| Yazar | Mesaj #7648 02-11-2007 16:06 GMT+2 saat | |||||||
|
| Tecrübe Puanı.: 100% |
Ruh Hali: Neutral
|
| Mesaj 5381 |
| Şehir: Huzuristan |
Ülke: ![]() |
| Meslek: Webmaster |
| Yaş: 35 |
İNGİLİZCE DEYİMLER
« :»
--------------------------------------------------------------------------------
TRENİ KAÇIRDIM DEYİŞLERİ
I didn't catch the train
I didn't manage to catch the train
I didn't succeed in catching the train
I failed to catch the train
I missed the train
I couldn't catch the train
I couldn't manage to catch the train
Train already left when I arrived
Train already set off when I arrived
Train already left when I arrived
Train already departed when I arrived
Train already has gone when I arrived
I was unlucky catching the train
I could not reach the train station on time
I could not get to the station on time
I was not at the train station on time
I arrived late just after the train moved
When I arrived the train has already moved
İŞE KARIŞMA
I prefer you mind you mind your own business.
Kendi işinle ilgilenmeni rica edeceğim
I'm not concerned with this
bununla ilgilenmiyorum
I'm not interested in your Turkish sentences
Türkçe cümlelerinle ilgilenmiyorum
It doesn't matter, that's your business.
Hiç önemi yok , bu senin işin (seni ilgilendirir)
It has got nothing to do with...
...ile alakası yok
It hasn't got anything to do with...
ile alakası yok
It's no big deal.
büyük bi önemi yok
Look, whatever your name is, I'm being served, mind your own business.
Bak, ismin her ne ise bana servis başlatıldı ve lütfen kendi işine bakıver
Mind your own business
Kendi işine bak!
You mind your own business
Sen kendi işine bak!
None of your business
Seninle hiç ilgilendirmez
That's none of your business
Bu seni hiç ilgilendirmez
That's not your own business
Bu seni hiç ilgilendirmez
That's nothing to do with you
Bunun seninle ilgisi yok - seni ilgilendirmez manasında
There is nothing to do with him.
Onu ilgilendirecek bir şey yok - seni ilgilendirmez manasında
There's nothing to do with you
Seni ilgilendirecek bir şey yok - seni ilgilendirmez manasında
This is none of your business
Kendi işine bak (daha agresif)
Don't be nosy!
çok meraklı olma - burnunu sokma
İNCELİK - NEZAKET - TEŞEKKÜR
Thanks
Teşekkürler
Thank you!
(you vurgulu) Teşekkürler
Thank you.
(th üstünde vurgu ve göze bakarak) teşekkür ederim (duygu içerir)
Thank you very much
(very much vurgulu) Çook teşekkür ederim
That's very kind of you.
çok naziksiniz
That's very thoughtful of you.
çok düşüncelisiniz
You shouldn't have
çok zahmet etmişsiniz,
Thank you, that's very kind of you.
çok kibarsınız - kibarlığınız
Thank you, that's very nice of you.
çok incesiniz
Thank you, that's very good of you.
sizin iyiliğiniz - yardımseverliğiniz
It is nice to work for you
sizin için çalışmak bir zevkti - zevktir
You're flattering me
Beni utandırıyorsunuz (iltifat ederek)
RENT A CAR
Rent a car
Araba kiralama servisi
I would like to hire a car
I would like to rent a car
Bir araba kiralamak istiyorum
How much is it per day
Günlüğü ne kadardır?
When do I have to bring the car back
Aracı ne zaman geri getirmem gerekir ?
I'm heading for ...
'e gidiyorum
We want to leave tomorrow and come back the day after
Yarın yola çıkmak ve ertesi günü dönmek istiyoruz
We are coming back the same day
Aynı gün geri geleceğiz (arabayı geri getireceğiz)
BİRİSİNİ BEKLETMEK
Making someone Wait
Birisini bekletmek
Wait a second.
Wait a minute.
Dur bi saniye / dakka Bir saniye / dakka beklermisin ?
Just a minute
bi dakka sadece bir dakika
Please, wait a moment
bi saniye bekler misiniz?
Hang on a minute
bi dakka bekler misiniz?
Give me some credit.
bana biraz zaman verebilir misin ?
Here I come!
İşte geldim
Al right! Hang on... I'm coming
Tamam, bekle, ... geliyorum
If you have time to wait
Eğer beklemeye vaktiniz varsa?
FOOTBALL MATCH
Football Match
Futbol maçı
What is the score / Who is winning?
Maç kaç kaç ? Kim kazanıyor ?
Nil - nil / no score
berabere - kimse kazanmıyor
one - one / one all
bir bir / herkes bir
two one to Arsenal / Arsenal winning two one / Arsenal are two one up
Arsenal 2-1 önde
Who scored for arsenal
Arsenalin golünü kim attı?
How long they have been playing?
Ne kadar zamandır oynuyorlar?
What time did they kick off?
Baslama vurusu ne zaman yapildi?
What time was the kick off?
Mac ne zaman basladi ? kick off -- baslama dudugu ya da vurusu anlaminda kulanilir..
How much longer to go?
Maçın bitmesine ne kadar var?
How much time to go?
Maçın bitmesine ne kadar var?
How much time left?
Maçın bitmesine ne kadar kaldı?
Who won?
Kim kazandı?
What was the score?
Maçın sonuçu kaç kaç?
How did Manchester United get on today?
Manchester United bugün nasıl oynadı?
İFADE FARKLILIKLARI
She didn't want him to marry
Ona varmak istemedi (başkasına vardı)
She didn't want to get married to him
Onunla evlenmek istemedi (onunla evlenmedi - başkası ile evlendiğine dair bir fade yok)
He is polite
Kibar birisi
He is being polite
Kibarlık ediyor (gerçekte öyle değildir - veya bu kadar kibar değildir)
He is rude
Kaba birisi
He is being rude
Kabalık ediyor (gerçekte öyle değildir - veya bu kadar kaba değildir)
DURUMA BAĞLI
It's entirely up to you
Tamamiyle sana bağlı
It depends on you
It's up to you
sana bağlı
It depends on your taste
Ağız tadınıza bağlı
It depends
Duruma bağlı (Duruma göre değişir)
MATHMATİCS
A and B have the same length
The lengths of A and B are same
A ve B nin uzunluğu aynı
X equals Y
X is egual to Y
X Y'e eşittir
X is longer than Y
X Y'den uzundur
Y is shorter than X
Y X'den kısadır
A is the same size as B
A B ile aynı büyüklüktedir
A is minimally larger than b
A B 'den çok az büyüktür
A is slightly larger than B
A B 'den çok az geniştir
A is a little larger than B
A B 'den biraz geniştir
A is somewhat larger than B
A B 'den bir miktar geniştir
A is much larger than B
A B 'den çok daha geniştir
A is considerably larger than B
A B 'den oldukça daha geniştir
A is very considerably larger than B
A B 'den çok çok daha fazla geniştir
X is 3 cm. Long
(= 3 cm)
X is exactly 3 cm. Long
(= 3.00 cm)
X is about 3 cm. Long
(yaklaşık 3 cm)
X is approximately 3 cm. Long
(yaklaşık 3 cm)
X is over 3 cm. Long
(ücden fazla ama 4 değil mesela = 3.3 cm)
X is slightly over 3 cm. Long
(çok az 3 cm den fazla 3.1 cm)
X is just over3 cm. Long
(çok az 3 cm den fazla 3.1 cm)
X is a little over 3 cm. Long
(çok az 3 cm den fazla 3.1 cm)
X is under 3 cm. Long
(3 cm in altında mesela = 2.7 cm)
X is just under 3 cm. Long
(3 cm in çok az altında mesela = 2.9)
X is a little under 3 cm. Long
(3 cm in az altında mesela = 2.9)
X is a slightly under 3 cm. Long
(3 cm in çok az altında mesela = 2.9)
X Cube
X küp
X square root
Karekök x
Five out of 12
5/12
3 quarters
3/4
1 in 4
Her 4 ten bırı
3.14
Pi (okunuşu pay)
One third
1/3
Two thirds
2/3
On average
Ortalama olarak
Equals , Is equal to , Makes
=
+ , plus , and
Toplama
- , minus , less , take away
Çıkarma
X times , multiplied by
Çarpma
X divided by
Bölme
One point two ow four
1.204
A half plus three quarters equals one and a quarter
1/2 + 3/4 = 1
Four point two times three is equal to twelve point six
4.2 * 3 = 12.6
Eleven point five per cent
11.5%
Eleven sixteens minus three eights makes five sixteens
11/16 - 3/8 = 5/16
One point oh oh two
One point nought nought two
1.002
Nought point nought five three divided by seventy
0.053/70
YÜZME İLE İLGİLİ
Beach
Kumsal
Let's go down to the beach
Hadi kumsala inelim
What's the water like
Su nasıl?
It's freezing
Donduruyor
It's beautiful
Çok güzel
Are you coming for a swim
Yüzmeye geliyor musun?
I can't swim
Yüzme bilmem
He swims like a fish
Balık gibi yüzüyor (çok iyi)
Will you keep an eye on my things for me
eşyalarıma gözkulak olur musunuz ?
Is it deep here
Burası derin midir ?
Could you rub suntan oil on my back
Sırtıma güneş yağı sürer misin ?
I love sun bathing
Güneş banyosunu severim.
ANLADINIZMI?
Do you understand?
Anlıyor musunuz ? Anladınız mı ?
Did you understand?
Anladınız mı?
Which part didn't you understand
Hangi kısmını anlamadınız?
Did you comprehend the whole meaning of the sentence?
Cümlenin tüm manasını kavrayabildin mi?
Is there anything you did not understand ?
Anlamadığınız birşey var mı?
Have you realised what it means
Bunun ne demek olduğunu anlıyor musunuz?
You don't seem to understand
Pek anlamış gözükmüyorsunuz
Did you realise the meaning of it?
Manasını k avradınız mı?
Shall I continue to the other passage, was it clear?
Açıklayıcı mıydı?, bir sonraki pasaja devam edeyim mi?
I understand
Anladım
Informal Sayings:
Informal deyişler :
Do you see?
Anladınız mı ?
Do you see what I mean ?
Neyi kasdettiğimi anladınız mı ?
Do you get it ?
Çaktın mı ?
Got it ?
Çaktın mı ?
WEATHER
What is the weather like?
Hava nasıl?
What is the climate like
İklim nasıl?
It is hot in.
içerisi sıcak
It is too hot in here.
içerisi çok sıcak
Oh, I'd better open the door
kapıyı açsam iyi olacak
It is very cold outside
dışarısı çok soğuk
Shall I turn the heater on?
Isıtıcıyı açayım mı?
It is so cold
hava çok soğuk
It must be minus zero
sıcaklık sıfırın altında olması lazım
It is freezing
Hava dondurucu
I'm freezing
donuyorum
I'm frozen
dondum
I'm soaked
içime kadar ıslandım
I'm wet, can I have a tissue
ıslağım, bir kağıt havlu alabilir miyim?
It's boiling
kaynıyor
I'm so cold and wet.
hem üşüdüm hem ıslağım
It's like spring here. We had a lot of snow three weeks ago but it all melted.
burası bahar gibi, üç hafta önce pekçok kar vardı ama hepsi eridi
It's getting colder day by day
gün be gün soğuyor
The wind is very strong
rüzgar çok güçlü
It will be Sunny today
bugün güneşli olacak
It will be Rainy today
bugün yağmurlu olacak
It will be Cloudy today
bugün bulutlu olacak
it is Pouring
it is Spotting
it is Drizzling
it is Clear
hava bulutsuz
It is pouring down
oldukça ağır yağıyor
It is bucketing down
kovadan boşanırcasına yağıyor
It is spitting
çiseliyor (tükürür gibi)
It is raining heavily
Oldukça ağır yağıyor
not::
It is raining cats and dogs-
old fashioned - artık kullanılmıyor - kitaplarda kaldı
MONEY VERBS
Workers earn it
Çalışanlar kazanırlar
Spendthrifts burn it
Müsrifler yakarlar
Bankers lend it
Bankacılar kredi verirler
Women spend it
Kadınlar harcarlar
Forgers fake it
Kalpazanlar basarlar
Taxes take it
Vergi memurları toplarlar
Dying leaves it
Ölenler arkalarında bırakılar
Heirs receive it
Miras kalanlar alırlar
The thrifty save it
Tutumlular biriktirirler
Misers crave it
Cimriler onun için deli olurlar
Robbers seize it
Hırsızlar çalarlar
The rich increase it
Zenginler çoğaltırlar
Gamblers lose it
Kumarbazlar kaybederler
I could use it.
Olsaydı bende kullanırdım
I DID - İFADE FARKLILIKLARI
I did for you
senin için yaptım
I did because of you
senin yüzünden yaptım
I did for the sake of God
Allah için yaptım
I did for no reason
Sebepsiz yere yaptım
I did, so what?
yaptım, ne olacak ?
I did not! (not vurgulu)
Yap-maa dım!
I did my best
Elimden gelenin en iyisini yaptım
I did it again
Yine aynı hatayı yaptım (istemeden oldu
What I did at weekend I did,
Hafta sonu ne yaptıysam yaptım, (ne yapalım yani)
Yes I am glad I did,
evet yaptığım için seviniyorum
I did. Wish I hadn't
Yaptım Yapmamış olmayı dilerdim, (pişmanım)
I did it! I did it!
Başardım başardım
ASKING SOMEONE'S NAME
What is your name?
Adınız nedir?
Would you spell you name?
Adınızı heceler misiniz ?
How do you spell your surname?
Soyadınızı nasıl hecelersiniz?
Name and Surname please
Ad ve soyadınız lütfen,
Do you have a nick name
Lakabınız var mı?
What do they call you
Sizi ne diye çağırırlar (çevrenizdekiler)
What do your friends call you
Arkadaşlarınız size ne diye hitapederler?
Do you have a name?
Bir adın var mı ? (offensive ve/veya itici)
ARABA
Do you have a car ?
Araban var mı?
Can you drop me off at the station
Beni istasyona bırakabilir misin?
A friend of my uncle, picked me up from the airport.
Amcamın bir arkadaşı beni havaalanından aldı.
All four need replacing
Dört tekerinde değişmesi gerekiyor
Can it be sorted out easily.
Kolayca tamir edilir mi ?
Can you give me a lift to the airport
Beni bi havaalanına kadar götürür müsün?
Could you check the tyres.
Tekerleri kontrol eder misiniz?
Did something go wrong with your car?
Arabanızda bir problem mi var?
Did you test your car.
Arabanızı test ettiniz mi?
Don't move off in reverse by mistake.
Yanlışlıkla geri viteste çalıştırma.
Fill it up
Depoyu doldurun
Garage/mechanic/mend/repair/fix/replace/fitter/service
Tamirci
Hop in and have a test drive.
Atla arabaya bir dene bakalım
In fact, your car is an unexploded bomb.
Gerçek şuki arbanız patlamamış bir bomba gibi.
I'm afraid there is no way
Korkarım tamiri mümkün değil.
Increase speed
Hızı artır
Not so fast
Çok hızlı değil
Oh, it's got a leak
Bir sızıntı var,
Pls. I can drop you off wherever you want.
Lütfen istediğiniz yere sizi bırakabilirim
Someone Is going to pick me up.
Biri gelip beni alacak
You can drive it away.
Sürüp gidebilirsin
Your car is too unsafe to drive off.
Arabanın sürülmesi çok tehlikeli
You've got a leak in your petrol tank so we couldn't fit your new exhaust.
Benzin deposunda bir sızıntı var ve exzost'unuzu tamir edemedik.
Shall I replace with a new one?
Yeni bir tane ile değiştireyim mi?
OUT
go out
dışarı çık - evden veya odadan dışarı çıkmak
let me out
bırak çıkayım
get out of my way
yolumdan çekil
Get her out
onu dışarı çıkar
Get out
çık dışarı - defol
Get out there
çık oradan
Go away
çek git - defol
Get lost
kaybol
Get out
çık
Get out of me
beni bırak - çekil üstümden
Get off me
beni bırak - çekil üstümden
Get out of here
çek git - defol (geniş bir alandan - bottan - gemiden vs.)
Out
Çık
Buzz off
tozol
Clear off
yolu açın
Piss off
defolun daha kötü ifadesi (very informal)
Let me see no more of you
seni daha fazla görmeyeyim
Keep off me
çek elini üstümden
DAİLY LANGUAGE - GÜNLÜK CÜMLELERDEN
Don't look at me blank!
Bana boş boş bakma!
Is it OK to take pictures?
Fotoğraf çekmeye izin veriliyor mu? (mesela bir müzede)
Are you going to lie there sleeping all day long?
Tüm günü orada yatarak mı geçireceksin?
Who said you could use my shampoo?
Kim sana benim şampuanımı kullanabileceğini söyledi?
Turn off the TV and go to bed!
TV&yi kapat ve yat!
Look at how you look!
Nasıl göründüğüne bir bak!
What else could I have done?
Başka ne yapabilirdim ki?
Will you continue doing that.
Bunu yapmaya devam edecek misin ?
Sorry, a slip of tongue.
Pardon dil sürçmesi
Is this seat taken?
Bu yerin sahibi var mı? (sandalye oturak vs.)
It is yours veya you may sit
oturabilirsiniz
yes there is someone , is about to come back
evet birisi var birazdan dönecek
SIMPLE SAYINGS FROM DAILY LIFE - GÜNLÜK DİLDEN BASİT DEYİŞLER
It is your turn
Senin sıran
Why me?
Neden ben?
All together
Herkesle birlikte
Would you mind ?
Yapabilir miyim? (mesela elinde sigara varken )
How many times?
Kaç kere ?
To where?
Nereye?
From whom?
Kimden geldi?
A guest ?
Misafirimiz mi var?
Come back soon
Çabuk dön
Mind your step
Adımına dikkat et (mesela tren peronunda, merdivende)
Be vigilant
Dikkatli ol (gözünü dört - aç mesela terörist saldırılara karşı)
« :»
--------------------------------------------------------------------------------
TRENİ KAÇIRDIM DEYİŞLERİ
I didn't catch the train
I didn't manage to catch the train
I didn't succeed in catching the train
I failed to catch the train
I missed the train
I couldn't catch the train
I couldn't manage to catch the train
Train already left when I arrived
Train already set off when I arrived
Train already left when I arrived
Train already departed when I arrived
Train already has gone when I arrived
I was unlucky catching the train
I could not reach the train station on time
I could not get to the station on time
I was not at the train station on time
I arrived late just after the train moved
When I arrived the train has already moved
İŞE KARIŞMA
I prefer you mind you mind your own business.
Kendi işinle ilgilenmeni rica edeceğim
I'm not concerned with this
bununla ilgilenmiyorum
I'm not interested in your Turkish sentences
Türkçe cümlelerinle ilgilenmiyorum
It doesn't matter, that's your business.
Hiç önemi yok , bu senin işin (seni ilgilendirir)
It has got nothing to do with...
...ile alakası yok
It hasn't got anything to do with...
ile alakası yok
It's no big deal.
büyük bi önemi yok
Look, whatever your name is, I'm being served, mind your own business.
Bak, ismin her ne ise bana servis başlatıldı ve lütfen kendi işine bakıver
Mind your own business
Kendi işine bak!
You mind your own business
Sen kendi işine bak!
None of your business
Seninle hiç ilgilendirmez
That's none of your business
Bu seni hiç ilgilendirmez
That's not your own business
Bu seni hiç ilgilendirmez
That's nothing to do with you
Bunun seninle ilgisi yok - seni ilgilendirmez manasında
There is nothing to do with him.
Onu ilgilendirecek bir şey yok - seni ilgilendirmez manasında
There's nothing to do with you
Seni ilgilendirecek bir şey yok - seni ilgilendirmez manasında
This is none of your business
Kendi işine bak (daha agresif)
Don't be nosy!
çok meraklı olma - burnunu sokma
İNCELİK - NEZAKET - TEŞEKKÜR
Thanks
Teşekkürler
Thank you!
(you vurgulu) Teşekkürler
Thank you.
(th üstünde vurgu ve göze bakarak) teşekkür ederim (duygu içerir)
Thank you very much
(very much vurgulu) Çook teşekkür ederim
That's very kind of you.
çok naziksiniz
That's very thoughtful of you.
çok düşüncelisiniz
You shouldn't have
çok zahmet etmişsiniz,
Thank you, that's very kind of you.
çok kibarsınız - kibarlığınız
Thank you, that's very nice of you.
çok incesiniz
Thank you, that's very good of you.
sizin iyiliğiniz - yardımseverliğiniz
It is nice to work for you
sizin için çalışmak bir zevkti - zevktir
You're flattering me
Beni utandırıyorsunuz (iltifat ederek)
RENT A CAR
Rent a car
Araba kiralama servisi
I would like to hire a car
I would like to rent a car
Bir araba kiralamak istiyorum
How much is it per day
Günlüğü ne kadardır?
When do I have to bring the car back
Aracı ne zaman geri getirmem gerekir ?
I'm heading for ...
'e gidiyorum
We want to leave tomorrow and come back the day after
Yarın yola çıkmak ve ertesi günü dönmek istiyoruz
We are coming back the same day
Aynı gün geri geleceğiz (arabayı geri getireceğiz)
BİRİSİNİ BEKLETMEK
Making someone Wait
Birisini bekletmek
Wait a second.
Wait a minute.
Dur bi saniye / dakka Bir saniye / dakka beklermisin ?
Just a minute
bi dakka sadece bir dakika
Please, wait a moment
bi saniye bekler misiniz?
Hang on a minute
bi dakka bekler misiniz?
Give me some credit.
bana biraz zaman verebilir misin ?
Here I come!
İşte geldim
Al right! Hang on... I'm coming
Tamam, bekle, ... geliyorum
If you have time to wait
Eğer beklemeye vaktiniz varsa?
FOOTBALL MATCH
Football Match
Futbol maçı
What is the score / Who is winning?
Maç kaç kaç ? Kim kazanıyor ?
Nil - nil / no score
berabere - kimse kazanmıyor
one - one / one all
bir bir / herkes bir
two one to Arsenal / Arsenal winning two one / Arsenal are two one up
Arsenal 2-1 önde
Who scored for arsenal
Arsenalin golünü kim attı?
How long they have been playing?
Ne kadar zamandır oynuyorlar?
What time did they kick off?
Baslama vurusu ne zaman yapildi?
What time was the kick off?
Mac ne zaman basladi ? kick off -- baslama dudugu ya da vurusu anlaminda kulanilir..
How much longer to go?
Maçın bitmesine ne kadar var?
How much time to go?
Maçın bitmesine ne kadar var?
How much time left?
Maçın bitmesine ne kadar kaldı?
Who won?
Kim kazandı?
What was the score?
Maçın sonuçu kaç kaç?
How did Manchester United get on today?
Manchester United bugün nasıl oynadı?
İFADE FARKLILIKLARI
She didn't want him to marry
Ona varmak istemedi (başkasına vardı)
She didn't want to get married to him
Onunla evlenmek istemedi (onunla evlenmedi - başkası ile evlendiğine dair bir fade yok)
He is polite
Kibar birisi
He is being polite
Kibarlık ediyor (gerçekte öyle değildir - veya bu kadar kibar değildir)
He is rude
Kaba birisi
He is being rude
Kabalık ediyor (gerçekte öyle değildir - veya bu kadar kaba değildir)
DURUMA BAĞLI
It's entirely up to you
Tamamiyle sana bağlı
It depends on you
It's up to you
sana bağlı
It depends on your taste
Ağız tadınıza bağlı
It depends
Duruma bağlı (Duruma göre değişir)
MATHMATİCS
A and B have the same length
The lengths of A and B are same
A ve B nin uzunluğu aynı
X equals Y
X is egual to Y
X Y'e eşittir
X is longer than Y
X Y'den uzundur
Y is shorter than X
Y X'den kısadır
A is the same size as B
A B ile aynı büyüklüktedir
A is minimally larger than b
A B 'den çok az büyüktür
A is slightly larger than B
A B 'den çok az geniştir
A is a little larger than B
A B 'den biraz geniştir
A is somewhat larger than B
A B 'den bir miktar geniştir
A is much larger than B
A B 'den çok daha geniştir
A is considerably larger than B
A B 'den oldukça daha geniştir
A is very considerably larger than B
A B 'den çok çok daha fazla geniştir
X is 3 cm. Long
(= 3 cm)
X is exactly 3 cm. Long
(= 3.00 cm)
X is about 3 cm. Long
(yaklaşık 3 cm)
X is approximately 3 cm. Long
(yaklaşık 3 cm)
X is over 3 cm. Long
(ücden fazla ama 4 değil mesela = 3.3 cm)
X is slightly over 3 cm. Long
(çok az 3 cm den fazla 3.1 cm)
X is just over3 cm. Long
(çok az 3 cm den fazla 3.1 cm)
X is a little over 3 cm. Long
(çok az 3 cm den fazla 3.1 cm)
X is under 3 cm. Long
(3 cm in altında mesela = 2.7 cm)
X is just under 3 cm. Long
(3 cm in çok az altında mesela = 2.9)
X is a little under 3 cm. Long
(3 cm in az altında mesela = 2.9)
X is a slightly under 3 cm. Long
(3 cm in çok az altında mesela = 2.9)
X Cube
X küp
X square root
Karekök x
Five out of 12
5/12
3 quarters
3/4
1 in 4
Her 4 ten bırı
3.14
Pi (okunuşu pay)
One third
1/3
Two thirds
2/3
On average
Ortalama olarak
Equals , Is equal to , Makes
=
+ , plus , and
Toplama
- , minus , less , take away
Çıkarma
X times , multiplied by
Çarpma
X divided by
Bölme
One point two ow four
1.204
A half plus three quarters equals one and a quarter
1/2 + 3/4 = 1
Four point two times three is equal to twelve point six
4.2 * 3 = 12.6
Eleven point five per cent
11.5%
Eleven sixteens minus three eights makes five sixteens
11/16 - 3/8 = 5/16
One point oh oh two
One point nought nought two
1.002
Nought point nought five three divided by seventy
0.053/70
YÜZME İLE İLGİLİ
Beach
Kumsal
Let's go down to the beach
Hadi kumsala inelim
What's the water like
Su nasıl?
It's freezing
Donduruyor
It's beautiful
Çok güzel
Are you coming for a swim
Yüzmeye geliyor musun?
I can't swim
Yüzme bilmem
He swims like a fish
Balık gibi yüzüyor (çok iyi)
Will you keep an eye on my things for me
eşyalarıma gözkulak olur musunuz ?
Is it deep here
Burası derin midir ?
Could you rub suntan oil on my back
Sırtıma güneş yağı sürer misin ?
I love sun bathing
Güneş banyosunu severim.
ANLADINIZMI?
Do you understand?
Anlıyor musunuz ? Anladınız mı ?
Did you understand?
Anladınız mı?
Which part didn't you understand
Hangi kısmını anlamadınız?
Did you comprehend the whole meaning of the sentence?
Cümlenin tüm manasını kavrayabildin mi?
Is there anything you did not understand ?
Anlamadığınız birşey var mı?
Have you realised what it means
Bunun ne demek olduğunu anlıyor musunuz?
You don't seem to understand
Pek anlamış gözükmüyorsunuz
Did you realise the meaning of it?
Manasını k avradınız mı?
Shall I continue to the other passage, was it clear?
Açıklayıcı mıydı?, bir sonraki pasaja devam edeyim mi?
I understand
Anladım
Informal Sayings:
Informal deyişler :
Do you see?
Anladınız mı ?
Do you see what I mean ?
Neyi kasdettiğimi anladınız mı ?
Do you get it ?
Çaktın mı ?
Got it ?
Çaktın mı ?
WEATHER
What is the weather like?
Hava nasıl?
What is the climate like
İklim nasıl?
It is hot in.
içerisi sıcak
It is too hot in here.
içerisi çok sıcak
Oh, I'd better open the door
kapıyı açsam iyi olacak
It is very cold outside
dışarısı çok soğuk
Shall I turn the heater on?
Isıtıcıyı açayım mı?
It is so cold
hava çok soğuk
It must be minus zero
sıcaklık sıfırın altında olması lazım
It is freezing
Hava dondurucu
I'm freezing
donuyorum
I'm frozen
dondum
I'm soaked
içime kadar ıslandım
I'm wet, can I have a tissue
ıslağım, bir kağıt havlu alabilir miyim?
It's boiling
kaynıyor
I'm so cold and wet.
hem üşüdüm hem ıslağım
It's like spring here. We had a lot of snow three weeks ago but it all melted.
burası bahar gibi, üç hafta önce pekçok kar vardı ama hepsi eridi
It's getting colder day by day
gün be gün soğuyor
The wind is very strong
rüzgar çok güçlü
It will be Sunny today
bugün güneşli olacak
It will be Rainy today
bugün yağmurlu olacak
It will be Cloudy today
bugün bulutlu olacak
it is Pouring
it is Spotting
it is Drizzling
it is Clear
hava bulutsuz
It is pouring down
oldukça ağır yağıyor
It is bucketing down
kovadan boşanırcasına yağıyor
It is spitting
çiseliyor (tükürür gibi)
It is raining heavily
Oldukça ağır yağıyor
not::
It is raining cats and dogs-
old fashioned - artık kullanılmıyor - kitaplarda kaldı
MONEY VERBS
Workers earn it
Çalışanlar kazanırlar
Spendthrifts burn it
Müsrifler yakarlar
Bankers lend it
Bankacılar kredi verirler
Women spend it
Kadınlar harcarlar
Forgers fake it
Kalpazanlar basarlar
Taxes take it
Vergi memurları toplarlar
Dying leaves it
Ölenler arkalarında bırakılar
Heirs receive it
Miras kalanlar alırlar
The thrifty save it
Tutumlular biriktirirler
Misers crave it
Cimriler onun için deli olurlar
Robbers seize it
Hırsızlar çalarlar
The rich increase it
Zenginler çoğaltırlar
Gamblers lose it
Kumarbazlar kaybederler
I could use it.
Olsaydı bende kullanırdım
I DID - İFADE FARKLILIKLARI
I did for you
senin için yaptım
I did because of you
senin yüzünden yaptım
I did for the sake of God
Allah için yaptım
I did for no reason
Sebepsiz yere yaptım
I did, so what?
yaptım, ne olacak ?
I did not! (not vurgulu)
Yap-maa dım!
I did my best
Elimden gelenin en iyisini yaptım
I did it again
Yine aynı hatayı yaptım (istemeden oldu
What I did at weekend I did,
Hafta sonu ne yaptıysam yaptım, (ne yapalım yani)
Yes I am glad I did,
evet yaptığım için seviniyorum
I did. Wish I hadn't
Yaptım Yapmamış olmayı dilerdim, (pişmanım)
I did it! I did it!
Başardım başardım
ASKING SOMEONE'S NAME
What is your name?
Adınız nedir?
Would you spell you name?
Adınızı heceler misiniz ?
How do you spell your surname?
Soyadınızı nasıl hecelersiniz?
Name and Surname please
Ad ve soyadınız lütfen,
Do you have a nick name
Lakabınız var mı?
What do they call you
Sizi ne diye çağırırlar (çevrenizdekiler)
What do your friends call you
Arkadaşlarınız size ne diye hitapederler?
Do you have a name?
Bir adın var mı ? (offensive ve/veya itici)
ARABA
Do you have a car ?
Araban var mı?
Can you drop me off at the station
Beni istasyona bırakabilir misin?
A friend of my uncle, picked me up from the airport.
Amcamın bir arkadaşı beni havaalanından aldı.
All four need replacing
Dört tekerinde değişmesi gerekiyor
Can it be sorted out easily.
Kolayca tamir edilir mi ?
Can you give me a lift to the airport
Beni bi havaalanına kadar götürür müsün?
Could you check the tyres.
Tekerleri kontrol eder misiniz?
Did something go wrong with your car?
Arabanızda bir problem mi var?
Did you test your car.
Arabanızı test ettiniz mi?
Don't move off in reverse by mistake.
Yanlışlıkla geri viteste çalıştırma.
Fill it up
Depoyu doldurun
Garage/mechanic/mend/repair/fix/replace/fitter/service
Tamirci
Hop in and have a test drive.
Atla arabaya bir dene bakalım
In fact, your car is an unexploded bomb.
Gerçek şuki arbanız patlamamış bir bomba gibi.
I'm afraid there is no way
Korkarım tamiri mümkün değil.
Increase speed
Hızı artır
Not so fast
Çok hızlı değil
Oh, it's got a leak
Bir sızıntı var,
Pls. I can drop you off wherever you want.
Lütfen istediğiniz yere sizi bırakabilirim
Someone Is going to pick me up.
Biri gelip beni alacak
You can drive it away.
Sürüp gidebilirsin
Your car is too unsafe to drive off.
Arabanın sürülmesi çok tehlikeli
You've got a leak in your petrol tank so we couldn't fit your new exhaust.
Benzin deposunda bir sızıntı var ve exzost'unuzu tamir edemedik.
Shall I replace with a new one?
Yeni bir tane ile değiştireyim mi?
OUT
go out
dışarı çık - evden veya odadan dışarı çıkmak
let me out
bırak çıkayım
get out of my way
yolumdan çekil
Get her out
onu dışarı çıkar
Get out
çık dışarı - defol
Get out there
çık oradan
Go away
çek git - defol
Get lost
kaybol
Get out
çık
Get out of me
beni bırak - çekil üstümden
Get off me
beni bırak - çekil üstümden
Get out of here
çek git - defol (geniş bir alandan - bottan - gemiden vs.)
Out
Çık
Buzz off
tozol
Clear off
yolu açın
Piss off
defolun daha kötü ifadesi (very informal)
Let me see no more of you
seni daha fazla görmeyeyim
Keep off me
çek elini üstümden
DAİLY LANGUAGE - GÜNLÜK CÜMLELERDEN
Don't look at me blank!
Bana boş boş bakma!
Is it OK to take pictures?
Fotoğraf çekmeye izin veriliyor mu? (mesela bir müzede)
Are you going to lie there sleeping all day long?
Tüm günü orada yatarak mı geçireceksin?
Who said you could use my shampoo?
Kim sana benim şampuanımı kullanabileceğini söyledi?
Turn off the TV and go to bed!
TV&yi kapat ve yat!
Look at how you look!
Nasıl göründüğüne bir bak!
What else could I have done?
Başka ne yapabilirdim ki?
Will you continue doing that.
Bunu yapmaya devam edecek misin ?
Sorry, a slip of tongue.
Pardon dil sürçmesi
Is this seat taken?
Bu yerin sahibi var mı? (sandalye oturak vs.)
It is yours veya you may sit
oturabilirsiniz
yes there is someone , is about to come back
evet birisi var birazdan dönecek
SIMPLE SAYINGS FROM DAILY LIFE - GÜNLÜK DİLDEN BASİT DEYİŞLER
It is your turn
Senin sıran
Why me?
Neden ben?
All together
Herkesle birlikte
Would you mind ?
Yapabilir miyim? (mesela elinde sigara varken )
How many times?
Kaç kere ?
To where?
Nereye?
From whom?
Kimden geldi?
A guest ?
Misafirimiz mi var?
Come back soon
Çabuk dön
Mind your step
Adımına dikkat et (mesela tren peronunda, merdivende)
Be vigilant
Dikkatli ol (gözünü dört - aç mesela terörist saldırılara karşı)
Bu mesaj Admin tarafından düzenlendi (05-04-2008 17:34 GMT+2 saat, ago)
__________________
FORUMUMUZ VE LİNKLERİMİZ HERKESE AÇIK! BİZE DESTEK VERENLERE TEŞEKKÜRLER!
HER TÜRLÜ KONUDA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK http://www.facebook.com/huseyincancalisan
LimeWire Çalışan Sorunsuz Sürüm Burada!
İnternet Download Manager 5.19 Full Crack % 100 Çalışıyor Denendi
TIKLA İNDİR!!
FORUMUMUZ VE LİNKLERİMİZ HERKESE AÇIK! BİZE DESTEK VERENLERE TEŞEKKÜRLER!
HER TÜRLÜ KONUDA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ!
FACEBOOK http://www.facebook.com/huseyincancalisan
LimeWire Çalışan Sorunsuz Sürüm Burada!
İnternet Download Manager 5.19 Full Crack % 100 Çalışıyor Denendi
TIKLA İNDİR!!





