[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #19083  06-03-2010 16:05 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 36
Facebook'ta Paylaş
Ünlü ressam Van Gogh'un kulağını bilindiği gibi kendisinin değil, ressam arkadaşı Gauguin'in kılıcıyla kestiği iddia edildi. kulağını neden kesti kendisimi kesti



Daily Telegraph'taki habere göre, Alman sanat tarihçileri Hans Kaufman ve Rita Wildegans'ın yazdığı "Van Gogh'un Kulağı: Paul Gauguin ve Sessizlik Mutabakatı"nda, ünlü ressamın, bir tartışma sırasında kulağını kılıcıyla kesen arkadaşı Gauguin'i korumak için kendisinin kestiği hikayesini uydurmuş olabileceği öne sürüldü.

Yazıda, her iki ressamın bu "sessizlik mutabakatı" yüzünden, Van Gogh'un kulağının kesilmesiyle ilgili olayların gerçek mahiyetinin hiçbir zaman su yüzüne çıkmadığı belirtildi.

Olayın, hem Gauguin'in kovuşturmaya uğramaması için, hem de Van Gogh delicesine sevdiği Gauguin'i yanında tutmak istediği için saklandığı kaydedildi.

Van Gogh'un iki sene sonra intihar etmesine de, ünlü ressamın deliliğinin değil, bu olayın sebep olduğu iddia edildi.

Bilinen hikayeye göre, ünlü ressam 23 Aralık 1888 gecesi bir cinnet anında usturayla kulağını kestiğinde, neredeyse kan kaybından ölüyordu. Van Gogh, kesik kulağı bir beze sararak yakındaki bir genelevdeki bir fahişeye verdi.

Hamburglu sanat tarihçilerin iddiasına göre ise iyi bir eskrimci olan Gauguin, Van Gogh'un Fransa'nın güneyindeki Arles'te bulunan evinden ayrılmaya karar verdi ve bir elinde bavulu bir elinde kılıcıyla evden çıktı.

Ancak daha önce kendisine bardak fırlatmış olan Van Gogh arkasından geldi. Geneleve yaklaştıklarında aralarındaki tartışma şiddetlendi ve Gauguin, Van Gogh'un kulağını ya kızgınıkla ya da meşru savunma için kesti. Van Gogh da kesik kulağı geneleve teslim etti.

Tarihçiler, iddialarını kanıtlayacak delil sunamasalar da argümanlarının en mantıklısı olduğunu ve Van Gogh'un Gauguin'e yazdığı "Sen de sessiz, ben de..." sözlerine açıklama getirdiğini söylüyor.

30 Mart 1853 yılında Hollanda'nın Kuzey Brabant bölge papazı Theodoros Van Gogh'un ilk çocuğu olarak doğan Vincent Van Gogh küçük yaşlarda papazlık ve kilisede vaizlik yapar.

Ona göre sanatçının üretmesini engelleyen şeyler vardır, yani yaşamın küçük eziyetleri, yani parasızlık ve aileye yük olmak gibi. Kardeşi Theo'nun gönderdiği harçlıklarla boya, fırça, kağıt ve elbise alırdı. Çok çizmek, bütün zamanını resme ayırmak için yıllığı 60 güldene ahır aradı. Ama parasızlık ve Theo'ya bağlılık, hayatını noktalayacağı son güne kadar yakasını bırakmadı.

Yaşam amacının temelinde öfkeden çok sevgi, tutkudan çok sükunet yatıyordu. Sık sık derin acılara gömülse de gene de içinde saf ve sakin bir uyum, bir müzik vardı. Çok yoksul bir kulübede, en pis bir köşede bir desen, bir resim görebiliyordu. Basit ve düzenli çalışmaya alışmak, bunda direnmek, geçirdiği nice acılı yıllardan sonra kolay değildi... Ölümü daha gençlik yıllarından itibaren kutsadı. Aarsen'in naaşının başında durduğu sırada şunları düşünüyordu: "Ölümün dinginliği, görkemli sessizliği biz yaşayanlara kıyasla öylesine üstündü ki..."

Kuzeni, dul ve çocuklu Kee'yi sevdi. Kadın soğuk bir duvar gibi davranıp ondan hep kaçtı. "Hayır, asla, hiçbir zaman" sözcükleri Van Gogh'un aklından hiç çıkmadı. Ama Vincent hiç yılmıyordu: "Onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek" diyordu.

Sonra Sien çıktı karşısına.Güzel değil, genç değil, hiçbir dikkat çekici özelliği de yoktu, üstelik hamile idi, ve de yosma olduğu söylenerek Van Gogh'un onunla birlikteliği yadırgandı. "Günah benim yaptığım değil, sevgisiz yaşamaktır ve ahlaksız durumlardır günah." diyerek sevgisini hep savundu.

Kardeşi Theo bu olay yüzünden, Vincent'in korktuğu gibi, ağabeyinden parasal desteğini çekmedi ama evlenmesine de karşı çıktı.

"Sevdiğimin uğruna çalışacağım, melankoliye kapılmayacağım, sinirimi bozmayacağım." Theo'ya evlenmesi için tavsiyelerde bulunurken, kendisinin evlenme ve çocuk sahibi olma isteğini yitirdiğini söylediğinde, 35'indedir. Resim tutkusu geri dönülmez bir yola sokmuştur artık onu.

23 Aralık 1889 yılında, Fransa'nın Arles kentinde birlikte kaldıkları ressam arkadaşı Gauguin'den gelen telgrafı alan kardeş Theo Van Gogh ilk trene atlayıp hastaneye yetişir. Çünkü Vincent kulağını kesmiş ve bir süredir ilişkide bulunduğu Rachel adında genelevde çalışan kadına götürüp armağan etmiştir.

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu