[Kayıt ol]   [Şifremi unuttum!
Kullanıcı adım:   Parolam:  
 
Yazar Mesaj   #23296  03-05-2011 11:56 GMT+2 saat  

moonlight


Admin


Tecrübe Puanı.: 96%
Ruh Hali: Neþeli
Mesaj 4213
Şehir: istanbul
Ülke:
Meslek: gecelerin adamı :))
Yaş: 37
Facebook'ta Paylaş
Üç Öğrenme Stili: Kolb, Dunn Dunn

Öğrenme stili, bireylerin daha etkin ve verimli biçimde öğrenme biçimlerini ifade etmektedir. Eğitimcilerin, gerek kendilerinin gerekse öğrencilerinin öğrenme stillerini bilmeleri nitelikli bir eğitim hizmeti sunabilmeleri açısından önemlidir. Ülkemiz eğitim sisteminde toplu öğretim bir başka deyişle sınıf öğretimi egemendir. Bu uygulama, sınıftaki tüm öğrencilerin düzeylerinin aynı olduğu sayıltısına dayanmaktadır. Oysa, aynı sınıfı paylaşan öğrencilerin akademik açıdan “bir” ya da “benzer” özelliklere sahip olsa bile, öğrenme konusunda farklı özelliklere yani farklı öğrenme stillerine sahip oldukları araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur. Öğrenme stili kavramı, günümüz eğitim dünyasında özellikle de ülkemizde yeni yeni konuşulmakta olan bir konudur. Fakat, bu tartışmalar daha çok akademik çevrelerde yapılmakta olup henüz okullara taşınabilmiş değildir.

Bu çalışma,öğrenme stilleri konusunda A. A. Kolb, A. Gregorc ve Dunn ve Dunn’ un ayrı ayrı geliştirdikleri kuramları tanıtmayı ve aralarındaki benzerlikler ile farklılıkları incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada önce, her bir kuramın öğrenmeye bakışı, kuram ile kuramlarına dayalı olarak geliştirdikleri öğrenme stillerinin-biçimlerinin belirgin özellikleri verilecek ve izleyen aşamada kuramlar arasındaki benzerlikler ile farklılıklar ortaya konmaya çalışılacaktır.

Kolb’un Yaşantıya Dayalı Öğrenme Kuramı(ELT)
Öğrenmeye Bakışı

Kolb’a göre öğrenme, bir süreçtir. Kolb, öğrenme ile bilgiyi birbirinden ayırmış ve farklı tanımlamıştır. Kolb öğrenmeyi bir süreç olarak kabul edip bilgiyi ise, yaşantının dönüştürülmesi şeklinde tanımlamıştır (Riding ve Stephene, 1998). Tanımın işlevsel olduğunu zira, öğrenmenin yaşantıya dayalı olarak gerçekleştiğini belirtmektedir. Bu sürecin birkaç temel karakteristik özellikleri bulunmaktadır. Birinci olarak, öğrenmeyi çıktı ya da içeriğe karşıt olarak, “ öğrenme” ve “uyma” süreci olarak tanımlar. İkinci olarak, bilgiyi bütünüyle elde edilen ya da taklit edilen değil, bir dönüştürme süreci olduğunu vurgular. Üçüncü olarak, öğrenmenin hem somut hem soyut biçimlerinde yaşantıya dönüştürüldüğünü belirtir. Sonuç olarak, öğrenmeyi anlamak için, bilginin doğasını karşılıklı olarak incelemek zorundayız, der (Kolb). Yukarıda açıklamalar ışığında, öğrenmeye ilişkin anahtar kavramları şöyle (Riding ve Stephener, 1998) tanımlanabilir;

1.Yaşantı yoluyla düşüncelerin biçimlendiği ve yeniden biçimlendiği ve en iyi kavrama biçimidir,
2.Yaşantıya dayalı bir süreçtir,
3.Çevresindeki dünyayı-olup biteni uyum biçimleri arasındaki çatışmaları diyalektik biçimde çözmeyi gerektiren bir süreçtir,
4.Yine dünyaya-çevresine uyumunu gerçekleştiren bütüncü bir süreçtir,
5.Birey ile çevre arasında gerçekleşen bir süreçtir,
6.Yaratıcı bilgi sürecidir .

Kolb’un Kuramının Temel Karakteristik Özellikleri
Kolb, Yaşantıya Dayalı Öğrenme Kuramının bilimsel dayanaklarını John Dewey, Kurt Lewin ve Jean Piaget’nin çalışmalarından almaktadır. Bu konuda Kolb kuramını, Piaget’in kavrama sürecine yönelik olarak tanımladığı taklit etme ve algılama olan sembolleştirme; kabaca amaçlılığa denk düşen eyleme-uygulama boyutları olarak tanımladıklarıyla kendisinin tanımladığı boyutlar arasında benzerlik olduğunu; yine benzer biçimde, Kurt Lewin’in geliştirdiği Lewinian modelindeki eyleme ve laboratuar araştırmaları ile Dewey’in öğrenme modeli arasındaki ilişkilerin bütünleştirilmesinin bir sonucu olarak tanımlamıştır (Kolb, 1984-Aktaran Jonassen, Grabowski, 1993:253).

Ergür’e (2000) göre Kolb’un kuramı, Davranışçı ve Bilişsel Alan kuramlarına yeni bir alternatif getirmek yerine, öğrenmenin yaşantı, biliş, algı ve davranışın bileşimi olduğunu ifade etmektedir Yaşantıya dayalı öğrenme biçimleri, dünyayla ilişkili dört temel öğrenme biçimi arasında, çatışma, mücadele etme ve yeni çözümleri yansıtır. Bunlar, yansıtıcı gözleme karşı aktif yaşantı ile aktif kavramsallaştırmaya karşı somut yaşantı biçimleridir (Jonassen, Grabowski, 1993:253).

Kolb’un öğrenme stili yapısı iki boyutludur. Birincisi, kavrama ve işlemeyi içeren somut ve soyut düşünme boyutu, ikincisi de bilgiyi işleme etkinliği olarak aktif ya da yansıtıcı biçimde işleme boyutunu oluşturmaktadır (Riding ve Stephener, 1998). Kuram, yaşantıya dayalı öğrenme sürecini dört alana sahip bir döngü ve bu alanların da dört öğrenme biçimine uyan Somut Yaşantı-hissetmeye dayalı (CE), Yansıtıcı Gözlem-izlemeye dayalı (RO), Soyut Kavramsallaştıra -düşünmeye dayalı- (AC) ve Aktif Yaşantı-yapma ve yaşamaya dayalı (AE) yapıları olarak tanımlamaktadır (Heffler, 2001). Bu tanılamayı yapabilmek için Kolb, bireylerin kendilerinin öğrenme stillerini tanımlayabilmesine olanak veren on iki maddelik bir öğrenme stili envanteri geliştirmiştir. Envanter, bir kişinin öğrenme durumuna, öğrenme materyaline karşı bireysel yaklaşımını ve bu konuda zayıflıkları ile güçlü olduğu yanları belirlemede bir çerçeve oluşturmaya yardım etmektedir (Heffler, 2001).

Bununla birlikte Kolb, kuramının belirgin özelliklerini şöyle açıklamaktadır. Her birey kavrama ve işleme boyutları arasında diyalektik bir stress-basınç geliştirirler. Bu durum, onların kalıtsal özellikleri, geçmiş yaşantı deneyimleri ve şu an içinde bulunduğu çevrenin istemleri doğrultusunda ortaya çıkar. Yine, sosyalleşme boyutunda ailede, okulda ve işte karşılaştığımız sorunlara ilişkin olarak, karakteristik biçimde etkin olma ya da yansıtma arasında veyahut çözümleyici ya da doğrudan doğruya hemencecik davranma arasında çatışmayı çözme sorunuyla karşı karşıya kalırız. İşte bu durum, güvendiğimiz dört temel bilme biçimlerinden birinin ortaya çıkmasını sağlar. Bunlar, amaçlı biçimde anlamayı dönüştürerek başaran değiştirenler (diverger); kavramayı yoğun biçimde sağlayarak başaran ayrıştıranlar (convergence); amaçlı biçimde kavramayı sağlayarak başaran özümseyiciler(assimilation); anlamayı yoğun biçimde sağlayarak başaran yerleştirenlerdir (accommodation) (Kolb, :77). Yine Kolb’un tanımlarına göre bu stillerin belirgin özellikleri şunlardır (Kolb, ;77-78).

Değiştirenler (Diverger) genelde değiştirenlerin öğrenme stillerine zıt özelliklerine sahiptirler. Daha çok somut yaşantı ve yansıtıcı gözlem özellikleri öne çıkmaktadır. Bu özelliğe sahip olanların bir başka özelliği, hayal edebilme, değerler ile anlama özel dikkat edebilme yeteneklerinin olmasıdır. Değiştirenlerin en önemli uyma özelliği, bir bütünün bir çok ilişkilerini organize etme, değişik yönlerinden somut değerlendirebilme yapabilmesidir. Bu özelliğe sahip olanların öğrenme konusunda yönelimlerindeki vurgu, eylemden daha ziyade gözlem yapmalarındadır.

Ayrıştıranların (converger) güvendikleri öğrenme biçiminin en baskın yanı, soyut kavramsallaştırma ve somut yaşantıdır. Bu yaklaşımın temelinde problem çözme, karar verme ve fikirlerin pratik olarak uygulanması bulunmaktadır. Ayrıştıran tanımı bunlar için, tek bir çözümü bulunan durumlarda en iyi kararı seçmede iyi olmalarından dolayı yapılmıştır. Bu öğrenme biçimine sahip olanlar, bilgiyi tümden gelim yoluyla organize ederler. Yine, duygularını kontrol edebilmekteler. Ayrıca, bu öğrenme biçimine sahip olanların meyili teknik iş ve sorunlara yöneliktir.

Özümseyenlerin (assimilation) en baskın öğrenme yeteneği soyut kavramsallaştırma ve yansıtıcı gözlemdir. Bu yönelimin altında, tümavarımsal öğrenme biçimi vardır. Yine, bütünleştirilmiş olarak yapılan açıklamaları kuramsal model şeklinde ifade etme yeteneğine sahiptir. Ayrıca, toplumsal konulara daha az dikkat etmelerine rağmen, soyut kavramsal fikirlere daha çok dikkat ederler. Konuların pratik değerinden daha ziyade, kuramların mantıksal kurgusu ve değeri daha baskındır.

Yerleştirenlerin (accommodation) en önemli özelliği, özümseyenlerin tersine somut ve aktif yaşantı üzerine yoğunlaşmalarıdır. En güçlü özelliği de verilen bir plan ya da görev doğrultusunda işleri iyi biçimde yapabilmelerinde ve yeni yaşantılarda bizzat katılmalarıdır. Bu tip özelliğe sahip olanların en önemli özelliği, fırsat arama, risk alma ve eylemde bulunma konusunda diğerlerine göre daha bir üst konumda olmalarıdır. Zira öyle davranmalarının gereği, yeni ya da acil ya da beklenilmedik yönlerde olarak ortaya çıkabilen durumlara çözüm bulma isteğine sahip olmalarındandır. Böylesine acil durumlarda bu özelliktekiler önceden hazırlanmış planları kullanma eğilimi göstermezler. Çünkü bu özelliktekilerin temel amacı, sorunun çözülmesidir.

Yapılan araştırmaların sonuçları, her bir farklı biçimde öğrenme özelliğine sahip olanların öğrenme biçimlerine bağlı olarak eğitim görme ve iş alanlarında birbirlerinden farklı alanlarda kümelendiğini göstermektedir. Örnek vermek gerekirse, eğitim alanında, değiştirenlerin (divergers) tarih, politik bilimler, dil ve psikoloji alanlarında; özümseyenlerin (assimilations) ekonomi, yabancı dil, matematik, sosyoloji, kimya ve fizik konusunda; çözümleyenlerin (convergers) hemşirelik ve mühendislikte; yerleştirenlerin (accomodators) işletmecilikte yoğunlaştığı görülmekte olduğu görülmektedir. Bunun yanında, iş seçimine ilişkin olarak yapılan araştırma sonucunda, değiştirenlerin yerleştirenlerle (accomodators) ortak bir noktada sosyal çalışma konusunda bulunduğunu; özümseyenlerin (assimilator) ayrıştıranlarla ortak bir nokta olacak biçimde yöneticilikte; ayrıştıranların (converger) muhasebecilikte, mühendislikte ve tıpta; yerleştirenlerin (accomodators) ilköğretim eğitiminde, psikolojik terapide, iş terapisinde, tıp teknolojisinde ve tarım konularında yoğunlaştığı gözlenmiştir. Ancak, sahip olunan iş alanlarına bağlı olarak yapılan çalışmada, değiştirenler kişiler arasında; özümseyenler, parasal ve araştırma konularında; ayrıştıranlar mühendislikte ve yerleştirenler de piyasa-ekonomide yoğunlaştıkları gözlenmiştir (Kolb, 78-91).

Yukarıda sayılan bu özellikler, Kolb, tarafından üretilen öğrenme stili envanteri (LSI) aracılığıyla ortaya konmaya çalışılmıştır. Anket, on iki maddeden oluşmaktadır. Her bir maddeye ilişkin olarak, tercih edilen durumu içeren dört öğrenme biçimi bulunmaktadır. Anketin bir özelliği, anketi yanıtlayanların öncelikle kendilerinin öğrenme stilleri konusunda bilgi veren bir özelliğe sahip olmasıdır.

Bir kişinin öğrenme biçimi-stili şöyle hesaplanmaktadır: somut yaşantı (CE) özeliğine sahip olanlar ile soyut yaşantı özelliğine sahip olma özeliğine sahip olanların arasındaki fark hesaplanır. Daha sonra, bir başka boyut olan aktif yaşantı (AE) ile yansıtıcı gözlem (RO) arasındaki fark hesaplanır. Kolb, bu durumu, Bu iki konumdan elde edilen sonuç, analitik düzlemde iki boyutun sonuçları olarak eşleştirilir. Elde edilen iki farklı boyut, koordinat sisteminde karşılaştırılarak bulunan nokta, bireyin hangi öğrenme stilini ağırlıklı olarak seçtiğini ortaya koymaktadır, biçiminde yorumlar.

Ancak bu özellikler, her bir bireyde eşit biçimde değil, fakat, farklı düzeylerde bulunurlar. Bunun yanında, öğrenme bir döngüdür. Öğrenmenin her bir döngüsü birey tarafından farklı düzey ve zamanlarda gerçekleştirilir. Yukarıda da söylendiği gibi, her bir bireyin sahip olduğu öğrenme stili, bireylerin kalıtsal özellikleri, geçmiş yaşantıları (çocukluk, okul vb. diğer yaşantılar) ile şimdiki yaşantıları (sosyal çevre ve yaptığı işin gerektirdiği beceriler, anlayışlar) yoluyla sürekli olarak etkilenir (Kolb). Bu nedenle, Kolb’un öğrenme stili durağanlığı değil, sürekli değişen bir yapıyı ifade eder.

Kolb’un Öğrenme Stilleri ve Stillerin Özellikleri
Kolb, geliştirdiği öğrenme yaşantıya dayalı öğrenme kuramına bağlı olarak dört öğrenme stili tanımlamıştır. Bu stiller karşılıklı iki boyuttan oluşmaktadır. Boyutların diyalektik özelliğinden dolayı iki stil birbirinin karşıtı olacak biçimde farklı öğrenme özellikleri içermektedir.

(+)Somut Yaşantı
Aktif Yaşantı(-)
(+)Yansıtıcı Gözlem
(-)Soyut Kavramsallaştırma

Şekil 1: Kolb’un öğrenme stillerini ortaya çıkaran iki boyutluluğu ve dört öğrenme özelliği

Bu iki farklı boyutun kesişmesinden dört alan ortaya çıkmaktadır. Bunlar da öğrenme stillerini göstermektedir. Kolb’un öğrenme modelinde bireylerin öğrenme stilleri bir döngü şeklindedir (Aşkar ve Akkoyunlu; 1993). Kolb, geliştirdiği LSI anketi ile, bireylerin bu döngünün neresinde yer aldıklarını tanımlayabilmektedir. Ankette yer alan maddelerden birkaç örnek verilmiştir (Aşkar ve Akkoyunlu, 1993). Örnek;
Örnek 1:
Öğrenirken -duygularımı gözönüne almaktan
-izlemekten ve dinlemekten
-fikirler üzerinde düşünmekten
-birşeyler yapmaktan
hoşlanırım.

Örnek 2: En iyi
-kişisel ilişkilerden
-gözlemlerden
-akılcı kuramcılardan
-uygulama ve denetimlerden
öğrenirim.

Geliştirilen LSI ile hesaplanan puanlar iki boyutludur. Ankete verilen yanıtlar “çoktan az”a 4,3,2,1 şeklinde rakamsal değerleri içerecek biçimde verilmekte, dolayısıyla, aynı öğrenme biçimi özelliklerine sahip olan bireyin bu konuda toplam puanı hesap edilebilmektedir. Elde edilen puan, bu öğrenme biçimine zıt olan öğrenme biçimine ilişkin elde edilen puandan çıkarılması ile bireyin bu boyuttaki yeri matematiksel olarak bulunabilmektedir. Örneğin, soyut kavramsallaştırma boyutunda 24 alan biri, somut yaşantıya ilişkin olarak da 30 puan almış olsun. Bu bireyin bu boyuttaki puanı, (SK-SY) 24-30 olup –6’dır. Bu puan analitik düzlemde, bireyin somut yaşantı özelliğine, soyut kavramsallaştırmaya göre daha baskın olarak kullandığını göstermektedir. Bunun yanında aynı birey, anketten yansıtıcı gözlem (YG) boyutunda 28, aktif yaşantı boyutunda (AY) da 38 puan almış olsun. Bu boyuttaki puanı da (AY-YG) 38-28 olup +10’dur. Elde edilen iki boyuttaki puanlar, analitik düzlemde birleştirilerek bireyin belirgin öğrenme biçimi belirlenmiş olur. Puanı hesaplanan birey, somut yaşantı özelliği ile aktif yaşantı özelliği baskın olan “yerleştiren” öğrenme stiline sahiptir, denilebilir. Örneğin, “değiştiren” öğrenme biçimine sahip olanlar, yukarıdaki şeklin Yansıtıcı özelliği ile Somut algılama boyutlarının kesiştiği bölgede; “özümseyen” öğrenme biçimine sahip olanlar, Yansıtıcı özelliği ile Soyut algılama boyutlarının kesiştiği bölgede; “ayrıştıran” öğrenme biçimine sahip olanların Soyut algılama ile Aktif özelliğe sahiplik boyutlarının kesiştiği bölgede ve son olarak da “yerleştiren” öğrenme biçimine sahip olanların Aktif özelliği ile Somut algılama boyutlarının kesiştiği bölgede bulunmaktadır. Bu öğrenme biçimine sahip olanların temel özellikleri aşağıda sırayla verilmiştir;
Yukarı Git^^^

Diverger-Değiştiren
1. Alışılmamış yollarla bilgi toplama,
2. Kendisine özgü etkinlikler yapma,
3. Açık uçlu soruları yanıtlama,
4. Bireyselleştirilmiş öğrenme,
5. Uygulamaları kurgulama,
6. Belirsizliği belirgin hale getirme,
7. Dinlemeye karşı açıklık,
8. Değerlere ve duygulara karşı duyarlılık,
olarak tanımlamak olasıdır (Jonassen,Grabowski, 1993:256-257).

Assimilator-Özümseyen
1. Bilgiyi organize etme,
2. Kavramsal modeller oluşturma,
3. Fikir ve kuramları sınama,
4. Yaşantıları desenleme,
5. Nicel verileri çözümleme,
olarak tanımlanabilir (Jonassen, Grabowski, 1993:256-257).

Converger-Ayrıştıran
1. Düşünme ve uygulamada yeni yollar yaratma,
2. Yeni fikirleri yaşantısına sokma,
3. En iyi çözümü seçme,
4. Hedefler belirleme,
5. Karar verme,
biçiminde tanımlanabilir (Jonassen, Grabowski, 1993:256-257).

Accommodator-Yerleştiren
1. Yapılandırılmamış işleri yapma,
2. Hedeflere bağlılık,
3. Fırsat kollama ve arama,
4. Başkalarını etkileme ve liderlik yapma,
5. Kişisel olarak toplumla bütünleşme ve onlarla ilgili konularda ilgilenme,
şeklinde tanımlanabilir (Jonassen, Grabowski, 1993:256-257).

__________________
Gender_Bay Çevirimiçi durumu   

HUZURİSTAN - Temiz Bilgi
2025-12-05 18:04
Fatal error : Shield protection activated, please retry in 63 seconds...
After this duration, you can refresh the current page to continue.
Last action was : Hammering