürekli yenilenmeli ve kendimize güvenmeyiz; güvenmek baştan kazanmaktır. Sağlam bilgi sağlam sonuçtur. Sözün çokluğu değil çarpıcı ve vurucu olması önemlidir. Kaynaklı konuşmalı; kaynağı kuvvetli olanın görüşü de kuvvet kazanır.
 Eleştirmek için eleştirmemeli, muhalefet olsun diye karşılık vermemeli, gerçekler bizim istemediğimiz gibi dahi olsa kabul etmelidir. Gerçekler tartışılmalı, kişiler değil; kişiler değil, gerçekler aranmalıdır.
 Muhatabımız konuşurken notlar almalı, neye ve nasıl cevap vereceğimizi önceden tasarlamalıyız. Bize sorular sorulmadan önce, biz kendimize sorular sorup cevaplarını aramalı ve araştırmalıyız.
 Dinleyici kitlemizi ön planda tutmalıyız. Onları da muhatap olarak düşünmeli, yeni fikirler ortaya koymalıyız.
 Tutarlı olmalı, kelimeleri özenle seçmeliyiz. Cümle tekrarlarından kaçınmalı, sözümüzü destekleyip güçlendirecek muhaliflerden de deliller getirmeliyiz.
 Kendinize aykırı düşmemeliyiz; geçmişimize, değerlerimize, toplumumuza ters düşmemeliyiz.
 Başlangıç ile sonuç arasında bir uyum ve bağlantı oluşturmalı, sonuçta tüm konuşmalarımızın ana iskeletini özetlemeli; duyguları harekete getirip delil olarak sunduğumuzda delillere ve yaşanmış olaylara dayandırmalı, buluş ve tespitlerimizin kendimize ait olması önemlidir.
 Bakış ve değerlendirmelerimiz görüş olmalı, gözlemlerimiz görmeye dayanmalı. Düşünmeli, düşündürmeli.
 Mimiklerimize çok dikkat etmeliyiz. Sözlerimizi mimiklerimiz ve duruşumuz tamamlamalı.
 Bazen yanlış düşünceleri toptan atmaktansa onları ayıklamalı, bu konuda seçici olmalıyız.
 Mukayese yapabilmeliyiz. Muhatabımıza düşünme ve düşünce payı bırakabilmeliyiz.
 Muhatabımıza hedef göstermeliyiz, hedefe gitmesinde ona rehber olmalıyız. Hemen hedefe götürmeye çalışmamalıyız; zira 40 senede hedefe varamayanı 40 dakikada hedefin kendisine ulaştıramayız, ancak gösterebiliriz.
 Muhatabımıza karşı insaflı olmalıyız. Davamızı savunmalı; karar vermeyi ise muhatabınıza bırakmalıyız. Kararsızlığını kendisi karar kılsın, kararlaştırsın.
 Mutlaka faydalı olacağımızı düşünmeliyiz. Yaşanmış hayattan örnekler sunmalıyız. İşleyeceğimiz konular gündemi yakalamalı ve ilginç olmalıdır. Herkesin seviyesi esas alınmalı ve ona göre konuşmalıdır. Gerekirse muhatabın seviyesine inmelidir. Dinleyici kitlesi hesap edilip, kendi memnuniyetimizden çok onların memnuniyeti de düşünülmelidir.
 Tartışma eğlendirmekten ziyade eğitici olmalıdır. Sonuçta herkes bir şeyler almış olmalı.
4. Tartışmada peşin hükümlü olmanın, bilinen şeyleri tekrar etmenin, konu dışına çıkmanın tartışmaya zarar vereceğini düşünüyor musunuz? Belirtiniz.
CEVAP:
Peşin hükümlü ve kısırdöngü içinde olmak, demagoji ve laf kalabalığı yaparak konu dışına çıkmak elbette ki tartışmaya zarar verir.
5. Metinden hareketle tartışmayla ilgili hangi özellikleri çıkarabileceğinizi belirtiniz.
CEVAP:
 Tartışma, bir konu çevresinde lehte ve aleyhte karşılıklı düşünceleri ortaya koyma, problemlere cevap ve çözüm bulma; gerçek, doğru, iyi ve güzel olanı birlikte aramaktır. (Doğru, iyi ve güzelin zamana bağlı olduğunu unutmamak gerekir.)
 Tartışmada; karşılıklı saygı ve hoşgörü, nazik, toleranslı, sabırlı olma; konuşma kurallarına, verilen zamana ve sıraya uyma amaca ulaşmada yararlıdır.
 Tartışmada bir konuda edinilmiş peşin hükümlerin, önceden alınmış kesin kararların, bilineni farklı cümlelerle devamlı tekrar etmenin, konu dışına çıkmanın tartışmaya yarar sağlamayacağı açıktır.
 Tartışmayı yöneten bir başkana ihtiyaç vardır. Başkanın; konuyu ortaya koyup sınırlaması; konuşmacıların konu dışına çıkmalarını, konuyla ilgisiz ve gereksiz konuşmalarını engellemesi, konuşmacıların birbirini suçlamaya yönelik konuşmalarına izin vermemesi, tartışmanın kurallarına uygun yürütülmesini ve bir sonuca ulaştırılmasını, bu sonucun da bir rapor haline getirilmesini sağlaması gerekir.
 Bazı tartışmaların sonuçları yalnızca basın aracılığıyla duyurulur; bazıları ise basına ve halka açık olur. Dinleyicilerin huzurunda, dinleyiciler için gerçekleştirilen bu tartışmalarda konuşmacılar tartışma konusundaki bilgi, birikim, görgü, düşünce ve kanaatlerini halka iletirler; onları bilgilendirmeyi, yönlendirmeyi amaçlarlar. Bu tip tartışmalarda kamuoyu yaratma endişesi konuşmacı-dinleyici ilişkisini belirleyen önemli faktördür. Tartışmalar düzenleniş amaçlarına, hedef dinleyici kitlesinin zevk, kültür ve anlayışına göre değişik nitelikler kazanır.
6. Tartışmada konunun güncel olması, tartışılacak yönlerinin bulunması, farklı düşüncelerle de yorumlanabilmesi önemlidir. Metinden hareketle tartışmanın konusunu açıklayınız.
CEVAP:
Metinde, eskiden de tartışılan ancak son yıllarda çokça gündeme gelen konulardan biri tartışılmakta: “Dilin sadeleşmesi, özleştirme çalışmaları ve özleştirmede aşırılık.”
7. Dilin şiirsel, duygusal, öğreticilik gibi işlevleri vardır. Bu metinde dil hangi işlevde kullanılmıştır? Bunu nereden anlıyorsunuz? Düşüncelerinizi açıklayınız.
CEVAP:
 Tartışmalarda dil, genellikle “göndergesel” ve “anlatımsal” işleviyle kullanılır. Hatta çoğu zaman dilin çift işlevliliğinden söz edilebilir. Mesela; metindeki: “Eskiden bilim ve sanat dilleri, Batı’da Latin köklerinden alınıyordu, Doğu’da da Arap köklerinden alınmakta idi. Bu diller, onları kullanan milletler için yabancı olduklarından çok zor hazmediliyor, zor benimseniyordu. Bunlar yığın hâlinde olursa o metin, gene o devirlerde de anlaşılmıyordu.” cümleleri dilin göndergesel işlevi olan cümlelerdir.
 “Sayın dinleyiciler, dilimizin özleştirilmesi konusunda tartışmalara yer verdiğimiz bu programımızın ilkinde, bu dil tartışmalarına sizlerin de yazı ile katılabileceğini duyurmuştuk, hatırlayacaksınız. İşte bu akşam sunduğumuz “Ana Dilimiz” programını, siz sayın dinleyicilerimizin sorularına, özleşme konusundaki düşüncelerine ayırdık. Öyle sanıyoruz ki gerek Türkiye radyolarına gerekse Türk Dil Kurumuna mektupla başvuranlardan birçoğu, az sonra dinleyeceğiniz bu programda sorularının cevabını alacaklar.” cümlelerinde ise dil, anlatımsal işleviyle kullanılmıştır.
8. Tartışmalar yazılı metne bağlı kalınmadan yapıldığı için cümlelerde anlatım bozuklukları olabilir. Metinde anlatım bozukluğu olan cümleler varsa bunları söyleyiniz.
CEVAP:
Bu metinde, konuşmacılar zaten “dilin doğru ve güzel kullanılması gerektiği” konusunda hassasiyetlerini dile getirmektedirler. Dolayısıyla konuşmacıların göze çarpacak nitelikte bir anlatım bozukluğu yaptığı söylenemez.
9. Okuduğunuz metinde yeteri kadar açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık var mıdır? Varsa örnekleriy¬le açıklayınız.
CEVAP:
Bu metindeki cümlelerin birçoğu “açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık” özelliklerini taşımaktadır. Ancak önce bu özelliklerin ne anlama geldiği hususunda kısaca bilgi verelim:
 Açıklık: Bir konunun herkesin anlayabileceği, aynı anlamı çıkarabileceği biçimde aktarılmasıdır. Farklı yorumlara açık değildir. Örnek: “Elimde, Türk Dil Kurumuna gönderilmiş, bu programla ilgili bir mektup var. Adana Zirai Mücadele Enstitüsünde çalışan Ziraat Yüksek Mühendisi Hasan Hüsnü Eron yazmış.”
 Akıcılık (Pürüzsüzlük): Söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır. Uzun cümlelerde aynı hece ve eklerin tekrar edilmesi akıcılığı bozar. Örnek: “Eski Türkçe, nereye kadar gider? Ziya Gökalp’ın kastettiği Eski Türkçe, sanıyorum ki ta ‘Orhun, Uygur’ metinlerine gider. Biz oraya kadar uzanmıyoruz. Eski Osmanlıcaya gidiyoruz. Ziya Gökalp’ın de Eski Osmanlıca kelimelerin canlandırılmasında bir sakınca görmediğini sanıyorum. Çünkü bu kelimeler yüzyıl farkıyla bugün de kullanılmaktadır veya yerinde bırakılmıştır.”
 Duruluk (yalınlık): Parçada veya cümlede gereksiz sözcük kullanılmamasıdır. Örnek: “Radyolarımızın dilini büyük ölçüde beğeniyorum. Bu arada seçtiği konuları, programları da beğendiğimi belirtmek isterim. Ama arada yersiz programlar da çıkmıyor değil.”
10.Tartışmalarda genelde dilin hangi işlevinin ön plana çıktığını belirtiniz. Okuduğunuz tartışmada dil hangi işlevde kullanılmıştır?
CEVAP:
Tartışmalarda dilin genellikle “göndergesel” ve “anlatımsal” işlevi ön plana çıkmaktadır. Okuduğumuz tartışmada da dilin bu işlevleri kullanılmıştır.
Anlama ve Yorumlama
1. etkinlik

2. etkinlik

Tartışma iki veya daha fazla kişinin belli bir konuda düşüncelerini sergileme yoluyla fikir alışverişinde bulunmalarıdır. Buna göre aşağıda boş bırakılan yerlere tartışma sürecinin aşamalarını uygun şekilde yazınız.
1. Tartışma problemlerinin seçimi: Tartışma problemi seçilirken katılımcıların ilgi ve tutumları ile konuyla il¬gili ön bilgileri göz önünde bulundurulmalıdır. Konu katılımcılar için ilgi çekici olmalı ve katılımcılar tar¬tışmaya karşı güdülenmelidir. Bunun yanı sıra problem cümlesinin açık olması konuyu tam olarak belirt¬mesi, konuyu sınırlayabilmesi gerekir. Problem cümlesi soru ya da düz cümle olarak ifade edilebilir. An¬cak soru cümlesi katılımcıların ilgisini çekmede ve onları araştırma yapmaya teşvik etmede daha etkili¬dir.
2. Tartışmayı yönlendirecek soruların belirlenmesi: Tartışma sürecinde eğiticiler katılımcıları sorularla yönlendiremezse tartışmadan elde edilen sonuçlar hedefler doğrultusunda olmayabilir, konu dağılabilir. Bu nedenle eğiticinin tartışmayı yönlendirecek açılış, gelişme ve kapanış bölümünün anahtar sorularına önceden hazırlanması gerekir.
3. Araç ve tekniklerin belirlenmesi: Tartışma sürecinde birçok öğretim araç ve tekniklerinden yararlanıla¬bilir. Bu amaçla tartışmadan önce probleme uygun dramatizasyonlar yapılabilir, sergiler ve yakın çevre gezilebilir, yazılı materyaller okunabilir, radyo dinlenebilir ve film izlenebilir. Bu tür etkinlikler katılımcılar¬
da ortak yaşantı oluşmasına katkı yapar ve tartışmaya katılımı sağlar.
4. Tartışmanın yapılacağı fiziksel ortamın düzenlenmesi: Tartışmanın yapılacağı fiziksel ortam ve katılımcı sayısı tartışmanın niteliğini etkiler. Çok kalabalık gruplarda tartışmalar bazı katılımcıların tartışma dışında kalmasına neden olur. Tartışma ortamında sağlıklı iletişim kurulmasında, katılımcıların birbirlerini görmeleri önemli rol oynar. Bu nedenle katılımcıların daire ya da yarım ay biçiminde oturmasının sağlanması gerekir.
5. Değerlendirme: Tartışma, sonunda eğitici ya da katılımcılar tarafından değerlendirilmeli ve sonucu özetlenmelidir.

3. etkinlik
Aşağıdaki özellikleri tabloda uygun yerlere yazınız.
Topluma Açık Tartışmalar (Panel, sempozyum, forum) Topluma Kapalı Tartışmalar (MEB Şurası, Bakanlar Kurulu)
Konuları günceldir. Sonuçları yalnızca basın aracılığıyla verilir.
Basın ve halk önünde gerçekleşir. Bilgilendirme, yönlendirme amaçlanır.
Herkese açık olarak gerçekleştirilir. Sonuç bildirisi yayınlanır.
Sonuçlar ayrıca duyurulmaz. Basına ve topluma kapalıdır.
Tartışmaya dinleyiciler de katılır. Kamuoyu oluşturmak amaçlanır.

Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
&񗶖 Tartışma başkanının konuyu ortaya koyup sınırlaması, konuşmacıların konu dışına çıkmalarını ve gerek¬siz yere söz sarf etmelerini engellemesi, konuşmacıların birbirini suçlamaya yönelik söz söylemelerine izin vermemesi gerekir.
&񗶖 Tartışma, iki veya daha fazla kişinin belli bir konuda düşüncelerini sergileme yoluyla fikir alışve¬rişinde bulunmalarıdır.
&񗶖 Genellikle bilimsel konularda bir program çerçevesinde uzmanların katılımıyla yapılan seri konuşmalara sempozyum (bilgi şöleni) denir.
&񗶖 Oluşturulan iki grubun önceden belirlenen bir konuyu, jüri ve dinleyiciler huzurunda bir yarış¬ma havası içinde tartışıp sonuca bağlamalarına münazara denir.
B. Aşağıdaki tartışma ile ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
( Y ) Tartışmada önceden alınmış kesin kararlar ifade edilmemeli, bilinenler farklı cümlelerle devamlı tekrar edilmelidir.
( D ) Başkan tartışmanın bir sonuca ulaştırılmasını, bu sonucun da bir rapor hâline getirilmesini sağlar.
( D ) Açık oturum, panel, sempozyum, forum gibi tartışmalar basın ve halk önünde gerçekleşir, münazara ise daha çok eğitim amacıyla sınıflarda düzenlenir.
( D ) Tartışmada konunun güncel olması, tartışılacak yönlerinin bulunması, farklı düşünce vdikkatlerle yorumlanmaya imkân sağlaması önemlidir
C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Bir tartışmada tartışmayı yöneten bir başkana ihtiyaç olduğu; başkanın da konuyu ortaya koyup sınırlaması, konuşmacıların konu dışına çıkmalarını ve gereksiz yere konuşmalarını engellemesi, konuşmacıların birbirini suçla¬maya yönelik söz söylemelerine izin vermemesi gerekir. Tartışmanın kurallarına uygun yürütülmesini ve bir sonuca ulaşılmasını, bu sonucun da bir rapor hâline getirilmesini sağlaması gerektiği de unutulmamalıdır.
Bu parçada tartışma başkanının görev¬leriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi¬sine değinilmemiştir?
A) Konuşmacıları kendi anlayışına göre yö¬netmesine
B) Konuyu ortaya koyup sınırlamasına
C) Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını en¬gellemesine
D) Konuşmacıların gereksiz konuşmalarını engellemesine
E) Tartışmanın kurallara uygun yürütülmesini sağlamasına
2. (I) Tartışmalarda konu katılımcılar için ilgi çe¬kici olmalı ve tartışmaya karşı güdülenmelidir. (II) Kalabalık gruplarla yapılan tartışmalarda zamanı değerlendirmek için bazı katılımcıları tartışma dışında bırakmak ve onların görüşle¬rini yazılı olarak almak gerekir. (III) Başkanın tartışmayı yönlendirecek açılış, gelişme ve ka¬panış bölümüyle ilgili anahtar soruları önce¬den hazırlanması gerekir. (IV) Tartışmadan çıkarılacak sonuç önemli değildir; önemli olan tartışmacıların performansıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin han¬gilerinde “tartışma” ile ilgili bilgi yanlışı vardır?
A) I ve II B) II ve III C) I ve III D) II ve IV E) I ve IV
3. Dinleyicilerin huzurunda, dinleyiciler için gerçekleştirilen tartışmalarda konuşmacıların
tartışma konusundaki bilgi, birikim, görgü, düşünce ve kanaatlerini halka ilettiği; onları
bilgilendirmeyi, yönlendirmeyi amaçladığı vurgulanır. Bu tip tartışmalarda kamuoyu ya¬ratma endişesinin konuşmacı-dinleyici ilişki¬sini belirleyen önemli faktör olduğu belir¬tilmelidir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Halkın bilgilendirilmesinin, yönlendirilme¬sinin amaçlandığına
B) Belli bir dinleyici kitlesi huzurunda yapıl¬dığına
C) Dinleyicilere yönelik bir faaliyet olduğuna
D) Konuşmacıların bilgi ve birikimlerini aktardığına
E) Cahil halkın belli konularda eğitilmesinin amaçlandığını
4. Tartışmanın asıl amacı, bir konu çevresinde lehte ve aleyhte karşılıklı düşünceleri ortaya koyma, problemlere cevap ve çözüm bulma; gerçek, doğru, iyi ve güzel olanı birlikte arama işidir. Doğru, iyi ve güzelin zamana bağlı olduğunu unutmamak gerekir.
Bu parçada tartışmanın amacıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bir konuyla ilgili düşüncelerin ortaya konulacağına
B) Problemlere cevap ve çözüm bulunacağına
C) Gerçek, doğru, iyinin aranacağına
D) Doğru ve güzel olanın birlikte aranacağına
E) Her tartışmada doğru, iyi ve güzelin orta¬ ya çıkacağını
5. Yazarın, bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir. Yazar okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir üslupla yazısını oluşturur. Devrik cümlelerle, soru ve cevaplarla yazısına akıcılık, canlılık kazandırır. Yazar, görüşlerini inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur.
Yukarıdaki paragrafta bahsi geçen anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açıklama B) Tartışma C) Öyküleme D) Betimleme E) Karşılaştırma
6. Günümüzde yaygın bir yanlış var: Bilimin kesin olduğu inancı; çağdaş yaşayışın, çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan bilimsel kesimidir. Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip ayakta tutan. Bilim bilgi üretir; bilim¬sel doğrulardır bunlar. Ancak bilim sonsuz bir yenilenme içindedir. Bilimde öne sürülen her doğru, yanlış olduğu henüz kesinlikle belge¬lenmemiş olan doğrudur.
Yukarıdaki tartışma metninde öne sürülen en temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilimin kesin doğru olduğu
B) Bilimin çağdaş uygarlığın temeli olduğu
C) Bilimin sürekli değişim içinde olduğu
D) Bilimde sürekli bilgi üretildiği
E) Bilimde öne sürülen her bilginin doğru olduğu
7. Aşağıdakilerden hangisi “tartışma” konusu olamaz?
A) Müzik eğitiminde duygusal zekâ mı, işitsel zekâ mı önemlidir?
B) Başkaları için değerli olan bizim için de¬ğerli olabilir mi, olamaz mı?
C) Afrika’da yaşayan insanların yardım çağrı-sına duyarsız kalınması insanlığın bir ayıbı mıdır, değil midir?
D) Güneş mi dünyanın etrafında döner; yok¬sa dünya mı güneşin?
E) Öğrenci seçiminde ve sınıfların oluşturul¬masında IQ’ya mı, EQ’ya mı öncelik tanın¬
malıdır?
8. Bazı tartışmaların yalnızca sonuçları basın aracılığıyla duyurulur. Bazıları ise basına ve halka açık olur, düzenleniş amaçlarına, hedef dinleyici kitlesinin zevk, kültür ve anlayışına göre nitelikler kazanır. İkincisine genel olarak “topluluk karşısında tartışmalar/topluma açık tartışmalar” denir.
Bu parçadan tartışmayla ilgili olarak aşağı¬dakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Tartışmaların herkese açık olduğu ve iste¬yen herkesin katılabildiği
B) Bazı tartışmaların yalnızca sonuçlarının duyurulabildiği
C) Bazı tartışmaların basına ve halka açık ola¬rak düzenlendiği
D) Tartışmaların dinleyici kitlesinin özelliğine göre nitelikler kazanabildiği
E) Herkese açık olan tartışmaya topluma açık tartışma denildiği

1.ÜNİTE:SUNUM,TARTIŞMA,PANEL
3.PANEL

Metin İnceleme
1. Araştırdığınız ve okuduğunuz panel metinlerinin ortak özelliklerini belirtiniz.
CEVAP:
 Toplumu ilgilendiren bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden aydınlatılması için dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde, uzmanları tarafından tartışıldığı konuşmalara panel denir.
 Açık oturum ile panel özellikleri yönüyle birbirlerine çok benzerler. Hatta bazı kitaplarda panel ile açık oturum aynı konuşma türü olarak verilir. Arada sadece üslup farkı vardır.
 Panelde amaç, bir konuda karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı görüşlerle farklı anlayışları ortaya koymaktır.
 Panelde de bir başkan (yönetici) bulunur. Konuşmacı sayısı 3 ile 6 arasında değişebilir.
 Konuşmacılar, uzmanı oldukları konunun ayrı birer yönünü ele alırlar.
 Konuşmalar, açık oturumda olduğu gibi başkanın verdiği sıraya ve süreye göre yapılır.
 Panelin sonunda, dinleyiciler panel üyelerine soru sorabilirler. Tartışma dinleyicilere de geçerse o zaman tartışma, forum şekline dönüşür.
2. Metinden panelle ilgili hangi özellikleri çıkartabilirsiniz?
CEVAP:
 Panelin bir yöneticisinin bulunması ve sorularıyla konuşmacıları yönlendirmesi
 Konuşmacıların alanlarında ve tartışılan konuda uzman olmaları
 Konuşmacıların tartışılan konunun ayrı birer yönünü ele almaları
 Konuşmacıların tartışılan konuda karara varmaya değil, o konuda sadece farklı anlayışları dile getirmeye çalışmaları

3. Panelde hangi konuların ele alınabileceğini belirtiniz.
CEVAP:
Sosyal, kültürel, dinî, siyasî, tarihî ve bilimsel her konu panelde ele alınabilir.

4. Panel yöneticisinin konuşmacıları yönetmek, konuyu ortaya koymak, dinleyicilerin görüş belirt¬melerine izin vermek ve söylenenlere kendi düşüncelerini de ilave ederek toplantıyı sonuçlandırmak gi¬bi görevleri vardır. Okuduğunuz metinde yönetici bu görevleri yerine getiriyor mu? Nasıl? Belirtiniz.
CEVAP:
Bu metinde yönetici Ali Gevgilili; panelin başında konuyu tanıtarak tespit ediyor, Çağdaş Dünya ve Türk Şiiri konusunda alanlarında uzman Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Behçet Necatigil, İlhan Berk ve Cemal Süreya’yı sorularıyla yönlendiriyor, zaman zaman konuşmacıların düşüncelerine kendi düşüncelerini de ilave ediyor, konuşmaların sonunda panelin ana çizgileriyle ortaya koyduğu doğruları maddeler halinde özetliyor ve paneli sonlandırıyor. Dolayısıyla bu metinde yönetici görevlerini yerine getiriyor.

5. Metinde yeteri kadar açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık var mıdır? Örnekleriyle açıklayınız.
CEVAP:
Açıklık: “Bugün dünya şiirine baktığımız zaman çok yönlü bir şiirle karşılaşıyoruz. Türk şiiri de çok yönlü bir durumdadır. Artık dünyada, sanatta, özellikle şiirde büyük ulus - küçük ulus farkı kalmamıştır. Her ulusun dünya sanatına katkısı söz konusu olabilmektedir. Kısaca dünya, iyice küçülmüş, bir yerde bazı sorunlar ve koşullar iç içe girmiştir. Bu, sanatta da belli bir ölçünün üstünde evrensele açılmayı gerektirmektedir.” cümlelerinde olduğu gibi, konu herkesin anlayabileceği, aynı anlamı çıkarabileceği biçimde aktarılmaktadır.
Akıcılık(Pürüzsüzlük): “Şiirin ve edebiyatın varlığını koruyup geliştirmesinde geçmişten gelen kalıcı değerler önemli bir araçtır. Özgeçmişi, çağdaş yaklaşımlarla üzülmemek gerekiyor bugün, özellikle, yığınlara yeni çağa doğru güçlü adımlar atmaları için, sanat yoluyla katkıda bulunmak mümkündür. Şiir, bu nitelikte bir araçtır.” cümlelerinde olduğu gibi, söyleyiş pürüzsüz, yazı kolayca ve zevkle okunmaktadır.
Duruluk (yalınlık): “Bugün dünya şiirine baktığımız zaman çok yönlü bir şiirle karşılaşıyoruz. Türk şiiri de çok yönlü bir durumdadır. Artık dünyada, sanatta, özellikle şiirde büyük ulus - küçük ulus farkı kalmamıştır. Her ulusun dünya sanatına katkısı söz konusu olabilmektedir. Kısaca dünya, iyice küçülmüş, bir yerde bazı sorunlar ve koşullar iç içe girmiştir. Bu, sanatta da belli bir ölçünün üstünde evrensele açılmayı gerektirmektedir.” cümlelerinde olduğu gibi, gereksiz sözcük kullanılmamıştır.

6. Dilin “göndergesel işlevi”, “heyecana bağlı işlevi”, “alıcıyı harekete geçirme işlevi”, “şiirsel işlevi” gibi işlevleri vardır. Panelde dil hangi işlevde kullanılmıştır? Bunu nereden anlıyorsunuz?
CEVAP:
Panelde dil, “göndergesel işlev”de kullanılmıştır. Çünkü metinde konuşmacılar bilgiler sunmakta, yani “ileti”ler “alıcı”ya gönderilmektedir.

7. Panelde konuşmacılar herhangi bir yazılı metne bağlı kalmadan irticalen konuştukları için bazı cümlelerde anlatım bozukluğu olabilir. Okuduğunuz panel metninde anlatım bozukluğu olan cümleler var mıdır? Örneklerle açıklayınız.
CEVAP:
Metinde anlatım bozuklukları olması doğal karşılanabilirdi. Ancak konuşmacılar alanlarında uzman edebiyatçı kimliği taşıdıkları için -irticalen konuşmalarına rağmen- anlatım bozukluğu yapmamaya özen göstermişlerdir. Yine de birkaç cümlede anlatım bozukluğu söz konusu olmuştur:
• “Eski halk kültürümüzü tetkik ettiğimiz zaman, pek çok unsurların yüksek kültürden halk kültürüne indiğini görüyoruz.” cümlesinde altı çizili sıfat tamlamasında sıfat çoğul anlam taşıdığı halde önündeki isim çoğul kullanılmıştır. Yani “tamlama yanlışlığı” yapılmıştır.
• “Büyük sanatkârlar, şairler daima basmakalıbı kırarlar, hayatı daima yenilerler.” cümlesinde “daima” sözcüğü iki kez kullanılmak suretiyle gereksiz sözcük kullanımı yapılmıştır.
• “Özgeçmişi, çağdaş yaklaşımlarla üzülmemek gerekiyor bugün, özellikle, yığınlara yeni çağa doğru güçlü adımlar atmaları için, sanat yoluyla katkıda bulunmak mümkündür.” cümlesinde altı çizili söz grubu bağdaşıklığa uymamakta yani cümle içindeki anlamı anlaşılmamaktadır.
• “Basit, sıradan bir sanat olmaktan çıkıyor, karmaşık bir yapı kazanıyor.” cümlesinde aynı anlama gelen altı çizili sözcükler gereksiz sözcük kullanımına yol açmıştır.

8. Metindeki cümleleri anlamları bakımından (birbiriyle çelişen, sebep-sonuç bildiren, amaç, şart, açıklama vb. cümleleri) inceleyiniz.
CEVAP:
Sebep-sonuç cümlesi: “Modern Türk şiiri böylesine halka halka bir geçmişi özümleme, bir çağrışım zenginliği, dolgunluğu taşıdığı için, millî bir yan da vardır.” cümlesinde modern Türk şiirinin millî bir yanının olmasının sebebi verilmektedir.
Amaç cümlesi: “Böyle bir derinliği başarmak için nicedir kalabalıklardan kaçmış olan şiirin, kalabalıklarla yeni bir diyalog kurabilmesi acaba nelere bağlı bulunabilir?” cümlesinde şiirin, kalabalıklarla yeni bir diyalog kurabilmesinin amacı verilmektedir.

9. Panelde konuyla ilgili dinleyicilerin de görüşlerine yer verilmiş midir? Belirtiniz.
CEVAP:
Dinleyicilerin görüşlerine yer verilmemiştir. Çünkü panelin sonunda “forum” gerçeklememiştir.

Anlama ve Yorumlama

Panel hakkındaki düşüncelerinizi ifade ediniz.
CEVAP:
Panelde konuşmacılar belirlenen konunun farklı yönleri hakkında araştırma yaparlar ve hazırlıklı gelirler. Dolayısıyla bu panel metninde de lider insanın “açık olma, karizmatik olma, mücadele ruhu taşıma, yaratıcı olma, güven verme, nitelik ve bilgiye önem verme” gibi özellikleri, 6 konuşmacı tarafından farklı açılardan ele alınarak tartışılmıştır.

Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
 Konuşmacıları yönetmek, konuyu ortaya koymak, dinleyicilerin görüş belirtmelerine izin vermek ve söylenenlere kendi düşüncelerini de ilave ederek toplantıyı sonuçlandırmak yöneticinin görevidir.
 Bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden aydınlatılması için, küçük bir topluluk önünde, bir sohbet havası içinde tartışılmasına panel denir.
 Panelin sonunda dinleyiciler panel üyelerine soru sorma imkânına sahiptirler.
B. Aşağıdaki tartışma ile ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
( Y ) Tartışmada önceden alınmış kesin kararlar ifade edilmemeli, bilinenler farklı cümlelerle devamlı tekrar edilmelidir.

( D ) Başkan tartışmanın bir sonuca ulaştırılmasını, bu sonucun da bir rapor hâline getirilmesini sağlar.

( D ) Açık oturum, panel, sempozyum, forum gibi tartışmalar basın ve halk önünde gerçekleşir, münazara ise daha çok eğitim amacıyla sınıflarda düzenlenir.

( D ) Tartışmada konunun güncel olması, tartışılacak yönlerinin bulunması, farklı düşünce ve dikkatlerle yorumlanmaya imkân sağlaması önemlidir.
C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Panelde herkesi ilgilendiren, sosyal problem¬lerle ilgili konular ele alınır. Konuşmacılar konu ile ilgili düşüncelerini kısaca ifade eder¬ler. Böylece toplantıyla bütünleşirler. Aynı za¬manda seçilen konu üzerinde farklı düşün¬celerin dile getirilmesi sağlanır. Konuşma¬cıları yönetmek, konuyu ortaya koymak, din¬leyicilerin görüş belirtmelerine izin vermek ve söylenenlere düşüncelerini de ilave ederek toplantıyı sonuçlandırmak görevlerini ise başkan yerine getirir.
Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden han¬gisi çıkarılamaz?
A) Sosyal olaylarla ilgili konuların ele alındığı
B) Konuşmacıların konu ile ilgili düşünceleri¬ni söyledikleri
C) Konuyla ilgili farklı düşüncelerin dile getirildiği
D) Tartışmayı yöneten bir başkanın olduğu
E) Başkanın kendi görüşlerine yer vermediği
2. Panelin dinleyicilerle konuşmacıların bir konu üzerinde birlikte düşünme isteği çevresinde düzenlendiği bir gerçektir. Bu sebeple de panele, samimi bir ortamda, üzerinde duru¬lan konu ile ilgili az sayıda dinleyicinin bulun¬duğu bir tartışma biçimi diyebiliriz.
Parçadan hareketle aşağıdakilerden han¬gisi çıkarılamaz?
A) Dinleyicilerle konuşmacıların birlikte dü¬şünmesi
B) Tartışmaya dinleyicilerin de katılması
C) Tartışmanın samimi bir ortamda cereyan etmesi
D) Az sayıda dinleyicinin bulunması
E) Bir konu üzerinde gerçekleşmesi
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “panel” ile ilgili bir bilgi yanlışı vardır?
A) Panel başkanı, panelin başında konuyu açıklar ve konuşmacıları dinleyenlere tanıtır.
B) Panel konusu, toplumun ilgisini çekebile¬cek ve aydınlatılmaya ihtiyaç duyulan bir nitelikte olmalıdır.
C) Konuşmacılar panel konusunu kendi ilgi alanlarına göre ele alırlar.
D) Panelde tartışılacak konu siyaset ve sana¬tın dışında başka bir alanda olmamalıdır.
E) Panel sonunda dinleyicilerin de katılacağı bir forum yapılabilir.

Ünite Sonu Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boşluklara gelebilecek uygun sözcükleri yazınız.
&񗶖 Panelde seçilen konu üzerinde farklı yönlerin dile getirilmesi sağlanır.
&񗶖 Tartışmayı yöneten başkan, konuşmacıları yön¬lendirecek açılış, gelişme ve kapanış bölümüyle ilgili anahtar soruları önceden hazırlamalıdır.
&񗶖 Sunumda amaç, bilgileri yenileme, araştırma ve anket sonuçlarını değerlendirme, bilime katkıda bulunmadır.
B. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) ola¬rak değerlendiriniz.
( D ) Panel sonunda tartışma, dinleyicilere de geçerse tartışma, forum adını alır.
( D ) Sabırla dinledikleri için gruba teşekkür edilmeli.
( D ) Sunumda kullanılacak teknik cihazlar sunumdan önce kontrol edilmeli.
( Y ) Tartışmada; karşılıklı saygıya ve hoşgörülü olmaya; nazik, toleranslı, sabırlı olmaya gerek yoktur.
C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli noktaları öne çıkaran; bir çalışma so¬nucunu açıklayan; laboratuar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara ---- denir.
Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşa¬ğıdaki kavramlardan hangisi getirilebilir?
A) Sunum B) Tartışma C) Açık Oturum D) Brifing E) Panel

2. Paneli bir başkan yönetir. Tartışmacı üyelerin sayısı en az üç, en fazla altı olabilir. Bunların her biri ayrı bir meslek kolundan seçilmelidir. Böylece konunun belli bir çerçeve içinde kısılıp kalması önlenmiş olur. Konu, değişik yön¬lerden işlenir. Panel tartışmaları küçük bir sa¬londa, küçük bir dinleyici topluluğu önünde, mikrofonsuz olarak yapılır. Panel başkanı or¬tada olmak üzere, üyeler bir masa etrafında otururlar. Panelden önce başkan ve üyeler toplanarak tartışma kurallarını belirlerler.
Bu parçadan panelle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine değinilmemiştir?
A) Tartışmacılar farklı meslek sahalarından seçilir.
B) Üyeler konunun değişik yönlerine ışık tutarlar.
C) Küçük bir dinleyici topluluğu önünde yapılır.
D) Tartışma kurallarını başkan belirler ve uygular.
E) Tartışma üyeleri üçle beş arasında değişe¬bilir.

3. Tartışmada; karşılıklı saygı ve hoşgörü, nazik, toleranslı, sabırlı olma; konuşma kurallarına, verilen zamana ve sıraya uyma amaca ulaş¬madaki en önemli unsurlardır. Tartışmada bir konuda edinilmiş peşin hükümlerin, önceden alınmış kesin kararların, bilineni farklı cümle¬lerle devamlı tekrar etmenin, konu dışına çık¬manın tartışmaya yarar sağlamayacağı bilin¬melidir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Tartışmanın karşılıklı saygı ve hoşgörü an¬layışı içinde yapılması
B) Tartışmada nazik, toleranslı, sabırlı olun¬ması
C) Konuşma kurallarına ve verilen zamana uyulması
D) Tartışmada tek bir konuda ısrar edilmemesi
E) Tartışmada peşin hükümlerden, ön yargılardan kaçınılması


ZAMBAK 10.SINIF DİL VE ANLATIM 2.ÜNİTE CEVAPLARI
1. Anlatıma Hazırlık
Metin inceleme
1. Her yazının: kendi düzeni, teması ve ifade biçimiyle kendi içinde anlamı olan organik bir bir¬lik olduğu düşünüldüğünde, okuduğunuz metinlerde böyle bir bütünlük var mıdır? Yazının ve konuş¬manın bütünlüğünü etkileyen öğeler nelerdir?
CEVAP:
Yazının ve konuşmanın bütünlüğünü etkileyen öğeler; “sözcüklerin doğru seçilmesi, cümlelerin gereği gibi kurulması ve birbirlerine mantıksal bir ilgiyle bağlanması, konuda birliğin sağlanması, bilgilerin doğruluğu, duyguların içtenliği”dir. Bu saydıklarımın yanı sıra anlatıma “uygun bir iletişim biçimi seçilmesi, yazım kurallarına uyulması, noktalama işaretlerinin yerinde kullanılması, yazılı bir metinde bulunması” gerekenlerin başında gelir. Ayrıca sözcükler anlatımın başlıca öğesidir. Anlatımda sözcüklerin doğru seçilmesine her zaman özen gösterilmelidir.

2. “Eşyaya Ölüm” adlı metinde kişisel deneyimler ve araştırma sonuçları kullanılmış mıdır? Topla¬nan bilgilerle kişisel deneyimlerin konuşma ve yazıya nasıl bir hava kazandıracağını belirtiniz.
CEVAP:
“Eşyaya Ölüm” adlı metinde kişisel deneyimler ve araştırma sonuçları kullanılmıştır. Konuşma ve yazmaya başlamadan önce topladığımız bilgilerle kişisel deneyimlerimiz, konuşmamızın ve yazımızın sağlam bir yapısının olmasını sağlayacaktır. Aklımızdan geçenleri tasarladıklarımızı başlıklar hâlinde ve küçük notlar hâlinde belirlersek hepimiz için çok kıymetli olan zamanımızı yitirmemiş oluruz. Hangi konu olursa olsun söyleyebileceklerimizin ve yazabileceklerimizin olabilmesi o konudaki topladığımız bilgilerle kişisel deneyimlerimizin bulunmasına bağlıdır. Sonuç olarak; bir konuşma veya yazıda anlatacaklarımızı bulmamızda toplanan bilgilerle kişisel deneyimlerin etkisi oldukça önemli ve büyüktür.
3. Hazırlık aşamasında neyi, niçin ve nasıl anlatmak gerektiği üzerinde düşünmeden konuşma¬ya ve yazmaya başlamak tutarlı olmaz. Buna göre “Eşyaya Ölüm” adlı metinde neyin, niçin ve nasıl anlatılması gerektiği belirlenmiş midir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
CEVAP:
“Eşyaya Ölüm” adlı metinde neyin, niçin ve nasıl anlatılması gerektiği elbette belirlenmiştir. Daha önce toplanan bilgiler ve kişisel deneyimler, hazırlanacak metnin yazılış amacı, hedef kitlesi ve anlatıcının tavrına göre düzenlenmiştir. Ana düşünce etrafında birleşen düşünceler, bilgi, deneyim ve örnekler sebep-sonuç ilişkisi ışığında düzenlenmiş, üslup ve tarz buna göre belirlenmiştir.
4. Hazırlık aşamasında bir ana düşünce belirlenip o ana düşünce etrafında birleşen düşünce, bil¬gi, deneyim ve örneklerin sebep-sonuç ilişkisine göre düzenlenmesi gerekir. Okuduğunuz metinlerde bu kurala uyulup uyulmadığını anlatınız.
CEVAP:
Her iki metinde de bu kurala uyulmuştur.
5. “Eşyaya Ölüm” adlı metinde ne zaman gözlem yapıldığını ve bunun metindeki önemini belirtiniz.
CEVAP:
“Eşyaya Ölüm” adlı metnin yazarı, metni oluşturmadan önce hayatın tabii seyri içinde bazı gözlemler yapmıştır. Yazar, eşyaya uzun bir süre bakmak suretiyle onun ayrıntılarını görmemize imkân sağlamıştır. Metin bitene kadar da o eşya neredeyse bizim hayatımızın bir parçası hâline gelmiştir. Ünlü Fransız yazar Jean Paul Sartre, Söz Okları adlı eserinde yazarlığa yöneliş döneminde dedesinin kendisine: “Yalnız gözleri olmak yetmez, onlardan yararlanmayı da öğrenmeli insan.” dediğini anlatır.
Anlama ve Yorumlama
1. etkinlik
Hazırlık aşaması yapılmış, okuduğunuz öyküden hareketle aşağıdaki tabloyu evet/hayır şeklinde değerlendiriniz.
CEVAP:
Yazılacak Hikâyenin Ölçme ve Değerlendirme Formu
(evet) Konu belirlenmiş midir?
(evet) Ana fikri belirlenmiş midir?
(evet) Ana fikri destekleyen yardımcı fikirler belirlenmiş midir?
(evet) Konuyu açıklayacak daha anlaşılır kılacak bir buluş var mıdır?
(evet) Yazılacak öykünün planı çıkarılmış mıdır? (giriş-gelişme-sonuç)
(evet) Tutarlı bir sıralama yapılmış mıdır?
(evet) Öyküye nereden, nasıl ve niçin başlanacağı belli midir?
(evet) Olayın hangi noktalarının anlatılacağı belli midir?
(evet) Konuyla ilgili kişisel deneyimler ve gözlemler belirenmiş midir?
2. etkinlik
Tablodaki özellikleri incelediğiniz metinlere göre değerlendiriniz.
CEVAP:
Özellikler 1. Metin 2. Metin
Neyi, niçin, nasıl anlattığı bellidir. X
Tamamlanmamış cümleler vardır. X
Devrik cümleler kullanılmıştır. X
Belli bir planlama göze çarpmaktadır. X
Anlatım bozuklukları vardır. X
Yazıların kendi içinde bir bütünlüğü vardır. X
Düşünceler belli bir plana göre sıralanmıştır. X
Cümleler arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır. X
Tutarlı bir sıralama vardır. X
Noktalama işaretleri yerinde kullanılmıştır. X X
2. etkinlik
Sizce bilgi toplama kaynakları nelerdir? İhtiyacınız olan özel bir bilgiyi çeşitli kaynaklardan na¬sıl temin edebilirsiniz? Açıklayınız.
CEVAP:
Bilgileri toplama kaynakları şunlardır:

• Okumak

• Araştırmak

• Not almak

• Özet çıkarmak

• Alıntı yapmak

• Gözlem yapmak

• Dinlemek

• Arşivlemek

• Günümüzün teknolojik bilgi kaynaklarından yararlanmak (İnternet siteleri, radyo ve televizyon arşivleri, devlet arşivleri ve özel arşivler, sanal ve gerçek kütüphaneler…)

Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki anlatıma hazırlıkla ilgili yargılan doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( D ) Yazmaya ve konuşmaya başlamadan önce hangi bilgilere ihtiyaç olduğu kontrol edilir.

( D ) Kendi deneyimlerimizi kullanmak yazımızı ve konuşmamızı daha etkili kılar.

( D ) Neyi, niçin, nasıl anlatmak gerektiği düşünülmeden konuşma ve yazma tutarlı olamaz.

( D ) Anlatmaya başlamadan önce deneyim ve bilgiler not hâline getirilir.

( D ) Anlatıma hazırlık aşamasında düşünce, bulgu ve bilgiler sıralanır.

( D ) Yazı ve konuşma hazırlarken hedef kitlenin kim olduğu da gözetilmelidir.

( D ) Her yazı, kendi düzeni, teması ve ifade biçimiyle kendi içinde anlamlı olan organik bir bütündür. Onun için yazıya başlamadan bir planlama yapılmalıdır.

( D ) Anlatıma hazırlık yapılırken tanınmış yazarlara ait metinlerden örnek almak yararlı olur.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi bir anlatımın ha¬zırlık aşamasında etkili değildir?
A) Gözlem yapmak B) Okumak C) Düşünmek
D) Alınan notlar E) Üslup belirlemek
2. Aşağıdakilerden hangisi yazı yazma ve ko¬nuşma hazırlamada hazırlık için gereken
unsurlardan biri değildir?

A) Bilgi toplamak

B) Kişisel deneyimlerden yararlanmak

C) Amacı belirlemek

D) Hedef kitleyi tespit etmek

E) Değerlendirme yapmak
3. Aşağıdakilerden hangisi bilgi toplama için gerekli faaliyetlerden biri değildir?
A) Okumak B) Not almak C) Düşünmek
D) Alıntı yapmak E) Özet çıkarmak
4. Aşağıdakilerden hangisi "özet çıkarmak" la yakın anlamlıdır?
A) Ayrıntıları atmak B) Fark etmek C) Gözlem yapmak
D) Okumak E) Ayrıntıları almak
5. Dünyada ozanlar vardır, ozan aileleri vardır. Biz seninle aynı aileden olabiliriz; kesin olarak söyleyebilirim ki senin şiirin kendi şiirin. Ama bu aynı aileden olmamızı engellemez. Bu parçada geçen “aile” sözü ile yazar aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A)Birbirine yakın şiir anlayışında olan kişileri
B) Ozanlığın dışında başka sanatlarla da ilgilenenleri
C) Ozanlığı dünyanın en önemli uğraşı olarak görenleri
D)Şiirden başka bir türde yapıt vermeyenleri
E) Ozanlığı en seçkin meslek olarak görenleri

2. Anlatımda Tema ve Konu
Hazırlık
Okuma konusunda yazılmış yukarıdaki iki metnin vermek istediği mesaj aynı m

Bu mesaj ahmet tarafından düzenlendi (06-03-2012 13:37 GMT+2 saat, ago)
__________________
Çevirimiçi durumu   

Yazar Mesaj   #24068  13-10-2011 16:05 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
ZAMBAK 10.SINIF DİL VE ANLATIM 2.ÜNİTE 46-56 ARASI CEVAPLAR

4. Anlatımın ve Anlatıcının Amacı
Hazırlık
Hikâyeye göre aslanın ve kedilerin amacı nedir?
CEVAP:
Aslanın ve kedilerin amacı aynıdır: Karınlarını doyurmak.

Amaçlarına neden ulaşamadıklarını tartışarak belirtiniz.

CEVAP:
Kediler, hiç çaba sarf etmedikleri ve tembellik ettikleri için amaçlarına ulaşamıyorlar. Aslan ise inancının gereği belki de kedilerin dualarının Allah tarafından kabul edilmesi için onlara bir fırsat tanımak amacıyla oradan uzaklaşıyor.


“Su” konusuyla ilgili bir bilimsel, bir günlük, bir de edebî yazı getiriniz.

CEVAP:
“SU” KONUSU İLE İLGİLİ BİLİMSEL METİN ÖRNEĞİ:
SUSUZ HAYAT


Suyun, hayat için lüzumlu olduğu herkesin bildiği bir gerçektir. Biyoloji âlimleri suyu hayat için en gerekli madde olarak vasıflandırarak, gezegenimizdeki hayatın varlığını bu maddenin varlığına bağlamışlardır. Fakat bu mevzuda 17. yüzyıldan beri yapıla gelen ilmi çalışmalar insanoğlunu, suya ihtiyaç duymaksızın yaşayabilen bir takım küçük canlıların keşfine götürmüştür. Bu canlılar kendilerine bahşedilen bu nimet sayesinde, vücutlarındaki suyun hemen hemen hepsini kaybetmelerine rağmen hayatlarını devam ettirebilmektedirler ve bunun yanında birtakım vasıflar kazanmaktadırlar.

Susuz hayatın ilk defa 1920’de Antony Van Leeuwenhoek tarafından keşfedilmesinden bu yana araştırmacılar, bu fevkalade muameleyi anlamaya çalışmışlar ve cevaba oldukça yaklaşmışlardır.

Su, canlı organizmaların % 55—95’ini teşkil eder. Suya bağımlılığımız öylesine fazladır ki, vücudumuzdaki su miktarının beşte birini bile kaybetsek bitkin düşeriz. Bu kaybın daha da artması insanı ölüme götürebilir. Bir grup kurbağa ve toprak solucanı ise vücudundaki suyun beşte üçünü kaybettikten sonra da hayatta kalabilir.

“SU” KONUSU İLE İLGİLİ GÜNLÜK ÖRNEĞİ:

Bugün babamın Serdivandaki kabrine bir testi su düktü annem. Dudaklarından dökülen dualar su gibi çağladı. Babamın, su gibi aziz ol, diyen sesini duyar gibi oldum. Bir de, günler su gibi akıyor, derdi babam. Bilmem ki bugün sular akıyor mu yine eski dereden. Karaağaç’tan ötesi derenin kuruduğu yer… Günler geçti şimdi. Sular da duruldu. Nuh Tufanında, yerden fışkıran ve gökten inen suların kısa zamanda yeryüzünü örttüğünden de bahsederdi babam. Sesi kulaklarımda çınladı.

O zamanlar daha küçüktüm, anlamazdım. Gerçekten de günler su gibi akıp geçiyor. Yarın okuldaki son günüm.

“SU” KONUSU İLE İLGİLİ EDEBÎ METİN ÖRNEĞİ:
SU
Ak kayalar, kara kayalar, kınalı kayaların süslediği dağlar suya hasrettir. Yeşil kâkülünü düzeltir ormanın su. Zümrüt bir gömlek giydirir dağlara, bayırlara. Ceylanlar su kenarlarında olur. Keklikler su içmek istediklerinde turnalara yoldaş olurlar. Kelebekler, böcekler hep suyun o hayat verici yudumlarına muhtaçtırlar.
Ya yanan gönüller, çorak sineler, kuru gözler, yağmura hasret dudaklar, kirpikler ve yanaklar... Gökyüzünden bir meltem gibi yumuşak ve sessiz sessiz kâselerimize akacak rahmeti beklemezler mi?



Metin inceleme

1. Biri bilgi verme diğeri mesaj verme amaçlı iki metin okudunuz. Her ikisinin de aynı ifadeye ve dili kullanma biçimine sahip olduğunu söyleyebilir misiniz? Niçin?

CEVAP:

Her iki metnin de aynı ifadeye ve dili kullanma biçimine sahip olduğunu söylememiz mümkün değildir. Çünkü ilk metin okuyucuya bilgi vermek amacıyla kaleme alınmış öğretici bir metin, ikinci metin ise mesajı okuyucuya olay kurgusu ile aktarmayı amaçlayan edebî bir metin örneğidir.




2. Her anlatımda anlatıcı ile okuyucu veya dinleyici arasında bir ilişki vardır. Bu ilişki anlatımın amacını oluşturur. Buna göre aşağıdaki özellikleri metinlerden hareketle sınıflayınız. Daha sonra anla¬tımın amaçlarının ifadedeki ve anlatımdaki rolünü tartışınız. Sonuçları sınıfta anlatınız.

Özellikler 1.metin 2.metin
Bilgi verilir. X
Kişisel yorumlama yapılır. X
Bilgiler sayısal verilerden faydalanılarak verilir. X
Belli bir mesaj ve ders vermek amaçlanır. X
Somut ayrıntılar verilir. X
Kişisel yorumlama yapılmaz. X
Bilgiler duyusal, izlenimsel öğelerle verilir. X












ANLATIMIN AMAÇLARININ İFADEDEKİ VE ANLATIMDAKİ ROLÜ:

Sanatsal veya bilimsel bir yazıda öncelikle niçin yazdığımızı, yani amacımızı belirlemeliyiz
Amacımız yazımızda bir haberi, bir bilgiyi okuyanlara iletme, onların sorularını cevaplama olabilir. Kimi zaman amacımız edebiyat yapmak, sezdirmek, hislendirmek, okuyucuyu etkilemektir. Kimi zaman da bizi yazmaya götüren amaç, onların davranışlarını değiştirmektir. Kısacası yazma amacımızın yazma öncesinde belleğimizde netleşmesi gerekir. Bunlar; bilgilendirme, öğretme, kanıları değiştirme ve izlenim kazandırma olabilir.

Edebi metinde amaç sezdirmek, çağrıştırmak, hissettirmek, estetik duygusu uyandırmak, bunların çerçevesinde düşündürmek ve bir güzellik ortaya koymak olduğundan kullanılan ifadeler yan anlam ve mecaz anlam değeri olan ifadelerdir.

Felsefi ve bilimsel metinlerde amaç bilgi vermek, öğretmek, açıklamak, göstermek ve yarar sağlamak olduğundan kullanılan ifadeler de bu amaca yöneliktir. Çünkü alıcıyla iletişimin doğru ve etkili olabilmesi için bu yola başvurmak gerekir.

Bilimsel ve felsefi metinlerde dil, göndergesel ve anlamsal işlevde; edebi/sanatsal metinlerde ise dil, sanatsal ve şiirsel işlevde kullanılır.

Yazıyı hazırlayış amacıyla anlatım biçimleri arasında sıkı bir ilişki ve etkileşim vardır.
Anlama ve Yorumlama

1.etkinlik:

Aşağıdaki iletişim öğeleri ile açıklamaları eşleştiriniz.

Gönderici (Kaynak) Başkası ile paylaşacak bir düşünceye sahip olan kimsedir. Bu "birey, insan grubu ya da bir kurum" olabilir.
Mesaj (İleti) Bir iletişim sürecinde kaynak tarafından alıcıya gönderilmek istenen haber ya da bilgidir.
Aracı (Kanal) Mesajın alıcıya iletilmesini sağlayan araç ve yöntemlerdir.
Alıcı Kaynağın gönderdiği mesajı alan kişidir. Alıcı da kaynakta olduğu gibi bir birey, bir insan grubu ya da bir kurum olabilir.
Geri bildiri
(Dönüt) Kaynaktan gelen mesaja alıcının gösterdiği tepkinin aynı yollarla kay¬nağa geri ulaşmasıdır.




İletişimin öğelerini şemadaki kutulara yazınız.




Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.

 Bir iletişimde mesajı gönderene gönderici denir.

 Bir iletişimde mesajı alana alıcı denir.

 İletişimde mesajın ulaştığı yola kanal denir.

 Alıcının mesajı değerlendirme tarzına dönüt denir.

 Alıcı ile gönderici arasındaki ilişkiye bağlam denir.



B. Aşağıdaki metinde iletişimin öğelerini bularak tabloya yazınız.



Demedi Deme

Korkuyorum belki yarın geç olur,

Geleceksen bir gün önce gelsene.

Yaralıya yol gözlemek güç olur,

Geleceksen bir gün önce gelsene.

Kar yağar, çığ düşer, yollar açılmaz,

Seller iner, derelerden geçilmez.

Senet yoktur, ömre vade biçilmez,

Geleceksen bir gün önce gelsene.

Abdurrahim KARAKOÇ


İletişim öğeleri

Gönderici (kim, ne)
Şair

İleti (neyi)
“Hasret” teması

Kanal (nasıl, ne ile)
Şiir

Alıcı
Okuyucu












C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorulan cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerden hangisi iletişim tablosun¬da yer alarak anlatımın şekillenmesinde etkili olan öğelerden biri değildir?

A) İleti B) Alıcı C) Gönderici D) Kanal E) Bağlam

2. “Her anlatımda anlatıcı ile dinleyici arasında bir ilişki vardır.”

Aşağıdakilerden hangisi bu ilişkinin diğer adıdır?

A) Anlatımın üslubu

B) Anlatımın amacı

C) Anlatımın sonucu

D) Anlatımın kuralları

E) Anlatımın nedeni

3. Aşağıdaki yargılardan hangisi “sözsüz ileti¬şim” le anlatmaya daha uygundur?

A) Güvenlik mahkemelerine taraftarım.

B) Bu elbise sana yakışmış.

C) Doğu Anadolu'ya yatırım yapılmalıdır.

D) Sana çok kızdım.

E) Bu kitap oldukça sürükleyiciymiş.


4. Aşağıdakilerden hangisi bilimsel bir yazı¬nın amacı olamaz?

A) Bir bilgiyi iletmek

B) Bir bilgiyi açıklamak

C) Bir bilgiyi kanıtlamak

D) Bir bilgiyi tartışmak

E) Bir bilgiyi zihinde canlandırmak
5. Aşağıdakilerden hangisi edebî bir yazının hedefi olamaz?
A) Güzellik duygusu uyandırmak

B) Okuma zevki aşılamak

C) Hayatı tanıtmak ve sevdirmek

D) Estetik duygusunu geliştirmek

E) Sahip olduğumuz bilgileri tartışmak

5. Anlatımda Anlatıcının Tavrı

Hazırlık

Bu hikâyeyle verilmek istenen mesaj nedir?

CEVAP:

• Dünyaya herkes kendi penceresinden bakar.

• Olayları herkes kendi sahip olduğu değer yargılarına ve bakış açısına göre değerlendirir.

• Dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz.

• Olayları herkes kendi ilgi, görüş, beceri ve sahip olduğu özelliklere göre yorumlar.




Yukarıdaki sözlerin “Anlatımda Anlatıcının Tavrı” konusuyla ilgisini arkadaşlarınızla tartışınız.

CEVAP:

Hikâyede herkes kendi ilgi, görgü ve bilgisine göre fili tarif etmiş. Fil aynı fil olmasına rağmen tarifler kişiden kişiye değişmiş. Yani yazı yazma ve konuşmada toplanan bilgilerin ve kişisel deneyimlerin, hazırlanacak metnin yazılış amacı, hedef kitlesi ve anlatıcının tavrına göre düzenlenmesi gerektiğini buradan da anlamaktayız.


Metin İnceleme

1. “Gece”yi niçin kimi yazarlar romantik, kimi yazarlar tehlikeli olarak görüyorlar?

CEVAP:

Çünkü yazarların bakış açıları, amaçları ve tavırları birbirinden farklıdır.




2. İletişimde anlatıcı ile anlatılan konu arasındaki ilişki anlatımı etkiler. Buna göre metin ile an¬latıcının tavrı arasında nasıl bir ilişki vardır, bu ilişkinin anlatımı nasıl etkilediğini açıklayınız.

CEVAP:

Farklı metinlerde aynı konu işlendiği hâlde anlatımda anlatıcıların farkı bakış açıları ve tavırları birbirinden değişiktir. İşte bu farklılık ve yaklaşım anlatımı doğrudan etkiler. Yazarlar amaçlarına ulaşmak için tavırlarına en uygun anlatım biçimini seçerler. Anlatımın başarısı da, iletiyi aktaracak kişinin yaklaşımıyla, tavrıyla, anlatım biçimiyle doğrudan ilişkilidir.


3. Yazarların bakış açılarının farklı olması neye bağlanabilir?

CEVAP:

Yazarların bakış açılarının farklı olması, onların ilgi, bilgi, görüş, beceri ve sahip oldukları edebî zevke bağlanabilir.


4. Dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz, cümlesiyle yazının ana düşüncesi arasın¬da nasıl bir bağlantı kurduğunuzu belirtiniz.

CEVAP:

İnsanlar günlük hayatta yaşadıkları ve şahit oldukları olaylara karşı tecrübelerine ve alışkanlıklarına göre tavır sergilerler; yani dünyayı olduğu gibi değil, oldukları gibi görürler. Yazılı ve sözlü anlatımda da yazarların ve konuşmacıların konuyu ele alış tarzları ve bakış açıları birbirinden farklı olur.


5. Metinde somut ve soyut anlatıma örnek olabilecek ifadeleri belirtiniz. Bunların özelliklerini söyleyiniz.

CEVAP:

Anlatıcının; gördüklerini, duyduklarını, duyularıyla algıladıklarını ve deneyimlerini dile getirdiği her düzeydeki anlatıma somut anlatım denir. Anlatıcının; sadece varlığını bildiği, ancak duyu organlarıyla algılayamadığı olguların anlatımına ise soyut anlatım denir.

Örneğin; metindeki “Dikkat edilirse mekân ve konu aynı olmakla birlikte bakış açıları birbirinden tamamen farklıdır.” cümlesi soyut anlatım; “Bir süpermarkete giden kişiler ihtiyaçları ne ise o reyona yönelecektir.” cümlesi ise somut anlatım tarzı ile oluşturulmuştur.


1. etkinlik

Duyu organlarımızla algıladığımız anlatımlar somut, algılayamadıklarımız soyut anlatım¬dır." Buna göre aşağıdaki tabloyu metinlerden hareketle doldurunuz. İki metni karşılaştırınız. So¬nuçları sözlü olarak ifade ediniz.


1. Metin 2. Metin
Görme X -
İşitme X -
Tatma - -
Koklama X -
Dokunma X -



2.etkinlik

Aşağıdaki metinlerin özelliklerini metinlerin sonlarındaki yargılar yardımıyla sınıflayınız.

CEVAP:

1.metin, somut anlatım ve nesnel anlatım özellikleri taşımakta; 2.metin ise soyut anlatım ve öznel anlatım özellikleri taşımaktadır.


Öznel ve nesnel anlatıma örnek olabilecek yazı çalışması yapınız. Çalışmanızı sözlü olarak ifade ediniz.

CEVAP:

<><><><> <><><><>



NESNEL YARGI Objektif Herkese göre aynı Bilimsel olan Duygulara yer yok Kanıtlanabilir
Tarafsız
Ahmet Haşim “Sonbahar” şiirinde kişileştirmeye başvurmuştur.
İstanbul, Türkiye'nin bir şehridir.
Cahit Sıtkı, şiirlerinde hece ölçüsü kullanmıştır.


ÖZNEL YARGI Sübjektif Kişiye göre değişen Bilimsel olmayan Duygular ön planda Kanıtlanamaz Göreceli
Ahmet Haşim'in “Sonbahar” şiirindeki kişileştirmeler çok ilgi çekicidir.
İstanbul, Türkiye'nin en güzel şehridir.
Cahit Sıtkı, şiirlerinde büyüleyici bir dil kullanmıştır.



Metinlerden hareketle "somut-soyut özellikler" tablosundaki yargılan işaretleyiniz.

CEVAP:

<><><><> <><><><>


Özellikler 1. Metin 2. Metin
Anlatılanlar kesindir. X -
Bilgiler kesin verilere dayanır. X -
Tartışmaya açıktır. - X
Soyut ifadelere sıkça yer verilir. - X
Somut anlatım öne çıkar. X -
Objektif bir tutum izlenir. X -
Kişisel yorumlama yapılmaz. X -
Kişiye göre farklı anlam ifade edebilir. - X
Doğruluğu kanıtlanamaz. - X
Herkes aynı şeyleri anlar. X -
Ayrıntılar olduğu gibi fotoğraf gerçekliğiyle verilir. - X

3.etkinlik
Aşağıdaki metinleri okuyarak tablolarda bulunan özellikleri işaretleyiniz. Metinlerin “doğru¬dan anlatım” ve “dolaylı anlatım” tarzlarından hangisiyle yazıldığını belirtiniz.


Doğrudan ve dolaylı anlatım arasındaki farkı aşağıdaki tablodan yola çıkarak açıklayınız.

CEVAP:

Doğrudan anlatımda; anlatıcı anlattıklarını görür, dolaylı anlatımda ise anlattıklarını işitir. Doğrudan anlatımda; anlatıcı anlattıklarını duyu organlarıyla algılar, dolaylı anlatımda ise anlattıklarının gerçekleşmesine şahit olmaz. Doğrudan anlatımda; anlatıcı anlattıklarını deneyimleriyle elde eder, dolaylı anlatımda ise anlattıklarını başkalarının kanalıyla öğrenir.




6. etkinlik

Metindeki anlatıcının kişisel düşünce, tasarı ve kanaatlerini ifade ettiği bölümlerin altını çi¬ziniz. Bunların nedenlerini açıklayınız.



Dün akşam gün batımı, hiç görmediğim bir güzellikteydi. Pembe, tu¬runcu bir buğu vardı gökte. Hele mavunaların geçtiği Seine (Sen) üze¬rinde gök öyle bir göründü ki Grenella köprüsünde ürperdim. Tramvay¬da baktım kimse ama hiç kimse görmüyor bu güzelliği. Farkında olan. Kendinden geçen, tedirgin olan bir yüz yok... Ama diye düşündüm, gü¬zelliği bulmak için yolculuğa kalkar, uzaklara giderler. Güzelliği bile satın almaya alışmışlar; parasız oldu mu görmüyorlar.

Andre Gide (Andre Jit) Günlük

8.etkinlik

Aşağıdaki cümlelerin hangi anlatım türüne girdiğini tabloda belirtiniz.

CEVAP:

<><><><> <><><><>

Öznel Nesnel Soyut Somut Dolaylı Doğrudan
Bu kasaba deniz kıyısına kurulmuş şirin bir yerleşim yeridir. X - - X - X
Deniz kenarında yaşayan insanların değişken bir yapıya sahip olmaları sanırım denizin etkisindendir. X - X - - X
Uçağınız iki hafta sonra saat ikide kalkacakmış. - X - X X -
Bu eserde kahramanlarla çevreleri arasında güzel bir uyum var. X - X - - X
Her iki eserde de köylülerin konuşmaları değiştirilerek verilmiş. - X - X - X



Ölçme ve Değerlendirme



A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.



Beş duyu organımızla algıladıklarımızı anlattığımız anlatım türüne somut anlatım denir.

Yoruma dayalı ve doğruluğu-yanlışlığı tartışmaya açık olan anlatım türüne öznel anlatım denir.

Ortaya koyulan yargıların doğruluğu-yanlışlığı tartışmaya kapalı olan anlatım türüne nesnel anlatım denir.

Beş duyumuzla algılayamadığımız ama varlığına inandığımız şeyleri anlattığımız anlatım türüne soyut anlatım denir.

Anlatıcının gördüklerini, duyu organlarıyla algıladıklarını anlattığı anlatım türüne doğrudan anlatım denir.

Anlatıcının başkasından öğrendiklerini ve duyduklarını anlattığı anlatım türüne dolaylı anlatım denir.



B. Aşağıdaki yargılan doğru-yanlış (D,Y) olarak değerlendiriniz.

( D ) İletişim etkinliği, iletişimde yer alan öğelerin imkânlarıyla sınırlandırılır.

( Y ) Anlatımın başarısı; iletiyi aktaracak kişinin yaklaşımıyla, tavrıyla, anlatım biçimiyle ilişkili değildir.

( Y ) "Hep sizin gibi akıllı ve çevresine saygılı arkadaşlarımın olmasını istemişimdir." cümlesi nesnel bir yargıdır.

( Y ) "Yazar, şairlerin yüzyıllardır işledikleri gurbet temasını bu eserinde eleştirel bir yaklaşımla hicve¬diyor." cümlesi öznel bir yargıdır.

( D ) Somutlaştırma; okurda bir konuyla, bir kavramla ilgili uzak çağrışımlar yapmak amacıyla kulla¬nılır ve daha çok şiirsel ifadelerde kullanılır.



C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorulan cevaplayınız.



1. (I)İki bölümden oluşan yapıtına yazar, impa¬ratorluk Türkiye'sinin son demlerini aktarmış. (II)Boğaziçi'nin örf ve âdetleri içinde büyü¬müş kişileri de konuşturmuş yer yer. (III) Sos¬yal düşüncelerinin isabetliliğiyle yapıt, çağı¬mız aydınının elinin altında olması gereken bir kaynak. (IV) Yapıt, yazarın felsefe ve sosyo¬loji kriterlerini de içermektedir. (V) Ancak dü¬şüncelerinin renkliliğini, aralara serpiştirdiği şiir kırıntılarında pek görmedim doğrusu.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin han¬gilerinde kişisel görüşe yer verilmiştir?



A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) III ve V E) I ve V



2. Aşağıdakilerden hangisi soyut anlatımlar¬da kullanılmaz?

A) Kanaat B) İzlenim C) Tahmin D) Tatma E) Öngörü



3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde nesnellik ağır basmaktadır?



A) Sabahları balkona çıkar, güneşin muhteşem yükselişini seyrederim.

B) Büyük bir coşkuyla kahvaltımı yaparım.

C) İstemeye istemeye işimin yolunu tutarım.

D) Gelen evrakları bir bir gözden geçiririm.

E) Mesainin bitimini âdeta iple çekerim.



4. "Uludağ'da karşımıza çıkan o muhteşem manzara hepimizi etkilemişti." cümlesinde hangi duyu organından yararlanılmıştır?

A) İşitme

B) Tatma

C) Koklama

D) Dokunma

E) Görme

5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi dolaylı an¬latıma örnektir?

A)İnsanlar bana bir dağlıymışım gibi davranı¬yor.

B) Bir gün bana, sen de çek git, desinler.

C)Yüreğime bu yükü kaldıramayacağını söy¬lediler.

D)Her uçurumun dibinde hercai menekşe bulunur mu?

E) Bunca çaresizlik içinde kalkıp nerelere git¬meli!

Bu mesaj moonlight tarafından düzenlendi (13-10-2011 16:13 GMT+2 saat, ago)
__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu   

Yazar Mesaj   #24075  14-10-2011 21:53 GMT+2 saat  

spyk


Huzuristan Üyesi


Tecrübe Puanı.: 0.3%
Ruh Hali: Belirtilmedi.
Mesaj 2
Şehir:
Ülke:
Meslek:
Yaş:
Facebook'ta Paylaş
süperrrrrrrrrrrrrr :D

__________________
Çevirimiçi durumu   

Yazar Mesaj   #24078  15-10-2011 13:58 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
ZAMBAK 2.ÜNİTE ANLATIM ÖZELLİKLERİ KONU CEVAPLARI 56-60.SAYFALAR ARASI

6. Anlatımın Özellikleri

Metin İnceleme
1. Açık bir anlatımda fikirler, duygular açık ve net şekilde anlatılmalıdır. Buna göre yukarıdaki metinlerden hangisinin açık anlatıma sahip olduğunu belirtiniz.
CEVAP:
Birinci metin açık anlatıma sahiptir.


2. Açık anlatımlarda, anlatılacak hâlin ve olayın, betimlenecek görünüşün, sezginin, dile getiri­lecek duygunun ve düşüncenin anlatıcının zihninde açık ve net biçimde belirlenmesi gerekir. Anla­tılacak, dile getirilecek, betimlenecek hususların dilin bilinen ve kabul edilen kurallarına uyularak düzenlenmesi zorunludur. Buna göre yukarıdaki metinlerden hangisi açık bir anlatıma sahip değildir? Niçin? Sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
İkinci metin açık anlatıma sahip değildir. Çünkü bu metinde çok sayıda anlatım bozukluğu yapılmış ve metnin anlaşılırlığı zayıflamıştır.


3. Güzel bir anlatım için sözlü veya yazılı ifadenin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesi; ses akışını bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmemesi; gereksiz söz tekrarından kaçı­nılması gerekir. Buna göre yukarıdaki metinlerden hangisinin güzel anlatıma örnek olamayacağını açık­layınız.
CEVAP:
İkinci metin güzel anlatıma sahip değildir. Çünkü bu metinde ses akışını bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmiş, dilbilgisi kurallarına uymamaktan kaynaklanan “ifadenin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesi” kuralına da uyulmamıştır.



Anlama ve Yorumlama
1.etkinlik

İncelediğiniz metinleri tablodaki özelliklere göre değerlendiriniz.

CEVAP:

Özellikler

1. Metin

2. Metin
Fikirler, duygular açık ve net biçimde anlatılmış.

X


Anlatılanları okuyucu net şekilde anlıyor.

X


Anlaşılmayan ifadeler var.



X
Anlatılanlar bilinen dil kurallarına uyularak aktarılmış.

X


Ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler, kelimeler var.



X
Fikirler, duygular anlatılırken muğlâk ifadeler kullanılmış.



X
Gereksiz ses ve kelime tekrarlarına yer verilmemiş.

X


Kelime ve cümle düzeyinde gereksiz ifadeler var.



X
Karmaşık ve anlaşılması güç cümleler kullanılmış.



X
Gereksiz deyim ve terimlere yer verilmiş.



X
Dil ve ifade gayet sade, gösterişsiz ve süssüzdür.

X


Kullanılmayan söz ve söz öbeklerine yer verilmiş.



X
Söylenmek istenenler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilmiş.

X


Devrik ve bitmemiş cümlelere yer verilmiş.

X



Açık, duru anlatım ile kapalı anlatımın özellikleri nelerdir? Tablodan ve metinlerden hare­ketle tartışınız. Sonuçları maddeler hâlinde defterinize yazınız.
CEVAP:
Açık ve duru anlatım anlatımın özellikleri:
ü Fikirler, duygular açık ve net biçimde anlatılır.
ü Anlatılanları okuyucu net şekilde anlar.
ü Anlatılanlar bilinen dil kurallarına uyularak aktarılır.
ü Gereksiz ses ve kelime tekrarlarına yer verilmez.
ü Dil ve ifade gayet sade, gösterişsiz ve süssüzdür.
ü Söylenmek istenenler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.
Kapalı anlatımın özellikleri:
ü Anlaşılmayan ifadelere yer verilir.
ü Ses akışını bozan, söylenmesi güç ses ve kelimelere yer verilir.
ü Fikirler ve duygular anlatılırken muğlâk ifadeler kullanılır.
ü Kelime ve cümle düzeyinde gereksiz ifadeler kullanılır.
ü Karmaşık ve anlaşılması güç cümleler kullanılır.
ü Gereksiz deyim ve terimlere yer verilir.
ü Kullanılmayan söz ve söz öbeklerine yer verilir.

Yukarıdaki tablodan yararlanarak aşağıdaki şemaya açık bir anlatımın özelliklerini yazınız.
CEVAP:


Açık Bir Anlatım Özellikleri
Akıcı

Söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır. Uzun cümlelerde aynı hece ve eklerin tekrar edilmesi akıcılığı bozar.
Duru

Parçada veya cümlede gereksiz sözcük kullanılmamasıdır.
Yalın

Sanatlı söyleyişlerden, süsten uzak durmaktır. Gereksiz ayrıntılara, sanatsal söylemlere girilmemesidir.


Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
( D ) Özne, tümleç, yüklem sırasına uymak bizi hatalı cümle kurma tehlikesinden korur.
( D ) Hatalarımızın bir kısmı kelimeleri yanlış anlamda kullanmamızdan doğmaktadır.
( D ) Uzun cümlelerde özne-yüklem uyumunu sağlamak zordur.
B. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.
Sık sık devrik cümle kurmak anlam karışıklığına yol açabilir.
Doğru cümle kurmanın kurallarından biri de özne-yüklem uyumudur.
C. Aşağıdaki tabloda sözlü ve yazılı metni duru ve akıcı kıldığını düşündüğünüz özelliklere (*) işareti koyunuz.

1. Cümle öğelerinin sıralanışına dikkat etmek

*
2. Devrik cümlelere fazla yer vermemek

*
3. Özne - yüklem uyumuna dikkat etmek

*
4. Uzun cümleler kurmamak

*
5. Kelimeleri doğru kullanmak

*
6. Noktalama işaretlerini yerli yerinde kullanmak

*
7. Yazım kurallarına dikkat etmek

*

Ç. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdaki yargılardan hangisi akıcı bir metnin özelliği olamaz?
A) Devrik ve uzun cümlelere yer verilir.

2. Aşağıdakilerden hangisi sözlü ve yazılı ifa­denin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesini sağlayan unsurlardan değildir?
E) Yabancı dillerden dilimize geçmiş kelime­lerin kullanılması

3. Aşağıdakilerden hangisi yazılı ve sözlü bir metinde akıcılığı sağlayan unsurlardan de­ğildir?
A) Metindeki dil ve ifadenin süslü olması

4. "Dilimizde Arapça ve Farsça dillerinden geç­miş birçok sözcük vardır." cümlesinde akıcılığı bozan neden aşağıdakilerden hangisi­dir?
A) Fazla kelime kullanılması

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu   

Yazar Mesaj   #24079  15-10-2011 14:40 GMT+2 saat  

ahmet





Tecrübe Puanı.: 0%
Ruh Hali: Belirtilmedi.
Mesaj
Şehir:
Ülke:
Meslek:
Yaş:
Facebook'ta Paylaş
7. Anlatımın Oluşumu

Hazırlık

Dizelerinin sırası karıştırılmış aşağıdaki şiiri ve cümlelerinin yeri karıştırılmış nesir parçalarını an­lamlı birer metin hâline getiriniz.

CEVAP:
Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!
De ki: Odur sarsan pencereleri,

v Evrende gördüğümüz, binlerce ışık yılı yarıçapında dev galaksileri bile atomun oluşturduğunu biliyor musunuz?
v Biliyorsunuz da hiç düşündünüz mü?
v Düşündüğünüzde ve evreni "tümevarım" metoduyla incelediğinizde en küçük parçaların en büyük yapıları oluşturduğunu görürsünüz.
v İnsan da böyle değil midir?
v Gözümüzle göremediğimiz atomlar hücreleri, hücreler dokuları, dokular organları, organlar sistemleri oluşturmaz mı?
v Peki dil için aynı şeyleri düşünebilir miyiz?


Cümleler arasındaki bütünlüğü oluşturan öğeleri belirleyiniz.
CEVAP:
· Her cümlenin kendinden önceki cümleye dil ve düşünce yönlerinden iyice bağlanması
· Önce verilen bilgilerle sonrakiler arasında bir ilişki ve bir bütünlüğün olması
· Cümleler arasında doğal geçişlerin kurulması
· Boşlukların bırakılmaması
· Bağdaşıklık kurallarına uyulması
· Bağlaşıklık kurallarına uyulması






Metin İnceleme

1. İlk metinde dil bilgisi kurallarına ve sözcüklerin anlam bağlantısına uyulmuş mudur? Metinden hareketle açıklayınız.
CEVAP:
Uyulmamıştır. Çünkü metinde dilbilgisi kuralları adeta yok sayılmış, Türkçe ve yabancı kelimeler uyumsuz bir şekilde bir arada kullanılmış, anlamsız kelimeler kullanılmış, kelimelerin büyük bir çoğunluğu yanlış telaffuz edilmiş, cümlelerde bağlaşıklık ve bağdaşıklık kurallarına uyulmamış, bağdaştırmalar yanlış ve anlamsız yapılmış…


2. İlk metinde ifade edilenler hâlin gereğine uygun mudur? Niçin?
CEVAP:
Uygun değildir. Çünkü bir olay veya durum karşısında insanların tavır, düşünce ve hislerini dile getirme tarzları her dilde bellidir. Ancak bu metinde ifade edilenler, doğru ve güzel bir dile ait değildir. Dolayısıyla metinde alışılmamış bağdaştırmalar bir hayli fazla yapılmıştır.


3. İlk metindeki anlatım bozuklukları metni nasıl etkilemiştir? Tartışarak belirtiniz.
CEVAP:
Anlatım bozuklukları metni elbette olumsuz etkilemiştir. Çünkü metni oluşturan söz ve söz öbekleri arasındaki anlam ve mantık bağıntısına uyulmamış, metni oluşturan söz öbekleri arasındaki dil bilgisiyle ilgili unsurlar göze ve kulağa rahatsızlık verecek şekilde yanlış kullanılmıştır.


4. İlk metindeki konuşmalar dilimize zarar vermekte midir? Dilimizi korumanın, doğru ve güzel ko­nuşmanın önemini düşünerek tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
İlk metindeki konuşmalar dilimize hem de çok zarar vermektedir.


5. Yazar, ikinci metinde bağdaştırma ve bağlaşıklık kavramlarını nasıl tanımlıyor? Örneklerle açıklayınız.
CEVAP:
Sözcüklerin yeni bir anlam ifade etmek için bir araya gelerek oluşturduğu söz gruplarına bağdaştırma denir. Bağdaştırmalar, yaygın olarak kullanılan sözcüklerle oluşturulabildiği gibi birbiriyle anlamca pek uyuşmayan sözcüklerle de oluşturulabilir. Bağdaştırma, sanatsal metinlerde çok sık rastlanan bir özelliktir. Örneğin; “şehrin kalesi” ifadesi alışılmış bağdaştırma iken “aşkın kalesi” ifadesi alışılmamış bağdaştırmadır.
Metni oluşturan söz öbekleri arasındaki dil bilgisiyle ilgili unsurların göze ve kulağa seslenmesine ise bağlaşıklık denir. Buna göre; adıllar, belirteçler, ön adlar, tamlamalar, durum ekleri, fiil çatısı, cümle öğeleri ve vurgusu vb. bağlaşıklık unsurlarıdır. Örneğin; dilbilgisiyle ilgili anlatım bozuklukları bağlaşıklığa uymayan anlatım bozukluklarıdır.


6. İkinci metinden hareketle bağdaştırmaların kaça ayrıldığını ve işlevlerini örnekler vererek açıklayınız.
CEVAP:
Alışılmış ve alışılmamış olmak üzere iki tür bağdaştırma vardır. Aşağıdaki tabloda bir şiir üzerinde alışılmış ve alışılmamış bağdaştırma örnekleri görülmektedir:



SANA, BANA, VATANIMA
VE ÜLKEMİN İNSANLARINA DAİR

“Telgrafın tellerini kurşunlamalı…’’
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazen gelmesi beklenen bazen ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim.

Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan
Kırk ikindi saymalıyım
Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma
Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından
Baştan ayağa ıslanmalıyım
Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım.
… Erdem BAYAZIT


ALIŞILMIŞ BAĞDAŞTIRMALAR

ALIŞILMAMIŞ BAĞDAŞTIRMALAR
· Telgrafın telleri
· İstasyonda duran, yürüyen
· Simsiyah dumanlar dökerek
· Gelmesi beklenen
· Ansızın çıkagelen
· Baştan ayağa ıslanmak
· Dağlara çıkmak
· Naralar atmak

· Gamdan dağlar kurmak
· Kayaları kelimeler olan
· Omuzlarıma saçlarıma hüzün boşaltan
· Saçlarının akışını anmak
· Gam dağlarına çıkmak












Anlama ve Yorumlama
1.etkinlik

Tabloda verilen özellikleri, incelemedeki metinlerden hareketle doğru - yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
CEVAP:

ÖZELLİKLER

1. Metin

2. Metin
Önce verilen bilgilerle sonrakiler arasında bir ilişki, bir bütünlük var.

D

D
İfadeler hâlin gereğine uygun kullanılmış.

D

D
Dil bilgisi kurallarına uymamaktan doğan anlatım bozuklukları var.

D

Y
Anlam ilişkilerine dikkat etmemekten kaynaklanan bozukluklar var.

D

Y
Ses akışını ve ahengi bozan unsurlar kullanılmamıştır.

Y

D



2. etkinlik

Aşağıdaki metinlerde bağdaştırmaları ve dilin hangi işlevlerde kullanıldığını sözlü olarak ifa­de ediniz.
CEVAP:
Şiirde bulunan bağdaştırmalar şiir üzerinde renkli harflerle belirginleştirilmiştir. Ayrıca bu metinde dil şiirsel (sanatsal) işlevde kullanılmıştır.


Çoban Çeşmesi
Derinden derine ırmaklar ağlar. Uzaktan uzağa çoban çeşmesi...
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi...

Gönlünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmaya çoban çeşmesi...

Leylâ gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda, Ateşten kızaran bir gül arar da.
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,

Ne şair yaş döker, ne âşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar
Beyhude seslenir, beyhude çağlar
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Mensur metin
Yapılan her şey sanat değildir. Yapılanın sanat eseri olabilmesi için o şeyin mutlaka bir sanatçı tara­fından yapılmış olması gerekmez, ünlü bir sanatçı beyaz bir kâğıda rastgele resimler çizse ve boya dökse ortaya çıkan, sanat eseri olamaz. Eser, yapandan dolayı müzeye konabilir veya çok paraya satılabilir. Buna "kerameti kendinden" denir. Bunun tersi de mümkün. Sanatla ilgisi olmayan biri, sanat kaygısı gütmeden bir şey yapsa yapılan şey estetik değer taşıyorsa sanat eseri sayılır. Kısaca ister eski ister ye­ni yapılmış olsun, kim tarafından ve nasıl yapılırsa yapılsın, estetiği olan, izleyene haz veren, ilgi çeken her şey sanat eseridir.
Vedat ERKUL Şiirde geçen ifadesiyle ırmakların ağlaması normal bir durum mudur? Günlük hayatta kar­şılaşılmayan yani hâlin gereğine uymayan ifadeleri her iki metinden bulunuz.
CEVAP:
Irmakların ağlaması normal bir durum değildir. Buna alışılmamış bağdaştırma denmektedir. Günlük hayatta karşılaşılmayan yani hâlin gereğine uymayan ifadeler, metin üzerinde renkli harflerle belirginleştirilmiştir.


Metinlerin temasını bulunuz.
CEVAP:
Birinci metnin teması “ayrılık, hasret, gurbet”, ikinci metnin teması ise “estetik”tir.


3. etkinlik
Öğrendiğiniz bilgileri dikkate alarak aşağıdaki zihin haritasında bulunan boşlukları doldurunuz.
CEVAP: CÜMLE METİN


4. etkinlik

Aşağıda dilde bağlaşıklığı ve bağdaşıklığı bozan bazı unsurlar verilmiştir. Örnek cümleler­le "bağlaşıklık ve bağdaşıklık kurallarını" eşleştiriniz.

CEVAP:

Yarışanlar tanıdıktı ama tanımamış gibi davrandım.

Nesne eksikliği

Adamın morali bozuldu bunun üzerine kürsüden indi.

Özne eksikliği

Bilgisayarlar yeni ama kapasitesi fazla değildi.

Ek fiil eksikliği

Kimi zaman bir ölüye ağıt kimi zaman bir yiğide koşma bestelendi.

Yüklem eksikliği
Müşteriye hizmet kaliteli ve hızlı olması gerekir.

Ek eksikliği

Derse iyi çalışmalı testler de çözülmelidir. (not: Bu cümledeki anlatım bozukluğu, kitapta -sehven- düzeltilerek yazılmış, dolayısıyla da tashih hatası yapılmıştır.)

Çatı uyumsuzluğu

Sen ve ben ne iyi anlaşıyorum.

Özne-yüklem uyumsuzluğu

Yarışmalarda kültürel ve sanat sorularını iyi cevaplarım.

Tamlama yanlışı

Kasanın şifresini bana alçak sesle fısıldadı.

Gereksiz sözcük kullanılması

Burada ucuza buzdolabı tamir edilir.

Sözcüğün yanlış yerde kulla­nılması

Erken yaşta eğitim önemlidir. Bilindiği gibi ağaç yaşken düzelir.

Kalıplaşmış ifadelerin bozulması

Yarışmada üçüncü olduğuna sevindim.

Anlam belirsizliği

Kesinlikle yarın gelebilir.

Anlamca çelişen sözcüklerin kullanılması

Başarınızla bütün ülkeyi hatta şehrimizi ve bizi sevindirdiniz.

Mantık hatası

Cümlelerin doğru şekillerini söyleyiniz.
CEVAP:

Yarışanlar tanıdıktı ama onları tanımamış gibi davrandım.
Adamın morali bozuldu, bunun üzerine adam kürsüden indi.
Bilgisayarlar yeni idi; ama kapasitesi fazla değildi.
Kimi zaman bir ölüye ağıt yakıldı, kimi zaman bir yiğide koşma bestelendi.
Müşteriye hizmetin kaliteli ve hızlı olması gerekir.
Derse iyi çalışılmalı testler de çözülmelidir.
Sen ve ben ne iyi anlaşıyoruz.
Yarışmalarda kültürel soruları ve sanat sorularını iyi cevaplarım.
Kasanın şifresini bana fısıldadı. (“alçak sesle” gereksiz)
Burada buzdolabı ucuza tamir edilir.
Erken yaşta eğitim önemlidir. Bilindiği gibi ağaç yaşken eğilir. (“düzelir” yanlış)
Yarışmada senin üçüncü olduğuna sevindim. /
Kesinlikle yarın gelecek. / Yarın gelebilir.
Başarınızla şehrimizi ve bizi hatta bütün ülkeyi sevindirdiniz.


5. etkinlik
Aşağıdaki metinde bulunan "bağdaştırmaları" gösteriniz.

CEVAP:
Bahar geldi kirazım yine çiçek açtı. Şimdi dallar arasında görkemli bir düğün sürüyor. Çiçeklerin dü­ğünü... Yüz binlerce ak ve cilalı çiçekleriyle güneşte ya da ay ışığında, pırlantalara bezenmiş gibi pırıl pı­rıl ışıldayan bir mandalina ya da portakal ağacını gözünüzün önüne getirin. İşte o ağacın üzerinde yüz binlerce düğün yapılmaktadır.
Kiraz çiçekleri / düğün yapıyor. Sabahlan kuşlar gelip şarkılar söylüyor dallar arasında. Gece ay ışık­ları altında göğün mavisine doğru dipdiri, bembeyaz çiçeklerden bir buğu yükseliyor.
Ali ÇOLAK

6. etkinlik

Gruplara ayrılarak aşağıdaki metinleri inceleyiniz. Bütün cümlelerin bir tema etrafında bir­leşmesi gerekirken bu birleşmeyi bozan cümleleri gösteriniz.

CEVAP:
I. Bu kitap, sanat yaşamımın değişik dönemlerinden seçilmiş ürünlerden oluşuyor.
II. Ağırlık, 1970'lerden önce yazdığım şiirlerde.
III.Son beş yılda dergilerde birçok şiir yayımladım ancak bu şiirleri kitaba almadım.
IV. Anılarımda da belirttiğim gibi bunlar kendimle uzun bir hesaplaşmadan sonra oluşan şiirler.
V. Dolayısıyla beni bütün yönlerimle okurlarıma tanıtacaktır.

I. Okuduğunuz bir eserin nitelikli olup olmadığını mı anlamak istiyorsunuz?
II. Bu, seçici bir okurun yanıtlaması gereken ilk sorudur.
III.Onu birkaç ay sonra tekrar ele alın.
IV. Kötüyse okumaya değmez; iyi ise değişik bir tatla karşınıza çıkar.
V. Size yepyeni ufuklar açar.

7. etkinlik
Aşağıdaki metinde yazarın amacı nedir?
CEVAP:
Yazarın amacı; insan hayatında kaderin önemli olduğunu ve insanların karşılaştıkları zorluk ve sıkıntıları göğüsleyebileceğini okuyucuya anlatmaktır.
Bu amaç onu bağdaştırma yaparken "alışılmış" ve "alışılmamış" tercihinde hangi bağdaş­tırma türüne yöneltmiştir?

CEVAP:
Metinde alışılmamış bağdaştırma örnekleri çok fazla dikkat çekmektedir. Alışılmamış bağdaştırmalar, metin üzerinde renkli harflerle belirginleştirilmiştir.


Akla aykırı olduğu için inanıyorum." diyen Latin şairinin herhalde bir bildiği vardı. Gerçekte çevre­mizde olup bitenlerin kahir ekseriyeti önceden tahmin edilemeyen, hesaba geçirilemeyen, mantığa ve düz muhakemeye aykırı şeylerdir. Muhabbetin şirazesi, nefretin endazesi, aşkın hendesesi yoktur. İvaz­sız samimiyetin sıkletini çekecek terazi, huzurlu bir "fakirhane"nin sıcaklığını ölçecek bir termometre, kahır ve mihnetli geçirilmiş bir ömre sunulan fedakârlığın genişliğini tespit edecek bir mikâp icat edil­memiştir. İnsanlar, hayatın önceden kestirilemeyen, hendese ve matematiğe vurulamayan sürprizlerini yine hesaba ve endazeye sığmaz aykırılıklarla göğüsleyebilirler. Bilinmeyen her şey gibi kader de hesap haricidir. Hayata egemen olan rakamlar ve semboller değil kaderdir.
Ahmet Turan ALKAN
Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.

v Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesi­ne bağlaşıklık denir.
v Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin ifade ettikleri husus ve durumlar arasındaki anlam bağlantısına bağdaşıklık denir.
v Bağdaştırma bağlaşıklık ve bağdaşıklık ile sağlanır.
v Dil birimlerini birbirine bağlayan dil kurallarının birbirine ifade ettikleri husus ve durumlar arasın­daki anlam bağlantısı yazarın Türkçeyi doğru kullanması ile ilgilidir.
v Bağdaştırma alışılmış ve alışılmamış olmak üzere ikiye ayrılır.
B. Aşağıdaki şemayı doldurunuz.

Doğru Bir "Bağdaştırma" Yapmak İçin Gereken Kurallar
1
Bağlaşıklığa dikkat edilmesi

2
Bağdaşıklığa dikkat edilmesi

3
Birden fazla kelimenin bir araya getirilmesi

4
Bir araya getirilen kelimelerin anlamlı olması

5
Deyim, tamlama ya da kalıplaşmış söz grubu oluşturulması


C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorulan cevaplayınız.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaşık­lıkla ilgili bir dil hatası vardır?
A) Dün akşam Taksim meydanından gelen haber hepimizi üzdü.
B) Yirmi beş kişiden oluşan üniversitenin genç araştırmacılar topluluğu çalışmaları­na başladı.
C) Konuğumuzla yapacağımız söyleşiyi canlı olarak yayınlıyoruz.
D) Tabelasız durak yerlerine tabela takılacak.
E) Kar yağışı aralıksız olarak sürüyor.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağda­şıklıkla ilgili bir dil hatası yoktur?
A) Hocam beni ben de kendisini tanırım.
B) Uzun uğraşlar sonucu hurdaya dönen araçtan cesetler çıkarıldı.
C) Görevlilerin mavi ceket ve kravat takması gerekiyor.
D) Yolda çok sayıda askeri ve polis aracı var­dı.
E) Bırakın yemek yapmayı patates bile soyamaz.
3. Aşağıdakilerden hangisi "bağdaşıklık" kav­ramıyla ilgili değildir?
A) Gereksiz sözcük kullanılması
B) Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
C) Tamlama yanlışlığı
D) Anlam belirsizliği
E) Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
4. I. Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesine "bağlaşıklık" denir.
II. Bir metnin ve metin parçasında dil öğelerinin ifade ettikleri husus ve durum­lar arasındaki anlam bağlantısına "bağ­daştırma" denir.
III.Bağdaştırma, yalnızca gerçek anlamlı sözcüklerin kullanımıyla oluşturulur.
IV.Bağdaştırma "bağlaşıklık" ve "bağdaşık­lık" ile sağlanır.
V. Dil birimlerini birbirine bağlayan dil kural­larının birbirine ifade ettikleri husus ve durumlar arasındaki anlam bağlantısı, konuşmacı ya da yazarın Türkçeyi doğru kullanması ile ilgilidir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin han­gisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E)V.

__________________
Çevirimiçi durumu