Oksijen Zehirlenmesi
Evet, her şeyin fazlasının zararlı olması gibi oksijenin fazlası da zararlıdır. Bu açıdan oksijen yetmezliği olan hastaların çoğuna saf oksijen değil azot-oksijen karışımı verilir. Aşırı saf oksijen alımından ilk etkilenen organ beyin olduğundan şuur kaybı (koma) ortaya çıkar. Ani oksijen zehirlenmesinde bulantı, kramp, görme bozuklukları, huzursuzluk ve saldırganlık da ortaya çıkar. Saf oksijen tedavisi körlük yapabilir, solunumu durdurabilir. Fazla oksijen hücrelerde ölüme sebep olabilir. Aldığımız havada oksijen oranı yüksek iken dışarıya verdiğimiz havadaki oksijen miktarı düşük, karbondioksit oranı yüksektir.
İstirahat halindeyken aşırı nefes alıp verme, kandaki oksijen seviyesinin yükselmesine sebep olur ki bu duruma solunumsal alkaloz adı verilir. Solunumsal alkalozda kan karbondioksit seviyesi azalır, kan pH’sı yükselir. Bu anormallik genellikle psikolojik bozukluklarda kişinin nefes alamadığını veya boğulacağını sanarak aşırı nefes almasıyla ortaya çıkar. Bu durumda hastanın kendi nefesinden solumasını sağlamak için bir süre kâğıt torba içinden nefes alıp vermesi sağlanır.
Dalgıçlarda oksijen yüksek basınç altında, tüpten verildiğinden yine oksijen zehirlenmesi meydana gelebilir. Normalde kanda erimiş oksijen miktarı çok çok azdır (%1,5). Ancak dalgıçlarda olduğu gibi yüksek basınçlı oksijen solunursa kanda erimiş oksijen oranı artar. Hemoglobin oksijenle zaten tam doygun olduğu için hemoglobine bağlı oksijen miktarı değişmez. Ancak kandaki toplam oksijen miktarı artar.