[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #2599  01-04-2007 18:10 GMT+2 saat  

MiNeCaN


Destekleyen


Tecrübe Puanı.: 81.5%
Ruh Hali: Belirtilmedi.
Mesaj 2036
Şehir: Cehennemin Dibi! Gelcen Mi???
Ülke:
Meslek: KaBZıMaL ;)
Yaş: 104
Facebook'ta Paylaş
Orta Oyunu Nedir

Tiyatro denilen sanat nedir, ne değildir? Tiyatroyu tiyatro yapan ana varlık nedir? Bu soruyu bizlerden önce Batı tiyatro düşünürleri sormuşlar, kendilerine göre karşılıklarını da vermişlerdir. Ben 1941 de basılan Tiatro adlı kitabımda dünyaca tanınmış olan dört büyük tiyatro adamının bu konu ile ilgili olan düşüncelerini incelemiştim.(1) Bunlardan Meyerhold tiyatro sanatını halktan ayıran her şeyi yıkmak ister: Loca, kat, dekor gibi. Meyerhold'un tiyatrosu anfi biçimindedir. Üç parçadan meydana gelmedir. Aktörlerin soyunduğu, giyindiği yer, aktörlerin oynadığı yer, bu iki yeri birleştiren köprü. Meyerhold gösterilerine müzik de katıyor. Bu anlayışla Meyerhold eski natüralist, romantik tiyatro anlayışı yerine sürrealist anlayışı koymak isteyen bir adamdır.

Edward Gordon Graig'e göre tiyatro sanatı yasalarını edebiyat gibi, resim gibi kendinden başka olan sanatlardan almamalıdır. Tiyatro sanatı kendi başına buyruk, kendi yasalarına bağlı bir sanat olmalıdır. Edward Gordon Graig'e göre tiyatro sanatı oyun, mizansen, dans sanatı değil çicgi, renk, ritm sanatıdır. Tiyatro sanatının yaratıcısı rejisördür. George Pitoeff'e göre her oyunun gizli kalan bir gerçeği vardır. Yapılacak iş bu gerçeği bulup çıkarmaktır.
Bütün bu anlayışlar da George Pitoeff'inki de içinde olmak üzere, olmayan tuluatçılık dediğimiz tuluatçılıktır, doğuştancılıktır. Tiyaro devrimcileri akademik düşünürler gibi, tuluatçılara karşı antipati beslememekle birlikte, tuluatçılıkla bağdaşmış değildirler.

Rus tiyatroları başta olmak üzere, hemen bütün devrimciler temsilde aktörün tuluat yapmasına cevaz vermektedirler. Ancak, tuluata cevaz vermek onu yaratıcı olarak kabul etmek demek değildir. Bunlar birbirinden apayrı iki iki şey değil midir? Halbuki benim öz tiyatro anlayışımda tuluat yapmak yalnız bir cevaz, olabilirlik değil temeldir. Ben tiyatroda tuluat yapılabilir demiyorum, tuluat yapılmadıkça tiyatro olamaz diyorum. Birçok ilgililerin sanısınca, bu tuluatçılık bir paradokstan başka bir şey değildir. Bunlara karşılık vereceğim. Önce tuluat niçin gerekiyor, ona bakalım.

Tiyatro sanatında tuluatçılığı, doğuştancılığı zorunlu kılan psikolojik nedenler şunlardır; Oyun ne demektir? Oyun demek aktörün yapacağı eylemler, söyleyeceği sözler, canlandıracağı yaşama görüntüleri demektir. Oysa ki tiyatro sanatı anlamı ile her şey sanılan oyunda her şey yok, yalnız bazı şeyler vardır. Aktörün söyleyişi de yoktur, davranışı da yoktur. Oyunun bütün başarısı yalnız oyunun, isteklere değil, hem sanatçının sanat anlayışına bağlıdır. Oyun yazarı oyunun düşünücüsüdür. Aktör ise düşünenin düşündüğünü yaşatandır.

1.Bir söylevi önceden ezberleyip söylemek, böylelikle güzel bir söylev yaratmak kimsenin elinde değildir.
2.Oyun gösteritin kendisi değil, yalnız bir projesi, bir tasarısıdır. Oyunu oynuyan aktör eylemci değilse oyunu eylemleyemez.
3.İyi oyunlar hep iyi yazılan, kötü oyunlar da hep hep kötü yazılan oyunlar değildirler. Oyuncuların değeri yalnız edebiyat varıklarına değil, hem de onları oynayacak olan aktörlerin yaratma gücüne bağlıdır.

İşte iyi ya da kötü oyunların gösterit değerleri sözlerinden, edebiyat varlıklarından değil, hem de aksiyon niteliğinden ileri gelir. Oyunların kişiliği kendilerinde kalmakla birlikte dilleri değişebilir. Aynı yazar aynı oyunu türlü türlü yazabilir. Jules Romain'in Knock adlı oyunu ile Jean Le Maufranc adlı oyunu tıpkı anlamı, tıpkı değeri taşır. Aktör rolünü iyi ezberlediği, suflörü iyi dinlediği için değil, piyesin temini iyice kavradığı, iyice canlandırdığı için başarı elde edebilir. Tiyatro sanatı bir bellek sanatı değil, bir canlandırma sanatıdır. Şimdi artık aktörün tiyatro sanatını yaratma işindeki rolünü görebiliriz.

1. Aktör oyunu tenlendiren, canlandıran, yaşatan insandır
2. Aktör oyunun kahramanını kendinde, iç varlığında bulan insandır.
3. Aktör kendi benliğini yıkıp, bunun yerine oyun kahramanının benliği ile yaşayan insandır.
4. Aktör tiyatro denilen eylem sanatının eri olan insandır.

Böyle anlaşılan aktör tiyatro denilen sanatın öz öğesidir. Şimdi aktörü aktör yapan gösterit eylemi üzerinde duralım. Aktörün yaratacağı eylem nasıl bir varlıktır, bunu araştıralım.

1. Gösterit gerçek hayattan kesilmiş bir dilimdir.
2. Bu dilim hayatın, tıpkısı değilse de ayrısı da değildir.
3. Gösterit teknik zorunlardan dolayı zamana, mekana göre sıkıştırılmış olan bir yaşayıştır.
4. Gösterit ile yaşama arasındaki ayrılık bir nitelik ayrılığı değil bir nicelik ayrılığıdır.
5. yaşama bir oluş, bir süredir. Gösterit de bir oluş bir süredir.
6. Hem piyesin hem de gösteritin ülküsü, nicelik yitimleri ne olursa olsun, bu oluşu, bu süreyi canlandırmaktadır.
7. Süre gösterit için yaratılmış değil, gösterit süre için yaratılmıştır.

İşte bu gösterit süresi olmayan yerde gösteritin kendisi de yoktur. Süre kesilince gerçek yaşayış da yok olur. Onun için, süre gösteritin canı, özüdür. Bu özün en yakını olan varlık, aktörün sezgisi, duygusudur. Ondan sonra oyun yazarının başarısı gelir.
Tiyatro sanatının öğeleri üzerinde bu kadar durmaktaki amacım yepyeni bir tiyatro anlayışına ulaşmaktır. Bu anlayışı bir kaç özellikle aydınlatabiliriz.

1. Tiyatro sanatının yaratıcısı aktördür. Aktör olmadıkça tiyatro olamaz.
2. Tiyatronun bütün öğeleri aktör için vardır.
3. Tiyatro öğelerinin değeri aktörün yaratıcılığı için çalıştıkları oranı ile ölçülebilir.

Bu öğeleri gösterit eyleminin öğeleri olarak özümsedikten sonra gerçekte olmakta olan olaylara baktığımız zaman tiyatro adını verdiğimiz eylemin yalnız başına kalan bir eylem olmadığını görürüz. Gerçek yaşayışta bu öğeleri taşıyan kendi kendine oluşan, ampirik olarak yaşayan bir takım yollar yordamlar üzerinde durmak tiyatronun estetiği ile uğraşanlar için yararlı olacaktır. Çünkü bu ampirik tiyatro belirtilerinden yepyeni bir tiyatro anlayışını meydana getirmek için yararlanmak elde olacaktır. Nasıl ki Rus rejisörü Meyerhold tiyatrosunu kurmak için şu kaynaklardan yararlanmıştı: Eski Yunanistan komedisi, İngiltere'de Elizabeth tiyatrosu, 16. yüzyıldaki İspanyol İspanyol tiyatrosu, Anam tiyatrosundaki köprü, Charlie Chaplin, askeri geçit resmi, fanfar at cambazı. Ben de öz tiyatro adını verdiğim anlayışımı meydana getirmek için şu kaynaklardan yararlanmıştım.; Çocuk oyunları, hayat sahneleri, hitabet sanatı, köy sohbet oyunları, hitabet sanatı, tuluat tiyatrosu, namaz ayini, mevlevi ayini. Bunlardan başka iki pedagoji olayına da dayanırım. Biri kürek çekme denemesi, biri de Dalcroz'un artistik denemesidir.

Şimdi orta oyunu ele alıp onda ne gibi tiyatro öğeleri var olduğunu görelim.

A. Orta oyunu sahne tiyatrosu değil, açıkhava tiyatrosu, meydan tiyatrosudur.
B. Orta oyunu dekorsuz olarak oynanır , ortaoyununda dekor yoktur.
C. Orta oyunlarının oyunu, yazıcısı, metni de yoktur. Konuları kollektif, kamul konulardır.
D. Orta oyunun konuları ustadan çırağa geçe geçe gelen kamul konulardır.
E. Orta oyununda rejisör yoktur. Kimse kimseye rolünü öğretmez.
F. Orta oyununda suflör de yoktur. Ortaoyuncular söyleyeceklerini kendileri bulup söylerler.
G. Orta oyunundaki kişilikler belli insanların belli insanların özel kişilikleri değil Kavuklu, Pişekar, Arap, Acem gibi soyut genel tiplerdir.
H. Orta oyunu nun yaratıcı gücü aktörün kişiliğidir.

Ortaoyunun bu özellikleri üzerinde durduktan sonra onu bir de karagöz'le karşılaştıralım. Karagöz şekil bakımından bir hayal oyunudur. Psikoloji bakımından da bir diyalog oyunudur. Orta oyunu bir gövde oyunu olmakla birlikte o da bir diyalog oyunudur. Karagöz suretlerinin bu diyalog temeli üzerine kendilerine göre bir kuruluşu vardır. Ortaoyunundaki kişilerin de diyalog temeli üzerindeki kuruluşları bu oyun meydanının olurluklarına göre bir türlüdür. Ortaoyuncularının bu gidiş gelişleri ile yarım daireler çizmeleri hep bu meydanın geometrik olurluklarına göredir. Karagöz'ün düzlük üzerinde doğan güzellikleri ortaoyununda tekerlekten doğan güzellikleriyle karşılaşır.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu Türk Dili Dergisi Sayı 215

Orta oyunu hakkında ayrıntılı bilgi: Geleneksel Türk Tiyatrosu, Prof: Metin And

Bu mesaj Admin tarafından düzenlendi (05-04-2008 10:28 GMT+2 saat, ago)
__________________
Çiçekleri solmuşsa, anlamını yitirmişse bahar
Unutmakta fayda var yüreğim
Unutmakta fayda var...
Gender_Bayan Çevirimiçi durumu   

Yazar Mesaj   #2619  01-04-2007 22:03 GMT+2 saat  

Can


Admin


Tecrübe Puanı.: 100%
Ruh Hali: Neutral
Mesaj 5381
Şehir: Huzuristan
Ülke:
Meslek: Webmaster
Yaş: 33
Facebook'ta Paylaş
Unutulmaya yüz tutmuş orta oyununumuzu bizlere tanıttığın için sonsuz Teşekkürler... Kültürümüzü unutturulmaya çalışılıyor...

Bu mesaj Hüseyin tarafından düzenlendi (01-04-2007 22:29 GMT+2 saat, ago)
__________________

FORUMUMUZ VE LİNKLERİMİZ HERKESE AÇIK! BİZE DESTEK VERENLERE TEŞEKKÜRLER!
HER TÜRLÜ KONUDA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK http://www.facebook.com/huseyincancalisan

LimeWire Çalışan Sorunsuz Sürüm Burada!
İnternet Download Manager 5.19 Full Crack % 100 Çalışıyor Denendi
TIKLA İNDİR!!
Kullanıcın Sayfasını Ziyaret Et Gender_Bay Çevirimiçi durumu