[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #22588  23-01-2011 15:40 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
ŞİİR İNCELEME PLANI
Özellikle ilköğretim 2.kademe düzeyindeki öğrenciler aşağıdaki plana göre şiir incelemesi yapabilirler.
A. ŞİİRİN BİÇİM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
1. Nazım biriminin (dörtlük,beyit) belirtilmesi
2. Kaç dörtlükten veya kaç beyitten oluştuğunun belirtilmesi
3. Şiirin ölçüsünün ve duraklarının belirtilmesi
4. Kafiye (kafiye çeşitleri belirtilecek) ve rediflerin gösterilmesi
5. Kafiye şemasının gösterilmesi

1- Zihniyet
“Zihniyet” terimi ile bir dönemdeki sosyal, siyasî , idarî, adlî, askerî, dinî güçlerin, sivil toplum örgütlerinin, ticarî hayatın, eğitim etkinliklerinin birlikte oluşturdukları ortam ve bunların hiçbirine indirgenemeyen duygu, anlayış ve zevk bütünü kastedilmektedir. Sanatçılar da sosyal bir çevre içerisinde yaşarlar ve içinde yaşadıkları sosyal ve kültürel olaylardan etkilenirler. Şiirlerinde içinde yaşadıkları çağın zihniyetini yansıtırlar.
a) İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı (5.yy.-10.yy.)
b) İslamî Devir Türk Edebiyatı (10.yy.-19.yy.)
c) Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı (19.yy. ve 20.yy.)
Yunus, Taptuk’un izni ve emriyle halkı irşad için Anadolu’yu gezerken birçok şiir söylemiş. Bu şiirleri bir kitapta toplamış. Ölümünden çok sonra bir gün Molla Kasım adında bir zahit kişi o kitabı eline almış. Oturmuş bir göl kenarına okumaya başlamış. Kendi düşünce ve inançlarına aykırı olan şiirleri yırtıp suya atıyormuş. Belki şiirlerin iki bin kadarını atmış. Okuduğu şiirler arasından bir mısra dikkatini çekmiş.
Yunus Emre sen bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sığaya çeker bir Molla Kasım gelir.
Molla Kasım bu beyti okuyunca anlamış ki Yunus söylediği şiirleri ölçerek, düşünerek söylemiş. O an eli ayağı buz kesilmiş. Yunusun kerametine, kendi cahilliğine inanmış. Öteki şiirlerine dokunmamış artık. Yırttığı şiirler için hayli üzülmüş. Ancak kendi yaptığına teselli gene Yunus’un bir başka şiirinden gelmiş.
Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Bu mısralarda sonra Yunus’un bir başka kerametine şahit olmuş. Kendisinin yırttığı şiirleri dağlar, taşlar, suya attığı şiirleri su içindeki balıklar öğrenecek ve her seher bu şiirler ile Mevla’yı anacaklar.
2- Şiirde Ahenk
Şiirin ölçüsü, uyağı, redifi, asonans, aliterasyon, gibi ses tekrarları ahengi oluşturan unsurlardır.
ŞİİRDE AHENK (SES VE RİTM)
Ahenk:
Ahenk kelimesi uyum anlamına gelmektedir. Edebiyatta ise kelimelerin birbiriyle ses ve anlam bakımından etkileyici bir bütün olması anlamındadır.
Şiirde ahenk;ustaca kullanılan ses akışı,söyleyiş,ritm,ölçü ve her türlü ses benzerliğiyle sağlanır. Şiirde ahengi sağlamak için ölçü,uyak,vurgu,tonlama gibi değişik unsurlar kullanılır.
Şiirde ahnegi sağlayan unsurları şöyle sıralayabiliriz:
1) Vurgu: Bir kelimede hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı,daha kuvvetli söylenmesidir. Vurgu hem kelimenin anlamını güçlendiren hem de şiiri ahenkli kılan bir unsurdur. Vurgulama ve tonlama şiirin ahengini ve etki gücünü bir kat daha artırır.
2) Tonlama: Anlatılmak istenen duygu veya düşüncenin daha etkili ifade edilebilmesi için ses tonunu değiştirerek okumaya tonlama denir. Böylece acıma,üzüntü,özlem,hayranlık,sevgi gibi duygular belirginlik kazanır.
Ör:
Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan,
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.
3) Ölçü:Ahengi sağlamak şiire belli bir düzen vermek için şiirlerde çeşitli ölçüler kullanılır. Türk edebiyatında hece ve aruz ölçüsü olmak üzere iki çeşit ölçü kullanılmıştır.
a) Hece ölçüsü: Şiirdeki tüm dizelerin hecelerinin sayısının eşit olması esasına dayanır.
* Hece ölçüsü Türklerin bulduğu bir ölçüdür.
* Bilinen en eski Türk şiirlerinde de bu ölçü kullanılmıştır.
* 7’li, 8’li, 11’li hece ölçüsü kalıpları en çok kullanılan kalıplardır.
Durak: Ölçü kalıpları içerisindeki durma yeridir.Hece ölçüsünde duraklar sözcükleri bölmez.
b) Aruz ölçüsü: Dizelerdeki hecelerin açıklık kapalılık esasına bağlı olan bir ölçü sistemidir. Sonu ünlü ile biten heceler ‘’açık’’, sonu ünsüzle biten heceler de ‘’kapalı’’ hece olarak adlandırılır. Ayrıca uzun ünlülü heceler ile dize sonundaki heceler daima kapalı kabul edilir.
* Aruz ölçüsünde duraklar sözcükleri bölebilir.
O be nim mil / le ti min yıl / dı zı dır par / la ya cak
Fe i la tün Fe i la tün Fe i la tün Fe i tün
*Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Sessiz bir harfle biten kelime vezin gereği açık olması gerekirse, kendinden sonra sesli ile başlayan bir hece varsa birinci kelimenin sonundaki harf, ikinci kelimenin ilk hecesine ulanır. Buna ulama denir.Ulama kapalı heceyi açık yapar.
c) Serbest Ölçü:Herhangi bir sisteme bağlı olmayan ölçüdür.19.yüazyıl sonlarından itibaren edebiyatımıza girmiştir.
4) Uyak (Kafiye) ve Redif:
Uyak: Dize sonlarında bulunan ve görevleri farklı olan ses veya ek benzerlikleridir.
Redif: Mısra sonlarında bulunan aynı görevdeki ses, ek ve kelime tekrarlarıdır.
Her yalana kanmışım kafiye:’’an’’
Her söze inanmışım redif: ‘’mışım’’
Ben artık sevgiden de
Bıkmışım, usanmışım
Uyak Çeşitleri
a)Yarım Uyak:Sadece bir ünsüzün benzeşmesiyle oluşan kafiyeye yarım uyak denir.
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun
b)Tam Uyak:Biri ünlü biri ünsüz olmak üzere iki sesin benzerliğiyle oluşan uyağa tam uyak denir.
Ben gideyim yol gitsin,ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak,tak ayak sesimi aç köpekler işitsin
Yolumda bir tak olsun zulmetten taş kemerler
c)Zengin Uyak: En az üç sesin benzerliğiyle oluşan uyağa zengin uyak denir.
Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
d)Cinaslı Uyak:Aynı seslerden oluşan ;fakat farklı anlamları karşılayan kelimelerle yapılan uyağa cinaslı uyak denir. Cinas bir kelimenin tekrarı değildir. Aynı kelimenin aynı anlamla tekrar etmesine redif denir.
Ör: ‘’Kalem böyle çalınmıştır yazıma
Yazım kışa uymaz kışım yazıma’’
Bu beyitteki ‘’yazıma’’ sözcüklerinin yazımı aynıdır; ancak birinci dizede kaderime anlamında ikinci dizede ise yaz mevsimi anlamında kullanıldığından cinaslı uyaktır.
NOT:Yazımları ve anlamları aynı olan iki sözcük redif;yazımları aynı ancak anlamları farklı olan iki sözcük cinaslı kafiye oluşturur.
NOT: Uzun okunan ünlüler iki ses değerinde kabul edilir.
Uyak Düzeni(Şeması) ve Çeşitleri
Şiirler uyaklanış bakımından üçe ayrılır.
a) Düz uyak:Uyaklı kelimeler aaxa veya aaab şeklinde sıralanmışsa buna düz uyak denir.
Hiç anılmaz olmuş atalar adı
Beşikte bırakmış ana evladı
Kırılmış yetimin kolu kanadı
Zulüm pençesinden aman kalmamış
b) Çapraz uyak:Uyaklı kelimeler abab şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.
Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında
Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum
c) Sarma uyak: Uyaklı kelimeler abba şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.
En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü
Titrek elleriyle gererken yayı
Her yandan bir merak sardı alayı
Ok uçtu,hedefin kalbine düştü
d) Mani tipi uyak: Mani tipindeki şiirlerde kullanılan uyak türüdür. aaxa şeklinde uyaklanır.Tek dörtlük için geçerlidir.
Dağlarda kar kalmadı
Gözlerde fer kalmadı
Daha yazacak idim
Kağıtta yer kalmadı
5) Aliterasyon ve Asonans:
Bir şiirin dizelerinde sürekli aynı ünsüzün tekrarlanmasından oluşan ahenge aliterasyon denir.
Bir şiirin dizelerinde sürekli aynı ünlünün tekrarlanmasıyla oluşan ahenge asonans denir.
senin kalbiden sürgün oldum ilkin
bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
“ ü harfi ile asonans , s harfi ile aliterasyon yapılmıştır. ”
ŞİİR DİLİ
Şiir dilini doğal dilden ayıran özellikler nelerdir?
• Şiir dilinde kelimeler genellikle gerçek anlamının dışında kullanılır.
• Şiir dilinde imge vardır, günlük dilde imge yoktur.
• Şiir dili, günlük dilin özellikleri barındırır; ancak günlük dili söz sanatları ve imgekullanarak aşar.
• Şiir dilinde az sözle çok şey anlatmak amaçlanır. Böyle bir durum günlük dilde yoktur.
• Şiir dilinde söz sanatları yoğun ve etkili bir şekilde kullanılır.
Şiir insanın değişen duygu,çoşku,özlem ve hayallerini kendine özgü bir dille ifade eder. Dili daha canlı,daha güzel ve daha tesirli hale getirerek ona bir üst kimlik kazandırır. Şair günlük dildeki sözcükleri özenle seçer. Onlara yepyeni anlamlar kazandırır. Kullanılan dile yeni değerler ve anlamlar kazandırır. Benzetmelere değişmecelere(mecaz) yer verir. Somut varlıkları soyutlaştır, soyutları da somutlaştırır. Böylece duygu ve düşüncelerine bir anlam derinliği kazandırır.
Söz Sanatları
1 ) Teşbih (Benzetme) :
Anlama güç katmak için, aralarında gerçek ya da mecaz, çeşitli yönlerden ilgi, benzerlik bulunan en az iki varlıktan zayıf olanı nitelik bakımından güçlü olana benzetme sanatıdır.
Teşbih sanatında en az iki, en fazla dört öğe bulunur. Öğeleri şunlardır :
1- Benzeyen : Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından güçsüz olanıdır. 2- Kendisine Benzetilen : Birbirlerine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha üstün ve güçlü olanıdır.3-Benzetme Yönü : Benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır. Zaten benzetme bu ortak noktayı belirtmek için yapılır.
4-Benzetme Edatı : Benzeyen ve kendisine benzetilen arasında benzetme ilgisi kuran kelime veya ektir.
Ör: Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,
Bir eski çıban gibi işliyor içerime.
(Ayak Sesleri/ Necip Fazıl Kısakürek)
Benzeyen: Sesler
Kendisine benzetilen unsur:Eski çıban
Benzetme yönü: Batmak,işlemek
Benzetme edatı: Gibi
Ör: Kömür gözlüm, gül dudaklım
Sen de bir gün perişan ol
Benzeyen: göz - dudak
Benzetilen:kömür – gül
2) İstiare(İğretileme) :
Sadece benzeyen ya da benzetilenle yapılan teşbihe istiare denir. Açık istiare ve kapalı istiare olmak üzere ikiye ayrılır.
a- Açık istiare: Benzetme öğelerinden sadece kendisine benzetilenin bulunduğu benzeyenin bulunmadığı istiaredir.
Ör: Yüce dağ başında siyah tül vardır.
Benzeyen: bulut(söylenmemiş)
Benzetilen:siyah tül (söylenmiş)
Ör: Havada bir dost eli okşuyor derimizi
Benzeyen: Rüzgar(söylenmemiş)
Benzetilen: dost eli(söylenmiş)
b- Kapalı istiare: Benzetme öğelerinden sadece benzeyenle yapılan istiaredir. Kapalı istiarede kendisine benzetilen yer almaz.
Ör: Yüce dağların başında
Salkım salkım olan bulut.
Benzeyen:Bulut(var)
Kendisine benzetilen:üzüm(yok)
Ör:
Bir arslan miyav dedi
Minik fare kükredi
Fareden korktu kedi
Kedi pır uçuverdi
Dörtlükte ‘’aslan’’ , ‘’miyav’’ sözcüğüyle kediye;fare, kükredi sözcüğüyle aslana; ‘’kedi’’ ‘’uçuverdi’’ sözcüğüyle kuşa benzetilmiştir. Ancak dörtlükte benzetilene yer verilmemiştir.
3) Teşhis (Kişileştirme) :
İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü bir özellik verme sanatına teşhis denir.
Ör: Ağlama karanfil beni de ağlatma
Sil göz yaşlarını
4) İntak (Konuşturma) :
İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkların konuşturulması sanatıdır. Konuşturma kişileştirmeden sonra gelir.Varlıklar önce kişileştirilir sonra gerekirse konuşturulur.Her intakta bir kişileştir me vardır ama her kişileştirmede bir intak yoktur.Fabllar bu sanata örnektir.
Ör:Mor menekşe:’’Bana dokunma;’’diye bağırdı.
5) Tezat (Karşıtlık) :
Aynı varlığın, olayın, durumun…birbirine karşıt iki yönünü bir arada belirtmeye ya da birbirine karşıt kavramlar arasında ilgi kurmaya tezat denir.
Ömrümde zararsız günümü bilmem Her senede yüz milyonluk kârım var.
Aşk derdiyle hoşem el çok ilâcımdan tabip Kılma derman kim helakim zehr-i dermânındadır (Fuzuli)
6) Mübalağa(Abartma) :
Bir sözün etkisini arttırmak amacıyla bir şeyi olduğundan çok göstermek ya da olmayacak biçimde anlatma sanatıdır.
Ör: Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ
Ör: Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem,sığmazsın.
7) Telmih(Hatırlatnma) :
Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.
Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,
Kerem’in sazına cevap veren bu.
Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile ,
Elindeki asa ile,
Çağırayım Mevlam seni.
8) Tecahül-i Arif(Bilip de Bilmezlikten Gelme) :
Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmez görünerek anlatma sanatıdır.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Cahit Sıtkı Tarancı
9) Hüsn-i talil(Güzel Bir Nedene Bağlama) :
Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.
Senin o gül yüzünü görmek için
Sana güneş bakmak için doğuyor.
10) Tenasüp (Uygunluk) :
Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır.
Ör: Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip
Kılma derman kim helakim zehr-i dermandadır.
11) Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması) :Bir sözün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine gerçek anlamı dışında kullanılması sanatıdır.
Ör:Ankara bu olaya tepki gösterdi.
Ör:Cemil Meriç’i her okuyuşumda yeni bir şeyler buluyorum. (Kitabını okuyorum kendisini değil)

4- Şiirde Yapı
Nazım şekilleri ve nazım türleri şiirin yapısını oluşturur.
Nazım Birimi :
Şiiri oluşturan mısra gruplarına denir. Nazım birimi şiiri oluşturan yapı taşlarından biridir. Şiirdeki her bir satıra mısra denir. Tek mısralık dizelere mısra-ı âzâde denir.
Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur. (Şeyhülislam Yahya)
Şiir içindeki mısraların kümelenmesinden meydana gelen nazım birimi; kümede bulunan mısraların sayısına göre ad alır. İki mısralık öbeklere beyit; dört mısradan oluşanlara kıta veya dörtlük; üç, beş, ve daha fazla mısralı öbeklere bent denir.
Nazım Şekli
Kafiye örgüsüne ve mısra sayılarına göre manzumelerin aldığı biçime, sundukları görünüme nazım şekli denir.
Nazım Türü
Nazım şeklinin konusuna göre çeşididir. Örneğin: "Koşma " şekli, koçaklama ise nazım türüdür.
Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri:
Gazel
Murabba
Mesnevi
Terkib-i bent
Terc-i bent
Rübai
Kaside
Şarkı
Kıt'a
Tuyuğ
Müstezat
Musammat
Tanzimat sonrası Türk Edebiyatında Nazım Şekilleri:
Sone, terza-rima, serbest müstezat
Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri:
a) Aşık Tarzı Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri: Koşma, semai, varsağı
b) Tekke Edebiyatı Nazım Şekilleri: ilahi, nutuk, şathiye, devriye
c) Anonim Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri: türkü, mani, ninni, Ağıt
Konusuna göre şiir türleri:
1- Epik Şiir
2- Lirik Şiir
3- Pastoral Şiir
4- Didaktik Şiir
5- Dramatik Şiir
6-Satirik Şiir
5- Nazım
Duygu ve düşüncelerin ölçülü ve uyaklı bir biçimde ifade edilmesidir.
a) Nazım türü : Şiirlerde işlenilen konu ve temaya göre şiirlerin aldığı adlardır.
b) Nazım şekli/biçimi: Şiirlerin ölçü, nazım birimi, aheng özelliklerine göre aldığı adlardır.
6- Şiirde Tema
Şiirde birimleri birbirine bağlayan anlam bütünlüğü sağlayan temel öğe temadır.
7- Şiirde Gerçeklik ve Anlam
Şairler edebiyatın konusu olan(insan doğa ve yaşam)alırlar ve bunların ifade ediliş biçimi şiirde kullandıkları zaman, gerçeklik birbirinden farklıdır.Şair herkesin gördüğü bir gerçeği değişik şekil ve boyutlarda anlatılır.(benzetmeler , mecazlar, söz sanatlarından faydalanılarak)
8- Şiir ve Gelenek
Şairlerin yaşadıkları dönemdeki geleneği şiirlerine yansıtmalarıdır. Ritim, aheng unsurları, ölçü, konu, tema, zihniyet aynı olsada farklı dönemlerde yaşayan şairlerin şiirlerinde kullanılan imgeler, semboller, birbirlerinden farklı olur.
9- Yorum
Şairin ne anlatmak istediğini anlamaya yorum denir. Bir şiiri doğru yorumlayabilmemiz için şairin hayatını edebi kişiliğini (zihniyetini, geleneğini…) iyi bilmemiz ve şiir üzerinde doğru düşünebilmemiz gerekir
ŞİİR İNCELEME PLANI
Özellikle ilköğretim 2.kademe düzeyindeki öğrenciler aşağıdaki plana göre şiir incelemesi yapabilirler.
A. ŞİİRİN BİÇİM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
1. Nazım biriminin (dörtlük,beyit) belirtilmesi
2. Kaç dörtlükten veya kaç beyitten oluştuğunun belirtilmesi
3. Şiirin ölçüsünün ve duraklarının belirtilmesi
4. Kafiye (kafiye çeşitleri belirtilecek) ve rediflerin gösterilmesi
5. Kafiye şemasının gösterilmesi
B. ŞİİRİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
1. Anlamı bilinmeyen kelimeler ve deyimlerin açıklanması
2. Şiirin bölümler halinde açıklanması (kıta,dörtlük,beyit)
3. Şiirin ana duygusunun (tema) belirtilmesi
4. Şiirin dil ve anlatım özelliklerinin açıklanması
5. Şiirin türü hakkında bilgiler verilmesi

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu