Fizikte zaman genleşmesi olarak bilinen durum, hareket eden cisimler için zamanın yavaş aktığını gösteriyor. Çünkü aslında uzay ve zaman birbirinden bağımsız değil. Onu uzay-zaman olarak tanımlıyoruz. Einstein, özel görelilik kuramında uzay-zamanın bir bütün olduğunu, bu nedenle birinin etkisi arttıkça, diğerinin de o oranda azalacağı söylüyordu. Daha anlaşılır bir şekilde tarif edecek olursak; uzay, mekanı (uzam) ve oradaki cismi temsil ediyor. Zaman ise tamamen hareket hızıyla ölçülebilen bir kavram ve en fazla ışık hızına dek yükselebiliyor. Durağan bir cisim için uzam sabitken, zaman maksimum düzeyde algılanır. Fakat çok hızlı hareket eden bir cisim için zaman genleşmesi durumu gerçekleşir. Yani zaman daha yavaş akmaya başlar. Tabii hareket halindeki bir araçta bulunan insanların bu yavaşlamayı anlaması da mümkün değildir. Zamanın kendisiyle beraber, onu ölçen saatler de yavaşlamaya başlayacaktır.
Söz konusu hız, ışık hızına oranla çok küçükse, yavaşlama etkisinin fark edilmesi imkansızdır. Örneğin bir maraton koşucusu, ne kadar hızlı koşarsa koşsun, saniyenin sadece trilyonda biri kadar daha genç kalabilir. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) görevli astronotlar da uzayda çok büyük bir hızla yol aldıkları için daha yavaş yaşlanıyorlar. Yine de ISS gibi çok hızlı hareket eden uzay gemilerindeki astronotlar için bile, ışığın hızıyla kıyaslandığında hala çok yavaş oldukları için bu etki oldukça düşük seviyelerde yaşanıyor. ISS’de altı ay geçiren bir astronot sadece 0,007 saniye fazladan yaşam süresi kazanmış oluyor.
Fazla yaşlanma, zamanın ne kadar geçtiğiyle alakalı bir durum olarak algılansa da, beraberinde getirdiği etkiler kesinlikle yerçekiminin gücüne bağlı olarak artış gösteriyor. Çünkü bu gücün tüm vücut fonksiyonlarımız üzerinde büyük bir etkisi var. Yerçekiminin gücü nedeniyle yaşımız ilerledikçe hareket kabiliyetimiz de yavaşlıyor. Zamanla kaslarımız küçülmeye, etkisini yitirmeye, gevşemeye başlıyor. Ama uzayın yerçekimsiz ortamında kaslarımızı koruyabildiğimizi de söyleyemeyiz. Yerçekiminin olmadığı bir ortamda kaslar kullanılmadığı için aynı durum yine yaşanır. Bu yüzden astronotlara kaslarını korumalarını sağlayacak özel egzersizler yaptırılır.
Benzer bir etki kemiklerimiz için de geçerli. Belli bir yaştan sonra, kemik kütlemiz, yılda ortalama yüzde bir civarında azalmaya başlıyor. Fakat uzayda bu etki daha hızlı yaşanıyor (ayda %1 oranında). Yerçekimsiz ortamda iskelet yapısının kütleyi desteklemesi gerekmediğinden, yeni kemiklerin üretimi için gerçekleşen süreç de duruyor. Tabii dünyaya döndüklerinde maruz kaldıkları yerçekimi etkisi, her şeyin tekrar eski haline dönmesine yardımcı oluyor.
Kısa Yanıt:
Daha yavaş. Fakat yaşlanma etkilerini tetikleyen tek faktör zaman değil.
Oğuzhan Uğur'un "BabaLayka" YouTube kanalında yayımlanan "Sertab Erener 'Saygı1'" konserinde, binlerce hayranın katılımıyla gerçekleşen gecede…
Ölünce Beni Kim Yıkayacak Billboard Reklamı Nedir, Neyin Reklamı ? İstanbul'un Bakırköy ilçesinin Florya semtinde,…
Hoşuna gidiyo isimli parçayı Aleyna Tilki ile birlikte seslendirerek merak edilen isimlerden biri olan Zeki…
Şanışer’in etkileyici ve derin anlatımıyla, “Hüsran Hepsi” dinleyicileri insan ruhunun hüsran dolu yollarında bir yolculuğa…
Aysel Yakupoğlu ile birlikte Sen Olsan Ağlaman Mı isimli parçayı seslendirmesiyle birlikte merak edilen isimlerden…
Gönlüm isimli parça ile Spotify gibi listelerde ilk sırada yer almayı başaran ve merak edilen…