Doğum Adı: Müge Boz
Doğum Tarihi: 13 Nisan 1984
Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye
Burcu: Koç
Boyu: 170 cm
Kilosu: 50 kg
Göz Rengi: Mavi
Saç Rengi: Küllü açık kumral
Meslek: Güzellik uzmanı, oyuncu
İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Ardından Anadolu Üniversitesi’nde Sinema TV ve Halkla İlişkiler bölümünü bitirdi. Norveç’te Hogskulen i Volda ismindeki okuldan burs kazanarak, orada ‘strategic design’, ‘digital photography’ eğitimleri almıştır. 11 sene bale, 4 sene piyano eğitimi almıştır. Birçok spor dalıyla ( yüzme, tenis, paten, voleybol, motorsiklet ) ilgilenmiştir. Son bir yıldır düzenli olarak yoga yapmaktadır. 2011 yılında Şüphe adlı dizide Meltem karakterini ve Karakol adlı dizide Ada karakterini canlandırmıştır.
2009’da Turkcell’in 3G reklamında, 2010 yılında da Arçelik Autologic Çamaşır Makinesi ve Nescafe 3’ü 1 Arada reklamlarında rol almıştır.
Ayrıca modellik de yapmaktadır. Zen Pırlanta’nın 2010 kampanyasının yüzüdür. Loft ve T-box çekimlerinde de yer almıştır. Vogue, Tempo, Marie Claire, Women’s Health, İnstyle gibi dergilerde moda cekimleri yapmıştır. İkinci sezonunda katıldığı Leyla ile Mecnun dizisinden sezon sonu ayrılmıştır.
Ailenizden bahseder misiniz biraz?
Annem Makedonya göçmeni, babam Egeli. Bu tatlı ikilinin büyük kızı olarak İstanbul’da doğdum. Bir kız kardeşim var. Ailem şu anda İzmir’de yaşıyor. Ama sık sık beni ziyarete gelirler.
Çocukluğunuz nerede geçti? O yıllarda aklınızda kalan keyifli anılarınız paylaşır mısınız bizimle?
Çocukluğum İstanbul’da geçti. İlkokuldan lise sona kadar bale yaptım. Bunun yanında müzik dersleri alırdım ve sporun birçok dalıyla ilgilendim. Çok yoğun bir tempom vardı. O yüzden dershaneye gidecek vakit bulamadığımdan beni hep annem çalıştırırdı. Balede yılsonu gösterilerine hazırlanırdık. Kostümler, koreografiler…
Bu yoğun temponun dışında çok eğlenceli bir çocukluk geçirdim. Arkadaş grubumuz vardı. Beraber sürekli kafamızdan hikayeler uydurup onları yaşardık. Macera peşindeydik. “Bu eski evde yaşlı cadı yaşıyormuş” gibi iddiaların doğru olup olmadığını görmek için ne yapılır edilir mutlaka o eve gidip bakılırdı. “Bu yangın merdivenine tırmansak ne olur acaba?” deyip başlardık tırmanmaya. Bu macera güvenliğin bizi yakalamasıyla son bulurdu. Çete gibiydik. Belli kurallarımız vardı. Herkesi gruba dahil etmezdik. Yeni biri gireceği zaman hemen kurul toplanır karar verilirdi. Bisiklete binerdik. Paten kayardık. Çok eğlenirdik, simdi hatırladım da (:
Zaman zaman sanki asi bir yönünüz varmış gibi duruyor. Katılır mısınız bu görüşe?
Koç burcuyum ve genlerimde Makedonluk var, bu yüzden asilik kanımda var diyebiliriz. Yanlış giden bir şey varsa sesimi çıkarmadan duramam. Bu biraz da her şeyin daha iyi ve güzel olmasını istediğimden aslında. Haksızlığa tahammül edemem. En çok özgürlüğüm kısıtlandığında ve doğru olduğuna inandığım fikirlerimi savunurken asileşirim. Sonuna kadar mücadele ederim. İçimdeki bu aktif enerjiyi hep olumlu yönde kullanabilmek için çalışıyorum.
Ön yargılarınız var mı?
Ön yargım nerdeyse hiç yoktur. Olmaması için sürekli kendimi eğitiyorum çünkü insan zaman içerisinde öğrenmişlikleri sebebiyle fark etmeden ön yargı sahibi olmaya başlayabiliyor. Ufacık da olsa bu tarz düşündüğümü fark ettiğimde hemen kendimi durduruyorum. Durumları ve kişileri farklı bakış açılarına göre değerlendirip, objektif oluyorum.
Aldığınız eğitimden bahseder misiniz?
Anadolu Üniversitesi Sinema-TV Bölümü’nde okudum, Halkla İlişkiler yan dal yaptım. Ve Norveç’te Hogskulen i Volda okulundan burs kazanarak orda reklamcılık ve gazete fotoğrafçılığı okudum.
Norveç’te aldığınız eğitimi işe dönüştürmeyi düşünüyor musunuz? Geleceğe dair kariyer planlarınız nedir?
Evet. 4 gözle bekliyorum. Oyunculuk üzerine kendimi geliştirmenin yanında, bir şeyleri iyiye doğru götürecek, değişim ve ilerleme yaratacak, izledikten sonra üzerine düşündürecek bir film çekmek istiyorum. Doğanın içinde, (mümkünse dağda,) sevdiğim kişilerle beraber kendi yiyeceğimizi üreteceğimiz, gelişeceğimiz, bilgilerimizi paylaşacağımız, öğrenebileceğimiz, eğlenebileceğimiz bir çiftlik olsun istiyorum. Bunu gerçekten çok istiyorum (: Yemek ve dekorasyonla ilgili TV programı yapmak istiyorum. Kısacası sürekli üretmek ve yaratmak istiyorum. Durmamak, sürekli akmak istiyorum.
Leyla ile Mecnun dizisine dahil olduktan sonra nasıl tepkiler geldi?
Bu diziye dahil olmak bana çok şey katıyor ve öğretiyor. Sürekli daha iyiye gitmek için kafa yoruyorum ve çalışıyorum. Çok iyi oyuncularla karşılıklı oynama sansım var. Aynı zamanda fikirlerini özgürce uygulayabileceğin, yaratabileceğin, eğlenceli bir ortam.
Siz diziye adapte olmakta zorlandınız mı?
Dürüst olmak gerekirse başlarda zorlanmadığımı düşünüyordum ama sonradan bazı şeylerin zor olabildiğini fark ettim. İlk bakışta doğaçlama yapmak, karaktere kendiliğinden bir şey katmak, metne bağlı kalmadan oynamak çok kolay gibi görünse de esasında çok başka ve zor bir teknik olduğunu öğrendim. Bu da bana farklı bir bakış açısı getirmiş oldu.
İki işi birden yapabildiğiniz için soruyorum bunu: Fotomodellik ile oyunculuk arasında benzerlikle olduğunu düşünüyor musunuz?
Ben hiçbir zaman profesyonel olarak fotomodellik yapmadım. Arkadaşlarımın projelerinde yer aldım. Ama gördüğüm kadarıyla birbirinden çok farklı. Modellik daha dar bir alan, istediklerinizi yapabilmek için yeterli yeriniz yok. Bir anınızın dondurulmasıyla sınırlı. Akış yok durağan. Ama oyunculukta istediğiniz her şeyi gösterebilirsiniz, akış içerisindesiniz çünkü. Bir de modellikte çok fazla duygu yoğunluğu yok. Bir kaç mimik ve poz sürekli dönüp duruyor gibi. Oyunculuk bu anlamda çok daha özgür, yaratım süreci daha uzun. Tabii çok farklı deneysel fikir ve akımlar üzerine fotoğraf çekimleri de yapılıyor. Genel geçer işler üzerinden bu ayrımı yapabiliriz.
TV dünyasında güzellik ile yetenek yüzdesi nasıldır sizce? Başrol oyuncuları hep güzel yüzlerden seçilir. Sizin bakış açınız nedir?
Kişiden kişiye, hikayeye, projeye göre değişir. Bu tarz konularda genelleme yapılmasını doğru bulmuyorum. Ayrıca karizma da önemli bir etken. Bir karakter vardır ki ne kadar iyi oynasanız da güzel/ yakışıklı olduğunuz için kaybedersiniz. Ya da çok güzelsinizdir ama karizmanız eksiktir. Güzellik kişinin kendi başına elde ettiği bir şey değildir. Genetik dizilimi tesadüfen bu şekilde olmuştur ve öyle görünüyordur. Dolayısıyla bunun alçak gönüllülüğü içerisinde olunması gerektiği ve mutlaka kendini geliştirerek desteklenmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Günlük hayatta nasıl bir güzellik rutininiz var?
Günlük hayatta neredeyse hiç makyaj yapmıyorum. Bazen rimel sürerek gözlerimi ön plana çıkarıyorum. Onun dışında kremlere daha çok önem veriyorum. Nemlendirici kremler ve temizleyici ürünler benim için çok önemli. Genelde dermokozmetik özelliği olan, daha çok nemlendirmeyi başaran, kurumayı ve çatlamayı önleyen kremler kullanıyorum.
Şu rengi kullanmam, bu ürünü yüzüme sürmem gibi kurallarınız var mı?
Şu rengi kullanmam dediğim bir ton yok. Kıyafetin durumuna, seçtiğim tarza göre her rengi kullanıyorum. Ama genel olarak benim yüzüme hangi renk fondöten gider, nasıl bir gölge yapılması gerekir gibi konular için mini bir eğitim aldım. Daha çok renk ve detayları öğrenmeye çalıştım. Ders aldığım kişi, aynı zamanda bana bütün konularda da danışmanlık veriyor. Yeni çıkan ürünleri takip edip bana “Şöyle bir ürün geldi, denedim, çok memnun kaldım. Sen de kullanabilirsin” gibi önerilerde bulunuyor hatta. Genelde bir gala veya bir davete gideceğim zaman makyajımı da o yapıyor. Kıyafetimi bile onunla seçiyorum.
Makyaj çantanızda vazgeçilmez olarak gördüğünüz renkler, ürünler neler?
Benim vazgeçemeyeceğim tek şey nemlendirici. Nemlendiricim, lip balm’ım ve maskaram sürekli çantamda diyebilirim. Onun dışında “şunu sürekli kullanıyorum” diye bir durum yok.
Herhangi doğal bir güzellik rutininiz var mı?
Cildime avokado sürerim. Yediğim şeylerin kabuklarını yüzüme sürmeyi seviyorum. Bunlar salatalık gibi hepimizin bildiği ve zaman zaman denediği şeyler. Örneğin gözümde şişlik olursa patates rendeleyip onu sürerim. Yumurta akıyla Türk kahvesini karıştırıp yüzüme maske yaparım; bu karışıma zaman zaman bal eklerim. Ama bu sıralar balla ilgili bir tereddüde düştüğümü de belirtmek istiyorum. Cildin alt katmanlarında bazı oluşumları besleyebileceğini söylediler. Onun için son zamanlarda pek kullanmıyorum.
Kendinizi ne zamanlar daha güzel bulursunuz?
Doğal yani kendi halimde olduğum zamanlarımı daha güzel buluyorum. Çok fazla uğraşılmayan güzellik, benim için daha çekici. Belki de böyle bir tarza alıştığım için bana öyle geliyordur. Ayrıca herkes gibi ben de yazın (bronz ten yüzünden) kendimi daha güzel hissediyorum. Kısaca parlak ve canlı bir cildim olduğu sürece kendimi güzel bulurum. Belki garip gelecek ama spordan sonra da kendimi çok güzel bulurum. Yanaklarım pembeleşiyor. İnsanlar da bunu fark ediyor. “Sen ne yaptın?” diye soruyorlar. “Spordan çıktım, buraya geldim” diyorum.
Sporla aranız iyi herhalde…
Spor yaparım. Genelde doğada koşmayı tercih ederim. Ayrıca yoga ve pilatese devam ediyorum. Evimde sporla ilgili her türlü alet var. Salona hiç gidemediğim zamanlarda evin bir köşesinde mutlaka sporumu yaparım.
Bugünkü çekim boyunca izlenimim, beslenme konusunda biraz takıntılı olduğunuzu yönünde. Yanılıyor muyum?
Doğru. Beslenme konusunda epey büyük bir takıntım var. Bir şekilde sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Genelde ekmeksiz bir hayat geçirmeye özen gösteriyorum. Önceleri et de yemiyordum ama spor için gerekli olduğunu öğrendiğimden beri sebze, et ve tahıl ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum. Un ve şekeri çok fazla kullanmamaya çalışırım. Şeker neredeyse hayatımda hiç yok diyebilirim. Genelde şekersiz reçeller, pekmez, bal gibi doğal ürünleri ve doğal tatlandırıcıları tercih ediyorum. Un ve şeker vücudumuzda çok büyük bir tahribat yapıyor. Bunlarla ilgili okuyup öğrendikçe, onu yemenin getirmiş olduğu zevkten ziyade götürdüklerini düşünüyorum ve doğal olarak hayatımdan uzak tutmaya çalışıyorum. Zaten belli bir zaman sonra bu, bir alışkanlığa dönüyor. Yemedikçe yemiyorsunuz, canınız çekmiyor. Güzel bir pazar kahvaltısında bile ekmeği en az şekilde kullanıp bir bal-kaymak keyfi için küçük bir parça ayırmak gibi birtakım durumlara giriyorum. Çiğ sebze tüketmeye çalışırım. Bazen kendimin bile içemediği tatsızlıkta yaptığım yeşil içeceklerim var. Örneğin sabah içeceğim. Bu da benim için bir alışkanlık. En başta tadı kötü gibi geliyor ama içtiğim zaman o kadar büyük bir ferahlık ve hafiflik hissediyorum ki, kötü tadına rağmen içmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bazen kendime izin veriyorum. “Bugün ekmek yiyeceğim” diyorum. Gidiyorum kendime güzel bir ekmek alıyorum veya ekmeği kendim yapıyorum. Onu yiyorum ama onun sonrasındaki ağırlık, böyle kaçamakları minimumda bırakmamı sağlıyor. Evet yerken zevk alıyoruz ama sonrasında kendimizi sandalyeye çökmüş bir halde buluyoruz. Bu his çok kötü.
Sır değilse o yeşil içecekte ne olduğunu öğrenebilir miyiz?
Maydanoz, dereotu, nane ana maddeler. Diğerleri mevsime göre değişir… Semizotunu da bu ana maddelere ekleyebilirim. Onun dışında bazen içine elma, ceviz, bir kaşık pekmez koyuyorum. İki günde bir de yoğurt ve süt ekliyorum. Bu ikisini her zaman kullanmıyorum; çünkü mayalılar.
Saçlarınız çok gür duruyor. Özel bir şey yapıyor musunuz?
Saçlarım için ekstra hiçbir şey yapmıyorum. Elimden geldiği kadar organik ve besleyici şampuanlar kullanmaya çalışıyorum. Saç kremime önem gösteriyorum. Banyodan çıktığımda nemlendirici serum kullanıyorum. Maske yapmıyorum. Kendimce çok kuru hissettiğim zaman zeytinyağı sürüp bekletiyorum.
Yıl | Yapım | Rol | Sinema filmi/TV dizisi | Görevi |
2008 | Melekler Korusun | Çiğdem | Dizi | Oyuncu |
2011 | Toprağın Çocukları | Karika | Film | Oyuncu |
2011 | Şüphe | Meltem Kutlu | Dizi | Oyuncu |
2011 | KarakolKarakol-Herkes Adalet İster | ADA | Dizi | Oyuncu |
2012 | Leyla ile Mecnun | Şirin | Dizi | Oyuncu |
2012 | Bir Hikayem Var | Yağmur | Film | Oyuncu |
2012 | Karaoglan | Bayır Gülü | Film | Oyuncu |
Ankara ve Londra dışına çık isimli parçalarıyla müzik dünyasında yer alan ve merak edilen isimlerden…
Kalamam arkadaş isimli şarkıyı seslendirmesiyle birlikte hit olan ve merak edilen isimlerden biri olan Şarkıcı…
İzmir’in Sevilen Rapçisi Grogi Saldırıya Uğradı! Grogi adı ile tanınan İzmir’in ünlü rap sanatçısı Ahmet…
Kullanıcı dostu fiyatlarıyla fark yaratan NETGSM bugünlerde altyapı hizmeti aldığı firmadan dolayı yeni abonelik ve…
NetGSM, Türkiye merkezli yerli bir mobil iletişim ve mesajlaşma hizmeti sağlayıcısıdır. Türkiye'nin 4. GSM operatörü…
Sıradan bi gece isimli parça ile Spotify gibi sitelerde viral listelere girmeyi başaran ve merak…