jöleyle saç yıkamaya çalışıp ısrarla köpürmeyen jöleye sövmek.

23 dakika boyunca sozcuk.sourtimes.org a girmeye çalışarak küfretmek, küfretmek, küfretmek...

son iki gündür sınava çalısılmaktadır sınav gunu artık guc kalmamıstır.. sınav saatını bılmedıgınden ıcq da onlıne onlıne oldugu gorulen arkadasa "sınav saatı kac?" dıye mesaj atılır gelen cevap "3" tur.saate bakılır 3:30 dur ne nasıl yanı dıye cıglıklar eslıgınde arkadasın nıckıne bakılır ..ufak capta bır kalp krızı gecırılır.

akşam spordan yorgun argın çıkmışım.. yağmur yağıyor. zar zor taksi bulup eve doğru yol alıyorum, gidiyoruz, gidiyoruz, bir eksiklik var ama bulamıyorum. evin önüne geldik.. dank! zonk! aaaaaaaaaa!-ııııııı şey soför bey ben birşey unutmuşum, beni aldığınız yere geri dönebilir miyiz?koca yolu geri dönüyoruz..adama arabamı unuttuğumu söyleyemiyorum..

sessiz sakin bir yaz gecesi outsiderin annesi dus almaktadir. derken banyodan korkunc bir ciglik gelir. ev halki irkilerek banyoya kosar. anne bagirmaktadir:a:* kac kere dedim bu kopegi istemiyorum diyeee. ortalik sakinlesince durum anlasilir. annem sacini yikarken yanlislikla kopek sampuani kullanmis ve sacini durulamayi bir turlu basaramamistir. yaklasik uc gun annemle kopegim ayni kokmustu.

dersanede öss deneme sınavında kare şeklindeki bir geometri sorusu üzerinde uğraşırken, başka konulara dalıp; kendine geldiğinde sınavın bitmiş olduğunu, sorudaki karenin de bacasından dumanlar tüten, bahçeli, yanında ağaçlar olan bir ev haline geldiğini farketmek.. barajı geçememiştim doğal olarak..

bütün bir gün boyunca peyazperde.com peyazperde.com yazarak beyazperde.com a girmeye çalışmak, arkadaşı aramak aptal mı bu site ya niye açılmıyor sen de denesene demek, arkadaşın yoo açılıyor demesi o zaman bu bağlantıdan falan herhalde demek peyazperde.com peyazperde.com yazmaya devam etmek. ertesi gün çakmak. neymiş beyazperde.com..

üç sene siemens telefon kullandıktan sonra yeni alınan nokia 7210 telefonun üst kısmında, kızılötesi bağlantı noktasının hemen yanında yer alan düğmeye benzeyen yeri, notebooklarda yer alan, daha sonra başka donanım veya çeşitli bağlantı araçları takmak amacıyla boş bırakılan ve kötü görünmemesi için plastik bir kapak takılan bölmelere benzetmek bir kaç yıldır nokia kullanan arkadaşa "herhalde telefona yeni donanım veya bağlantı noktası takılması için özellikle boş bırakılmış ve üzerine plastik bir kapak takılmış" demek, arkadaştan buranın açma kapama düğmesi olduğunu öğrenmek, düşünmeden konuştuğu için kahrolmak, yer yarılsa da içine girmeyi istemek.

mekan: ev, sessiz.saat: ~03:00durum: manyağın önde gideni bir proje şahsın üstüne atılmış, (yalan, burnunu sokmuş şahıs her şeyi kendisi yapmaya kalkmış) son 20 saat bilgisayar başından kalkmadan geçirilmiş, gözler belirli bir uzaklıktan monitöre odaklanmak haricinde hiç bir iş yapamaz olmuştur. şahsın canı çay çekmektedir.eylem: şahıs yerinden kalkar, hafif bir tansyon düşmesine bağlı baş dönmesiyle mutfağa gider, tezgahın üstündeki sürahiden çaydanlığa su doldurur, çayı koyar, ocağı yakar odasına gelir. bir süre sonra suyun kaynadığını belirtir efektlerle (fsssssss) yerinden kalkar, çaydanlığa yönelir, çayı demler, o sırada bardak çıkartır kendisine, çayın iyice demlenmesi için de bir beş dakika kadar bekler. en sonunda güzel bir bardak çay ile odasına döner, bilgisayar başına oturur, çayından ilk yudumu alır ve püskürtür.evet, babaannesinin özene bezene limon kabuklarını şekerle ovmak suretiyle yaptığı limonatayı çaydanlığa boca etmiş, limonatalı çay elde etmiştir. maldır, malzandır.

sokağın ortasında cep telefonu çaldığında -ki zaten gayet sinir bozucu bi durumdur bence- hesap makinasını çıkarıp telefonla konuşmaya çalışmak. üstüne üstlük o sırada telefon çalmaya devam ediyodu ve ben de hesap makinasına bakıp ala ala niye telefon hala çalıyo, açmıştım halbuki diyodum. yaklaşık 5 saniye sonra hesap makinası olduğunu anladım. insan dalgın olmayagörsün.

ofisin telsiz telefonu su dolu bardağın yanında durmakta ve acı acı çalmaktadır* .bardak alınır, kana kana su içilir ve telefonun hala çalmasına şaşırılır.bardağa boş boş bakılır.

sag elimde araba anahtari,sol elimde bos cola kutusu..cop tenekesinin kapagi ayak hareketiyle kaldirilir..o an akildan da binbir dusunce gecmektedir..kredi karti borcu bu maasla nasi odencektir,cuma aksamki plan icin nasi bi yalan uydurulsa da eve gec gelinebilse tilkileri surekli beyinde dolasmaktadir bu arada yanlislikla araba anahtari cope atilir ve kapak kapatilip yurumeye devam edilir..

telefonda müşteriye cd kopyalatacakken format attırmak... cok kötü oluyo

ortaokuldayım.annem de calıstıgı icin evde kimse yok ve anahtarla kapıyı acmam lazım. anahtarı aramak icin elimi cantama attıgımda annemin okulda yerim diye koydugu muzu görürüm ve soyup yemeye başlarım.aynı anda anahtarıda diger elime alırım. bir ara beynimin süper oyunu sayesinde muzu kapı deligine, anahtarı da agzıma sokmak suretiyle kısa süreli bir sok yasarım ve o muz puresini kapının deliginden kurtlanmadan cıkarmanın yollarını ararım.

kendi odamdan çıkarken sanki başkasının odasına giriyormuşum gibi kapıyı tıklatmak... sonra dumur olmak... yarılmak...

kalemi ağzıma koyup ders çalışırken birden irkilmek, haldır haldır kalemi aramak, koltuktaki yastıkları tersyüz etmek ve sonra da kalemin ağzımda olduğunu anlayıp kopmak.

elektrik faturası ödemek için faurayla birlikte kuyruğa girilmiştir. yaklaşık 2 saat süren bunaltıcı ve hatta çıldırtıcı bekleyiş sonrasında sıra nihayet gelmiştir ama paranın evde unutulduğu farkedilmiştir.

üniversitenin kantininde başınızı öne eğmiş elinizin baş ve işaret parmakları kaşlarınızın ucunda görüşünüz kapanmış şekilde yürürken ortadaki kolonlardan birine toslamak sonra da kim olduğunu anlamak üzere kafanızı kaldırdığınızda kolona çarptığınızı görünce tuvalete kaçmak.

iş bankası internet şubesinde yeni bir kolay havale hesabı eklemeye çalışırken çetin emeç şubesinin banka kodunu döne döne istanbuldaki şubeler arasında aramak, yetmiyormuş gibi bir de altı haneli banka hesap numarası yerine yedi haneli telefon numarasını yazıp "allah allah bu hesap numarası niye yedi hane acep" demek..

istanbula yaptığım bir ziyaret. telefon edilir. ilknur, izmir'deki bir arkadaştır.:-tr:aloo ilknur?-ilk:efendim?-tr:naber nassın hede hödö-ilk:iyiyim yav saol sen hede hödö-t:ben istanbuldayım, öölesine aradım..-i:ee ben de istanbuldayım-t:(içses:aha!) tesadüfe bak yahu hadi buluşalım-i:tamam karuselde tamam mı?-t:tamamheyecanla ilknur beklenir. belki bir ihtimal falan derken bekle beklee...gelir.ama bu ilknur o değil! bu, aylar önce bir arkadaşın emanetini teslim etmek için telefonunu aldığım ilknurdur. hayatta uyuşulamazdır, görüşülmeyesicedir. allahım ben ne yapmışımdır!yarım saat dayanabildim. kaçtım.

romantiklik yapma amaciyla gece yarisi kankayla beraber kankanin kiz arkadasinin evinin onunde sarki soylemeye calisirken yanlis evin onunu mesken tutmak, pijamasiyla asagi inmeye kalkan adamdan kacmaya calisirken askeri bolgeye girmek. (bkz: ben bunu yasadim)

uhalianin arkadasi syalian banyodan cikar, uhalian "hadi olm gec kaldik derse" diye kafa karistirinca syalian bornozu cikarip pijamalari giyer.

eliada ve junkie eski bir file server'da bulunan dosyalari yeni alinan file server'a kopyalayacaklardir. birden farkli partition'da bulunan datalar, yeni server'da tek partition'a kopyalanacaklardir. tembellik damari bir kez daha tutan eliada, bu isi babadan kalma robocopy ile halletmeye karar verir; yeni tool ogrenmekle kaybedecek zamani yoktur. hatta daha da tembellesir ve robocopy'nin parametrelerini animsamak icin bir kez daha okumak yerine, onceden yapmis oldugu benzer bir kopyalama isleminde kullanip, kotu gunler icin bir kenara almis oldugu komutu tekrar kullanmaya karar verir. arada bir kucuk farklilik vardir: eski uygulamada ayni partition'da yer alan farkli folder'lar, farkli partition'lara dagitilmislardir. bu farkliligi es gecen eliada,"robocopy sourcedrive:\ targetdrive:\ /e /sec /xo /r:3 /w:5 /mir" komutunu kullanarak ilk partition'i yeni server'a kopyalar. sira ikinci partition'a gelir ve eliada sourcedrive'i degistirerek ayni komutu bir kez daha calistirir.eliada: dosyalar niye gelmiyo lan? (targetdrive'a gitmis surekli f5'e basmaktadir.)junkie: komutun dogru olduguna emin misin?eliada: ayni komutu calistirdim lan... (halen f5'e bakmaktadir, command prompt'ta ise robocopy takit takir isleme devam etmektedir.)junkie: eee?eliada: lan, lan, dosyalar kayboluyo lan! (birden dosyalar gozunun onunde yokolmaya baslar.)junkie: kes oglum komutu!eliada: ahahahajunkie: kessene lan!eliada: ahaha, ne kesicem lan, siktim attim ortaligi...junkie: niye boyle yapti oglum?eliada: son parametrenin mirror oldugunu unutmusum, source'la target'i birebir ayni yapmak icin sildi her bi boku.junkie: napcaz simdi oglum?eliada: hehe, sen hanimi ara, "12'den once gelemem" de gerisine bakicaz.junkie: kafani sikiyim senin!eliada: dosyalar kayboluyo lan, hahaha!bonus: eliada is bu entry'yi girerken, "targetdrive'a gitmis surekli f5'e basmaktadir" bolumunde f5 yazmak yerine f5 tusuna basar ve tum yazdiklari ucar gider. "hay kafami ben!" deyip yeniden login olur, her seyi tekrar yazar, "yolla" butonuna basar ve bu kez de yazdiklarini timsahin icinde basligina girmis oldugunu gorur. serialim devam ediyor; bakalim daha neler gorucez.

nokia telefonlarin bir kere basinca* 6 dk sonra calmak uzere ertelenen iki kere basildiginda devreden cikan alarmlari calan telefon* hö ne ananiskymm diyerek alinirken aliskanlikla acma tusuna basilir kulaga yapistirilir "alo aloo aloo"diye bogrulur ayni tusa bir kez daha basilip telefon kapatilip yere atilirken sabahin korunde arayip da konusmayan kisiye kufredilerek uykuya dalinir*-assssiktiiiiir gene calmamis lan bu telefon(bu dongu bir sabah o esnada uyanik olan sevgili tarafindan farkedilene kadar surer)

-haydisohbet.com-