Osmanlıca diye bir dil yoktur. Arap alfabesiyle yazılan ve bazı Türk seslerinin eklendiği eski Türk diline Osmanlı Türkçesi adı verilir. 13. yüzyılda kullanılmaya başlanan dil uzun yıllar işlevselliğini korumuştur. Toplumun her kesiminden insan bu dille yazıp bu dilde yazılan eserleri okumuştur.
Arap alfabesi 28 harften oluşurken Osmanlı’da kullanılan alfabe 31 harflidir. Türkçe’deki bazı seslerin karşılığı bulunmadığı için “ç,j,p” seslerini karşılaması amacıyla 3 harf eklenmiştir.
1928 yılında Latin alfabesinin kabulüyle bazı kesimler karşı da çıksa Arap alfabesi terk edilmiştir. Israrla sürdürmeye çalışanlar başarılı olamamış ve eski harflerin yerini yeni harfler almıştır. Uzun yıllar kullanıldığı için birçok önemli edebiyat eseri, tarihi yazılar, mezar taşları, mimari yapılardaki süslemeler hep Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmıştır. Bu harflerle sanat eserleri ortaya koyan dilciler yetişmiştir. Sülüs, rika, nesih gibi yazı süsleme türleri gelişmiştir.
Bizler, yeni Türkiye’nin evlatları olarak cedlerimizin ortaya koyduğu eserleri okumak istersek özel eğitimden geçmek zorundayız. “Osmanlıca” kursları veren bazı kurumlar bulunuyor. Bu arada “ced” ata demekken “ecdad” atalarımız anlamına geliyor. Eğer eğitiminiz varsa bunu kolayca anlayabilirsiniz. Yeni nesiller eski kelimeleri bile bilmezken eski dili okumak bir hayal gibi.
Şimdi ortaya atılan Osmanlı Türkçesi‘nin bazı liselerde okutulması zorunluluğu fikri bir umut ışığı oldu. Uygulamanın öncelikle İmam Hatip liselerinde başlayacağı düşünülüyor. Büyük ihtimalle de üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu formasyon sahipleri, bu dersleri verecek gibi görünüyor.
Umarız ki başarılı olur ve bilinçli Türk evlatları ortaya çıkar.