Larissa Gacemer Kimdir?
Doğum Adı: Larissa Rodrigues
Doğum Tarihi: 1988
Doğum Yeri: Sao Paulo, Brezilya
Burcu: Akrep
Boyu: 180 cm
Kilosu: 57 kg
Saç Rengi: Siyah
Göz Rengi: Kahverengi
Evliliği: Burak Gacemer (2011)
Meslek: Model, Oyuncu
Hakkında:
Krem dizisiyle tanıdıgımız ama daha önce ülkemize gelin olarak gelen biri o..Kendisi gibi eşide manken üstelik..Sevgisinin peşine düşüp Brezilya dan Türkiyeye gelecek kadar da gözü kara..Hayatı da ismi kadar sıra dışı; Larissa Rodrigues Gacemer. ATV’de yayınlanan; biraz bakımsız ve epey dolgun bir kızın yüzüne sürdüğü kremle hayatının değişmesini anlatan “Krem” adlı dizide başrolde. Brezilyalı olduğunu sürekli gülümsemesinden anlamak zor değil. Ama tipik bir Brezilyalı gibi de durmuyor, yuvarlak karnaval hatları yok, incecik.
Bir Türk’e âşık olup “Ben gidiyorum anne” demiş ve gelmiş buralara. Eşi Burak da bizimle ama müdahale ediyor gibi olmamak için minik gezintiler yapıp duruyor. Karı-koca her anlamda inceler yani. Uzun zamandır bu kadar sade, doğal bir güzellik görmemiştim doğrusu. Bir de komik ki sormayın! Dünya mimik şampiyonu olabilir Larissa. Brezilya usulü sarımsaklı pilav ve fasulye sözünü Larissa’ya tekrar hatırlatır, sorulara başlarım…
Bize kendini anlat biraz…
Kasımda 29 olacağım. Brezilya’da Sao Paulo’da doğdum. Akrep burcuyum ama gerçek bir akrebim! Çok tutkulu biriyimdir, yaptığımı tam yaparım. 36 yaşında bir ablam var.
Eşin Burak Gacemer’le nasıl tanıştın?
7 yıl önceydi. 17 yaşımda düştüm yollara, defile defile geziyorum. Bir İstanbul defilesinde tanıştık. Yüzümü ve mimiklerimi iyi kullandığımdan, reklam filmlerine yöneldim. Rol yapmayı mankenlikten daha çok sevdim. Türkiye, Singapur ve Malezya’daki işleri bitirip eve döndüm ve tiyatro okudum. İstanbul’a gelmeden 6 ay önce okulu bitirdim. O sıra Burak’la çok iyi arkadaşız. Facebook’ta sabahlara kadar konuşur olduk. Olmadı kameraları açtık. Brezilya 6 saat geride, ben uyurken o uyanıyor, o uyurken ben… Annem delirdi. Bir ay ikimiz de uyumadık. “Ben gidiyorum anne” dedim. Önce inanamadı ama şimdi “Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş” diyor. Bu söz sizde de var, biliyorum.
Ve hemen evlendiniz…
Mayıs 2011’de evlendik. Sanırım “Wodoo” yaptı Burak bana, kendimi İstanbul’da buldum. Ailemi çok özlüyorum ama deliyimdir biraz. Dizi ara verdiğinde Burak’ı Brezilya’ya kaçıracağım. Bu zamanda bir kadın için en zor şey bir erkeğin onu gerçekten sevip sevmediğini anlamak. Gerçekten ben olduğum için mi, güzel olduğum için mi, param için mi seviyor bu adam? Birbirimizi sevdiğimizde hiçbir detay bilmiyorduk. Çıkarsızca sevdik. Burak’sızlığa dayanamadım. Onsuz duramadım oralarda. Kendimden emin geldim ve hâlâ öyleyim. Çok mutluyum.
Nasıl evlendiniz?
Düğün yapmadık, aile yemeğiyle evlendik. Yakında herkes bir araya gelince daha geniş bir şeyler yaparız.
Evde iş bölümü nasıl?
Kim daha az çalışıyorsa o daha fazla ev işi yapıyor.
“Annem, orada herkes Müslüman dedi!”
Siz Brezilyalılar hep mutlusunuz, sürekli gülüyorsunuz. Doğru mu anlamışım?
Aynen öyle! Hükümetin yapmadığı kalmadı bize ama hâlâ sırıtarak karnaval yapabiliyoruz. Somurtunca bir şeyi düzeltemediğimize göre neden ağlayalım? İnsanlar eğitimsiz bizde ve en kolayı gülümsemek. Ama İstanbul’da en özlediğim şey bu. Her şeyiniz var, olanaklarınız kat kat fazla ama insanlar somurtuyor. İniyor adam arabadan, yolumu kestin, sağdan girdin… Gülüyorum otomobilin içinde. Otomobil derken, kullanamıyorum, ehliyetim yok, fırsatım olmadı.