[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #9524  23-04-2008 15:36 GMT+2 saat  

Can


Admin


Tecrübe Puanı.: 100%
Ruh Hali: Neutral
Mesaj 5381
Şehir: Huzuristan
Ülke:
Meslek: Webmaster
Yaş: 35
Facebook'ta Paylaş
Kuşçubaşı Eşref Bey
Türk tarihinin en kısa ömürlü devleti olan Batı Trakya Devleti, 25 Eylül 1913"te kurulmuş, ama sadece 57 gün ayakta kalabilmişti. Bulgarların Batı Trakya"da Türkleri katletmeleri üzerine Osmanlı istihbaratının önde gelen isimlerinden olan Kuşçubaşı Eşref Beyin komutasındaki 116 kişilik birlik gizlice bölgeye girmiş ve Bulgar çetecilerini ortadan kaldırarak bir devlet yaratmıştı.

Türk tarihinin en kısa ömürlü devleti olan Batı Trakya Devleti, 25 Eylül 1913"te kurulmuş, ama sadece 57 gün ayakta kalabilmişti. Bulgarların Batı Trakya"da Türkleri katletmeleri üzerine Osmanlı istihbaratının önde gelen isimlerinden olan Kuşçubaşı Eşref Beyin komutasındaki 116 kişilik birlik gizlice bölgeye girmiş ve Bulgar çetecilerini ortadan kaldırarak bir devlet yaratmıştı. Kısa sürede güçlenen ve sınırlarını genişleten devlet, Batılı ülkelerin baskısı neticesinde ortadan kalkmış ve Batı Trakya, Bulgarlar"a bırakılmıştı. Avrupalıların üçü bir araya gelince devlet kurar" dediği biz Türkler, tarih boyunca yüzün üzerinde devlet kurmuştuk. Kurduğumuz devletlerin içerisinde Osmanlı İmparatorluğu gibi üç kıtada 600 yıldan fazla hüküm sürmüş bir imparatorluğun yanı sıra, fazla bilinmeyen ve sadece 57 gün süren Batı Trakya Devleti de vardı. Uzun sure Kuzey Afrika"ya hakim olan Osmanlılar, bölgedeki topraklarını 19. yüzyılda teker teker kaybetmişler; Mısır"ı İngilizler, Tunus ve Cezayir"i ise Fransızlar işgal etmişti. Osmanlı İmparatorluğu 1911"de, Afrika"da elinde kalan son toprak parçası olan Trablusgarp"ı, yani bugünkü Libya"yı İtalya"nın işgalinden kurtarmaya çalışıyordu. İtalya ile Trablusgarp"ta savaş devam ederken imparatorluk daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmıştı: Osmanlı İmparatorluğu"nun ana toprakları olan Balkanlar kaybedilmek üzereydi.

BİRLEŞİP BİZİ VURDULAR
İkinci Abdülhamit"i devirerek iktidara gelen İttihat ve Terakki yönetimi, büyük bir siyasi beceriksizlik göstererek Balkan devletleri arasındaki en büyük problem olan "Kiliseler Meselesi"ni 3 Temmuz 1911"de bir kanunla çözmüştü. Balkan devletlerinin birarada hareket etmelerini engelleyen dini mesele ortadan kalkınca Karadağ, Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan birleşerek 8 Ekim 1912"de Osmanlı İmparatorluğu"na savaş ilân ettiler. Balkanlar"da bu gelişmeler yaşandığı sırada iktidarda bulunan Said Paşa ve Gazi Ahmed Muhtar Paşa kabinelerinin Balkan devletlerinin birleştiğinden haberleri dahi yoktu. Bu yüzden bırakın tedbir almayı, mevcut askeri durumu bile koruyamamışlardı. Rumeli"deki talimli askerlerin de savaştan bir müddet önce terhis edilmesi, Osmanlı İmparatorluğu"nun savaşa hazırlıksız yakalanmasına sebep oldu. Ordu içerisindeki siyasi çekişmeler de Osmanlı İmparatorluğu"nun bu ittifak önünde ağır yenilgiler almasının bir diğer sebebiydi. Osmanlı ordularının Balkan devletleri karşısında sürekli olarak geri çekilmeleri ve Edirne"nin düşme tehlikesinin ortaya çıkması üzerine ateşkes görüşmeleri başladı. Fakat o sırada muhalefette olan îttihad ve Terakki yöneticileri, Enver ve Talat Beyler"in liderliğinde hükümetin Edirne"yi düşmana teslim edeceğini öne sürerek 23 Ocak 1913"te tarihe "Babıâli baskını" olarak geçen hükümet darbesi ile yönetimi ele geçirdiler. Darbe de bir çare olmadı ve 3 Şubat"ta yeniden başlayan savaş sonunda 6 Mart"ta Yanya, 26 Mart"ta Edirne, 23 Nisan"da îşkodra düştü. Bu gelişmeler üzerine 30 Mayıs 1913"te Midye-Enez hattının Osmanlı-Bulgar sınırı olarak Kabul edildiği Londra Antlaşması imzalandı.

Lozan Antlaşması, İttihad ve Terakki için büyük bir prestij kaybına sebep olmuştu. Edirne"nin kurtarılması vaadiyle darbe yapan İttihad ve Terakki, Edirne"yi elleriyle Bulgarlar"a teslim etmişti ve üstelik yapılan antlaşma, hükümet darbesinden önce yapılması düşünülen antlaşma tasarısından daha kötü şartlar içeriyordu. İttihad ve Terakki bu prestij kaybını telâfi etmek için çareler ararken eline büyük bir fırsat geçti.Birinci Balkan Savaşı"nda Osmanlı İmparatorluğu karşısında başarı kazanan Balkan devletleri, elde ettikleri toprakları aralarında paylaşamamışlardı. Savaşta en büyük payı alan Bulgarlar, sınırlarını Ege"ye kadar uzatınca Balkan devletlerinin arası açıldı ve birlik bozuldu.Bulgaristan, elde ettiği topraklar üzerinde diğer devletlerin emellerini biliyordu ve bu yüzden 23 Haziran 1913"te Sırbistan"a, Yunanistan"a ve Karadağ"a; 10 Temmuz 1913"te de Romanya"ya savaş açtı.İkinci Balkan Savaşı"nın çıkması üzerine Bulgaristan, Osmanlı sınırındaki kuvvetlerini batıya kaydırmak mecburiyetinde kaldı. Durumu fırsat bilen Osmanlı imparatorluğu, 19 Temmuz 1913"te batılı devletlere verdiği bir notayla, İstanbul ile Boğazların savunulması için Meriç"e kadar olan bölgenin elde tutulması gerektiğini, ayrıca Doğu Trakya"yı ellerinde bulunduran Bulgarların Türklere eziyet ettiklerini, bu yüzden Osmanlı ordularının ileri harekâta geçeceğini fakat Meriç"in batısına geçilmeyeceğini ilân etti.

ÇETELER, KOMUTANLIK OLDU
Harekât kısa zamanda neticesini verdi ve Edirne hiçbir mukavemetle karşılaşılmadan 21 Temmuz"da geri alındı. Osmanlı Ordusu, Meriç"e kadar rahatça gelmiş ancak ilân ettiği gibi birkaç küçük akın dışında nehrin batısına geçmemişti. Avrupa"nın büyük devletleri, Midye-Enez hattını geçmemesi için Osmanlı İmparatorluğu"na büyük baskı uyguluyorlardı. Bu baskı semeresini verdi ve İmparatorluk üstün bir durumda olmasına rağmen İngiltere"nin ve Fransa"nın baskılarıyla 10 Ağustos 1913"te Balkan Savaşları"nı bitiren Bükreş Antlaşması"nı imzaladı. Antlaşma ile Meriç"in doğusundaki toprakların Osmanlı İmparatorluğu"na ait olduğu kabul edilmişti. Doğu Trakya yeniden ele geçirilmişti ama Osmanlı İmparatorluğu"nun ana topraklarından olan Batı Trakya hâlâ işgal altındaydı. Doğu Trakya"yı kaybedince batıda kalan Türklere çok büyük eziyetler yapmaya başlayan Bulgarlar, Batı Trakya"daki Müslümanları din değiştirmeye zorluyorlar, kabul etmeyenleri katlediyorlardı.

Osmanlı Ordusu"ndaki subaylar, Bulgarların zulmünü engellemek için Meriç"in batısına yarı resmi bir kuvvetle geçilmesi teklifini ortaya attılar ve hükümete yapılan baskılar sonucu bu düşünce kabul edildi. Osmanlı Devleti, Avrupa başkentlerindeki elçilerinde Bulgar zulmünü engellemek ve halkı korumak için bölgeye bazı küçük birlikler gönderilmesinin Meriç"i geçmek olarak anlaşılmaması gerektiğini söyledi. Birinci Balkan Savaşı"nın aksine ikincisinde başarılı olunması ve Osmanlılar için manevi değeri büyük olan Edirne"nin alınması, İttihat ve Terakki yönetiminin kendine olan güvenini arttırmıştı. Osmanlı gizli istihbaratı örgütü olan Teşkilat-I Mahsusa"nın, yöneticilerinden Eşref Beyin, yani Eşref Kuşçubaşı"nın, Umum Çeteler Kumandalığı adı altında kurulan gayri resmi bir kuvvetle Batı Trakya"ya girmesine karar verildi. Birlikte, Eşref Bey dışında 15 subay ve 100 seçme er bulunuyordu. Enver Paşa, bölgedeki birliklere Eşref Bey"in ihtiyaçlarının karşılanması emrini vermiş ve Eşref Müfrezesi diye adlandırılan birlik 15 Ağustos 1913"te Batı Trakya"ya girmişti.

__________________

FORUMUMUZ VE LİNKLERİMİZ HERKESE AÇIK! BİZE DESTEK VERENLERE TEŞEKKÜRLER!
HER TÜRLÜ KONUDA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK http://www.facebook.com/huseyincancalisan

LimeWire Çalışan Sorunsuz Sürüm Burada!
İnternet Download Manager 5.19 Full Crack % 100 Çalışıyor Denendi
TIKLA İNDİR!!
Kullanıcın Sayfasını Ziyaret Et Gender_Bay Çevirimiçi durumu   

HUZURİSTAN - Temiz Bilgi
2025-12-05 18:50
Fatal error : Shield protection activated, please retry in 101 seconds...
After this duration, you can refresh the current page to continue.
Last action was : Hammering